Taraf gazetesi, Pakistan'a ve Keşmir'e gitti... Kadim dost Pakistan?ın problemli bölgesi Keşmir?in ilk Cumhurbaşkanı Serdar Abdül Kayumhan ve Keşmir Adalet Bakanı Raşid Abbasi, gerilimin yakın zamanda çözülmesi için önerilip uluslararası kabul gören tezlerden, Hindistan?ın uzlaşmaz tavrına rağmen, hâlâ umutlular
Son siyasi durumları, Pakistan Talibanı?nı, Keşmir sorununu, Türk yardım kuruluşlarının bölgedeki faaliyetlerini yerinde izleyebilmek için Pakistan?a gidiyoruz...
Pakistan Havayolları?na ait uçak yolculuk için yapılan ?Sefer Duası?nın ardından Atatürk havalimanının pistinden havalanıyor...
İlk izlenimimizi hava taşıtına attığımız ilk adımda ediniyoruz: Baharat kokuları... Epeyce büyük olduğunu düşündüğümüz uçağın ?aslında ufak? olduğu söyleniyor. Bizden hemen önce sıraya sokulmuş olarak uçağa alınan kaçak göçmenler arka taraftaki bütün koltukları dolduruyor ve anlıyoruz ki Pakistan Havayolları?nın ?frequent flyer?ları, yani müdavim müşterileri kaçak göçmenler ve uçaklar da bu yüzden büyük...
PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ
? Resmî adı Pakistan İslâm Cumhuriyeti olan ülke kendi meclisi, hükümeti, başbakanı olan, içişlerinde bağımsız, dışişlerinde merkezî hükümete bağlı eyaletlerden oluşuyor. Eyaletlerin sınırları, etnik köken ve konuşulan dil temel alınarak belirlenmiş. Ülke çok uzun süre İngiltere?nin kontrolünde kaldığı için İngilizce hâlâ oldukça yaygın. Bir başkent bölgesiyle 17 şehirden meydana gelen beş eyalet şunlar: Pencab (başkenti: Lahor), Sind (başkenti: Karaçi), Pathanistan (başkenti: Peşaver), Belucistan (başkenti: Keta), Azâd Keşmir (başkenti: Bati Keşmir).
Resmi dil Urduca ve İngilizce olmasına karşın etnik unsurların dilleri de konuşulmakta. Halkın yüzde 97?sinin Müslüman olduğu ülke, kuzeyden Afganistan ve Çin, doğudan Çin, güneyden Hint Okyanusu (Umman Denizi), batıdan İran ile çevrili. 14 Ağustos 1947?de Hindistan?dan kopup bağımsızlık ilan eden Pakistan?a başlangıçta Bangladeş de (Doğu Pakistan adıyla) bağlıydı; ancak, 1971?de Pakistan?dan ayrıldı. Muhammet Ali Cinnah önderliğinde kurulan ülkenin ilk başkenti Karaçi iken yönetim merkezi daha sonra İslamabad?a taşındı. Yaklaşık yüz altmış milyon insanın yaşadığı Pakistan?daki ucuz iş gücü dikkat çekici. Ekonomisi büyük oranda tarıma dayanan ülke yeraltı kaynaklarından mahrum.
TALİBAN?IN YARATICISI OLARAK PAKİSTAN
? Pakistan?da siyaset oldukça hareketli. Ülke sürekli olarak Hindistan?la kavga halinde. Nükleer silahlara sahip tek İslam ülkesi olan Pakistan, Hindistan?ın tehditlerini bu karşı unsurla bertaraf ederken yakın dönemde kendi de Taliban hareketi ile uğraşıyor. Afganistan Talibanı?ndan kopan ve Pakistan?ın Veziristan bölgesinde Pakistan hükümeti ve Amerikan askerlerine karşı savaşan Tehrik-i Taliban hareketi yüzünden yaklaşık dört yüz bin insan ülke içinde göçmen durumunda bulunuyor. Göçmelere karşı hükümet politikaları yetersiz kalırken, yardım kuruluşları hükümetin açığını kapatmaya çalışıyor. Bu anlamda Türkiye?de başta IHH ve Kızılay, Pakistanlıların gönlünü fethetmiş durumda. Pakistan?da yaşanan deprem sonrasında TOKİ tarafından yapılan toplu konutlar da Türkiye?nin bir diğer gurur kaynağı. Pakistan?da Türkiyeli olmak gümrük kapıları başta olmak üzere ülkenin her yerinde büyük kolaylıklar sağlıyor. Türkiye?nin Pakistan?da sevilen ülkelerin başında geldiğini söylersek abartmış olmayız.
PROFESYONEL ORDU
? Pakistan siyaseti de sürekli olarak askerî darbelerle kesintiye uğruyor. Ülkede söz sahibi olan siyasetçilerin büyük bir kısmı suikastlere kurban gitti. Pakistan?da söz sahibi generallerin bir kısmı Türkiye?de eğitim alıyor. Askerî darbe yapıp ülke yönetimine el koyan General Müşerref gibi, birçoğu Türkçe biliyor.
Pakistan?da siyasetin en belirleyici unsuru ordu ve istihbarat. Yaklaşık sekiz yüz kişilik Pakistan ordusu tamamen profesyonel olmasına karşın ordu içindeki çekişme sürekli olarak siyasete yansıyor. İstihbarat ve orduyu dengeli bir şekilde idare eden siyasetçinin Pakistan?a egemen olacağı sık sık dillendirilirken bunu da kimsenin başaramadığı anlatılıyor. Türkiye?de eğitim almış Pakistanlı askerlerin en iyi bildikleri gazete Türkiye?deki okul yıllarından hatırladıkları Cumhuriyet gazetesi.
SAÇLARINA ÂŞIK BİR HALK
? Pakistanlılar saçlarına âşık. Genç kızların ellerinde hiç değişmeyen aksesuar her fırsatta saçlarını taradıkları tarakları. Erkeklerin de saç konusunda kadınlardan aşağı kalır yanı yok. En zengininden en fakirine kadar Pakistanlı erkeklerin çoğu her zaman yağlı ve briyantinli saçlarla dolaşıyor. Pakistan?da serinlik veren her ağacın altı potansiyel berber dükkânı. Ellerindeki küçük saplı tepsi içerisindeki şişelerle dolaşan seyyar satıcılar müşterilerin saçlarını yağlıyor. Zeytinyağı bu anlamda Pakistan?da oldukça kıymetli.
ARABALARIN HER YERİNDE YOLCU
? Pakistan?ın en ilginç özelliklerinden biri de toplu taşıma, binek ve yük taşıma araçları. Bedford kamyonlarını süslemek de Pakistanlılar için çok önemli. Bütün kamyonlar kasaları da dâhil olmak üzere birer sanat şaheseri gibi süsleniyor. Her süslemede muhakkak kuş figürleri var.
Kamyonlara nazaran daha az süslü olan otobüs ve minibüslerde dikkati çeken şey taşınan yolcular. Pakistan?da her otobüsün veya minibüsün üzerinden ve yanlarından taşan ve sarkan yolcular görmek mümkün. Özellikle Himalayalar?ın başlangıç noktasına uzanan virajlı yollarda yapılan yolculukta insanların bu hallerini görünce hayrete düşmemek elde değil. Başlangıçta bu insanlardan para alınmadığını düşündük ama öğrendik ki herkes ücret ödüyormuş; ancak araçtan sarkma pozisyonunda, oturan yolcudan daha düşük bir fiyatla seyahat ediliyor.
ERKEKLER İKİ KERE ŞANSLI
? Pakistan?ın en ilginç geleneklerin başında bütün Hint yarımadasına egemen olan ilginç bir kız evlendirme kültürü var. Bizdeki gibi kızını evlendirmek için erkek tarafından çeyiz istemek, başlık istemek Pakistan?da ayıp sayılıyor. Bu anlamda, Pakistan?da erkekseniz, yaşadınız; çünkü sevdiğiniz kızı almanın yanında, çeyizi ile zengin de olabilirsiniz. Çeyiz deyince, aklınıza bir sandık içindeki örtüler, yemek takımları falan gelmesin; kız tarafının vermeyi vaat ettiği mal, mülk, altın ve parayı kastediyoruz. Gelin adayı zengin bir toprak ağasının kızı ise, evlilik de geniş araziler anlamına geliyor; kayınpeder zengin bir tüccarsa hazır bir iş ve iyi bir ev de damadın oluyor. Varsayalım evlenecek oğlan bir doktor, o zaman da kayınpeder kendisine iyi bir muayenehane açacak demektir. Kız tarafı fakir olduğunda ne oluyor diye sorarsanız o zaman Pakistan?da da Hindistan?daki gibi kast sistemi devreye giriyor. Oradaki kadar keskin olmasa da Pakistan toplumunda da hâlâ kast sistemi geçerli. O nedenle de, fakir kız ancak kendi kastındaki bir adamla evleniyor. Pakistan?da evlenen çiftler gelin evinde gerdeğe girerken, damadın evlenmeden önce erkek arkadaşlarının evinde toplanıp şiir okumaları da Pakistan düğünlerinin hiç bozulmamış geleneklerinden.
GÖÇMEN OLMAK İSTEYENE PROMOSYON
? Pakistan, Türkiye?de çok sık karşılaştığımız kaçak göçmenlerin geldiği ülkelerin başında. Buradan yola çıkan mülteciler sınırları aştıktan sonra, genellikle Doğu Anadolu?dan Türkiye?ye giriyorlar. Pakistan?da bu işi yapan şebekeler başka ülkelerdeki şebekelerle sıkı bir koordinasyon içinde çalışırken, kendi içlerinde de göçmenliğe özendirme kampanyası yapıyorlar. Kaçak yollardan Türkiye?ye giren ve yakalanan bir kişi tekrar aynı yoldan Pakistan?dan Türkiye?ye gitmek isterse ödediği ücretin yarısını ödüyor. Üçüncü defa gitmek isterse de ücretin üçte birini ödüyor. Ancak üç seferden sonra, şebekeler bu kişiyi götürmeye pek yanaşmıyor. Pakistan?da çoğu kişinin hayali Türkiye üzerinden Batı?ya açılmak; bunun için para biriktirenlerin sonu da ya organ mafyasının eline düşmek, ya da başka bir ülkenin kolluk kuvvetlerine yakalanmak oluyor.
KEŞMİR SORUNU
? Pakistan?ın Hindistan?la temel anlaşmazlığı olan Keşmir Meselesi yüzünden iki ülke sürekli karşı karşıya geliyor ve savaşın eşiğinden dönüyor. Televizyonlarda izlediğimiz Pakistan ve Hindistan askerlerinin sınırda burun buruna yaptıkları nöbet değişimi de Keşmir meselesinin psikolojik yönü. Keşmir?de ilk mücahit hareketini başlatan ve Keşmir?in ilk cumhurbaşkanı olan Serdar Abdül Kayumhan ve Keşmir Adalet Bakanı Raşid Abbasi meselenin yakın zamanda çözülmesi için Pakistan tarafından öne sürülen Keşmir?de askerlerin geri çekilmesi, birleşmenin sağlanması, hükümetin kurulması ve iki ülkenin yardım etmesi tezlerinin uluslararası kamuoyu tarafından kabul edildiğini ancak Hindistan?ın buna karşı çıktığını söylüyorlar. Ancak Pakistanlıların büyük çoğunluğu, bu konuda hâlâ gelecek adına umutlu olduklarını ifade ediyor.
DAĞLIK ÜLKENİN KARDEŞ İNSANLARI
? Pakistan şehirlerinde sokakta dolaşırken kendinizi hiç yabancı bir ülkede imiş gibi hissetmiyorsunuz. Ancak, bu sokakların hepsi Anadolu?nun doğusundaki bir şehre ait gibi. Muhtemelen çoğu coğrafî özellikler nedeniyle ortaya çıkmış olan kültürel unsurlar saklı tutulduğunda Pakistan halkının Türkiyeli insandan çok da farklı olmadığını söylemek mümkün. Genelde neşeli ve güleryüzlü bu kardeş halkın da tepesinin tası atınca birden savaşkanlığı ortaya çıkıyor. Galiba tek belirgin farklılığımız ?spor? konusunda. Biz futbol ile yatıp kalkıyoruz, onlarsa kolonizasyon döneminde tanıştıkları ?kriket? ile...
BURADA OKULUN ADI ?MEDRESE?
? Pakistan, İslamî hassasiyetlerin çok yoğun yaşandığı bir yer. Ülke genelinde yaklaşık üç bin civarında medrese bulunuyor. Medreselerde yaklaşık bir milyon sekiz yüz bin öğrenci eğitim görüyor ve bunların yaşları da 7 ile 18 arasında değişiyor. Eğitimin ortalama 11 yıl sürdüğü medreselerin çoğu yatılı. Bu okulların ihtiyaçları ?Şeyh? tabir edilen hocalar tarafından sağlanıyor. Şeyhlere en büyük desteği ülke dışında yaşayan Pakistanlılar verirken ülke içinde de ciddi anlamda destek görüyorlar. Şeyhler bulundukları bölgenin en büyük güçlerinden biri. Devletin tayin ettiği askerler tarafından korunuyorlar. Öyle ki 12 koruma ile gezen şeyhler bile var. Pakistan hükümeti medreseleri denetim altına almak için yoğun gayret gösterirken, bu durum Lal Mescidi?nde olduğu gibi bazen tepkiye de neden olabiliyor. Pakistan medreseleri aynı zamanda Afganistan?da ortaya çıkan Taliban hareketinin de ilk filizlendiği yerler. Pakistan medreselerinden doğan bu hareketin Pakistan kolu şimdilerde Pakistan ordusuna karşı savaşıyor.
KARPUZU TUZLU YİYECEKSİNİZ
? Pakistanlılar baharatlara çok düşkün. Bu nedenle Pakistan?ı ziyaret ettiğinizde iki şeye uyum sağlamakta oldukça zorlanırsınız. Bunlardan ilki mutfak kültürü, ikincisi de yağan Muson yağmurlarından sonra havadaki aşırı nem. Ancak dünyanın her yerinde olduğu gibi Pakistan?da da zamanla bu koşullara alışıyorsunuz. Ülkede dikkatimizi çeken şeylerden biri de Pakistanlıların karpuzu tuzlayarak yemeleri. Sıcağın çok yoğun hissedildiği bu coğrafyada sürekli ter dökerek sıvı ve tuz kaybeden insanlar karpuzu tuzlayarak kaybettikleri minarelleri yerine koyacaklarını düşünüyor. Aynı sebeplerle, limonataları da tuzlu. Ancak, Pakistan?da sıcak havalarda canınız bir ayran çekerse, sakın ola ayranı hemen kafaya dikmeyin; zira o da şekerli. Yoğurt ve ayranları muhakkak tatlı, bizim damak tadımıza uygun yoğurt bulmak imkânsız. Yoğurt ve karpuz gibi, Pakistan?da Ramazan sofralarının vazgeçilmezi olan meyve salataları da bizim damak tadımıza uymuyor. Muz, elma, armut gibi meyvelerden yaptıkları salataya karabiberi basan Pakistanlılar acıyı gerçekten seviyor. Halkın vaz geçemediği temel içeceklerin başında sütlü çay geliyor ve tabii bu da İngilizlerden kalan bir alışkanlık.