Bugün sırasıyla küçük, orta ve büyük şeytanın her üçünü de taşlayan hacılar Mekke'deki görevlerini tamamlıyorlar. Hacdan önce Medine'ye gidip Peygamber Efendimizi ziyaret edemeyenler, Medine'ye intikal ediyorlar. Geriye kalanlar da, daha önce belirlenen program gereği ülkelerine dönecekler.
Medine'ye gelen hacılar uzun dönem için hacca gelmişlerse, 8 gün burada kalırlar, Mescid-i Nebevide 40 vakit namaz kılarlar, kısa süre gelenler ise birkaç gün kaldıktan sonra dönerler.
Sükunet yurdu
Her ne kadar şehir, halk arasında kısaca 'Medine' olarak bilinse de, o sevgi insanını bağrına bastığı için 'Münevvere' olmuş, nurlu şehir, aydınlık belde, huzur ve sükun yurdu olmuş. Medine bu özelliğinden ve bu güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş; cazibesi, çekiciliği gün geçtikçe artmıştır.
Her gün, dünyanın dört bir tarafından gelen binlerce âşıkları hayatta imiş gibi Peygamberimizi ziyaret ediyorlar. Kendilerine bakıyormuş gibi selam veriyorlar. Seslerini işitiyormuş gibi salavat getiriyorlar, sohbetini dinliyorlarmış gibi edep ve erkân içinde önünde boyunlarını büküp arz-ı muhabbet ediyorlar. Medine'de ezanla birlikte her şey duruyor, çarşı pazar kapatılıyor, herkes namaza yöneliyor. Bütün hayat namaza odaklanıyor. Bir şehir hayatının namazla iç içe oluşunu başka bir yerde görmeniz mümkün değil...
1 numaralı kapı
Namaz kılınıp bittikten sonra da derhal hayata geçiliyor, yoğun bir alış-veriş hayatı başlıyor. Bu arada namazını kılan cemaatin büyük bir kısmı, Efendimizi ziyaret etmek için 1 numaralı kapı olan Babüsselam'dan içeri giriyor. Büyük bir sessizlik ve edep içinde Resulullah'ın huzuruna geliyor. Selam veriyor, salavat getiriyor, duaya duruyor. Manevi huzurda ulvi bir sevinç ve haz duyuyor, kendisini Resulullah'a arz ediyor. Onu bizzat ziyaret etme saadetini yaşıyor.
Şefkat kanatları
Peygamberimizin buyurduğu gibi, 'Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, beni hayatta iken ziyaret etmiş gibi olur' hadisini hatırlayarak bir an için Peygamberiyle yüz yüze geliyor. 'Kim hac yapar, gelir, beni ziyaret ederse ona şahitlik eder ve şefaatçi olurum' müjdesiyle, Resulullah'ın manevi şefkat kanatları altına giriyor. 'Müvacehe' olarak bilinen Efendimizin kabr-i saadetinin ön kısmından yapılan bu ziyaret, hacıların gönüllerinde bayram neşesini yaşatıyor.
Onsuz olmaz...
Gözü yaşlı mü'minler, huzur-u Resulullah'ta yıllarca kalplerinde taşıdıkları sevginin farkına varıyor. Şairin dediği gibi, 'Muhammed'den muhabbet oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl?' Çünkü sevgi onunla tanındı, ondan ortaya çıktı. Onsuz sevgiden söz edilmez, sevgi onsuz olmaz. Bu açıdan Medine sevgi merkezi, muhabbet dünyası, aşk mekânı, sevda yurdu, kalb ritimlerinin attığı yerdir. Bunun içindir ki, Medine'de herkeste bir sükunet hali hakimdir. Mekke'de telaş, koşuşturma içinde ve kalabalık bir ortamda bulunan hacı, Medine'ye ulaşınca bir sessizlik iklimine gelir, bir sakinlik alemine girer.
Anlayış hakim
Medine her haliyle cana yakındır, sevimlidir, güzeldir, şirindir, iç açıcıdır, gönül alıcıdır. Resulullah'tan aldığı tatlılığı ve güzelliği her yerinde yansıtır ve öne çıkarır. Medine'de herkeste bir hoşgörü, kardeşlik, fedakarlık, yardımseverlik, tebessüm ve anlayış hakimdir. Zaten dikkat edenler, Medine'den memleketlerine dönen hacıların üzerlerinde Medine'nin o sükunet ve sevimliliğini fark ederler.
Hacılar Sevgili?nin huzurunda
Hacdan önce Medine'ye gidip Peygamber Efendimizi ziyaret edemeyenler, Medine'ye intikal ediyorlar.
17 Yıl Önce Güncellendi
2008-12-10 02:23:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara