Avusturya'da büyük koalisyona doğru

Avusturya'da pazar günü yapılan erken genel seçimin ardından hükümet kurma çalışmaları da kapalı kapılar ardında bütün hızıyla devam ediyor.

Sandıktan birinci parti olarak çıkan ve 6 Ekimde hükümeti kurmakla görevlendirileceği kesinleşen Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) lideri Werner Faymann, 'İlk adresim Halk Partisi (ÖVP) olacak' diyerek, büyük koalisyonun da işaretini verdi.

Kesin olmayan sonuçlara göre, SPÖ ile ÖVP arasında kurulacak 'büyük koalisyon', 183 üyeli federal mecliste 108 sandalyeye sahip olacak.

Bu arada Yeşiller Partisi lideri Alexander van der Bellen'in, Kenya bayrağının kırmızı, yeşil ve siyah renklerinden esinlenerek, 'Kenya koalisyonu kurulması' önerisine ise iki büyük parti SPÖ ve ÖVP fazla ilgi göstermedi.

Hükümeti kurmakla görevlendirilmesi beklenen SPÖ lideri Werner Faymann, bu öneriyi 'Kenya koalisyonu gerçekçi ve yararlı olmaz' diyerek anında reddetti.

Van der Bellen'in 'Kenya koalisyonu' deyimi, Avusturya'daki siyasi partilerin halk arasında renklerle anılmasından kaynaklanıyor. SPÖ 'Kırmızı', Hristiyan demokrat eğilimli ÖVP 'Siyah', Yeşiller Partisi 'Yeşil', aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisi (FPÖ) 'Mavi', Avusturya'nın Geleceği İttifakı (BZÖ) 'Turuncu' diye adlandırılıyor.

Öte yandan yurt dışında ve ikamet bölgeleri haricinde kullanılan oyların yüzde 55'inin sayımıyla ortaya çıkan yeni sonuca göre SPÖ yüzde 29,4 ile 58 sandalye, ÖVP yüzde 26 ile 51 sandalye, FPÖ yüzde 17,7 ile 34 sandalye, BZÖ yüzde 10,8 ile 21 sandalye ve Yeşiller Partisi yüzde 10,1 ile 19 sandalye sahibi oldu.

Yurt dışı oylarının sayımının pazartesi tamamlanacağı ve Cumhurbaşkanı Heinz Fischer'in aynı gün SPÖ lideri Faymann'ı yeni hükümeti kurmakla görevlendireceği belirtiliyor.

Faymann, SPÖ ile ÖVP arasındaki büyük koalisyonun ancak 1,5 yıl sürebildiğini ve erken seçim kararı alınmasına neden olduğunu hatırlatarak yeniden 'büyük koalisyona' itiraz eden seçmenlere, 'ÖVP'nin uzlaşmaz kadrosu değişti, ÖVP'nin yeni lideri Josef Pröll ve ekibiyle anlaşabiliriz' yanıtını veriyor.

Pröll, göreve başlar başlamaz, 'Hiç kimse vazgeçilmez değil' diyerek, parti yönetiminde radikal bazı değişiklikler yapmaya başladı. Eski büyük koalisyonun bozulmasından sorumlu tutulan partinin eski lideri ve Maliye Bakanı Wilhelm Molterer'in istifasının ardından, partinin meclis grubu başkanı ve eski Başbakan Wolfgang Schüssel de istifasını verdi. Gözlemciler, Pröll'ün parti içindeki 'Schüssel ekibini temizlemekte kararlı olduğunu' belirtiyor.