Financial Times gazetesinde yer alan yazıdan bazı satırlar özetle şöyle:
'Tarihçiler bazen birleştiriciler ve parçalayıcılar olarak ikiye ayrılır. Parçalayıcılar, sorunları ufak parçalara ayırmayı severler. Birleştiriciler ise hepsini birbiri ile ilişkilendirir.'
'Müstakbel Ortadoğu barış elçileri de bu şekilde ele alınabilir. Birleştiriciler, tüm bölgeyi, yani Irak, Lübnan, Suriye, İsrail-Filistin, hatta İran'ı birlikte ele alır. Parçalayıcılar ise tüm bu sorunlarla ayrı ayrı ilgilenmek ister.'
'İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'in, ABD seçiminin olduğu gün yaptığı konuşmadaki mesaj birleştiricilikti. Filistin konusunun çözümünün tek yolunun Ortadoğu'da geniş kapsamlı yeni bir düzenleme olacağını söylüyordu.'
'Elbette birleştiriciliğin belli bir cazibesi var. Tüm Ortadoğuyu tek seferde çözme fikri çok güzel.'
'Obama parçalayıcı olabilir'
Gideon Rachman yazısının bu noktasında 'Peki Obama acaba nasıl bir yol izleyecek?' diye soruyor ve cevabını da yine kendisi veriyor:
'Bence pratik siyaset anlayışı gereği Obama, parçalayıcı olmak zorunda. Dış politikadaki ilk önceliği de İsrail-Filistin sorunu olmayacak. Avrupalı diplomatlara göre ise Obama bu sorunu öncelikleri arasına almış durumda.'
'Bu konuyu geciktirmek doğru olmaz, çünkü bu sorun Ortadoğu'daki tüm diğer meselelerin çözümü için de bir anahtardır.'