Kuşatma yıllarında burası, cesetlerin yolun karşı tarafına taştığı bir spor sahasıydı. Kalelerin yerlerini mezar taşları almış durumda.
Mezarlık o kadar büyüdü ve genişledi ki, sonunda sporseverlerin Jane Torvill ve Chritopher Dean'in 1984 yılındaki kış olimpiyatlarında buz dansında sergiledikleri olağanüstü gösteri ve şampiyonluklarıyla tarihe geçmeleriyle anımsayacakları Zetra stadyumuna kadar ulaştı.
Savaş sırasında mezarlar, başlarına dikilen ahşap levhalar üzerine ucuz plastik harflerden oluşan isimlerle işaretlenmişti.
Bugün ise neredeyse tamamı beyaz kobalt madeninden yapılmış parlak mezar taşları bu ahşap levhaların yerlerini almış.
Saraybosna'da 12.000 kişi hayatını kaybetti. Bosna'nın tamamında ise 100.000 kişi; üç buçuk yıl boyunca her gün, günde ortalama 100 kişi katledildi...
Bir başka hesaplamayla, İskoçya kadar büyük olan bir ülkede 42 ay boyunca, her ay bir 11 Eylül...
Tören
Buraya gelmek, benim kendi kişisel anma törenim... Arkadaşlarımın bazıları, burada, bu mezarlıkta yatıyor.
Amerikalı bir gazeteci, Reuters'ın muhabiri Kurt Schork, Bosna'daki yabancı gazetecilerin kralı... Afrika'da öldürüldü, vasiyeti küllerinin buraya gömülmesiydi.
Radovan Karaciç, etnik ayrıştırma ideali kuruyordu
Saraybosna'da anısına adının verildiği bir cadde var şimdi. Havaalanına giden bu caddeden sık sık geçerdik. Kurt, o zamanlar ''keskin nişancı geçidi'' olarak adlandırdığımız bu geçide adının verilmesinin taşıdığı simgesel anlamı beğenirdi sanırım.
İvo Knezeviç; tanıdığım en cesur, en tutkulu adamlardan biri. O da buralarda bir yerlerde olmalı.
İvo Bosnalı bir Hırvattı; düşünceli, görüşlerini açık ve tutarlı bir şekilde ifade edebilen bir felsefe profesörü.
Saraybosnalı bir Sırpla evliydi, her ikisi de Saraybosna'da çoklu etnik yapıya sahip bir devlet fikrine bağlı olarak yaşıyorlardı. Bu onlar için çok değerliydi.
Radovan Karaciç'ten de, etnik ayrıştırma idealinden de nefret ediyorlardı.
İvo, aşiret sadakatlerinden nefret ediyor, hür fikir alışkanlığı ve koşullarının korunması, yaşatılmasını seviyordu.
Kısa bir süre Bosna hükümetinin enformasyon bakanlığı görevini üstlendi, ama zihni bir siyasi görev için o kadar bağımsızdı ki 'Enformasyon bakanı olarak ne olup bittiğini anlamış değilim.' esprisi yaparak istifa etti.
İvo, daha 50 yaşına gelmeden hayatını kaybetti. Kanada'da; hayatı boyunca yaşamak istediği ama artık var olmayan ülkeden, Yugoslavya'dan sürgüne gittiği ülkede...
Azınlık
O savaş yıllarında, biz yabancı gazeteciler cephenin her iki tarafına geçmekte hürdük. Karaciç'in Saraybosna'nın dışında dağlık kesimdeki karargâhına giderdik.
Bizimle görüşmediği çok ender olurdu. Rahat, nazik ve hatta şakacıydı.
Görüşmelerimizden birinde, mum ışığıyla aydınlatılan kasvetli bir odada, masanın üzerine serdiği haritada bana Bosna'da Sırpları diğerlerinden nasıl ayıracağını gösterdiğini hatırlıyorum.
Bu hatlardan biri de, Saraybosna'nın kalbinden geçecekti, bir duvar olacaktı. Müslümanların yaşadığı bölge Sırp topraklarıyla çevrili olacaktı. Müslümanlar, diğer Müslüman bölgelere erişebilmek için ya üstten uzun bir geçit ya da tünel inşa etmek zorunda kalacaklardı.