Dolar

34,9477

Euro

36,7178

Altın

2.978,32

Bist

10.125,46

'Şiir Köprüsü Berlin-İstanbul' etkinliği şairleri buluşturdu

Türkiye ve Almanya'dan farklı kuşaklara mensup altı şairi bir araya getiren 'Şiir Köprüsü Berlin-İstanbul' etkinliğinin ikinci ayağı önceki akşam İstanbul'da, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2008-11-08 09:12:00

'Şiir Köprüsü Berlin-İstanbul' etkinliği şairleri buluşturdu




Türkiye ve Almanya'dan farklı kuşaklara mensup altı şairi bir araya getiren 'Şiir Köprüsü Berlin-İstanbul' etkinliğinin ikinci ayağı önceki akşam İstanbul'da, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

'Türkiye'deki Almanya Kültür Esintisi' etkinliği kapsamında düzenlenen şiir dinletisine Türkiye'den Gonca Özmen, Refik Durbaş ve Haydar Ergülen'in katılacağı duyurulmuştu. Fakat Durbaş geçirdiği rahatsızlıktan dolayı geceye katılamadı. Beşir Ayvazoğlu'nun yönetiminde gerçekleştirilen programa Almanların ilgisi Türklerden fazlaydı. Etkinliğin ilk ayağı, eylül ayında Berlin'de yapılmıştı. Şiir atölyesinde bir araya gelen şairler, dört gün boyunca birbirlerinin şiirlerini çevirmişlerdi. Önceki akşamki etkinlikte şairler, bu çevirilerden üçer şiiri aslı ile birlikte okudu.

Gecede konuşan Orient-Institute İstanbul Müdürü Stefan Leder, çevirinin şiir yazmak kadar zor bir iş olduğunu söyledi. Berlin Edebiyat Enstitüsü Müdürü Thomas Wohlahrt ise 'Şairler, kendilerinin en iyi tercümanlarıdır.' dedi. Programda ilk olarak Gonca Özmen ve Ulrike Almut Sandig kendi şiirlerini ve çevirdikleri şiirleri okudu. Beşir Ayvazoğlu okumaların sonunda iki şaire çeviri sırasında yaşadıkları zorluğu sordu. Sandig, 'Gonca Özmen ile imgelerimizin farklılığı biraz bizi zorladı. Yüz yüze uzun konuşmalarımız ve Gonca'nın şiir okurken nasıl soluk alıp verdiğini duymam ise işimi kolaylaştırdı.' dedi. Şiirin yakıcı bir tarafının olduğunu söyleyen Gonca Özmen ise 'Şairler nerede olurlarsa olsunlar onların hep kardeş olduklarına inandım. Bu proje ile bu inancım daha da pekişti.' dedi.

İkinci bölümde Haydar Ergülen ile Uwe Kolbe şiirlerini okudu. İki şairin temaları birbirine çok yakındı. Okuma sonunda Beşir Ayvazoğlu 'Bir şiir bir dile çevrildiğinde tercüme mi olur yoksa şairlerin, bir başka şairin kullandığı temalardan hareketle ortaya çıkardığı yeni bir şiir mi?' diye sordu. Kolbe'nin cevabı gayet netti: 'Tercüme edilen şiir yepyeni bir şiir olarak karşımıza çıkmalıdır.' Haydar Ergülen de Kolbe ile farklı arayışlar içinde özgürlüğü aradıklarını söyledi.

Programın üçüncü bölümünde Alman şair Manfred Peter Hein biraz kendini yalnız hissetti. Refik Durbaş'ın yokluğuydu buna sebep olan. Hein'e yazar Senail Özkan, Durbaş'ın şiirlerini okuyarak eşlik etti. Aynı zamanda mütercim olan Hein'e Ayvazoğlu, Cemil Meriç'in 'Tercüme; Babil kulesinde yolumuzu aydınlatan hırsız fener' sözünü aktarak ne düşündüğünü sordu. Hein 'Tercüme eden o dilin kargaşasını Babil kulesinden kaldırabiliyorsa aydınlık getirmiş olur.' dedi. Berlin-İstanbul şiir hattından ayrılanlar memnundu. Her iki dilin şiir gücünün yeni projelerle yeniden gündeme gelmesi ise pek çok kimsenin temennisiydi.

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara