2007 yılında büyük çoğunluğu kalifiye olan 161 bin kişi Almanya'yı terk ederek başka bir ülkeye yerleşti. Bu ise son 50 yılın en yüksek rakamı.
Almanya ve Avrupa'nın demografik dönüşümü hakkında bir araştırma yapan Max-Planck Enstitüsü uzmanları, doğum ile ölüm oranı arasındaki uçurumun sürekli açıldığını, toplumun yaşlanıp nüfusun azalmaya devam ettiği tespit etti. Dış göçe de dikkat çeken uzmanlar, rakamların alarm verdiğini bildirerek, çözümün çaresi olarak göç almayı gösterdi.
Yapılan araştırmalar, dışarıya ve içeriye göç konusunda sadece Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaletinin avantajlı durumda olduğunu ortaya koydu. NRW eyaleti her yıl dışa ve içe göç dengesinde 10 bin fazla vermeyi başarıyor. İstatistiklere göre 2007 yılında NRW eyaletini, yabancı ve Almanlardan oluşan toplam 125 bin kişi bavulunu toplayarak terk etti. Ancak aynı yıl NRW eyaleti 135 bin kişi göç ederek yerleşti. Bunların yüzde 86,5'i ise yabancı kökenlilerden oluşuyor. Bu oran diğer eyaletlerle karşılaştırıldığında ise; içeriye göçte en yüksek yabancı oranı anlamına geliyor. Federal Hükümetin 2007 yılıyla ilgili yayınladığı Göç Raporu ise Almanya'da yabancı kökenli göçmen oranının 18 milyonu aştığını ortaya koymuştu.
Öte yandan istatistikler Almanya'nın nüfusunun azalmaya devam ettiğini ortaya koydu. Hesapları sonuçlandırılan 2007 yılı rakamlarına göre Almanya'nın nüfusu 0,2 oranında azalarak 82,06 milyona düştü. Uzmanlar, 2008 yılında bu düşüşün ise önceki yıllara göre daha sert olacağını düşünüyor. Almanya'da 2007 yılında doğum oranlarında düşüş yaşanırken ölüm oranları ise kısmen artış kaydedildi. Ülkede 680-690 bin civarındaki doğum oranına karış 835-845 bin civarında ölüm vakıası yaşandı. Yetkililer bununla, daha önce 142 bin olan doğum ile ölüm oranı arasındaki fark 150-160 binleri bulduğunu açıkladı.
Doğum oranlarının düşüşü konusunda diğer Avrupa ülkelerinde de durum farklı değil. Özellikle batı, güney ve doğu Avrupa ülkeleri, göç alma yoluyla nüfusun takviye edilememesi durumunda bu ülkelerin önemli bir tehlike altında olduğu vurgulanıyor. Max-Planck Enstitüsü'nün yürüttüğü demografik araştırmalara göre; söz konusu bölgedeki, aralarında Almanya'nın da bulunduğu hiç bir ülke ölüm oranlarını karşılayabilecek oranda doğum oranına ulaşamıyor. Bunun gerçekleşmesi için kadın başına 2,1 oranında çocuğun doğması gerekiyor. Oysa bu konuda Avrupa'da en iyi durumda olan Fransa, İngiltere, İrlanda ve İskandinav ülkelerinde kadın başına 1,8 ile 2 arasında çocuk düşüyor. Almanya ve Almanca konuşulan ülkelerde ise kadın başına 1,3 ile 1,5 arasındaki bir oranda çocuk düşüyor. Söz konusu istatistikler demografik araştırmalar dergisi olan 'Demografische Forschung aus Erster Hand'da yayınlandı.
Max-Planck Enstitüsü uzmanları Avrupa'da doğum oranlarının düşüşünün en büyük nedeninin insanların geç yaşta aile kurmaları olduğunun altını çiziyor. Bu durumda toplumun yaşlanmasının da süreceğinin altını çizen uzmanlar, en önemli çözümün ise dışarıdan göç almak olduğunu vurguluyor. Enstitüdeki bilim adamları, 'Ancak tam tersi oluyor, dışarıdan göçün sınırlanması yüzünden göçle nüfusun dengelenmesi sağlanamıyor. Oysa bu mümkün. Avrupa'nın göç edilebilirlikte çekiciliğini kaybetmemesi lazım' uyarısını yapıyor. (CİHAN)
Almanya'yı dış göç de korkutuyor
Avrupa gibi Almanya'nın da doğum oranları düşmeye devam ederken, sorunun sadece bununla sınırlı kalmadığı bildirildi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-01-16 15:33:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara