Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İhvan sözcüsü İran ve el-Kaide?yi topa tuttu!

Adem Özköse, İhvan?ı Muslimin?in Irak kanadı Irak İslam Partisi?nin yetkilisi Ettai ile Ortadoğu üzerine çarpıcı bir söyleşi gerçekleştirdi. İşte röportajın tam metni...

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-12-04 12:55:00

İhvan sözcüsü İran ve el-Kaide?yi topa tuttu!


Haber Merkezi/TIMETURK

Irak Hükümeti, ABD ile masaya oturarak Güvenlik Antlaşması?nın geçen hafta belirlenen son şekline imzayı attı.

Iraklı Sünni direniş grupları ve Mukteda es Sadr?ın başını çektiği Iraklı Şiiler antlaşmanın Irak?taki işgali tanımak anlamına geldiğini ilan ederek, Irak Hükümeti?ne yönelik eleştirilerini daha da sertleştirdiler. Hatta Lübnan Hizbullah?ı sürpriz bir çıkış yaptı ve Iraklı Vekillerden bu antlaşmayı tanımamalarını istedi.

Fakat İran?a yakınlığıyla bilinen Maliki Hükümeti?nin meclisteki gücü ve Irak?ın en güçlü adamı olan Ayetullah Sistani?nin tarafsız kalarak bir bakıma antlaşmaya onay vermesi Güvenlik Antlaşmasının imzalanmasını kolaylaştırdı. Artık Irak yeni bir döneme girdi, bakalım Irak?ta bundan sonra ne gibi gelişmeler yaşanacak. Biz de geçen hafta Güvenlik Antlaşması ile ilgili görüşlerine başvurmak için Irak İslam Partisi?nin siyasi sözcülerinden olan Abdulmelik Emin Ettai ile bir araya geldik.

İhvan?ı Müslimin?in Irak kanadı olarak bilinen Irak İslam Partisi?nin Şam Sorumluluğunu da yürüten Ettai?ye önce Güvenlik Antlaşması ile ilgili sorular sorduk. Konular konuları açtı ve Ettai  tartışma oluşturacak açıklamalarda bulundu.

Bu açıklamaların en önemlileri ise Ettai?nin Suriye İhvan'ı ve İran hakkında sarf ettiği sözlerdi. İlk defa bir İhvan yetkilisi Suriye İhvan-ı?nı sert bir dille eleştirdi. Ettai ayrıca İran?a ve Irak El Kaidesi?ne de verdi veriştirdi. İşte o açıklamalar?

Bir bölümü Gerçek Hayat Dergisinde yayınlanan röportajın tam metnini yayınlıyoruz:

-Irak Hükümeti, Güvenlik Antlaşmasına imza attı. Siz Güvenlik Antlaşması hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu antlaşma Irak Halkının faydasına mı, yoksa zararına mı olacak?

Güvenlik Antlaşması hem Amerika?nın hem de Irak?ın faydasına olan bazı maddeleri içerdiği gibi, iki devletin zararına olan bazı maddeleri de içeriyor. Irak şu an işgal altında olan bir devlettir ve işgal altında olan bütün devletler irade ve kuvvet olarak zayıftır. Biri zayıf, diğeri güçlü olan iki devlet arasında yapılan antlaşmalarda güçlü olan devlet her zaman daha karlı çıkar. Güvenlik Antlaşmasından da Amerika daha karlı çıktı. Fakat bu antlaşmada Irak Halkının faydasına olan bir çok madde de var. Biz Güvenlik Antlaşmasının halka sorulmasını talep ediyoruz. Antlaşmadaki bazı maddeler değiştikten sonra Irak?ta bir referandum yapılsın ve halk onay verirse antlaşma kabul edilsin. Biz halkın isteğinin gerçekleşmesinden yanayız.
-Bu konuyu biraz daha açalım. Irak Halkı Güvenlik Antlaşmasından nasıl faydalanacak? Irak?taki genel tabloya baktığımızda işgal karşıtı grupların tamamı bu antlaşmaya karşı çıkıyor.
Şu an Irak Ordusu son derece zayıf. Irak Polisi ve Askeri?nin kendini koruyacak gücü yok. Biz, Irak Ordusu?nun daha da güçlenmesini istiyoruz. Irak?a, Irak?ın yerli asker ve polisi hükmetmeli. Ayrıca Amerika Irak?tan tedrici olarak çekilmeli, hemen çekilirse Irak?ta büyük bir boşluk oluşur ve daha fazla kan akar. Antlaşmaya göre de Amerikan Ordusu Irak?tan hemen çekilmeyecek, yavaş yavaş çekilecek. Irak Halkı bu yönüyle Güvenlik Antlaşmasından istifade edecek. Amerika Irak?tan çekilmeli, fakat bu çekiliş bir program dahilinde yapılmalı ve bu esnada Irak Ordusu da güçlendirilmeli.

-Fakat Antlaşmaya göre ABD açacağı üstler vasıtasıyla Irak?taki varlığını sürdürecek. Bu bir anlamda Irak?ın sömürgeleştirilmesi anlamına gelmiyor mu?

Evet, biz de bu maddeye karşı çıkıyoruz. Amerika Irak?tan tamamen çekilmeli ve bütün otorite Irak Hükümeti?ne devredilmeli. Irak Halkı ülkesinde yabancı bir devletin askeri üs kurmasını istemiyor. Askeri üsler Irak?ı sömürge haline getirir. Fakat ABD Askerleri Irak?ta kısa bir vakit daha kalmalı.

-Sizce ABD Askerleri Irak?ta ne zamana kadar kalmalı?

Irak Ordusu Irak?a tamamen hâkim olacak güce ulaşana kadar Amerika Askerleri Irak?ta kalmalı. Aksi takdirde Irak çok karışır.

-Güvenlik Antlaşmasına göre 2009 yılının ilk yarısında Amerikan güçleri tüm şehirlerden, mahallelerden köylerden ve kasabalardan üslerine çekilecek. Irak'ın tamamından ise 2011 yılında çıkacak. Sizce bu madde hayata geçirilecek mi? ABD Askerleri Iraktan çıkacak mı?

Amerika Irak?tan kendi başına asla çıkmaz. Fakat Irak Halkı kendi arasında birlik ve beraberliği sağlayıp güçlü olursa, ayrıca Irak Hükümeti de asker ve polisiyle güçlü hale gelirse işte o zaman Amerika Irak?tan çıkmak zorunda kalır. Irak Halkının bugün en çok ihtiyaç duyduğu şey birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberliği sağlayamadığımız sürece Irak?taki işgal sona ermez. Aramızdaki ihtilafları terk etmeliyiz ve birbirimizi anlamaya çalışmalıyız. Iraklı gruplar birbirleriyle kavga ederek işgal güçlerine yardımcı oluyorlar. Bütün Iraklılar en yakın zamanda vatanları için birleşmeliler. Ayrıca Irak Hükümeti de belli bir kesimi temsil eden değil; bütün grupları temsil eden bir konuma gelmeli.

HEPİMİZ AYNI KÜLTÜRÜN EVLATLARIYIZ

-Iraklı Sünni grupların çoğunluğu İran?ın Irak politikasını sert bir şekilde eleştiriyor. Siz İran?ın Irak politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biz Şiilerle Sünniler, Farslarla Araplar arasındaki ayrılığa karşı çıkıyoruz. Bu ayrımcılık doğru bir ayrımcılık değil. Hepimiz aynı kültürün, aynı dinin, aynı coğrafyanın evlatlarıyız. İran, devlet politikası olarak çevresindeki ülkelere yayılmaya, bu ülkeleri etki alanına almaya çalışıyor. Bu nedenle sizin dedeleriniz hep İran ile harp halinde oldular. İran sadece Irak?a değil civarındaki bütün ülkelere hâkim olmaya, bu ülkelerdeki gücünü arttırmaya çalışıyor. İran bazılarının iddia ettiği gibi Şii Mezhebini savunmuyor, bölgede yeniden bir Fars Hâkimiyeti oluşturmak için bu mezhebi kullanıyor.

Bugün İran Amerika?dan daha fazla Irak?a hâkim durumda. İran, askerî olarak değil; fikri ve iktisadi olarak Irak?a hâkim oldu. Bir devlet ülkenize sadece askerî olarak hâkim olsa savaşarak o devleti ülkenizden çıkarırsınız. Fakat fikri ve iktisadi olarak ülkenize hâkim olan bir devleti ülkenizden çıkarmanız oldukça zordur. Biz İran?ın Irak?tan uzaklaşmasını, Irak?ı terk etmesini istiyoruz. İran Farisi emellerine ulaşmak için yayılmacı politikalarını sürdürmeye devam ederse, sadece Iraklıların değil; İslam Dünyası?nın büyük çoğunluğunu oluşturan diğer ülkelerdeki Sünnilerin de tepkisini çekecek. Amerika da, İran da Irak?tan çıksın ve Irak?ı Iraklılar yönetsin. Biz ülkemizi yönetmek için başka bir devlete ihtiyaç duymuyoruz.

?EL KAİDE ZAYIFLADI?

-Hizbi İslami?nin en büyük düşmanlarından biri de El Kaide. El Kaide liderleri Hizbi İslami mensuplarını sık sık ölümle tehdit ediyorlar. El Kaide ile aranızdaki sorunun temeli nedir? Ayrıca El Kaide Hizbi İslami?ye niçin bu kadar kızgın?

Hizbi İslami?nin savunduğu İslam anlayışı vasat, mutedil bir İslam anlayışıdır. Hizbi İslami tekfire, aşırılığa uzak bir gruptur. Müslümanların büyük çoğunlu da bu anlayışı taşımaktadır. Biz bu anlayışın gerçek İslam olduğuna inanıyoruz. Fakat Irak?taki El Kaide kendisine biat etmeyenleri tekfir eden ve onların kanını helal gören aşırılık yanlısı bir grup. Onlar tekfirci ve harici görüşleriyle İslam?dan uzaklaştılar ve bir çok Iraklıyı katlettiler. El Kaide Irak?ta sadece Şiileri değil, Sünnileri de öldürüyor. Tıpkı İsam El Ravi?yi öldürdükleri gibi. Iraklılar El Kaide?yi ülkelerinde istemiyorlar. Sünnilerin büyük bir kısmı El Kaide?ye savaş ilan etti. Çünkü El Kaide tıpkı Amerikalılar gibi Iraklıları öldürüyor. Biz El Kaide?nin tekfirci ve aşırı görüşlerine karşı çıkıyoruz, bu nedenle El Kaide bizi ölümle tehdit ediyor. Bakın, El Kaide Irak?ta artık çok zayıf. Önceden Irak?taki bir çok bölgede El Kaide güçlüydü; fakat artık eski gücünü kaybetti ve şu an El Kaide?nin Irak?ta hâkim olduğu küçük bir bölge dışında hiçbir bölge kalmadı. Irak Halkı işgal başladığı zaman El Kaide?yi tanımıyordu ve bazı Iraklılar El Kaide?ye yardımcı oldular. Fakat daha sonra Irak El Kaidesi?nin tekfirci olduğunu gördüler ve hata yaptıklarını anlayarak El Kaide?den ayrıldılar.

-Hizbi İslami bazı kesimler tarafından hükümete girdiği ve siyasi sürecin içinde yer aldığı için işbirlikçi olmakla suçlanıyor. Bu suçlamalara cevabınız nedir?

Biz geçmişte Saddam Hüseyin?e muhalif bir gruptuk ve Irak?taki Saddam Yönetimi?nin değişmesini istiyorduk. Bu değişimin dışardan gelecek olan işgal güçleri vasıtasıyla değil; Irak Halkının eliyle gerçekleşmesini talep ediyorduk. Her ne olursa olsun Amerika?nın Irak?a girmesine, Amerika ile işbirliği yapılmasına karşı çıktık. Londra ve Erbil?de yapılan toplantılarda Saddam Yönetimini devirmek için Amerika ile ortak hareket edilmesini kabul etmediğimizi açıkça söyledik. İşgale karşı çıktık; fakat işgali engelleyemedik. İşgalden sonra Irak?ta yeni bir hükümet kuruldu. Biz de Irak?taki işgali sona erdirmek için hükümete katıldık. Koltuğu sevdiğimiz veya işgali onayladığımız için değil. Irak?ta söz söylemek istiyorsanız ve Irak?ta bazı olumsuzlukları değiştirmek istiyorsanız mutlaka siyasi sürecin içinde olmalısınız. Hükümete girerken amacımız işgale karşı siyasi alanda mücadele etmek ve Irak Halkını korumaktı. Hizbi İslami olarak işgale karşı hem siyasi hem de askeri alanda mücadele edilmesini savunuyoruz. Bu nedenle bazı arkadaşlarımız silahlı mücadele veriyor, biz de siyasi mücadele veriyoruz. Bugün Irak?ta Sünnilerin hepsi siyasi sürece dahil olsalardı, durumlar daha farklı olurdu ve sesimiz daha güçlü çıkardı. Siyasi ve askeri mücadele yöntemleri birbirlerini destekleyen mücadele yöntemleridir.

- Irak?taki işgal hala sürüyor ayrıca uzun zamandır hükümette olmanıza rağmen işgal güçlerini ülkenizde çıkartamadınız ve şu anda Irak?ta huzur ve güven yok. Bugünden baktığınızda hükümete girerek doğru bir karar aldığınızı düşünüyor musunuz?

Biz bugün 5 bakanlığı elimizde bulunduruyoruz. Eğer biz siyasete girmeseydik bu bakanlıkları başka gruplar denetim altına alacaktı ve Irak Halkının durumu bugünden çok daha kötü olacaktı. Biz elimizde bulundurduğumuz birimlerde hakkı, adaleti ve hukuku sağladık. Fakat bizim gücümüz bu kadara yetiyor. Eğer bütün Sünniler siyasi sürece girseler daha da güçleneceğiz ve bir çok bakanlıkta hakkı ve adaleti sağlayacağız. Fakat bir takım Sünniler hükümete girilmesine karşı çıkıyorlar. Hatta orduya, askeriyeye girilmesine de karşı çıkıyorlar. Yanan ev dışardan söndürülmez, içeri girmeniz ve yangını içerden söndürmeniz gerekir.

IRAK'TA CANLI BOMBA EYLEMLERİ İSLAM DIŞI

-Özellikle Bağdat?ta, Hükümetin denetimi tamamen ele geçirdiğini ve Bağdat?ı terk eden Iraklıların evlerine geri döndüklerini duyuyoruz. Ayrıca Irak Ordusunun Bağdat?taki direnişi tamamen bitirdiği de söylentiler arasında. Bunlar doğru mu?

Geçmişte Irak Askeri ve Polisi başta Bağdat olmak üzere bir çok yeri kontrol altında tutamıyordu ve buralarda teftiş yapamıyordu. Hatta bazı bölgeler El Kaide tarafından ele geçirilmişti. Fakat şu an Bağdat?ın her yeri hükümete bağlı askerlerin kontrolü altında. El Kaide Irak?ta geçmişe göre çok zayıfladı. Sınırlı da olsa Irak?taki direniş sürüyor. İslam, intihar etmeyi yasaklıyor; fakat El Kaide bağlılarına intihar etmelerini emrediyor.

-İntihardan kastınız canlı bomba eylemleri mi?

Evet. Bu tür eylemler dinimizce yasaklanmıştır. Bir Müslüman nasıl böyle bir yöntemi kullanabilir? İntihar eden bir Müslüman kafir olarak ölür.

IRAK VE FİLİSTİN'İN KOŞULLARI FARKLI

-Sizin grubunuz olan Hizbi İslami, İhvan-ı Müslim?in ekolünün Irak?taki temsilcisi olarak biliniyor. Filistin?deki Hamas Hareketi de İhvan ekolünden geliyor ve Hamas İsrail Askerlerine karşı canlı bomba eylemleri gerçekleştiriyor. Hamas?ın eylemlerini de mi yanlış buluyorsunuz?

Hamas?ın eylemleri başka. Ölü insanın etini yemek haramdır; fakat bir insan hayatta kalabilmek için ölü eti yemekten başka bir seçeneğe sahip değilse o insana ölü eti yemek caiz olur. Hamas, başka seçeneği olmadığı için bu yöntemi kullanıyor. Fakat Irak?ta durum farklı. Irak?ta İşgalcilere zarar verebilmek için her türlü imkan var ve Amerikan Askeri öldürmek için kendinizi patlatmak zorunda değilsiniz.

ABD SURİYE?YE NİÇİN SALDIRDI?

-Irak?taki ABD Askerleri geçtiğimiz haftalarda Suriye?ye yönelik bir saldırı gerçekleştirdi ve 8 Suriye vatandaşı bu saldırıda hayatını kaybetti. ABD böyle bir vakitte niçin Suriye?ye saldırdı?

Amerikalı Yetkililer diyor ki: ?Suriye?den Irak?a direnişçiler giriyordu ve bu direnişçileri engellemek için Suriye?yi bombaladık? Bu ifade kesinlikle doğruyu yansıtmıyor. İran?dan da bazı gruplar ABD?ye zarar vermek için Irak?a giriyorlar ve ABD Yönetimi bunu biliyor. Fakat Amerika İran?ı sadece kınıyor. Peki; Amerika böyle bir vakitte basit bir bahaneyle Suriye?ye niçin saldırdı? Bunun sebebi Irak Hükümeti ile Suriye Hükümeti arasında son zamanlarda güzel ilişkiler kurulmasıdır. Amerika bu ilişkileri bozmak için saldırıyı gerçekleştirdi. Amerika Irak Hükümeti?nin Suriye?ye yaklaşmasını istemiyor, bunu engellemek için de elinden geleni yapıyor.
OBAMA'DAN UMUTSUZUZ

-Arapların bir kısmı Obama?nın Irak?taki işgali sona erdireceği yönünde bir düşünceye sahip. Bu düşünceye katılıyor musunuz?

Amerika?nın dış politikası tamamen sömürü üzerine kurulmuştur. Amerika?nın liderleri değişir fakat siyaseti değişmez. Bazen kendi aralarında fikir ayrılıkları olur. Bir grup Amerikalı Yönetici ?askeri yöntemlerle ülkeleri sömürelim? der; diğer bir grup ise ?askeri değil iktisadi veya kültürel olarak sömürelim? der. Fakat sömürgeci mantık hiç değişmez. Ayrıca ABD?nin yönetimi başkanın elinde değildir. Obama ABD Askerlerini Irak?tan çekmek istiyor. Bunu Iraklıları çok sevdiği için istemiyor; Amerikan Halkının maslahatı için istiyor.

-Obama?nın ABD Askerlerini Irak?tan çekmek istemesinde direnişin de etkisi olamaz mı?

Olamaz. Irak?taki direniş bugün geçmişe göre çok zayıfladı. ABD Irak?tan direnişin etkisiyle çekilseydi daha önceleri Irak?ı terk ederdi. Çünkü bir dönem direniş büyük bir güce ulaşmıştı. Şu anda da Irak?ta direniş grupları var; fakat bir hayli zayıfladılar. Amerikan Halkı bu harpten artık bıktı; halkın büyük çoğunluğu askerlerin Irak?tan çekilmesini istiyor. Obama da seçimleri ?beni seçerseniz Irak?tan çıkacağız? diyerek kazandı. Eğer Obama askerlerinin tamamını Irak?tan çekerse, biz Obama?yı alkışlarız. Fakat çekmezse Obama?ya muhalif oluruz.

-Irak?taki etkin direniş gruplarından biri olan Irak?ın Haması isimli grubun sizin tarafınızdan finanse edildiği iddia ediliyor. Bu iddia doğru mu?

Biz direnişle birlikteyiz. Bunu hiçbir zaman reddetmedik. ABD İşgaline karşı çıkan her Iraklı direnişin yanındadır. Fakat biz silahlı direnişin içinde değiliz, çünkü silahlı direniş bir ihtisas alanıdır ve bu alanda uzman olmak gerekir. Benim uzmanlık alanım siyaset, bazı kardeşlerimizin uzmanlık alanı ise harp. Fakat hepimizin hedefi bir. Bu hedef işgal güçlerini Irak?tan çıkarmaktır. Bir demirci marangozun işinden anlamaz ve demirci marangozluk yapmaya kalkarsa hata yapmış olur. Bu nedenle yöntem olarak biz siyasi ve silahlı direnişi birbirinden ayrı tutuyoruz. Bir adam Amerikan askeri öldürürse bu direniştir; bir başka adam da meclisten siyasi olarak Irak Halkının menfaatine olacak bir karar çıkartırsa bu da direniştir. Biz de silahlı direnişe katılanlar siyasete karışmazlar, siyasete karışanlar ise silahlı direnişe katılmazlar.

?UYANIŞ KONSEYLERİNİ DESTEKLİYORUZ?

-Sünni Kabilelerin bir kısmı El Kaideye karşı Uyanış Konseyleri adı altında örgütlendiler ve mücadeleye başladılar. Hatta ABD Ordusundan silah ve para desteği alan Uyanış Konseyleri El Kaide?ye büyük zararlar da verdi. Siz Uyanış Konseylerine nasıl bakıyorsunuz?
Uyanış Konseylerinin içindeki Sünnilerin bir çoğu daha önce El Kaide?ye destek oluyorlardı. Hatta o dönem El Kaide Irak?ta bir hayli güçlendi. Fakat El Kaide silahlarını Sünnilere de çevirince bu insanlar El Kaide?den ayrılıp Amerika?nın da desteğiyle Uyanış Konseylerini kurdular. Şu an Sünnilerin etkili oldukları her bölgede Uyanış Konseylerine bağlı gençler var. Bu gençler El Kaide?ye karşı yakınlarının canlarını koruyorlar. Uyanış Konseyleri El Kaide?yi bir çok bölgeden çıkarmayı başardı. Biz Uyanış Konseyleri?nin bu mücadelesini destekliyoruz, çünkü bu insanlar canlarını korumak için silaha sarıldılar ve şu an evlerini koruyorlar.

-Statüsü netleşmeyen bölgelerden biri de Kerkük. Kürt Yönetimi Kerkük için hak iddiasında bulunuyor hatta Kerkük?ün tamamen Kürt Yönetimine bağlanması bile isteniyor. Sizce Kerkük?ün konumu ne olmalı?

Biz bir İslami hareketiz; bu nedenle insanları ırklarına göre ayırmıyoruz. Kürt de bizim kardeşimizdir, Türkmen de. Biz bütün Iraklıları dinlerini, ırklarını ayırmadan birlik olmaya, vatanı savunmaya çağırıyoruz. Irak içinde federal bir yapı kurulmasına veya bir bölgenin Irak?tan ayrılmasına karşı çıkıyoruz. Kerkük, Erbil ve diğer şehirler Irak?ın şehirleridir, sonsuza kadar da böyle kalmalıdır. 50 sene bu topraklarda Şii?si, Sünni?si, Türkmen?i, Arap?ı, Keldani?si birlikte yaşadık. Kerkük ne Kürtlerindir, ne de Türkmenlerindir. Kerkük Iraklılarındır.
-Türk Ordusu?na karşı savaşan PKK şu an Irak Topraklarını merkez edinmiş durumda ve Irak Yönetimi PKK?ya yönelik ciddi bir kısıtlama getirmiyor.

Niçin?

Kürtlerin bir kısmı Kürdistan?ı oluşturma fikri taşıyorlar. Bu düşünceye sahip olanlar bu hayallerini hiçbir zaman gerçekleştiremezler. Çünkü böyle bir devlete ne Türkiye, ne Suriye, ne İran ne de Irak Yönetimleri izin verir. Bölgede Kürdistan Devletini kurmayı düşünenler İsrail ve Amerika?dan açıkça destek alıyorlar. Biz PKK?ya muhalifiz ve PKK?nın Irak sınırlarını kullanarak Türkiye?ye saldırmasından son derece rahatsızız. PKK?nın Türk Hükümeti ile bir sorunu varsa Türk Hükümetine sorunlarını anlatma yolunu denesin ve Türk Hükümeti ile diyalog yolları arasın. PKK?nın Türk Ordusu?na yönelik saldırılarının sorumlusu Kürt Yönetimidir. Kürt Yönetimi kardeş ülke Türkiye?ye yapılan saldırıları engellemelidir.

-ABD Kürt Yönetimine gerek askeri, gerekse de ekonomik olarak sürekli destek veriyor. Kürt Yönetiminin askeri, siyasi ve ekonomik olarak güçlenmesi Irak?ın geleceği açısından herhangi tehlike teşkil ediyor mu?

Amerika Kürtleri sevdiği veya onları mazlum olarak gördüğü için korumuyor, Amerika Kürtleri onlardan faydalanmak için koruyor. Bunu Kürtler de biliyor; Kürtler de Amerika?dan faydalanmaya çalışıyorlar. Fakat Amerika?nın bu işbirliğinde karı daha fazla olacak. Peşmergenin Amerika tarafından bu kadar güçlendirilmesi Irak?ın geleceği için büyük bir tehlike.

Amerika Kürtlere, İran da bazı Şii gruplara silah desteği vererek Irak?ın bugünü ve yarınını tehlikeye atıyorlar. Bu destek Irak?ta iç savaş çıkarma çabası anlamına gelmektedir. Peşmergelere ve bazı Şii gruplara verilen silah desteği bütün Iraklıları kaygılandırıyor.

-Sünnilerin bir kısmı Irak Ordusu?nun Saddam zamanındaki Irak Ordusu mensuplarından oluşmasını istiyorlar. Sizin de böyle bir isteğiniz var mı?

Askeriyeden kim anlıyorsa ve askeriye kimin uzmanlık alanıysa Irak Ordusu?nda o görev almalı. İşgalden sonra askerlikten anlamayan bir çok insana Irak Ordusu?nda görev verildi. Bu insanlar orduya alınırken ırklarına veya mezheplerine göre orduya kabul edildiler. Bir çoğu askeri alanda ihtisas sahibi olmadıkları halde rütbe aldılar. Böyle bir ordu başarılı olabilir mi? Bizim için kişinin Saddam?ın Ordusu?nda görevli olması değil; askeri alanda uzman olması önemlidir.

EN İYİ HÜKÜMET TÜRKİYE HÜKÜMETİ

-Türkiye Hükümetinin Irak Politikasını nasıl buluyorsunuz?

Türkiye Hükümeti adil ve hukuk devletidir. Türk Hükümeti mazlum insanların hakkını savunur. Türkiye Hükümeti Irak Halkının özgür olmasını istiyor ve bizim de Türk Hükümeti ile ilişkilerimiz son derece iyi. Benim şahsi görüşüme göre şu an İslam Dünyası?nda en iyi hükümet Türk Hükümeti?dir. Hatta Arap Dünyası?nda Türk Hükümeti?nin misli yok.

-Suriye?de İhvan devlet tarafından yasadışı bir örgüt olarak kabul ediliyor. Sizin grubunuz da İhvan?ın Irak kanadı olarak biliniyor, fakat siz Suriye?de son derece rahatsınız, hatta siyasi büronuz bile var. Bu bir paradoks değil mi?

İhvan-ı Müslimin tek bir grup değildir ve Irak İhvan-ı ile Suriye İhvan-ı görüş olarak birbirine benzemeyebilir. Biz Suriye İhvanı?nı hatalı görüyoruz. Çünkü onlar Suriye?deki rejimi yıkmak için silaha sarıldılar. Biz kardeşiz, kardeş kardeşe silah sıkmamalı. Bu nedenle Suriye İhvan-ı silaha sarılmak yerine Suriye Hükümeti ile diyalog kurmanın yollarını aramalıydı. Diyalog yolunu seçmedikleri için de başarılı olamadılar. Silah çoğu zaman sorunları çözmez, sorunları daha da çözülmez hale getirir. Suriye Yönetimi ile ilişkilerimiz çok iyi. Onları kardeşlerimiz olarak görüyoruz. Suriye Yönetimi de Irak İhvan-ı?nın Suriye İhvan?ından farklı görüşlere sahip olduğunu biliyor.

Biz Saddam Hüseyin?e muhaliftik; fakat hiçbir zaman Saddam?a karşı silaha sarılmadık. Böyle bir girişimden en çok Irak Halkının zarar göreceğini düşündük. Hasan el Benna insanları silah kullanmaya çağırmadı, o insanları birbirleriyle görüşmeye, diyalog kurmaya çağırdı. Biz devrimci hareketlere de karşı çıkıyoruz. Diyalog, seçim ve insanların birbirlerini anlamalarını savunuyoruz. Zaman hep bizi haklı çıkardı, bu yoldan çıkanlar ise hep pişman oldular.



 

Haber Ara