Haber Merkezi / TIMETURK
Brandon Neely, o ve gardiyan arkadaşlarının meşum Guantanamo kampında zayıf, umarsız mahpuslara uyguladığı zalim davranışlar ve sürekli tacizlerin suçluluğu ve utancını taşıyor.
Guantanomo?da 6 ay çalışan Neely, The Independent?a yaptığı açıklamada şunları söyledi: ?Masum, suçlu, siyah, beyaz, Müslüman ya da Yahudi, ne olursa olsun ben ve diğerlerinin yaptığı şekilde davranmak için hiçbir bahane yok. Tamamen yanlış ve düpedüz bu bir suç ve tamamıyla Amerika Birleşik Devletleri oluşturan her şeye karşı?.
Guantanamo?daki tacizleri anlatan ilk ifadelerin sahibi Neely, esirlere fiziksel ve psikolojik acı verecek en sert uygulamaların olduğunu söyledi.
Odaktaki Gitmo
Dövme, sözle taciz ve aşağılama, esirler meşum toplama kampına ayak bastıkları gün başlıyormuş. Neely şöyle anlattı: ?Vardıkları an, tüm süreç boyunca tutuklular çığlık çığlıyaydı. Esirler ülkelerine atom bombası atıldığını ve geriye bir şey kalmadığı, ailelerin öldüğü söylenirdi. Bazı gardiyanların esirlere her an idam edilebileceklerini bile söylediklerini hatırlıyorum?.
Neely aynı zamanda Müslümanların namaz vakitlerine rastlayan özel aşağılama uygulamalarını hatırlıyor: ?Ezan sırasında birçok asker esirlere gülüp dalga geçerdi. Birçoğu da ezanla birlikte şarkı söylerdi. Bazıları namaz sırasında esirleri suyla ıslatırdı?.
Bush Yönetimi?nin ?terörle savaş? teranesini bahane ederek 2002?de açtığı Guantanomo?da yüzlerce esiri tutuyordu. ABD, esirlerin yasal haklardan mahrum etmek için onlara düşman savaşçıları diye adlandırıyordu.
Meşum toplama kampı Amerika insan hakları tarihinde dünya tarafından lanetlenen kara bir leke olarak biliniyor.
Dünyanın en tehlikelileri (!)
Houston?da polis olarak görev yapan Neely, Guantanamo?nun dünyanın en kötü ve en tehlikeli teröristlerini tuttuğu iddiasıyla dalga geçiyor: ?Hatırlıyorum dünyanın yetiştirdiği en kötü insanlarla yüz yüze geleceğimiz bize söylemişti. Bunların 9/11 planlayıcıları olduğu anlatılıyordu. Dünyanın en tehlikeli adamlarıyla karşılaşmaya hazırdım. Bu teröristler ülkemde binlerce insanı öldürmüştü?.
Fakat esirler vardığında durum hiç de anlatıldığı gibi olmamış: ?Geldikleri gün, yani ?dünyanın en tehlikeli? adamları vardığında, hiç de beklediğim gibi değildi. Birçoğu zayıf, aşırı korkmuş ver yaralıydı. Bu insanların canavarlar şekilde tahayyül ediyordum?.
Tutuklular hakkındaki yanlış ve kasıtlı iddialar ortaya çıktıkça Neely de, esirlerle konuşmaya ve onlarla iletişime geçmiş. Neely, artık esirleri gerçek insanlar gibi görmeye başlamış.
Afganistan?da kaçırılan Avustralyalı Müslüman David Hicks?le de zaman geçirmiş. Neely şöyle anlatıyor: ?Hicks, hiç de bize anlatıldığı gibi soğuk kanlı bir katil değildi. Sıradan bir insandı. Orada oturur, şaka yapar ve havadan sudan konuşurdu. Tıpkı normal bir insanın yapacağı gibi?.
Neely aynı zamanda yaşıtı İngiliz tutuklu Ruhal Ahmed?le birlikte müzik dinlediğini ve onun her gün gördüğü, konuştuğu sıradan insanlardan farkı olmadığını belirtiyor.
Neely Guantanamo?da geçen zamanın Müslümanlar hakkında ona çok şey öğrettiğini belirtti: ?Bu insanların dinlerine ne kadar bağlı olduğuna inanamadım. Sürekli Kur?an okuyorlar ve ibadet ediyorlardı. Bunu artık Amerika?da çok göremezsiniz?.
İLGİLİ HABER
Gitmo'da kestiğinizi nerenize koydunuz'