Haber Merkezi / TİMETURK
Iraklı Dr. Ferid, şu ana kadar bir silaha ihtiyacı olacağını hiç düşünmemişti. Fakat şu anda hükümet ona ve tüm doktorlara kendilerini gangsterlere ve militanlara karşı korumaları için bir silah almaları gerektiğini bildirdi.
Başkent Bağdat?ta yaşayan ürolog Dr. Selman ise TİMETURK?e yaptığı açıklamada ?Şu an, sağlıkla şiddetin iç içe geçtiği ve birbirine karıştığı bir durumu yaşıyoruz? şeklinde konuştu. Geçen ay Nuri el-Maliki hükümeti, nefsi müdafaa için doktorlara silah taşımaları izni verildiğini açıkladı.
Bu karar, ülke çapında doktorların gangsterlerin ve militanların kendilerini hedef aldıkları yönündeki şikâyetlerin ardından alındı. Bazı durumlarda doktorlar fidye için kaçırılırken bazılarında ise yaralı militanların tedavisi için tehdit ediliyorlar.
Sağlık Bakanlığı?nın verilerine göre içlerinde 200?ünün doktor olduğu en az 620 tıbbi personel, 2003?te başlayan Amerikan işgalinden bu yana hayatlarını kaybetmiş durumda.
Irak Doktorlar Birliği, tahmini olarak kaçırılan doktorların yarısının öldürüldüğünü açıkladı.
Bazılarının, kendilerini kaçıranların kimliğini gizlemek maksadıyla öldürülürken kimilerinin de yaralanan militanları tedavi etmeyi reddettikleri için öldürüldüğü belirtiliyor.
Ürolog Selman, ?Biz doktorlar, insanların hayatını kurtarma sorumluluğunu üzerimizde taşıyoruz ancak bunu kanun dışı yollardan yapmaya da zorlanmamalıyız.? dedi.
Selman korumasına katkısı olacaksa, silah taşıyabileceğini söylüyor. Doktorlara silah taşıma ruhsatı verilmesi kararının, doktorların kendisini savunmasına yardımcı olacağını söylüyor.
Sorumsuzluk
Bununla birlikte herkes hükümetin bu kararından memnun değil. Bağdat?taki Mustansiriyye Üniversitesi?nde güvenlik konularında öğretim üyesi olan Ahmet Rubai, TİMETURK?e ?Doktorlara kendilerini koruma hakkı verilmesi adaletsiz ve yanlış bir uygulama? şeklinde açıklama yaptı.
Rubai, ?Bu şekilde hareket etmek, bütün Iraklıları korumak için bir çıkış yolu bulmak yerine böyle bir yola tevessül ederek aslında daha fazla şiddete kapı aralıyor.? ifadelerini kullandı.
Rubai sözlerini, ?Neredeyse sağlık sektöründe çalışan personelin hiçbiri, şu anda silah kullanıyor olsa da daha önce silah taşımış değil. Kendilerini doğru dürüst savunamazlar.? şeklinde sürdürdü.
Uzmanlara göre hükümet doktorlara veya Irak halkının bir kesimine silah taşıma hakkı vererek vatandaşlarını koruma konusundaki görevini yerine getirmekten kaçmış oluyor.
Bağdat?ta jinekolog olarak çalışan Dr. Leyla Subhi, bu görüşe şu sözleriyle katılıyor: ?Bu, aslında böyle bir karar alarak sorumluluklarından kaçan hükümetin görevi.? Leyla sözlerini şöyle sürdürüyor: ?Hükümet, her geçen gün yükümlülüklerinden daha fazla uzaklaşıyor.?
Son aylarda hükümet, ülkedeki işgal ve çatışmalar nedeniyle yurt dışına kaçan ve beyin göçüne sebep olan doktorları Irak?a geri getirebilmek için büyük çaba sarf ediyor.
Elde somut bir veri olmamakla birlikte bazı tahminler ülkede çalışan doktorların %80?inin ülkeyi savaştan sonra terk ettiğini düşünüyor.
Hükümetin doktorları çekme çabalarının bir sonucu olarak, son birkaç ay içerisinde birkaç yüz doktorun ülkelerine geri döndüğü kaydedildi.
Bir başka sağlık çalışanı Dr. Subhi ise, ?Hükümet, yurt dışına kaçan sağlık çalışanlarını ülkelerine geri dönerek vatandaşlarının sağlık sorunlarına katkıda bulunmaya ikna etmeyi başardı.? şeklinde düşüncelerini dile getirdi.
Subhi, şikâyetini şu şekilde aktardı: ?Şimdi ise hükümet bize, belki de durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirecek şekilde, silah taşımamızı söylüyor.?
O, mevcut durumun doktorların önemli bir bölümünün yeniden yurt dışına çıkmasına ve beyin göçüne yol açabileceğini düşünüyor..
Subhi, ?Bu gerçekten kötü bir durum çünkü her zaman acı çekenler, olaylarla ilgisi bulunmayan masum insanlar oluyor.? dedi.