Anasına yazdığı mektuplardan elimize ulaşan ilkinde, ?Dış dünyaya ulaşma konusunda zorlanıyorum ama Irak'a yönelik bir savaşın kaçınılmaz hale geldiğini duyuyorum. Burada Gazze'nin 'yeniden işgali' konusunda ciddi bir kaygı hâkim. Gazze, her gün bir ölçüde yeniden işgal ediliyor ama korkulan, tankların kimi sokaklara girip birkaç saat ya da gün sonra halkı köşelerden gözleyip vurmak amacıyla çekilmesi yerine bütün sokaklara girip yerleşmesi. İnsanlar bu savaşın, bütün bu yörenin insanına nelere mal olacağını hâlâ kaale almıyorsa, artık düşünmeye başlamanın zamanıdır? diyordu.
Rachel, sadece 23 yıl süren hayatını, insana güven üstüne kurmuştu. ?Hepimiz, diğer çocukları merak eden çocuklarız? diyordu ilk mektubunda. Sınırda, İsrail askerlerinin yerle bir ettiği evlerin yıkıntıları arasında gezinirken, sınırın öte tarafından Mısırlı askerler ona el etmiş, bir tankın yaklaşmakta olduğunu haber verip, 'Kaç, kaç' diye bağırmıştı. Sonra Rachel'a adını sormuşlardı. Bu 'dostça merak'ın tuhaflığı, Rachel'ın dünyayı okumasının anahtarlarından biriydi. ?Tankların yolunda dolaşan tuhaf kadınlara bağıran Mısırlı çocuklar. Ne olup bittiğini görebilmek için ardına saklandıkları duvardan kafalarını çıkarıp tanklar tarafından vurulan Filistinli çocuklar. Ellerinde pankartlarla tankların önüne dikilen her ulustan çocuk. Tanklardaki isimsiz İsrailli çocuklara da bağıran, arada el sallayan çoğu zorla burada tutulan, çoğu sadece saldırgan, biz uzaklaşırken evlere ateş açan.?
Barış eylemcisi Rachel Corrie, İsrail ordusunun Gazze şeridinde Filistinlilerin evlerini yıkmasına engel olmaya çalışırken bir buldozer tarafından ezildi.
Yazının devamı için tıklayın!