Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kürtlerin Ermeni tehcirinde rolü ne?

'Özür diliyorum' platformuna imza atan KDP Başkanı Şerafettin Elçi tehcirde Kürtlerin rolünü anlattı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-16 18:50:00

Kürtlerin Ermeni tehcirinde rolü ne?

Ahmet OCAKLI

Ermeni tehcirine yönelik oluşturulan 'Özür diliyorum' platformu'na kamuoyunda Kürt kimlikleriyle tanınan çok sayıda kişi de imza atarak destek verdi. Bu isimlerden biri de yıllardır siyasi faaliyetleriyle tanınan Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı Şerafettin Elçi. Konuyla ilgili değerlendirmeler yapan Elçi 8 sutun'a önemli açıklamalarda bulundu.

- 1915 yaşanan olaylara karşı 'Özür diliyoruz' ismiyle bir platform kuruldu ve 7 bine yakın kişi bu imza atarak platforma destek verdi. Sizin de imzanız bulunuyor. Platformu nasıl değerlendiriyor sunuz? Niçin imza attınız?

Her ne kadar resmi olarak 'Ermeni Tehciri' dense de bir soykırım, temizlemeyle sonuçlanan bir etnik dramatik bir olay yaşanmıştır. Yani tarihin tanık olabileceği önemli felaketlerden biridir. Bu tür felaketlere karşı insanlığın suskun kalması, insanlık onuruyla bağdaşabilecek bir şey değildir. Ne yazık ki bugüne kadar devlet kasıtlı olarak bu konuları görmemezlikten gelmiş ve inkar etmiştir. Benim kanımca inkarın en önemli sebebi, olayın sorumlusu olan, suçlusu olan İttihat ve Terakki Partisi takipçilerinin hala devlete egemen olması. Yoksa olay Osmanlı döneminde olmuş bir olay. Cumhuriyet yönetimiyle ilgisi olduğunu, hele Cumhuriyet Osmanlı'nın üstün değerlerini reddettiğine göre, yani Osmanlı'nın işlediği bu suçu yüklenmenin ağır vebali altına niye giriyor diye düşünmemiz lazım. Özür dilemek bir ali cenaplık, bir olgunluktur. Pişman olmaktır. Eğer İşlenen suçtan bir özür dileniyorsa bu aynı zamanda bir daha böyle bir suç işlemeyeceğim iradesini de ifade ediyor. En önemli ağırlığı burada. Eğer siz işlenen bir cinayeti bir suçu, ya inkar ediyor veya destekliyorsanız, bu bir onay anlamına gelir. Bu onay bundan sonra işlenecek suçlara yeşil ışık yakmak anlamına gelir.

İMZAYI İNSANİ KİMLİĞİMLE ATTIM

- Siz kamuoyunda Kürt kimliğiyle tanınan bir kişisiniz, imzayı hangi kimliğinizle attınız?

Ben bu imzayı insani kimliğimle attım. Önemli olan insani kimliğin herşeyin önünde olması. Bir insanlık dramıdır. Bunun için şu veya bu değil, insani kimliğimle bu özürü diledim. Bunun son derece de yerinde olduğunu sanıyorum. Partili arkadaşlarımın da bu konudaki hassasiyetini bildiğim için, onların da hassasiyetine tercüman olduğumu sanıyorum. Yerinde yapılan bir girişimdir. Bunun toplumda da destek görmesi lazım. Hala vijdan sahibi olduğunu iddia eden kimseler varsa bu bildiriye imza atmaları lazım. Çünkü imzaların yoğunluğu ve çokluğu devleti yönetenler üzerinde de bir etki yapabilir. Devlet de bu tür bir özür dileme erdemini göstererek, bu tür bir olayı gündemden çıkarır. Bu problem, Türkiye'nin uluslararası alandaka siyasi inisiyatif alanını daraltır.

'TAZMİNAT BİR HAKKIN TESLİMİDİR'

- Peki özür dilemekle bu sorun çözülür mü?

Özür dilemek, bir isani görevdir, bir ali cenaplıktır. Çözülür mü? Bu ayrı. Hala korkutma eylemleri kurnazlığını güdüyorlar. Şimdi burada korkulacak bir şey yok. Birilerinin iddia ettiği gibi Ermenilerin Türkiye'den toprak talep etmesi gibi bir olay olmaz. Bu gerçekçi de değil. 'Gelin kardeşim, istediğiniz yere yerleşin' deseniz kaç Ermeni gelir Türkiye'ye. Bugün Amerika'daki, Fransa'daki hangi Ermeni oradaki hayatını bırakıp gelip köylerde yaşamayı tercih eder. Bir kere bu korku tamamen yersiz bir korku. Ama şu olur. Tazminat talebi olur. Bundan da kaçınmamak gerekir. Çünkü Tazminat bir adaletsizliğin, bir haksızlığın giderilmesidir. Bir hakkın teslimidir. Bir Ermeni'nin babasının dedesinin malı mülkü zorla gaspedildiyse, alındıysa, bunun bedelinin ödenmesinde kötü bir şey yok ki. Bu bir hakkın, adaletin tecellisidir. Yani hakka hukuka inanan her insanın böyle bir görüşü desteklemesi lazım. Bundan da çekinmemek lazım. Bundan çekiniliyorsa demek ki bu olay o insanların malları gaspedilmek için yapılmıştır.

KÜRTLER BU OLAYDA KULLANILMIŞTIR

- Uluslararası arenada, tehcir olayı ya da sizin ifade ettiğiniz gibi soykırım, Türklerin Ermenilere bir soykırımı olarak görülüyor. Bu tehcirin Hamidiye Alayları vasıtasıyla yapıldığı ve Hamidiye Alayları'nın da büyük çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu söyleniyor. Siz bir Kürt olarak, 'Kürtlerin de bu olayda rolü olmuştur, ben Kürtler adına özür diliyorum' diyor musunuz?

Hamidiye alayları yoktur o tarihte. Bir kere bunu kim söylüyorsa yalan söylüyor, tarihi çarpıtıyor. 1915'te Hamidiye Alayları yok. Kürtler muhakkak bu olayda kullanılmıştır. Ama bu önemli değil. Kürtlerin o zaman siyasi iradesi yok. Çünkü bu fermanı, bu iradeyi çıkarabilecek bir Kürt siyasi iradesi yok. Sorumlu o zamanın siyasi iradesidir. Yoksa o siyasi iradenin emirlerine uyan şunun bunun yaptığı suçlar çok önemli değil. Burada lanetlenmesi gereken siyasi iradedir. Kürtlerin o zaman siyasi iradesi yok ki. Padişahın fermanı var... Ferman üzerine bu suç işlenmiştir.

- Siz bir siyasi parti liderisiniz ve Kürt kimliğinizle tanınıyorsunuz. 'Kürtlerin de bu olayda kabahati varsa Kürtler adına özür diliyorum' diyor musunuz?

Ben Kürtler adına özür dileme hakkına sahip değilim ki. Ben Kürtleri temsil etmiyorum ki. Ben kendi adıma ve kendi temsil ettiğim bir parti var belki onlar adına söyleyebilirim ama Kürtler adına söyleyemem.

- Peki partinizin bu yönde bir kararı var mı?

Hayır partimizin böyle bir kararı yok. Ama ben dediğim gibi kendi partim adına, onların hissiyatlarına tercüman olabilirim. Oradaki imzalar şahsidir.8 SUTUN

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara