İŞTE O RÖPORTAJ:
BASİT BİR SORUYLA BAŞLAYALIM MI?
HABER ÇANKAYA OKURLARINA BÜLENT AKARCALI?DAN BAHSEDER MİSİNİZ?
Bülent Akarcalı iyi bir eğitim almış, İngilizce ve Fransızca bilen, 36 yıldır Çankaya?da yaşayan, çocukları Çankaya?da doğmuş, ilk, orta, lise ve üniversiteyi Çankaya?da okumuş, biri ODTÜ?DE, bir diğeri Bilkent?te. Siyasi hayatında kendini halkına hizmet etmek için elinden geleni yapmış, mal, mülk ve unvan peşinden koşmamış, en güçlü zamanında bakanlıktan istifa etmeyi gerektiğinde bilmiş, şimdi de Türkiye?nin bir numaralı ilçesinden aday olmuştur.
NEDEN ÇANKAYA?
Hakikaten Türkiye?nin en büyük ilçesi Çankaya?dır. Türkiye?nin bütün görüntüsü Çankaya?dan verilir. 150 tane elçilik, uluslararası kuruluşlar, 11 tane üniversite, buralarda çalışan binlerce diplomat, yüzlerce yabancı akademisyen, gazeteciler, yabancı iş adamları, bu Ankara başkentine ama esas devletin olduğu Çankaya?ya gelen yüzlerce yabancı heyet, yüzlerce yabancı iş adamı, bütün bunların merkezi Çankaya. Ama buna karşın maalesef Çankaya, özellikle Kızılay çevresi, merkezi, Çankaya?yı Çankaya yapmış semtler tam bir köhne kasaba görünümüne girdi.
Yirmi yıllık CHP belediyesi şu veya bu şekilde burada başarılı olamadı. Bu gerçeği kabul etmek lazım. Yirmi yıl sonra Çankaya?nın neden bu kadar yetersiz neden bu kadar sorunlu, Kızılay?ı merkez aldığımız zaman, şöyle iki kilometre çapında bir daire çizsek bütün ara sokakların itiş itiş, tıkış tıkış, yığıntı, arabalar üst üste, insanlar üst üste, esnaf üst üste, yani ne yaşam zevki var, ne görgü zevki var, ne estetik var, her şeyden ırak üçüncü sınıf köhne bir kasaba görüntüsüne neden geldiğini esas öz eleştirisini yapmaları gerekir.
KİMİN?
Önce CHP?nin kendisi, sonra CHP?den aday olarak çıkmış olanlar. Bunun nedeni de bir yerde son zamanlarda basına yansıyan bilgilerden öğreniyoruz. Kendi belediye başkanları beni yamyamlara yediriyorsunuz diye telefonlarda isyan etmiş.
KİME İSYAN ETMİŞ?
CHP?li başka yetkililere. Demek ki kendinden daha büyük olanlara.
?CUMHURİYETE EN BÜYÜK SUÇ ÇANKAYA?DA İŞLENMİŞTİR?
Bundan iki hafta önce belediyenin nerdeyse tüm üst kadrosu çok ciddi iddialarla mahkemeye sevk edildi. Araştırmayı yapanlar devletin bu konudaki uzman mülki müfettişleri. Bunlara cevap aranmıyor. Bunun yerine hala Çankaya?da ki belediye hizmetlerinin yetersizliği bu konuda ki yeteneksizlik, laiklik ve cumhuriyetle örtünmeye çalışıyor. Bana göre Çankaya?da Cumhuriyete işlenen en büyük suç işlenmiştir. Cumhuriyetin kurulduğu bu ilçe bu kadar bakımsız bırakılaraktan Cumhuriyete ihanet edilmiştir.
Bu bize oy vermeyenler, anti-laiklere geçit vermeyeceğiz, şeklindeki bölücü faşist bir yaklaşımla örtünmeye çalışılmaktadır.
CHP il başkanının benim adaylığımın açıklanmasından bir gün sonra verdiği beyanat bu yöndedir. Çok tehlikeli, bölücü bir beyanattır.
YANİ?
Siz CHP?ye oy vermeyenleri anti-laik diye kabul ederseniz laikliğe en büyük düşmanlığı yaparsınız. Kaldı ki hiç kimse CHP?ye laiklik konusunda bir tekelcilik hakkını, hakemliğini vermemiştir. Ve bölücü bir söylemdir.
NEDEN?
Siz kalkıp da anti-laiklere geçit vermeyeceğiz lafını Çankaya?da meşru zannederseniz, o zaman başka yerde kalkıp aynı şekilde bizde laiklere geçit vermeyeceğiz derler.
?CHP SİYASİ SAHTEKÂRLIK YAPIYOR!?
BİRAZ AÇABİLİR MİYİZ BU KONUYU?
Bakın bunu söyleyen CHP Ankara il başkanıdır. CHP?nin Çankaya adayı da bu yönde söylemlerine devam ediyor. Ve doğrudan doğruya Sünni-Alevi çatışmasına yol açacak beyanatlarda bulunuyor.
Gerek Alevi derneklerini gezdikten sonra gerekse Milliyet?e verdiği beyanatta, bunlar AK Parti için, halifeliği geri getirecek, şer-i nizam, şeriatı geri getirecekler gibi, Alevileri korkutan, Aleviler için ürkütücü olan yaklaşımlar sergiliyor. Bu ciddi bir şekilde bir gerilim ve kavgacı politikadır. Yani il başkanları anti-laiklere geçit vermeyeceğiz diyor. Adayları bunlar halifeliği, şeriatı getirecek diyorlar. Dolayısıyla Çankaya?da ki belediyelerinin yıllardır hiçbir hizmet vermemesini, Çankaya Belediyesi?nin yamyamların eline geçmiş olmasını ve bu belediyenin üst kadrosunun olduğu gibi mahkemeye sevk edilmiş olmasını, bu gibi gerekçelerle örtmeye çalışıyorlar. Yani bir yerde halkı kandırıyorlar. Siyasi sahtekârlık yapıyorlar.
Bunun çok ciddi bir şekilde sorgulanması gerekir. Bence aslında CHP parti olarak Türkiye genelinde, Çankaya?da ayrıca bir cuntanın elindedir. CHP genel merkezinin dahi müdahale edemediği bir cuntadır. Bu cuntanın ayakları, kökleri, rant mekanizmasına bağlanmış uzun yıllardır. Ve bu cunta zaten güçlü belediye başkanı istememektedir. Çankaya?da oluşmuş CHP cuntası işte Doğan Taşdeleni istememiştir. Yerine Haydar Yılmaz?ı getirmiştir. Onu da değiştirmiştir, Muzaffer Eryılmaz?ı getirmiştir. Muzaffer Eryılmazı?da değiştirmiştir. Eryılmaz?ın yamyamlar dediği cunta budur. Bunlar şimdi yeni bir kurban getirdiler. Yeni bir adayları var. O da bu yamyamların yiyeceği bir aday ama bu sefer tabi seçimi kazanamayacaklar.
Artık vatandaşın gözü açıldı. Çankaya?nın bu kadar yeteneksiz, yetersiz, bilgisiz yönetilmesi, üçüncü sınıf kasaba konumuna düşmesi ve inanılmaz yolsuzluk ve hırsızlık içinde boğulmasını CHP?li seçmende gördü, CHP?ye oy vermiş seçmende gördü. Yapılan anketlerde sağ olsunlar Bülent Akarcalı önde görünüyor. Çünkü biz Çankaya?ya hizmet vermek için yola çıktık. Bizim bütün geçmişimiz hizmetle dolu. Bilgi, beceri, birikim ve deneyimle dolu.
SİYASETE NASIL GİRDİNİZ?
Benim siyasetten önce ki hayatım daha yirmi beş yaşımdan itibaren yabancı şirketlerin müdürlüğü, daha sonra içerde ve dışarıda büyük kuruluşların, şirketlerin danışmanlığını, genel müdürlüğünü yaparak geçti.
Benim siyaset öncesi hayatımda birebir Türkiye?ye sağladığım imkanların değeri, projelerin değeri bugün üç milyar doların üstündedir. Oymapınar Barajı dahil, Edirne?den Mardin?e kadar elliye yakın yatırımda imzam olmuştur. Ve bunun yanında yirmi yıllık devlet adamı birikimim var.
NEDEN AK PARTİ?
YA DA ŞÖYLE SORALIM NEDEN BU ÖNERİYİ KABUL ETTİNİZ?
Ben siyaseti bırakmıştım. 2002 de adayda olmadım Anavatan?dan.
EVET..
Ben 1983 ? 2002 arası beş dönem arka arkaya İstanbul milletvekili seçildim. En azından o tarihte beş defa arka arkaya İstanbul milletvekili seçilmiş bir iki milletvekilinden biriydim.
2001 de AK Parti kurulurken Sayın Recep Tayyip Erdoğan iki defa bana teklif etti kurucu üyeliği. Ancak siyaseti bırakmak kararını aldığımı söylediğim için kabul etmedim. Ben Sayın Başbakanın Çankaya için teklifini zor bir yer olduğu için kabul ettim. Yani bu bana yapılmış olan bir lütuf değil, ben bir yerde iddiayı kabul etmiş oluyorum. Bir meydan okuma bu. Zoru kolay yapma benim hoşuma gider. Her hangi bir belediye olmuş olsaydı ya da kolay kazanılacağı sanılan bir belediye benim ilgimi çekmezdi. Buranın zorluğu ilgimi çekti ama esas burada biraz önce belirttiğim gibi burası Türkiye?nin kalbi Türkiye?nin beyni ve bir ülkenin kalbi ve beyni bu kadar laubali yönetilmez bu kadar kötü şartlarda olmaz.
Ben hayatımı Türkiye?nin prestijine Türkiye?nin imajına Türkiye?nin dışarıdaki saygınlığına adadım. Ve bugün biraz önce söyledim burada yaşayan binlerce diplomat yüzlerce akademisyen onlarca yabancı gazeteci her gün bu rezaleti yaşıyorlar. Türkiye?yi bu çirkinleştirilmiş Çankaya aracılığıyla görmelerini, başkan seçilirsem en azından engelleyebileceğim. Çankaya?nın ?Ç? si çöpün çamurun çukurun çirkinliğin değil çağdaş Türkiye?nin ?Ç? si haline dönüşecek en büyük iddiam budur. En büyük sözüm budur.
ÇANKAYA?DA ÖZELLİKLE ŞURASINI DÜZELTECEĞİM DEDİĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI?
Yani Çankaya?da tek bir şeyi düzelterek işler düzelecek olsa çok kolay. Ama Çankaya?nın Çankaya dendiği zaman kim ne derse desin ilk akla gelen Kızılay ve çevresidir. Ben Kızılay ve çevresini Kızılay?ı merkez alıp ilk etapta çapı iki kilometre olan bütün Çankaya belediyesine ait ara sokakları bütün o bölgeyi 2009 içerisinde öyle 3?4 sene sonra değil herhangi bir batı kenti haline getireceğime söz veriyorum.
Kaldırımların tamamen arabalardan her türlü diğer araçtan gereçten, şundan bundan, işgalden kurtarılması, arındırılması, insanlarımızın orada doğru dürüst yürüyebilecekleri bir şekle gelmesi yani Kızılay?ın merkezinde o dediğim alan içerisinde polisin, can kurtaran, itfaiye gibi araçlar dışında bakan aracıda olsa kaldırıma çıkıp park etmeyecek.
Yok, öyle bir şey! Kaldırımlar kesinlikle yayalarındır.
?ÇANKAYA?DA YÜRÜYEMİYORUZ?
Hepsi kalkacak.. Ondan sonra yer altı otoparkları yapılacak ama Çankaya Türkiye?nin başkentinin kalbi bedava otopark alanı değildir. O ortadan kalkacak.
BİR ÇİRKİNLİK SÖZ KONUSU MU?
Tabi. Hepsi dediğim gibi kalkacak. Mevcut binaların boş alanları içerisinde hızlı bir şekilde otoparka dönüştürülmesi için bina sahipleri özendirilecek. Bunun içinde hazırladığımız bir yaya hakları bildirgesi var. Zaten onun üstünde de bir Çankayalı hakları bildirgesi var. Yani Çankaya da yaşayan insanların haklarının ne olduğunu, bunu da Avrupa Kentsel Yaşam Hakları bildirgesi vardır. Oradan esinlenerek yaptık.
Şimdi benim avantajım şu dünyanın neresinde iyi bir şey varsa oraya anında erişme imkânım var. Ben şuana kadar Çankaya?ya doğru dürüst bir yabancı dil bilen dış dünyayla direk ilişkisi olan bir belediye başkanı ben bugün zaten onu yapıyorum buradan telefonu kaldırdığım zaman Ankara?da erişemediğim büyükelçi bakanlık bürokrasi filan yok..
Aday olmadan önce de yapıyordum. Çankaya belediye başkanlığı benim için Türkiye?nin en önemli belediye başkanlığıdır. Çankaya belediye başkanı olarak içeride dışarıda Çankaya?nın ihtiyacı olan, ihtiyacını giderecek olan her türlü kuruma ve kişiye erişebileceğim. Dolayısıyla nerenin ve nerede iyi bir şey varsa Çankaya?ya getirebileceğim. Örneğin önümüzdeki hafta Viyana?dan bir heyet gelecek kendileriyle daha önceden temas halindeydim? Belediyeyi kazandıktan sonra hangi konularda neler yapacağız oturup konuşacağız.
PROJELERİNİZ HAZIR MI?
Projelerin hazır olmasının yanında ne zaman neyin yapılacağı da belli. Çok ciddi bir çalışma yürüttük. Mesela 2011 sonuna kadar Çankaya?da yüzlerce kreş, sosyal tesis, kültür merkezi sergi alanları vs yapılacak hepsi net bir şekilde ortada, önümüzde duruyor.
Çankaya?yı Türkiye?nin en çok açık hava sineması olan ilçesi haline getireceğiz. 2009 Mayıs ? Haziran?dan itibaren Çankaya?nın yirmi bölgesinde açık hava sineması başlayacak. Hem de bedava denilebilecek bir fiyata. Çocuklara elli kuruş büyüklere bir lira.
SANATTAN UZAK BİR ÇANKAYA MI GÖRDÜNÜZ?
Çankaya her şeyden uzak. Yani merkezinde birkaç tane sanata yönelik etkinlik var. Oysaki sanat, kültür, spor, eğlence ve dinlence vatandaşın erişebileceği uzaklıklarda olması lazım. Şöyle diyelim.. Nasıl ki her mahallede vatandaşın yürüyerek alışverişini yaptığı kasap, manav, bakkal vs varsa sportif, sanatsal, kültürel etkinliklerinde aynı uzaklıklarda olması lazım. Bu etkinlikler içinde öyle binlerce metrekarelik alan gerekmiyor. Son derece mütevazı alanlarda çok ciddi etkinlikler yapılabilir. Batıda ki belediyecilik budur. Biz gösterişe dayalı değil vatandaşın ihtiyacını her alanda giderecek belediye yapacağız.
ÇANKAYA?DA YAŞAYAN VATANDAŞ SİZE NEDEN OY VERMELİ?
Bunu hak ettiğim için oy vermeli önce. Yani hak ettiğim derken her insan için ?ayinesi iştir kişinin, lafına bakılmaz? denir. Benim dediğim gibi meslek hayatına atıldığımdan beri yirmi beş yaşımdan beri adım adım elde ettiğim birikim, deneyim, beceri ve bilgi içerde dışarıdaki itibarım, ben kendimi ispat etmiş birisiyim. Neler yaptığımı gösterdim.
Mesela sigara yasağına karşı, dünyanın en büyük sigara şirketlerine karşı mücadele ettim.
? Ofisinize girdiğimde zaten sigara içebiliyor muyuz? Dedim. Hayır, yasak dediler. (Gülüyor.) ?
Yani sigara yasak değil, insanın sağlığına önem vermek öncelik bir yerde. Ben insana çok saygı duyarım. Türkiye?de Meclis?te ki ilk İnsan Hakları Komisyonunu ben kurdum. Anavatan Partisi?nin rahmet Turgut Özal?ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?ne yargı üstünlüğünü taşımasında ciddi katkılarım oldu. Geçmiş yıllarda şimdi herkes unuttu, Nazım Hikmet?in hapse girmesinden tutun, Çetin Altan?ın yüzlerce davayla boğuşmasına yol açan Türkiye Ceza Kanunu?nun 141. ve 142. maddelerini biz kaldırdık. Hayatımız demokrasi ve insan hakları için uğraşmayla geçti.
ÖNCE İNSAN DİYORSUNUZ YANİ?
Tabi. Önce insan. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan, mülteci, kaçkın, diğer başka yaşayan yabancılar var, Çankaya?da yaşayan herkesin yalnız ve yalnız insan olması bizim için onlara her türlü hizmeti tam bir eşitlik içinde götürmemizin temelidir. Çankaya?da yaşayanlar hangi inanç, itikat, dil, etnik kökene sahip olursa olsunlar bizim için birbirine eşit bu ülkenin asli vatandaşlarıdır. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çankaya Belediyesi Çankayalılara hizmeti dediğim gibi insan oldukları için hiçbir ayrım gözetmeksizin götürecektir.
Bu arada en sosyal sorumluluğa sahip belediye olacağımızı iddia ediyorum. Çankaya?da aç susuz, sırtı açık, üşüyen, üzülen ve ezilen inşallah kimse kalmayacak. Programımızda bunlara çok ciddi bir şekilde sahip çıkacağımızı gösteriyoruz. Kadın ve kızlarımıza taciz ve şiddet konusunda çok kapsamlı ciddi çalışmalarımız olacak. Eğitim ve istihdam konuları.. Yani Çankaya?da yaşayan insanlar belediyelerini tüm sorunlarına eğilen onları kucaklayan bir kurum olarak görecekler. Bunu yaparken de Çankaya?da var olan bu konuda çalışan bütün gönüllü kuruluşları devreye sokacağız. Ayrıca Çankaya şanslı bir yer. On bir tane üniversite var Çankaya?da. Bu üniversitelerin her biri Çankayalıya hizmet vermek için açık. Ben rektörleriyle görüştüm.
AK PARTİ YEREL YÖNETİMLERDEN SORUMLU GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN TANRIVERDİ: ?BELEDİYE BAŞKANI?NIN SEÇİLMESİNDE DAHA ÖNEMLİSİ, SEÇİMDEN SONRAKİ HİZMET SÜRECİDİR? ŞEKLİNDE BİR AÇIKLAMASI VAR. BU KONUDA NELER SÖYLEYECEKSİNİZ?
Bizim esas iddialı olduğumuz nokta o. Biz Çankaya?nın röntgenini, mr?nı çektik. Hizmeti esas yüz on altı mahalle bazında gideceğiz. Çankaya?da hizmetin vatandaşın erişebileceği ve yürüyebileceği mesafede alması esastır bizim için.
?ÇANKAYA?NIN RUHUNU VE KİMLİĞİNİ ÇALDILAR!?
Çankaya üç etapta ele alınıyor. Bir şehircilik. Çankaya?nın bugün olması gereken bir batının normal kentindeki alt ve üst yapıya sahip olması. İkincisi burada yaşayan insanların coşkulu ve mutlu yaşayabilmesi. Bakın bugün Türkiye Avrupa üçüncüsü oluyor, büyük, uluslararası bir galibiyet kazanıyor, İzmir?de ve İstanbul?da herkes sokağa dökülüyor, Çankaya?da bir coşku yok, mutluluk yok. Yani Çankaya?nın ruhunu ve kimliğini çaldılar. Hakikaten yirmi yıldır, ruhsuz, insanlar evden işe, işten eve giden bir yapıya dönüştü burası. Sokakta değiller, coşkulu değiller, şu değiller, bu değiller, evlerinden çıkmıyorlar. Biz insanları evlerinden çıkmaya yönelik üst yapıyı geliştireceğiz. Evlerinden niye çıkar insan, dışarıdaki daha iyi olduğu takdirde. Biz dışarısını evlerinden daha iyi yapmaya çalışacağız. Yapmaya derken, hem mekân olarak, hem o dışarıdaki etkinlikler olarak. En basitini söylüyorum. Yirmi tane açık hava sineması demek her akşam o açık hava sinemasına üç yüz dört yüz kişi gitse, yüzlerce kişi kaynaşacak, komşuluklar pekişecek.
ÇANKAYAYI YÖNETEBİLECEK KADROLARINIZ HAZIR MI?
BU KONUDA EN BÜYÜK İDDİANIZ NE OLUR?
MESELA:
Az kaynakla çok iş yapabilme.
Yetkiyi paylaşabilme.
Kentin yaşam kalitesini yükseltebilme.
Hesap verebilir olmalı.
KISACASI BU TARZ BİR YÖNETİMİ BENİMSİYOR MUSUNUZ?
Çok güzel sorular kutlarım. Bunlar tam bizim cevap verdiğimiz sorular.
Çağdaş yönetim artık teknolojiyi kullandırıyor. Bizim Çankaya Belediyemiz hızlı bir şekilde internet belediyeciliğine geçecek 2009 içerisinde. Şuan da Türkiye?nin teknoloji konusunda en ciddi firmaları bu yönde çalışıyorlar. Bunlara hiçbir para ödemeyeceğiz. Çankaya?nın referansı kendilerine yetiyor. Belediyenin bütün işlemleri, resmi işlemleri dâhil, her türlü ödemeler, ruhsattı, şuydu buydu, bunlar internet aracılığıyla yapılacak.
ŞEFFAF BELEDİYECİLİK SÖZÜ VERİYOR MUSUNUZ?
Elbette. Şeffafın da üstünde vatandaşın anında denetleyeceği şu şekilde; belediyenin bütün mali hareketleri, bütçesi, günlük harcamaları, ihaleler ve maaşlar hepsi internette olacak. Bunlara vatandaş internet aracılığıyla erişebilecek. Erişmenin üstünde her türlü denetimi yapacak. Tamamen internete geçiyoruz. İnternet belediyeciliğine geçiyoruz. E, peki bu internet belediyeciliğine geçince herkesin interneti var mı? Yok. Dolayısıyla her televizyonu olan eve internet sokacağız. İddiamız bu.
BU BÜYÜK BİR İDDİA DEĞİL Mİ?
Evet, öyle. İş bilenin, kılıç kuşananındır.
PEKİ, BU NASIL OLACAK?
Bilgisayarla değil internette ileti alıp göndermek internette dolaşabilmek için çok basit cihazlar var. Bunları Türkiye?ye getirip satmıyorlar, bilgisayar satmak için. Biz bu cihazların değeri yüz elli lira kadar, yani ay da on lira taksitle televizyonu olan her eve internet bağlantısını sokacağız. İnternet cihazını ve bağlantısını. Böylece bütün vatandaşların önce dışa açılımı sağlanacak. Nasıl ki şuan da film seyretmek için DVD cihazınızı bağlayıp film seyrediyorsunuz o cihaz yerine başka bir cihaz bağlandığını düşünün. Bu cihazın bir de klavyesi var basit. Bugün bir klavye on lira. Son derece ucuzdur. İşte o cihaz, klavye ve televizyon ile karşınızda ki televizyon ekranından internete ulaşmış oluyorsunuz. Dolayısıyla herkesin belediyeye erişimi olacak. Yine bu internet aracılığıyla haftanın her günü akşamları diyelim ki dörtten sekize kadar haftada bir gün belediye başkanı, diğer günler belediyenin diğer görevlilerini vatandaş görebilecek. Birebir canlı yayında belediyeyle ilişkisini kurmuş olacak.
BELEDİYE DENETİMLERİ NASIL OLACAK?
Belediyeyi devir almaya gittiğimde neyi devir aldığımı öğrenmek için gerek Maliye Bakanlığının gerekse İçişleri Bakanlığının müfettişlerinden yardım isteyeceğim. Zabıt tutacağım. Yani neyi devir alıyorum bilinsin. Ondan sonrada işe siyaset karıştırıldı denmesin diye bir bağımsız yeminli mali müşavirlik firmasından benzer hizmeti isteyeceğim. Daha sonrada denetim diyorsunuz o denetim firmasının üç beş elemanını da sürekli belediye içinde belediyenin bütün mali hareketlerini yeminli bağımsız bir müşavir firması olarak denetlemesini isteyeceğim.
ÖNÜMÜZDE DURAN ?ÇANKAYA?DA SEÇİM? ADLI BÜLTENDE, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI SAYIN KILIÇDAROĞLU İÇİN SÖYLEDİĞİNİZ SÖZLER VAR.
KILIÇDAROĞLU NEDEN İSTANBUL?A ADAY OLDU DA ÇANKAYA?YI SEÇMEDİ DİYE. BU KONUYU AÇAR MISINIZ BİRAZ?
Sayın Kılıçdaroğlu İstanbul?a proje ile gitmemiştir. Tipik bir müfettiş gibi gitmiştir. İnsanların açığını bulma sevdalısı. Orada çöp aradı, çukur aradı, çamur aradı. Bende dedim ki eğer Kılıçdaroğlu çöpe, çamura, çirkinliğe ve çukura bu kadar meraklıysa Çankaya?da bu fazlasıyla var. Hatta kendi evinin bulunduğu Çankaya Belediyesine ait sokağın fotoğraflarını çektik. Çamurunda, çukurunda olduğunu gönderdik kendisine.
Onun yanında yolsuzluk arıyorsanız bu belediyenin tümü zaten mahkemede. Şimdi bakın burada CHP?nin bir samimiyetsizliği çıkıyor ortaya.
NEDİR O SAMİMİYETSİZLİK?
?KILIÇDAROĞLU İSTANBUL?DA UCUZ KAHRAMANLIK YAPIYOR?
Başka yerde aradığı fazlasıyla kendi belediyelerinde var, Çankaya?da yani. Ve bunu görmemezlikten geliyorlar. Bir tek suç duyurusunda bulunmuşlar. Peki, senin parti içi disiplinin çalıştı mı? Sen parti disiplinine bunları sevk ettin mi? Bu suça bulaşmış olanları partiden ihraç ettin mi? Yok. Yok, böyle bir şey ve ben de bu yüzden Sayın Kılıçdaroğlun?a dedim ki, İstanbul?da ucuz kahramanlık yapma, gel Çankaya?da karşıma çık.
HODRİ MEYDAN MI?
Evet. Hodri meydan dedik ama. O hodri meydanı yiyemedi.
?CHP?Yİ ÇANKAYA?DA DAHA UYGAR BİR SEÇİM ANLAYIŞINA DAVET EDİYORUM?
CHP Çankaya?da halkı kandırarak oy avcılığı yapmaktadır. Çankaya?da ki CHP yaklaşımı tam kavgacı bir yaklaşımdır. İnsanları laik, anti-laik diye ayırmaya çalışıyorlar. Alevileri korkutmaya çalışıyorlar. Bize oy vermezseniz, hani burayı kaybedersek nerdeyse işte size kırım yaparlar demedikleri kalıyor. Bunlar yanlış şeyler. Kendilerini, başta Çankaya CHP?sini Çankaya?da daha uygar, daha efendice, daha kibar Çankaya?ya yakışan ve evrensel değerlere uyum sağlayan bir anlayışla seçimi götürmeye davet ediyorum.
?CAHİLLERLE UĞRAŞMAKTAN BIKTIM?
Yüksek Seçim Kurulu?nun bir kararı var. Bu karar hangi tarihlerde hangi siyasi aktivitelerin, propagandanın yapılacağını belirtiyor. Örneğin diyor ki 1 Ocak?tan itibaren başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde sesli propaganda yapabilirsiniz. Ama afiş, pankart, pano, billboard vs.. gibi hususlar 9 Mart?tan sonradır. Dolayısıyla ondan önce yapacağınız parti amblemli çalışmalar bu yasaklara girmektedir. Biz bu yasaklara uyduğumuz için kabahatli görünüyoruz. Yasalara uymayan kişiler ise yasaları bilmedikleri için yasalara uyanları tenkit etmeye çalışıyorlar. Ben bunlara gülüp geçiyorum. İşte bu yüzden cahillerle uğraşmaktan bıktım. Siyasette bunları çok gördüm.
?FİKRİN BİTTİĞİ YERDE KÜFÜR BAŞLAR?
Başkalarını suçlayarak siyaset yapan kendi kaybeder. Bizim öyle bir anlayışımız yok. Mücadeleci olacaksınız. Başkalarını kötüleyerek, karalamaya kalkarak siyaset yapan hep kaybetmiştir. Onun için kavgacı siyaset yapan hep kaybetmiştir. Ben CHP adayının bu seçimi artık kaybetmiş olduğuna inanıyorum. Kesinlikle kaybetti. Üslup burada çok önemli. Çünkü o üslup bir anlayışı temsil ediyor. Neden kavgacı ve hırçın olursunuz, kaybetmeye başladığınızı anladığınız için. Fikrin bittiği yerde küfür başlar. O çaresizlik içerisinde başında cepte keklik sanılan belediyenin hiç öyle olmadığı ortaya çıkınca ciddi bir şekilde saldırgan bir politikaya geçildi. Şuan da ki anketler net bir şekilde, açık bir şekilde Bülent Akarcalı?nın önde olduğunu gösteriyor.
SON OLARAK. ÇANKAYALILARA MESAJINIZ?
Anıtkabir?i şimdiye kadar ziyaret eden tek parti biz olduk, ilçe olarak. Yani Çankaya?dan hiçbir parti bunu daha düşünmedi. Biz geçen hafta tüm arkadaşlarımızla Anıtkabir?i ziyaret ettik. Ve orada Anıtkabir şeref defterine de ?Atam huzuruna geldik, memuruyla, işçisiyle, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, emanetine layık olduğumuzu ispat etmeye geldik? diye görüşüşümüzü yazdık. Oradan esinlenerek şunu söyleyeyim. Benim Çankayalılara kesin olarak verdiğim bir söz var. O da şudur. Geçenlerde bir laf ettim. Bana göre Mustafa Kemal her akşam kabrinden Çankaya?ya baktığı zaman gördüğü bu yetersiz Çankaya?dan hakikaten huzursuz. Bizim bir sözümüz var. Biz Çankaya?yı alıp yönetmeye başladıktan sonra Mustafa Kemal kabrinde çok huzurlu bir şekilde yatacak. Her açıdan çağdaş ve ona layık bir Çankaya olacak.
Kaynak: HABER ÇANKAYA