Selçuk Üniversitesi (SÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Mevlana'nın Mesnevi'yi ''yolculara rehber olsun'' diye yazdığını, o nedenle eserin tamamında yolcuların özelliklerini verdiğini söyledi.
Prof. Dr. Yeniterzi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayatın bir yolculuğa, insanın da yolcuya benzetilmesinin Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere, hadislerde, diğer sufi veya sufi olmayan şairlerin şiirlerinde çeşitli örneklerle anlatıldığını belirtti.
Kur'an-ı Kerim'in ilk suresinde de insanların doğru yola ulaşması, doğru yoldan ayırmaması için Allah'a niyazının bulunduğunu ifade eden Yeniterzi, ''Dini, tasavvufi, fikri ve edebi birçok eserde bunlar anlatılıyor. Anlatılanlar genel itibarıyla aynıdır. Ancak bu gerçeklerin dile getirilişi, verilen örnekler, yapılan benzetmeler her eserde farklı bir çeşniye sahiptir'' dedi.
Mesnevi'ninde de bu eserler arasında sekiz asırdır tazeliğini korumasıyla güncelliği, Anadolu sınırlarını aşarak dünyaya ulaşan sesiyle de evrenselliği yakalayan, kutup yıldızı benzetmelerine layık, seçkin bir şaheser olduğunu vugrulayan Yeniterzi, Mevlana'nın güçlü bir eğitim aracı olarak gördüğü şiiri, sanat yapma arzusuyla değil, öğüt verme amacıyla yazdığını bildirdi.
Yeniterzi, Mesnevi'nin tamamında ''dünya hayatı-yol, insan-yolcu'' metaforlarının çok sayıda örnekle ve çok zengin bakış açılarıyla ele alındığını dile getirerek, şunları kaydetti:
''Öncelikle yolcunun tanımı yapılır. Mevlana, Mesnevi'yi 'yolculara rehber olsun' diye yazmıştır. O yüzden eserin tamamında yolcuların özelliklerini verir. Bu büyük yolculuğun yolcuları ise insan olma şuuruna ulaşmak, Allah'a yaklaşmak, temiz gönüller arasına karışmak, aslını aramak, fani canını ebediliğe kavuşturmak isteyen herkestir. Sonra varılacak hedef, gidilecek yol bilinmelidir. Amaç ruhun beden kafesinden kurtulması, su ve çamur bataklığından yükselmesi, canın canana kavuşması, cüz olmaktan kurtulup külle (bütüne) ulaşmaktır.''
-MESNEVİ'DE ''HAYAT YOLCULARINA'' UYARI VE İKAZLAR-
Prof. Dr. Yeniterzi, Mesnevi'de 'Hayat yolcularına'' çok sayıda uyarı ve ikazların bulunduğunu ifade etti.
Mesnevi'de uyarı ve ikazların yer aldığı bazı beyitler şöyle:
''-Yolculuğa çıkılacak zaman önemlidir. Sevgiliye kavuşma yolunda ise kaybedecek bir an yoktur, karar verilince yolculuk başlar: (Ey yoldaş, ey arkadaş! Sufi, vaktin oğludur. 'Yarın' demek yol şartlarından değildir)
-Yola çıkan insana yolda kullanmak için teçhizat, azık, su gerekir. Bu ihtiyaçlardan en önemlisi ümit azığıdır. İnsan başaracağına inanır ve bu inançla hareket ederse, tüm yollar aşılır: (Ümitsizlik diyarına gitme, ümitler var. Karanlığa varma güneşler var)
-İnsan yolda sağlığını, parasını, arkadaşını kaybedebilir, ama asla ümidini kaybetmemelidir: (Fakat aslanlığına dayanma, güvenme. Ümit ağacının gölgesine sığın!)
-Eksik bilgi ile yola çıkanlar, yolu bulmakta güçlük çeker, yanlış yollara sapar. Bazen daha önce gittiğimiz yeri bulmakta bile zorlanabiliriz. Bu yüzden yapılması gereken, her yolculukta, yolu ve gidilecek yeri iyi bilen, doğru yolu gösterip, yoldaki tehlikelere karşı bizi ikaz eden bir kılavuzun (rehber, delil, mürşit, pir) görüş ve bilgisine güvenmek, onun peşinden ayrılmamaktır.
-İnsanın yoluna dikilen maniler hep kendinden kaynaklanır. Bunlardan biri de kadercilik anlayışıdır. Cüzi iradeyi ve sorumluluğu reddeden insan kendi yolunu kendisi keser: (Senin cebriliğin yolda uyumaktır, uyuma, o kapıyı, o dergahı görmedikçe uykuya dalma! Cebre inanmakla yol kesen haydutlar arasında uyumak eşittir. Vakitsiz öten kuş nasıl olur da kurtulur?)
-Yolun sonunda varılacak yere hediye götürmek şarttır, eli boş gidilmez: (Ey ulu kişi! Dostları görmeye eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzer. Ulu tanrı bile mahşer günü, halka 'Kıyamet günü için armağanın nerede? Bize yapayalnız, azıksız, adeta sizi yarattığımız gibi geldiniz. Kendinize gelin! Kıyamet günü için ne hediyeniz var, ne getirdiniz? der)
-Hayat yolu, düz değildir. Tuzakları, sarp geçitleri vardır, insanı yolundan alıkoymak isteyen haramilerle doludur. Bu geçitlerden biri şeytanın da yolunu şaşırtmış olan kıskançlıktır: (Haset, yolda gırtlağına sarılırsa... Yolda bundan daha güç geçit yoktur. Ne kutludur o kişi ki yoldaşı, haset değildir.''
Prof. Dr. Yeniterzi, bir rehber sıfatıyla Mevlana'nın günlük hayatla bağdaştırarak verdiği yol ve yolcu metaforlarının, insanlar için önemli ikazlar içerdiğine dikkati çekerek, ''Bu yol, dünya hayatı olarak da ele alınabilir, sufi gelenek içinde mistik bir tecrübe olarak da. Her şekilde her insan bu bilgilere ihtiyaç duyar'' şeklinde konuştu.
AA