Nahr El Bared kampında zorlu yaşam

Rehberimiz, Fadi Tayyar Filistinli bir Birleşmiş Milletler çalışanı. 2007'de Lübnan ordusu, El Kaide'yle bağlantılı olduğu söylenen Fetih el İslam militanlarıyla şiddetli bir çatışmaya girdiğinde de burdaymış.

'Her an bir top mermisi düşebilir ya da keskin nişancı ateşi gelebilirdi. Herkes çocuklarının ailesinin durumundan kaygılıydı. Çocukları için, su, gıda, süt bulmak zorunda değilse, hiç kimse evinden dışarı çıkmıyordu.' diye anlatıyor.

Nahr El Bared mülteci kampı, Mayıs 2007'de, kampta üslenen Fetih El slam örgütüne üye militanlar Lübnan ordusuyla şiddetli bir çatışmaya girdiğinde haberlere konu olmuştu. Kamptaki binlerce Filistinli mülteci de, olaylar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.

Çatışmalarda her iki taraftan 400 kişi ölmüş, kamp da tahrip olmuştu. Şu anda 30 bin kişi, kamp enkazının etrafında yaşıyor.

Fadi Tayyar kampta yaşayanların yıkımdan kaygı duyduğunu; çünkü daha önce yıkılan birçok Filistin kampının yeniden inşa edilmediğini söylüyor.

Filistinliler bunun da, öncekiler gibi olmasından kaygılı.

Tayyar'ın aktardığı kaygılar boşuna değil.

Birleşmiş Milletler, yıkıntıları temizlemeye başladı. Ama yeniden inşa için gereken para da bulunamadı. Gıda ve barınma için ayrılan kaynaklar da tükeniyor. Lübnan'nın Körfez bölgesindeki zengin dostları, kampın yeniden inşası için yardım sözü vermişlerdi.

Ama Fadi Tayyar, bu sözlerin tutulmadığını söylüyor; 'Körfez ülkeleri, kaynak ayırmayı taahüt ettiler. Ama ayırmadılar. Kaynaklar olmazsa, paramız bitecek ve hizmet veremeyeceğiz. Bu da Nahr El Bared'deki Filistinliler için büyük bir sıkıntı olacak.' diyor.

Lübnan hükümeti, Filistinliler'in yaşadığı bu tür kampların büyük bir güvenlik tehdidi ve radikal unsurlar için verimli bir toprak olduğunu savunuyor.

Ancak yanıma yaklaşan kamp sakinlerinden Cemal, asıl tehlikenin, bu insanların ihmal edilmesi olduğunu söylüyor.

'İnsanlara destek olmaz ve bu sefil koşullarda bırakırlarsa, gelip para veren herkes herşeyi yaptırabilir. Buraya silah sokmanın zor olduğunu söylüyorlar. Çok kolay aslında. Bizi böyle zorlarlarsa, aynı şey yine olacak.' diye uyarıyor Cemal...

Ofa ise, Filistin topraklarında doğmuş yaşlı bir kadın. Sonuncusu geçen yıl olmak üzere, yaşamı boyunca, üç kez evini kaybetmiş. Şimdi mülteci kampında bile mülteci durumuna düşmüş; yeğeninin yanında yaşıyor.

Ve torununun yaşamının da, kendisininki kadar zor geçeceğini düşünüyor.

BBCTurkish