Haber Merkezi / TİMETURK
Antik Mısır Sanatı adlı kitabı ile Türkçe'deki az sayıdaki Mısırbilimi kitablığına güzel bir eser sağlayan sanatçı ve yazar Perihan Sadıkoğlu ile kitabı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Neden Antik Mısır Sanatı üzerine bir araştırma yaptınız?
Antik Mısır, bulunduğu zaman dilimi içerisinde Antikçağ uygarlıklarıyla iletişime girmiş ve onları etkisi altına almıştır. Bunun sonucunda Antik Mısır'dan günümüze kadar gelen birçok kültür zincir oluşturmuş, sanatçılar da bu zincirin son halkası olmuştur. Mısır uygarlığının farklı yönleri yüzyıllar boyunca sanatçılar tarafından irdelenmiş ve çalışmalarına çeşitli biçimlerde yansıtılmıştır.
Bu kitapta, yaptığım çalışmaların yanı sıra diğer sanatçıların çalışmalarında da tüm bu özelliklerin ne şekilde yansıtıldığı ve ifade edildiği araştırılmıştır. Bunu yaparken Mısır tarihinden yola çıkarak, diğer uygarlıklarla olan bağlantılar irdelenmiştir. Antik Mısır sanatı, hiyeroglifi, Antikçağ uygarlıklarının sembolik resim ve yazıları, çizgileri, heykelleri, mimari yapıları ve rölyefleri bu çalışmanın temelini oluşturmuştur. Bu etkiler bazı sanatçıların çalışmalarında direkt olarak yansıtılırken, bazılarında belirsiz bir şekilde yer almıştır.
Sonuç olarak böyle geniş kapsamlı tezimi kitaplaştırarak hem Türkçede telif eser olarak önemli olan çalışmam, hem de bundan sonraki araştırmacılar için değerli bir kaynak olmasını istedim. Yüzlerce kaynak tarayarak, bizzat giderek, inceleyerek gerçekleştirdiğim Antik Mısır'ın keşfi, giderek o keşfin; mimarlıktan, düşünceye, toplum yaşantısından, sanatın bütün alanlarına kadar uzanmaktadır. Kitabım, salt bir Mısır araştırması değil, gerçek bir 'tez', yani iddia kimliği de vardır. 'Antik Mısır'ın Günümüz Sanatına Etkileri' başlığı ve araştırması günümüz dünya sanatının ileri gelenlerinin ne denli Antik Mısır'dan etkilendiğini, hatta kendi sanatlarının bu gizemli uygarlık tarafından biçimlendirildiğini görülüyor araştırmamda.
Yunan ve Roma medeniyetlerinin Antik Mısır'ın birikiminden istifade ettiğini söylüyorsunuz. Buna somut örnekler verir misiniz?
Yunanlıların, ilk Mısır kolonileri Attik ve Peloponez yarımadalarında oturan barbarlarla ilişkiye girmesiyle birlikte sanatta gelişme başlar, hâlâ bir dereceye kadar Mısır kuralları uygulanmaktadır, ancak eski kurallar artık kutsal değildir. Yunanlı ressamlar işe Mısırlıların bıraktığı yerden başlarlar, ancak belirli bir formülü uygulamak yerine gözleri kullanırlar. MÖ 600'lü yıllardan günümüze kadar kalan resimlerde (genellikle çömlek üzerinde) Mısır tarzının aslına sadık bir şekilde aynen uygulandığı görülür, ancak MÖ V. yüzyılla birlikte tarzlar önemli ölçüde değişir: ilk kez bir ayak önden görünümüne göre çizilmiştir. Sanat tarihinde buna benzer bir gelişme önceki kırk bin yıl boyunca hiç yaşanmamıştır; bu tam bir devrimdir.
MÖ 520 ila MÖ 420 yılları arasındaki dönemde, Yunanistan'da yeni bir özgür sanat anlayışı hâkim olur ve insanlar sanatla sanat için ilgilenmeye başlarlar: Sanat eserlerini toplayıp bunları eleştirirler, farklı tarzları ve eserleri birbirleriyle karşılaştırırlar. Yunan ressamlar da Mısırlılar gibi hareketi resmederler. Bu dönemde Yunanlılar da, Mısırlıların yaptığı gibi anatomi bilgilerini kullanmak suretiyle mükemmel insan formu elde etmeye yönelik kuralları uygulamışlar; ancak bireysel portre kavramı Büyük İskender dönemine kadar gelişme gösterememiştir.
Yunanlılar aracılığıyla bazı Mısır kavramları Batı uygarlığına ulaşmıştır. Firavun I. Psamtik'in (Psammetikos) (MÖ 664-610) ülkenin kapılarını dışarıya açmasıyla birlikte ilk Yunanlı tüccar ve ziyaretçiler Mısır'a akın etmişler; Mısır'ın anıtsal taş yapılarından çok etkilenmişlerdir. VII. yüzyılda Delos'ta yer alan Ephesos'taki çift sıra sütunlu Artemis Tapınağı, Mısır sütunlu salonlarının yansımasıdır. Dor düzenindeki süslerin birçoğu, doğrudan doğruya Erken Yunan dönemi ahşap modellerinden etkilenerek yapılmıştır. Örneğin triglifler, çatı kiriş uçlarının taştan üretilmiş kopyalarıdır. Fakat Deyrü'l-Bahri'deki Anubis mabedinde bulunan Hatçepsut Tapınağı'nın sütunları ile Olympia'daki Hera Tapınağı (MÖ 590) ve Korinthos'taki Apollon Tapınağı'nın (MÖ 540) sütunlarında görülen dor tapınaklarına özgü süsleme amaçlı bazı döküm kalıplarda, yarım daire kesitli içi boş cavettoların kökeninde Mısır sanatının etkisi görülmektedir.
Mısır sanatının Eski Yunan sanatına etkileri MÖ 660'lardan sonra ilk Yunan tüccarların Mısır'a gelmesiyle başlar ve Korinthoslu tüccarlar aracılığıyla da yayılır. MÖ VI. yüzyılda Yunanlılar, Mısırlı ve Asurlu sanatçıların tekniklerini incelemişler ve örnekleri taklit etmişlerdir. Mısırlılardan ayakta duran adam figürünü, vücudun değişik bölümlerini ve bu bölümleri tutan kasları organize etmeyi öğrenmişlerdir. Mısır'ın XXVI. Hanedan'dan itibaren Yunan sanatıyla karşılaşmasının etkileri daha net görünmektedir. Bunun sonucunda da garip karma biçimler ortaya çıkmış; yüksek rahip Petosiris'in (MÖ yaklaşık 320) mezarında, Ptolemaios ve Roma döneminden kalma birçok anıtta görüldüğü gibi Mısır ve Yunan üslubu iç içe geçmiştir.
Günümüze kadar kalabilmiş Yunan heykelleri genellikle Romalı sanat koleksiyoncuları tarafından yapılmış kopyalardır. Güzel olmakla birlikte bu heykeller Yunan sanatının cansız ve soğuk ifadeli heykelleri gibidir, yani boş gözlerle bakar bir şekilde ve silik bir ifade verilerek yapılmıştır. Hiçbir şey gerçekten bu kadar uzak olamazdı; çünkü orijinal heykeller genellikle bronz ya da ahşaptan ve 10 metreden daha uzun yapılır, parlak renklere boyanıp değerli taşlarla süslenir, şekillere canlı bir görünüm verebilmek için heykellerin gözlerinde değerli taşlar ve mineraller kullanılırdı.
Romalılar, Yunan heykellerin toplayarak ülkelerine getirmişler, koleksiyonlar yapmışlar ve bunları kopya ederek çoğaltmışlardır. Mısır nesnelerine, en çok ilgi gösteren de Romalılar olmuştur. MÖ 30'da Mısır'ın Roma İmparatorluğu'na katılmasıyla, antika nesneler sokaklarda, evlerde ve bahçelerde süs olarak ya da Mısır tanrılarının tapınaklarına konmak üzere satın alınır ve sergilenir. Roma'daki Iseum Campense'de bulunan bir çift heykel bunlardan biridir. Romalılar, Mısır sanatına özgü olan nesnelerden çok, alışılmamış görünümlü nesneleri kullanmayı tercih etmişlerdir. Mısır sanatının etkileri Roma sanatında kullanıldığında bu gariplik iyice belirgin hale gelir. Örneğin, Tivoli'deki Hadrianus Villası'nın 'Nil Kıyısı' ya da Canopus adlı bahçesinde bulunan büstün, öküz ve kız başlarının birleştirilmesi gibi. Vatikan Müzesi'nde bulunan Hapi'ye ait heykel, elinde buğday başakları, başında bir papirüs demeti taşıyan, göğsünde erdişil organ, çıplak bir adam şeklindedir. Çevresinde yer alan her biri bir gez (kübit) boyunda 16 çocuk ise Nil taşkınının yüksekliği 16 gezin altına düşerse kıtlığın baş göstereceği gerçeğini simgelemek için yapılmıştır.
Mısır uygarlığının sosyo-kültürel yapısı diğer medeniyetler içinde nasıl yer edindi?
Antik Mısır, yeryüzüne ileri bir teknoloji, geniş kapsamlı bir inanç ve ahlak sistemi, değerleri bugün bile göz dolduran bir sanat ve edebiyatı getirmiştir. Dünya uygarlıklarını karşılaştırmış olan kültür antropoloğu G.E. Smith'e göre, yeryüzünün belli başlı eski kültürleri Mısır uygarlığından çıkmış ya da hiç değilse esinlenmiştir. Mısır kültürü MÖ 2000'den bu yana Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika ve Güney Avrupa kültürleri üzerinde derin ve yaygın izler bırakmış; Antikçağ'dan itibaren Batı sanatını etkilemiştir. Fenikeliler, İbraniler, Yunanlılar, Romalılar yüzyıllar boyunca Mısır uygarlığından esinlenmişlerdir. Günümüz uygarlığının temeli Mısır'dır. Yunan ile arasındaki etkileşim daima tek taraflı ve Yunanistan'ın Mısır'dan etkilenmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Yunanlılar Mısır'ı ezoterik bilgeliğin kaynağı olarak görmekle birlikte, Mısır'ı yüzeysel olarak taklit etmişlerdir. Batı dünyası Mısır kültürü sayesinde Helenizm ile yeniden karşılaşmış, Mısır nesnelerine en çok ilgiyi ise Romalılar göstermiştir. Böylelikle XVIII. yüzyıla kadar Antik Mısır nesneleri Roma İmparatorluğu'na taşınmıştır. Buradan da Yunanistan'a, Roma'ya ve oradan da Ortaçağ Batı sanatına ulaşılarak, Ortaçağ Avrupa sanatının meydana gelmesi sağlanmıştır. Mısır nesneleri Ortaçağ boyunca görülebilmiş; Roma ve Mısır sanatı konusunda Batı'nın sahip olduğu tek görsel kaynak haline gelmiştir. Mısır biçimleri ve düşüncelerinin uzak ülkeler üzerindeki etkisi farklı zaman ve mekânlara yayılmıştır. Mısır'ın biçimleri Hıristiyanlığın doğuşuyla beraber, görsel ve dini konularda, Batı dünyasında Kipti Hıristiyanlar aracılığıyla yer almıştır. Roma'dan sonra ikinci önemde kabul edilen İskenderiye Piskoposluğu, Hıristiyan teolojisinde vazgeçilmez bir rol oynamış; Kipti Hıristiyanların mezar stellerindeki motif ve uygulamalar, Antik Mısır'daki örnekleri gibi kullanılmıştır.
Ortaçağ Avrupası'nda İsis, Kara Meryem heykelleri olarak tasvir edilmiştir. Ve tüm Akdeniz dünyasına yayılmış ve Hıristiyanlık döneminde de devam etmiştir. Rönesans'ta, Roma heykellerinden kopya edilen eserlerin ortaya çıkması ve Mısır'ı anlatan klasik metinlerin bulunması, hümanistlerin Mısır'a olan ilgisini arttırmıştır. Champollion'un ilk kaynaklara ulaşmasının ardından, Antik Mısır kültürünün Batı dünyasıyla yeniden tanışması katmanlara ulaşacak biçimde olmuştur. 1922'de Tutankhamon'un mezarının bulunmasıyla birlikte, insanlığın ilkçağlarında tutarlı bir biçimde gerçekleştirmeyi başardığı bu dünya düzeni günümüz insanını da etkileyip ona yaratıcı ilhamlar vermiştir. Böylelikle Mısır sanatı çağdaş sanatçıları değişmez biçimde etkilemiştir.
Kadim Mısır'ın mistik kökleri ve dini birikimi diğer dinlere etki etmiş midir? 'Ölüler Kitabı' hangi düşünceler üzerinde bir nüfuz bırakmıştır? Etki etmiş ise buna örnekler nelerdir?
Sanatı, sanat yapıtlarını etkileyen, dinsel, büyüsel, mitolojik ve felsefi inançlardır. Bu anlamda sanat yapıtlarının gizemini çözebilmek, bu inançları bilmekle başlar. Sanatın doğuşunun altında bu inançların etkisi ve önemi büyüktür. Etnolojik kurumlar da dinin gelişimini, animizm ve monoteizm olarak açıklar. Antik Mısır'da dini inançlar genel bir dünya görüşünün temelini oluşturur. Mısır bu dünya görüşünü bütünleştirici kavramdan hiçbir zaman uzaklaştırmamış, bu özellik de Mısır uygarlığının bütünlüğünü ve kesintisiz sürekliliğini sağlamıştır.
Ölüler Kitabı, Öbür dünya konusunda bir didaktik kitap dizisi. Ölen kişiyi nelerin beklediği sistematik biçimde betimlenmek istenmiştir. Böylece yaşam çevrimine katılmasına yani ölümsüzlüğe ulaşmakta yardımcı olunacaktır. Yaşam çevrimi güneşin hareketiyle ifade edilir. Başlangıçta ölüler kitapları krallarla sınırlıydı. Bu kitaplar Yeni Hanedanlıkta kral mezarlarının duvar dekorasyonunda çok önemli bir yer tutmaktadır. Daha sonraları kitaplar sıradan yurttaşların tabutlarına ve papirüse de yazılmaya başlandı. Çoğunlukla papirüs üzerine yazılan ve mumya ile birlikte gömülen bir dizi büyü formülü. Mısır?ın ölüm hakkındaki inanışlarını ele alan metin ve resimler koleksiyonu. Öteki dünyada yaşamın sürmesini sağlamayı hedefliyordu. Yeni Hanedanlıktan itibaren farklı Ölü Kitapları ölüyle birlikte gömülmeye başlandı, Ölüler dünyası rehberlerinden farklı olarak ölü kitapları en başından başlayarak kraliyet ailesinden olmayanlara da açıktır.
Ölüler Kitabı, Antik Yunan?daki Platonculuk felsefesine kaynaklık yapmıştır. Meryem?le kucağındaki tanrısal bebek İsa ikonunun, Mısır tanrıçası İsis?le oğlu Horus ilintilidir.
Ayrıca Hristiyanlık?taki Baba, oğul, kutsal ruh yani Teslis kavramı ilk kez Mısır?da vardır. Amon, Amon-Ra gibi.
Semavi dinlerde yer alan öteki dünya ahiret kavramı ilk kez Mısır medeniyetinde görülmektedir. İslamiyet?te öldükten sonra bir terazide kalbinin tartılacağı ve eğer günahların ağır gelirse cehenneme, eğer sevapların ağır gelirse cennete gideceğin düşüncesini aynen Mısır duvar resimlerinde görebiliriz.
Mısır duvar resimlerinde sünnet törenleri görülmektedir. 3 Semavi dinde de sünnet vardır. Arınma vardır. Hristiyanlıktaki haç, Mısır?da ankh?tı. Ve aynı kutsallıkta ve sonsuz yaşamın sembolüydü. Ve ankh haça dönüşmüştür. Kısaca Hz. İbrahim peygamberle gelen tek tanrı inancının izlerinide Mısır?da görebiliyoruz.
Mısır medeniyetini bugünle kıyasladığınızda ne tür bir değişim gözlemliyorsunuz?
Mısır Medeniyetini bugünle kıyasladığımda büyük değişimler görüyorum. Çünkü geçmişte yapılan sanat dinsel amaçla yapılmış. Ve uzun yıllar ustadan çırağa varan titiz bir akademinin sonunda ortaya çıkmış eserler olup, esas amaç öldükten sonra dirilmek ve sonsuz yaşama önce firavunlarını kavuşturmak daha sonrada kendilerinin cennete girebilmeleri için tasarlanmıştır. Hiçbir şey tesadüf değildir. Herşey sonsuz yaşama kavuşmak içindir.
Günümüzde bu kadar sistemli ve organize bir düşünce sistemi olsada günümüz insanının yaşamına hakim değildir. İleri bir teknolojiyle sadece öteki dünya düşüncesi ile yaşanmıştır. Günümüz çok farklı düşünce sistemlerini barındırmakta insanlara farklı imkanlar tanımaktadır. Semavi dinlerde yeniden dirilme düşüncesine inanılsa da hayatın merkezi değildir. Teknoloji günümüz insanının hayatını kolaylaştırmak için vardır. Geçmişteki sistematik binlerce yılın birbirini takip eden zinciri günümüzde yoktur. Anonimlik yoktur. Günümüz sanat, bilim ve her alanda kişiler vardır. Ve herkes özgürdür. İstediğine inanma hakkı vardır. Geçmişin kalıplarından sıyrılınmıştır.
Modern Çağdaş sanat üzerinde Kadim Mısır sanatının bir etkisini görüyor musunuz?
Günümüzde hâlâ Antik Mısır'ın heykelleri, mimari yapıları, sembolleri kullanılmakta ve sanatçılara yaratıcı ilhamlar vermektedir. Mısır sanatı, çağımızın başından itibaren Avrupa sanatının yeni anlatım olanakları bulmasına hizmet etmiştir. Birçok sanatçı Antik Mısır sanatının şematik görsel dilinden (Gauguin), Mısır'ın anıtsal anlayışı ve anlatım gücünden, Antik Mısır sanatının saf renklerinden (Frank Stella, Bridget Riley, Jim Lambie), kral mezarlarındaki resimlerin kompozisyon düzenlerinden (M.C. Escher ), Antik Mısır'ın kral ve kraliçe heykellerinin arkaik karakterinden ve anıtsal anlatımından (Chirico, Escobar, Memduh Kuzay'ın, Lynn Chadwick, Ernst ve Moore), Mısır doğal olmayan uzatılmış deformasyonundan (El Greco, Modigliani, Thodoros Papayanis, Ernest ve Giacometti A.R. Penck, H.R. Giger) ve Antik Mısır yapı tiplerinden yararlanmışlardır (Duchamp, Newman, Tuttle, Anselmo, Hockney, Chicago, Torres, Serhat Kiraz, Anselm Kiefer).
Peter Pommerer gibi sanatçılar ise mumyadan esinlenerek düzenleme yapmışlardır. Günümüzde Kedi Kadın filmi Kedi Tanrıça Bastet'ten esinlenerek yapılmıştır. Gerome, Schinkel, Menson Moreau, Knopff, Ernst, Dali, sfenks figürünü yapıtlarında eleman olarak kullanmışlardır. Martin Milmore'un Mt. Auburn Mezarlığı, Japonya'daki Miho Müzesi, Louvre Müzesi ve Las Vegas'taki Luksor Oteli'nde de Antik Mısır'ın yapı biçimlerinden piramit formu örnek alınarak inşa edilmiştir. Mısır stili tapınak yapıları, Anıtkabir'e, Richmond Üniversitesi Mısır Binası'na örnek teşkil etmiştir. Cassas, Trouille, Oldenburg, Behçet Safa, Bodyg Isek Kingelez ve Yusuf Taktak, Antik Mısır obelisklerinden referans alarak eserler üretmişlerdir.
Antik Mısır'da resim öğesi olan gökyüzü sembolleri, tarih boyunca kullanılmıştır. Karl Friedrich Schinkel, Miró, Giacometti, Ross Bleckner, David Smith, Ed Emshiller, Richard Long ve Yuendumu Topluluğu ve Mariko Mori gibi sanatçılar, bu gökyüzü sembollerinden esinlerek yapıtlar ortaya çıkarmışlardır. Antik Mısır'da Oudjat motifli tılsımların günümüzde nazar boncuğuna dönüşmesi, Ledoux, Redon, Miró, Hundertwasser, Tony Oursler, József Domján, Rebecca Newnhman gibi sanatçıların yapıtlarında göz figürünün önem kazanmasına ve resimsel öğe olarak kullanılmasına zemin hazırlamıştır. Antik Mısır'ın güç sembolü şahin figürü ise Rauschenberg'in, Phillips'in ve Newnhman'ın eserlerinde öğe olurken, Odilion Redon, David Salle sanatçılar sadece şahinin kanatlarından yararlanmışlar ve resimlerinde bütün bu öğeleri eleman olarak kullanmışlardır. Ölümsüzlük simgesi ankh ise Kıpti Hıristiyanları ile birlikte haça dönüşmesi ve Hıristiyan sembolü olmasıyla birlikte Dali, Alan Davie, Andy Warhol, Basquiat, Martin Honert, Andres Serrano sanatçılar haç sembolüne eserlerinde yer vermişlerdir. Mısır'ın bereket sembolü olan kutsal böcek Skrabe; Rebecca Newnhman'ın mozaiklerine, Thomas S. Stewart'ın Commonwealth Üniversitesi Mısır Binası zeminindeki resme, Mehmet Aksoy'un skarabe formlu ev tasarımına esin kaynağı olmuştur.
Antik Mısır üzerine yaptığınız araştırmada sizi en çok neler etkiledi?
Bazı ilginç küçük adetlerin günümüzde inandığımız bazı batıl inançlara benzediğini gözlemledim. bizler Antik Mısır'ın inanışlarından mı etkilenmiştik. Karnaktaki rölyeflerden anlaşıldığına göre, Antik Mısır rahipleri yapay göllerde günün belli bölümlerinde tanrılara dua etmeden önce günümüzde Müslümanların namaz kılmak için abdest almalarına çok benzer hareketlerle abdest alıyorlarmış. Bok böceği Scrabi'nin uğur getirdiğine inanıyorlardı. Ve küçük seramik biçimindeki objelerini üzerlerinde taşıyorlardı. Bizim uğur böceği gibi. Bir bok böceği heykelinin etrafında 3 tur atınca dileklerinin olacağına ve Ra'nın gözünün onları kötülüklerden koruduğuna inanıyorlardı. Bizim nazar boncuğunun bizi kötülüklerden koruduğuna inandığımız gibi. Bütün bunlar Mısırlıların bizi ne kadar çok etkilediğini ve bizde izler bıraktığını belirten işaretleri gibiydi.
Perihan Sadıkoğlu kimdir?
1971, Trabzon doğumlu. İlk, orta ve liseyi İstanbul?da tamamladı. 1994 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Grafik Ana Sanat Dalını bitirdi. 1995 yılında yüksek lisansını Marmara Üniversitesi Çağdaş Bilimler Vakfı İngilizce İşletme Bölümünün hazırlık programını okudu. 1996 yılında kendi Grafik tasarım bürosunu kurdu. 6 yıl boyunca Grafik tasarımları yaptı. 1999 yılından itibaren resim çalışmalarına ağırlık vererek, 10 kişisel resim sergisi ve birçok karma resim sergisine katıldı. 2002?de sanat tasarım atölyesini kurdu. 2005?e kadar atölyede çalışmalar organize etti. 2003 yılında Mısır?a giderek, fotoğraf ve video çekimler yaparak incelemelerde bulundu.
2004 yılında Yeditepe Üniversitesinde Prof. Özdemir Altan?ın yönetiminde başladığı ?Antik Mısır?ın Çağdaş Sanata Uzantıları ve Bir Yeniden Yorumlama? konulu tezini 2006 yılında tamamladı. 2004 yılında Antik Mısır konulu resimler yaptı. Ve bu çalışmalarını 2005 yılında Ankara Sanat fuarında sergilendi. 2005 yılında ?Antik Mısır?ın Gizemi? konusunda sanat eleştirmeni Ümit Gezgin ve Sosyolog Ayhan Kalaycı ile birlikte söyleşilerde bulundu. 29 Mart 2007?de Antik Mısır?ın Çağdaş Sanata Uzantıları ve Bir Yeniden Yorumlama? başlıklı tezi ?Antik Mısır Sanatı ve Tarihsel Akıştan Günümüze Etkiler? adıyla Türkçe ve İngilizce iki ayrı kitap olarak yayımlandı.
Mısır Kültür haftası ilk günü 26 Mayıs 2008 tarihinde öğlen saatlerinde Mısır Arap Cumhuriyetinin Ankara Büyükelçisi Mr. Alaa Hadidi Türkiye?nin ilk Mısır bilimcisi ve Ressam Perihan Sadıkoğlu?nun ?Antik Mısır Sanatı ve Tarihsel Akıştan Günümüze Etkiler? İngilizce ve Türkçe kitabından dolayı Perihan Sadıkoğlu?na teşekkür yemeği verdi.
İLGİLİ HABER
Perihan Sadıkoğlu'nun bir başka röportajı;
Neden bir Türk, Mısır belgeseli yapmasın?