Haber Merkezi / TİMETURK
Katar?ın Başkenti Doha?da Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Dr. Yusuf el-Karadavi?ye, Şiileri tekfir ettiği, mezhebin sembollerine dil uzattığı, mezhebi ayrılıkları kışkırttığı ve Şiilerle Sünniler arasında fitne ateşinin yakılmasına yol açtığı gerekçesiyle dava açıldı.
Dava avukatları, şikâyetlerinde Karadavi?nin pasaportunun elinden alınmasını ve Katar?dan sınır dışı edilmesini istedi.
Söz konusu dava, Suudi Arabistanlı Şii Müslüman avukatlar grubunun başı Emin Tahir el-Bedevi tarafından Karadavi?nin Sünni İslam ülkelerindeki Şii tehlikesinden bahsettiği ve İmamiye Şiasının Müslüman olmasına rağmen onlar hakkında bidat ehli ifadesini kullanması ve onları sapkın addetmesi nedeniyle açıldı.
İslami Haber ajansı ?Nebe?ye göre bu açıklamalar, özellikle de Muhammed Hüseyin Fadlallah ve İranlı meslektaşı Muhammed Ali Teshiri?nin verdikleri karşı cevapla birlikte tartışmaların iyice alevlenmesine neden oldu.
Bedevi?nin sunduğu dava dilekçesinde, Mısır asıllı Karadavi?nin Katar pasaportunu taşımasına son verilmesi ve Katar?dan sınır dışı edilmesi istendi. Dava dilekçesindeki ifadelere göre, mahkemenin yaşının büyüklüğünü (81) göz önüne alarak Karadavi?yi mazur görmesi durumunda zanlının özgürlüğünü kısıtlaması istendi.
Dava başvurusunda bulunan avukat grubu ayrıca Katar Emiri Şeyh Hamd Al Sani?ye hitaben bir çağrıda bulunarak, Müslümanlar arasında fitne çıkardığı, İslam?ın imajına zarar verdiği, Müslümanlara ve onların mezheplerine dil uzattığı gerekçesiyle Karadavi?ye yönelik protestolarını ve onun tarafından mağdur edildiklerini dile getirdi. Grup, Emir?den Karadavi?nin sınır dışı edilmesini ve Katar vatandaşlığının elinden alınmasını istedi.
El-Mısri el-Yevm gazetesine yaptığı açıklamada Karadavi, ?Şiiler Müslümandır, ancak bidat ehlidir. Tehlikeleri ise onların Sünni toplumu istila etmeye çalışmalarından kaynaklanmaktadır? şeklinde konuşmuştu.
Açıklamasında Mısırlı İslam âlimi, İran?ı on sene önceki ziyaretinde Ayetullahlara ?Burada aşılmaması gereken kırmızıçizgilerimiz var. Bunlardan biri sahabeye sövmek bir diğeri ise Sünni ülkelerde Şiiliği yaymaya çalışmak? şeklinde hitap ettiğini, tümünün bunu kabul ettiğini yazdı.
Ulema Cephesi Birbirleriyle Dayanışmada!
Öte yandan Ezher-i Şerif uleması Pazartesi günü Karadavi ile dayanışma için bir açıklama yayınlayarak, burada İslam?ın ilk yıllarında hadis imamlarının kendilerinden hadis rivayet ettiği ve Sahabe?ye saygı gösteren Şiilerle Çağdaş Rafızileri birbirinden ayırdı. Açıklamada Rafızilerin akidesinin bozuk oldukları iddia edildi.
Açıklamada ayrıca ?Ehl-i Sünnet?e göre her bidat ortaya çıktığında İslam?ın konuyla ilgili kanıtlarını söyleyen insanlar da ortaya çıkar. İmam Yusuf el-Karadavi?nin bunlardan biri olduğunu düşünüyoruz.?
Şeyh?in yumuşaklığını da eleştiren el-Ezher Uleması, şu ifadeleri kullandı: ?Karadavi, onların ehl-i bidat olduklarını söylüyor. Hâlbuki onun hocaları ve imamları bidatin göstergelerini ve derecelerini beyan etmiştir. Cumhur-u ulemanın görüşüne göre ehl-i bidatin önderleri ümmete zarar vermiş, günah ehli insanlardır. Facir bidat, nankör hakikatle bir araya geldiğinde bu ikisinden ahiret ve dünya hüsranı meydana gelir.?
Açıklamada Şiilerden Karadavi?yi eleştirenlere yönelik şu ifadeler yer aldı: ?Kalplerin hastalanması üçüncüsü olmayan iki eksende gerçekleşir: İlmin fesadı ve amacın fesadı. Bunun neticesinde de iki hastalık doğar: Sapkınlık ve öfkedir. Hamdolsun ki bunların tümü Şeyh?in düşmanlarında meydana gelmiş şeylerdir.?
Burada Şeyh?in söylemek istediklerini en güzel şekilde anlatan Hz. Ali?nin ifadeleridir: ?Sürekli renk değiştiren kişinin sevgisinde hayır yoktur. Çünkü rüzgârın estiği yönde eğilir.?
Karadavi ile Dayanışma
Öte yandan Mısır?daki bazı yazar ve kalem erbabı da Yusuf el-Karadavi ile dayanışma içerisine girerek ona karşı yapılan saldırıları ?Şii yayın organları tarafından fırkalaşma ve zalim bir saptırma kampanyası? olarak niteledi.
Karadavi?yi eleştirenlere karşı acımasız tenkitler yönelten Mısırlı bazı yazarlar, Karadavi?nin kendisini başkalarının savunmasına ihtiyaç duymadığını belirterek, onun İslami vahdetin savunucularından birisi olduğuna dikkat çektiler.
Mısır?daki Cemaat-i İslami de Karadavi?yi destekleyerek ?Bunları yazan kalem sahibinin kendisini dine adamış böyle bir âlim hakkında ileri geri konuşması şaşırtıcıdır? ifadelerini kullandı.
Hüveydi Eleştirdi
Buna karşın tanınmış gazeteci Fehmi Huveydi, Karadavi?nin tavırlarını eleştirdi. ?Hata Yaptın Üstadım!? başlıklı bir yazı kaleme alan Hüveydi, ed-Destur gazetesinde yayınlanan yazısında Karadavi?nin açıklamalarının Irak?taki tehlikelerine ve Sünni Müslümanların Hizbullah?ın ve İran?ın kazanımlarına yönelik olumsuz tavırlarına yol açacağından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Huveydi şunları söyledi: ?Varsayalım ki Sayın Karadavi?nin sözleri doğru olsun. Sonuç olarak bu sözler Şia?ya karşı düşmanlığa ve İran?a karşı kampanyalar başlatılmasına yol açacak. Ayrıca Hizbullah?ın Lübnan?da elde ettiği zaferlerin küçümsenmesine, Sünnilerle Şiiler arasında fitnenin ortaya çıkmasına neden olacak. Bu da kendiliğinden İsrail?e karşı mücadelenin ikinci plana itilmesi, İran?a karşı saldırının alt yapısı ve zemininin sağlanması demektir.?
Hüveydi yazısını şöyle sürdürdü: ?Dr. Karadavi, bu açıklamalarından doğacak zararlarla Şiilerin bu durumunun meydana getireceği zararları birbiriyle karşılaştırsa, kesinlikle bunlardan birisinin zararının daha az, diğerinin daha çok olduğuna kani olurdu. Kendisinin de başında geldiği usulcülere göre iki zarar ya da mefsedet arasında tercih yapılması lazım geldiğinde mutlaka zararı daha az olan tercih edilir. Bir başka ifadeyle daha büyük zararın meydana gelmemesi için olayı susarak geçiştirmek gerekebilir. Ancak burada böyle olmamıştır.?
Bu sözlerinin ardından Karadavi?nin gönlünü alma sadedinde onu öven Hüveydi, ?Tüm bunların onun da aklına geldiğinden zerre kadar şüphem yok. Sorun burada. Nitekim biz onun İslami vahdeti savunan şanla dolu bir geçmişe sahip olduğunu, Siyonist saldırganlığa karşı direniş yanlısı bir tutum sergilediğini, Amerikan hegemonyasına en çok karşı çıkan âlimlerden biri olduğunu, saldırıya uğradığı takdirde İran?ın yanında yer alınması gerektiğini ilk ifade edenlerden birisi olduğunu kaydetti.
Öte yandan, bu iki tutum arasında orta bir yerde tavır sergileyen ve merkezi Londra?da olan İslami Vahdet Birliği, mezhebi konularla ilgili atışmaların bir kenara atılmasını isteyerek tarafları birliğe çağırdı.