Önceki gün Yeşiller Partisi'nin eşbaşkanlığına seçilen Özdemir, 'Biz Almanyalı Türkler, bazılarının tahmin ettiğinden çok daha fazla Almanız' dedi. Özdemir, 'Bild am Sonntag' gazetesine verdiği demeçte, 'Kendinizi ne zaman daha fazla Türk, ne zaman daha fazla Alman olarak hissediyorsunuz' sorusuna karşılık, 'Ben bir Türk ailenin çocuğu olarak Schwaben toplumunun arasında yetiştim. Bir eve gireceğim zaman, Türklerde adet olduğu gibi her zaman ayakkabılarımı çıkartıyorum. Ancak Türkiye'de olduğum zaman da dakiklik ve disiplin konusunda düşünürken kendimi yakalıyorum. Bu da gösteriyor ki, biz Almanyalı Türkler, bazılarının tahmin ettiğinden çok daha Almanız' diye konuştu.
Almanya'da yoğun şekilde izlenen 'Tatort' adlı polisiye dizide ilk kez Mehmet Kurtuluş ile bir Türk kökenlinin komiser rolünü üstlendiğinin ve ilk kez bir Türk kökenlinin Alman parti başkanı olduğunun hatırlatılması ve bunun Türklerin artık Alman toplumuna tümüyle dahil olduklarını gösterip göstermediğinin sorulması üzerine de Özdemir, 'En azından bir değişim süreci yaşandığını gösteriyor. Mehmet Kurtuluş'un komiser rolünde oynaması ve herkesin kendisini beğeniyle izlemesi beni hem sevindiriyor hem de gururlandırıyor. Ancak bu konuda konuşmamız bile, bir Almanyalı Türkün önemli bir konuma geldiğinde bunun hala normal karşılanmadığını gösteriyor' dedi.
'İZİN VERMEZLER'
'Dışlanmışların ve ezilmişlerin sesi olacağım' diyen Özdemir önyargılara karşı verdiği savaşta yanında olanlara teşekkür etti. Henüz 29 yaşındayken Alman federal meclisine girerek gelecekte yakalayacağı başarıların sinyalini veren Özdemir, Almanların yabancı düşmanlığına karşı savaşma kararını 15 yaşındayken aldı. Yeşiller Partisi'nin gençlik kollarına üye olan genç Özdemir yavaş ve emin adımlarla siyaset basamaklarında ilerledi. Siyasete girme isteği en başta ailesinin tepkisiyle karşılaşmasına neden oldu.
'Nasıl olsa ilerlemene izin vermezler' diyenlere kulaklarını kapatan Özdemir, tüm önyargılara başarılı bir eğitim ve kusursuz Almancasıyla yanıt verdi. Üçüncü sınıftan terk fabrika işçisi bir babanın ve annenin oğlu olan Özdemir ilköğretimini bitirdikten sonra öğretmenleri tarafından meslek okuluna gönderildi. Ancak yabancı kökenli ve bir işçi ailesinin oğlu olduğu için meslek okuluna gönderilen Özdemir mesleki eğitimi aldıktan sonra üniversiteye geçerek sosyal pedagog oldu.
'YEŞİLLER'İN ÖZDEMİR'İ OLSAM YETER'
Özdemir, 'Siz Yeşillerin Cem Obama'sı mısınız' sorusu üzerine de 'Ben Yeşiller'in Özdemir'i olsam bana yeter. Obama'nın ilginç yanı, hem beyaz hem siyahi olması. Bu sıkça unutuluyor. Ancak bu bağlayıcı unsur benim için önemli. Benim isteğim, günün birinde Anadolu'dan gelindiğinin bir önem taşımaması' dedi.
'Türk kökenli biri başbakan olabilir mi' sorusuna karşılık da insanın inancının, cinsiyetinin ve ana dilinin önemli bir etken olmaması gerektiğini söyleyen Özdemir, Almanya'da yaşayan her insanın aynı yolda gitmesi gerektiğini ifade ederek, göçmenlerin de Almanya'nın yurtları olduğunu kabullenerek, farklı kökenden gelseler bile bir Alman olabileceklerini anlamaları gerektiğini kaydetti.
'Berliner Morgenpost' gazetesi de 'Özdemir daha fazla çehre gösterilmesini istiyor' başlığıyla verdiği haberde, Yeşiller Partisi'nin Alman meclisi grubu Başkanı Fritz Kuhn'un sürpriz bir şekilde 16 kişilik parti kuruluna seçilemediğine işaret ederek, delegelerin kendisini, Baden-Württemberg eyaletinde milletvekili adaylığını koyup başarısız kaldığında Özdemir'i yeteri kadar desteklemediği için cezalandırdıkları görüşüne yer verdi.
'Welt am Sonntag' gazetesi, 'Cem Özdemir kendisinin elçisi' başlığıyla yayımladığı bir yorumda, Özdemir'in, konularından dolayı değil kendisi olduğu için eş başkanlık görevine seçildiği savunuldu.
Göçmen kökenli biri olarak azimli davranarak Alman toplumu içinde kabul görmeye çalıştığı ve bunu siyasi yollardan elde ettiği ifade edilen yorumda, 'Cem Özdemir doğru kişi mi' şeklindeki soruyla ilgili olarak da şu görüşlere yer verildi:
'Belki de 'evet'. Partiye ihtiyacı var. Kendisi için de partininbaşarısız olmasına izin veremez. Belki sırtı duvara dayalı olarak hiç beklenmedik güçler ortaya çıkartır. O zaman yaşam öyküsü, gerçekten de başarılı şekildes onuçlanan bir göç öyküsüne dönüşebilir.'
'TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ İÇİN 10 YIL VAR'
Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanlığına seçilen Cem Özdemir, Türkiye'nin henüz AB'ye üye olabilecek olgunluğa erişmediğine inanıyor. Cem Özdemir, bu konuda yaptığı bir açıklamada 'Türkiye, gerçekçi olarak 10 yıl içinde AB'ye girebilecek duruma gelebilir' dedi.
Deutsche Welle'e göre, Cem Özdemir, Türkiye'nin AB üyeliği hedefine ilişkin açıklamalarında 'Türkiye'nin bugün henüz AB'ye üye olabilecek olgunluğa erişmediğini' söyledi.
ABHaber tarafından yansıtılan açıklamalarda, Türkiye'nin 10 yıl içinde AB üyesi olabileceği tahmininde bulanan Özdemir, 'Türkiye'de özellikle kadın-erkek eşitliğinin ülke çapında hukuki açıdan tam olarak sağlanması gerektiğini' ifade etti.
Özdemir, 'Çok sayıda Türkün, müzakereler sonucunda Türkiye'nin yine de AB üyesi olamayacağı, Avrupa ülkelerinin önlerine yeni engeller çıkartacağı endişesini taşıdığını' kaydetti.
GAZETECİLİK YAPTI
Serbest gazeteci olarak çalışmaya başlayan Özdemir 5 yıl eyalet meclisinde görev yaptıktan sonra 1994'te Federal meclise girdi. Özdemir 2004'te Avrupa Parlamentosuna Dış İlişkiler Komisyonu üyeliğine seçildi. Altı ay önce eşbaşkanlığı adaylığını açıklayan Özdemir çifte vatandaşlığı savunanların başında yer alıyor.
Kaynak: Ajanslar