Mehmet Yılmaz'ın yazısı...
Her şey, 2006 yılının sıcak bir yaz gününde (12 Temmuz) 8 askerin ölümü, ikisinin de kaçırılmasıyla başlar. İsrail, Hizbullah'ın gerçekleştirdiği bu saldırıya kayıtsız kalmaz ve anında cevap verir.
Lübnan'daki 50'den fazla roketatar mevzisini bombalar.
Yaklaşık bir ay sürecek İsrail-Hizbullah savaşı başlar böylece.
***
İsrail jetleri, savaş boyunca 5 binin üzerinde hava saldırısı gerçekleştirir Lübnan topraklarına.
Başkent Beyrut başta olmak üzere, Bekaa Vadisi ile Suriye-Lübnan sınırındaki köyler ve Litani Nehri'nin güneyinde yer alan bölgeler en fazla saldırıya maruz kalan yerler olarak kayıtlara geçer.
İsrail'in hava harekâtına uzun menzilli füzelerle karşılık verir Hizbullah. Sınırdan 20 km. içeride bulunan İsrail şehirlerini hedefler. Buralara 4 binden fazla Katyuşa füzesi gönderir.
İsrail operasyonları, 19 Temmuz'da kara harekâtına dönüşür. Lübnan'a giren birlikler ummadıkları bir direnişle karşılaşır.
Sınır köylerinde savunma mevzileri kazan Hizbullah milisleri İsrail ordusunu zor durumda bırakır.
31 Temmuz'da Tel Aviv yönetimi, askerî açıdan sıkıntılı döneme girildiğini gösteren bir karar alır. Lübnan içlerinde güvenlik bölgesi oluşturulacaktır. Hâliyle yedek birlikler de sürülür cepheye.
Savaşın kırılma noktası ise 11 Ağustos'ta başlayan büyük operasyon olur.
Zırhlı birliklerin desteğinde ilerleyen İsrail askerleri Hizbullah'ın tuzağına düşer. 11 tank vurulur. 12 asker hayatını kaybeder çatışmalarda.
Üç gün sonra da taraflar BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes çağrısını kabul eder.
İsrail 119 askerini kaybeder 34 gün süren savaşta. Hizbullah da 650 ile 750 arasında savaşçısını...
***
Yaklaşık iki buçuk yıl önce meydana gelen bir savaşı hatırlatmamızın sebebi, ABD'de yayınlanan bir rapor.
Amerikan Kara Kuvvetleri Savaş Yüksekokulu tarafından yayınlanan raporda, İsrail-Hizbullah savaşı analiz ediliyor. Hem de bütün yönleriyle.
Raporu hazırlayanlar Stephen Biddle ve Jeffrey A. Friedman. Savaşa şahitlik eden 36 birincil kaynaktan aldıkları bilgilerle raporu hazırlayan akademisyenlere göre Amerikan ordusu, Hizbullah'ın savaş taktiklerini incelemeli ve bunlardan kendine dersler çıkarmalı.
Raporda deniliyor ki...
Hizbullah, tipik bir 'gerilla' örgütü gibi davranmadı 2006'daki savaş sırasında. Aksine konvansiyonel savaş stratejilerini denedi.
Hem vur-kaç taktiği ile düşman mevzilerini yıpratma taktiğini uyguladı hem de siperler kazarak İsrail'in kara harekâtını engellemeye çalıştı.
Yani...
Düzenli bir ordu gibi savaşa hazırlanan Hizbullah, gerilla taktikleriyle konvansiyonel savaş stratejilerini aynı anda kullanmayı başardı.
***
Şüphesiz arkasında 'devlet' gücü olmayan bir aktörün, İsrail gibi 'güçlü' bir ülkeye 'askerî' açıdan büyük zarar vermesi dikkate değer bir konu.
Rapor da bu gerçekten yola çıkarak hazırlanmış zaten.
Hizbullah'ın nasıl savaştığını ayrıntılarıyla anlatıyor. Tabii bir de geçmişteki benzer direnişlerle mukayese ederek.
Hizbullah'ın şimdiye kadar İsrail'le savaşan diğer Arap ülkelerinden daha iyi performans gösterdiği savunulan raporda ilginç pek çok ayrıntı var. Ancak, onların hepsini bu kısa yazıya sığdırmamız mümkün değil.
Raporu yazanlar, Irak ve Afganistan'ı işgal eden ABD'nin İsrail-Hizbullah savaşından çıkaracağı çok ders olduğu görüşünde.
Ben sadece ABD'nin değil, 25 yıldır PKK ile mücadele eden Türkiye'nin de bu tecrübeden istifade etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yanılıyor muyum yoksa?
Zaman
