Mustafa Burak Sezer ? Pakistan / Timeturk
Bu sene Timeturk ailesi olarak, yakında açılacak Timeturk Urduca bölümünün editörü Seyfül İslam Khan ile birlikte, Yardımeli derneğinin Keşmir?de ikinci kez gerçekleştirdiği kurban organizasyonuna katıldık ve dört gün boyunca bölgeyi dolaşarak çeşitli gözlemlerde bulunduk.
Yardımeli derneği kuralalı yaklaşık iki yıl oluyor.
Keşmir?e Yardımeli adına ikinci kez gelen İlyas Kaymaz?a göre derneğin kuruluş amacı insanlarının karnını, kalbini ve kafasını doyurucu faaliyetler yapmak.
Yardımeli bu faaliyetlerle ilgili olarak ilk önce kardeş aile projesine imza atmış.
Kardeş aile projesinin amacı veren el ile alan el arasında bir köprü vazifesi kurabilmek.
Dernek varlıklı ailelerden aldığı yardımları, dünyanın farklı köşelerinde muhtaç durumda olan insanlara ulaştırıyor.
Kardeş aile projesinin ulaştığı yerler arasında Filistin-Gazze, Lübnan, Suriye?deki Filistinli mülteci kampları, Keşmir, Sudan-Darfur başta geliyor.
Bir yıldır devam eden projede toplam 950 aileye ulaşılmış. Bu ailelerin 112?si Pakistan?da yaşıyor.
Keşmir'de üç kardeş aile ziyareti
Kurban bayramında, Yardımeli derneğinden İlyas Kaymaz ve Sabahattin Öztekin?le birlikte bu ailelerden üçünü Keşmir?de ziyaret etme şansını yakaladık.
İlk ziyaretini gerçekleştirdiğimiz aile Keşmir?in başkenti Muzaffarabad?ın tepelerine kurulu Raru'da bir depremzede kampında yaşıyordu.
Bu aile aynı zamanda Yardımeli adına Keşmir?e gelen İlyas Kaymaz?ın eşi Dursune Kaymaz tarafından finanse ediliyordu.
Aile 1990?da Jammu Keşmir?den, Azad Keşmir?e göç etmiş. İki çocuklu aileye babaları şehit olduğundan beri nineleri ve dedeleri bakıyor.
Anneleri ise küçük oğlan bir yaşındayken yeniden evlenerek başka bir ailenin sorumluluğunu almış.
2005 depreminden beri bu kamptaki üç bölmeli silindir barakalarında yaşayıyor.
Kulubeleri çok dar ve pencere olmadığı için bu açık kalan yerler kâğıt parçalarıyla örtülmüştü.
Ultra-modern dünyanın ortasında kapitalizmin deviremediği yoksul insanlar
Teneke barakalar soğuğu içeriye alıyor ve yağmur damlalarına karşı koyamıyordu.
Arefe gününden, bayramın sonuna kadarki zaman zarfında hemen hemen her gün sabah saatlerine kadar yağmur yağıyordu ve biz kampa ulaştığımızda zemin çamurlandığı için bir başka tepeden kampa düşmeden inmek ve yürümek oldukça zordu.
Düzinelerce teneke barakanın arasında yürürken, insanlar kulubelerinden çıkıp, bizimle bayramlaşıyor ve onca yoksulluk içinde bizleri evlerine çay içmeye davet ediyordu.
İnsani ve modern olmayan şartlar içinde yaşayan bu insanlar her şeye rağmen gülebiliyor ve hallerine şükrediyor.
Bu ise modern ve kapitalist bir dünyada her zaman daha fazlasını isteyen doyumsuz ultra-modern homo sapiensler ve bu insanlar arasında bir tezat olsa gerek!
Siz kilometrelerce uzaklardan gelip çocuklarımı ziyaret ettiniz...
İkinci aile ziyaretimiz ise Keşmir?in Saray bölgesinde gerçekleşti. Babaları depremde ölen, yedi çocuklu bir aileydi bu.
Ailenin reisliğini evin ortanca oğlu Yunus yapıyor.
Anneleri ziyaretimizden son derece duygulanarak, ?siz kilometrelerce uzaklardan gelip bizi sevindirdiniz. Bu bayramda amcaları bile gelip onları ziyaret etmedi? dedi.
Üçüncü aileye ise saatlerce süren ve gittikçe yükselen son derece tehlikeli, uçurumlu dağ yollarından geçerek ulaşabildik.
Günlerdir yağan yağmur yüzünden yer yer dağ yamaçlarından yollara toprak kayması olmuş ve iri kaya parçaları ve çamur tabakaları yolları kapatmış durumdaydı.
5 çocuklu ailenin yine babaları depremde ölmüş.
Kardeşlerden biri ise 15 yaşında askere gitmiş ve 17 yaşında şehit düşmüş.
Ailenin 18 yaşında olan büyük abisi kardeşlerinin istikbali için eğitimini yarıda bırakarak kardeşlerinin eğitimini üstlenmiş.
Yardımeli bu ziyaretlerimizde ailelere Türkiye?den getirdikleri çeşitli hediyeleri takdim ederken aynı zamanda belli bir miktar nakit yardımında da bulundu.
Kardeş aile projesi
'Kardeş aile' projesi kapsamında yapılan yardımlar şu başlıklar altında toplanabilir: Barınma (kira ve yakıt), Eğitim (eğitim rehberliği, eğitim araç gereçleri ve burs), Sağlık (muayene ve ilaç), Giyecek (yazlık ve kışlık giyecekler), Gıda (bölgede yaygın olan temel yiyecek ve içecekler), Rehabilitasyon hizmetleri (özellikle yaşlı ve özürlüler için), Psikolojik destek (özellikle afet ve savaş bölgelerinde), Gezi ve ziyaret programları, İletişim hizmetleri, Hukuki destek.
Uçurum kenarında yaşayan sahipsiz insanlar
Keşmir sıra dağlar üzer'ne kurulu özerk bir ülke ve üretim alanları çok dar olduğu için iş imkanları çok kısıtlı.
Düz arazi hiç yok denecek kadar az ve insanlar 7000 ile 10000 feet arası yükseklikteki dağ tepelerinde, uçurum kenarlarında yaşıyor.
Keşmir sorunu, İngilizler altkıtayı terkederken 'önce böl sonra yut' mandalitesinde kurgulanmış bir seneryonun eseri.
Bu sorun Hindistan ve Pakistan'ın hiç bir zaman dost olmamasını sağlayacaktı.
Dolayısıyla Azad Keşmir iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde Pakistan'a bağlı olmasına rağmen geleceği henüz belli olmadığı için özellikle Pakistan ve diğer ülkelerdeki girişimciler bölgeye yatırım yapmıyor.
Bu da ciddi bir işsizlik ve fakirliğin doğmasına yok açıyor.
Başlıca geçim kaynakları, taşımacılık, ağaç üretimi ve sınırlı sayında hayvancılık.
2005 depreminden sonra çeşitli yardım kuruluşlarının özellikle Türklerin bölgede yaptığı imar çalışmaları ve çeşitli projeler ise ciddi anlamda Keşmir halkı için bir iş sahası oluşturmuş durumda. Ama yine de tüm bölge halkını refaha kavuşturmak için bu çabalar yeterli olamıyor
Tampon bölge olarak Keşmir, Pakistan için çok önemli
Pakistan için Keşmir, Hint sınırına yakın olması sebebiyle çok önemli.
Bu yüzden en uç köşesine, en yüksek dağ tepelerine kadar elektirik ve su vererek tüm dağ doruk ve yamaçlarına insanlar yerleştirmiş ve köyler kurulmuş.
Bu insanlar o dağlarda yaşadıkça Keşmir bir tampon bölge vazifesi görecek ve Pakistan'a karşı olası bir saldırıda kalkan vazifesi görebilecek.
Pakistan istihbiratı her yerde
Pakistan istihbaratı başta olmak üzere Pakistan ordusu bölgede büyük söz sahibi ve hemen hemen her dağ köyünde bir ajan var ve gittiğiniz her yerde ISI tarafından takip ediliyorsunuz.
Cennette yaşamanın bile bir faturası var
Evet bu insanlar modern bir dünyada yoksul bir hayat yaşıyor.
Zenginleri de var tabii. Ama cennet'in bir parçası da oralarda duruyor ve insanlar her sabah uyandığında yamaçlardan aşağıda Nilum ve Celum nehirlerine bakarak uyanıyor.
Hindikuş dağlarının bir köşesinde gölgeli bir akşam diğer yakasında gün ışığı ve bulutların arasından sızan ışınlar, uçurum diplerine kadar inen gökkuşakları var.
Çocuklar uçurum kenarlarında Kriket oynayıp, top koşturuyor.
Yaşamak buralarda tehlikeli, külfetli ve pahalı. Her zevkin bir faturası var. Ama yüzleri hep gülüyor ve en pis yoksulluğun, garibanlığın içinde bile hallerine ve rablerine şükredebiliyorlar.
Dünyadan, kapitalist dünyadan bekledikleri bir şey yok. Zaten bu balataları gevşek dünyayı tanımıyorlar.
Kapitalizm yaşamlarına girmemiş.
120 haneli bir köyde hayatta kalmak için herkes birbirine yardım ediyor.
En fakiri, teneke barakada çırılçıplak yoksulluk içinde yaşayanları bile, gencinden en yanlışına kadar size bir şey ikram edebilmek için dil döküyor ve geri çevirirseniz onları çok kırmış oluyorsunuz.
Türkler her zaman gelir...
Ultra modern kapitalist dünyanın homo sapiensleriyle bu insanlar arasındaki fark Keşmir'in uçurumları kadar yüksek. Ve Türk dediğiniz zaman insanların gözleri doluyor. onlar için Türkler kardeşten daha yakın. Onların babası, hamisi, dostu.
Çünkü biliyorlar ki ne zaman bir felakete uğrasalar, başları sıkışsa Türkler gelecek.
Her bayram en yakın akrabalarının bile ziyaret etmediği çocuklarının gelip saçlarını okşayacaklardır.
Yardımeli Keşmir Kurban Organizasyonun'dan Hatırda Kalanlar