Dolar

34,9428

Euro

36,5522

Altın

3.020,11

Bist

9.995,65

'11 Eylül abartılıyor mu?' tartışması

11 Eylül?ün yıldönümünde düşünürler ABD saldırıyı ?varoluşsal tahdit? olarak değerlendirerek yanlış mı yaptı sorusunu tartışıyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-09-17 06:10:00

'11 Eylül abartılıyor mu?' tartışması

Amerikalı siyaset bilimciler ve gazeteciler ABD?de 'varoluşsal tehdit' ve 'tehlike' kavramlarının abartıldığı, bunun da ülkeyi önemli 'stratejik yanlışlara' ve 'ters tepen şeyler yapmaya sürüklediği' görüşünde birleşiyor.

Amerikalı siyaset bilimcisi Francis Fukuyama, 11 Eylül sonrasında düşünsel düzeyde ortaya çıkan 'varoluşsal tehdit' kaygısının abartıldığını ve ABD?yi 'ters tepen birçok şey yapmaya sürüklediğini' söylerken, Newsweek International dergisinin editörü gazeteci Fareed Zakaria, makalesinde, 'ABD?nin İkinci Dünya Savaşından beri stratejik yanlışlarını, tehlikeleri abartarak yapmaya yöneldiğini' savundu.

Bu çerçevede Johns Hopkins Üniversitesi Gelişmiş Uluslararası Çalışmalar Okulu (School of Advanced International Studies - SAIS) tarafından düzenlenen 'İslam ve Batı' konulu panele katılan siyaset bilimcisi ve SAIS?in Uluslararası Gelişme Programı direktörü Fukuyama, 'mevcut durumun göründüğü kadar karanlık olmadığı' düşüncesini dile getirerek, 'Bence bu durum ve şartlar altında Amerikalılar derin bir nefes almalı, arkalarına yaslanmalı ve biraz daha sükunet içinde düşünmeli' diye konuştu.

Fukuyama, 'varoluşsal tehdit' konusunda birçok 'belirsiz' nokta bulunduğunu da anlatarak, konunun gelip 'çok kültürlülüğe' dayandığını söyledi.

Fukuyama, 'kitle ölümlerine sebep olabilecek terörizm tehdidin her şeye rağmen sıfır olmadığı, sıfır olmadığı sürece de bu konuda elbette dikkatli olmak gerektiğini' de kaydetti.

Konuşmasında, Amerikan karşıtlığının her yerde farklı şekillerde ortaya çıktığını ve farklı nedenlere bağlı olduğunu anlatan Fukuyama, tek tip bir Amerikan karşıtlığından bahsedilemeyeceğine dikkati çekti. Rusya?nın bugün yayılmacı bir düşünce taşıdığına da inanmadığını kaydeden Fukuyama, SSCB döneminde 'Marksizm' ve 'Leninizm' gibi ideolojilerin bugüne oranla daha çok 'evrensel' kaygılar taşıdığını anlattı. 'Diğer yandan Çin çok daha ciddi bir tehdit' diyen Fukuyama, bunu Çin?in ekonomik olarak daha güçlü olmasına bağladı.
'Tarihin sonu ve son adam' adıyla 1992 yılında yayımlanan kitabındaki teziyle ünlenen Japon asıllı Amerikalı siyaset bilimcisi Fukuyama?nın bu çalışması, 20 dile çevrilerek pek çok ödül kazanmıştı.

Fukuyama, 'Medeniyetler Çatışması' tezini savunan Samuel Huntington?a karşı çıkmasıyla da tanınıyor. Fukuyama, akademik kariyerinin yanı sıra Amerikan düşünce kuruluşlarında da önemli görevlerde bulundu.
'Varoluşsal tehdidin' abartıldığı konusunda Fukuyama ile benzer görüşleri dile getiren panelin diğer konuşmacısı Ohio State Üniversitesi Woody Hayes Ulusal Güvenlik Çalışmaları Kürsüsünden John Mueller ise 'varoluşsal tehdidin' kapasitesine ilişkin de çok abartılı yorumlar yapıldığını' anlattı.

'DÜNYA O KADAR DA KARANLIK DEĞİL'

Öte yandan Newsweek dergisinin internet sitesinde Fareed Zakaria imzasıyla yayımlanan 'Dünya o kadar da karanlık değil' başlıklı yazıda da aynı konu ele alındı. Zakaria, bu çerçevede ABD başkanlık seçimleri yaklaşırken hem Demokrat Parti, hem de Cumhuriyetçi Partinin, kampanyalarında, bu konudaki görüşlerinde derin farklılık olsa da Irak, İran, Afganistan ve Pakistan eksenli tartışmalar ile Kafkasya?daki gelişmeleri konu ettiğine dikkati çekti.

Zakaria, bugün 'olağanüstü bir biçimde barış içinde yaşanan bir zamanda bulunulduğunu' savunarak, Maryland Üniversitesinde yapılan ve son 20 yıl içinde savaş kaynaklı ölümlerin önemli oranda düştüğünü gösteren araştırmaya atıfta bulundu. Benzer bir araştırma, Simon Fraser Üniversitesi tarafından da yapılmış ve bu çerçevede de 11 Eylül sonrasında terörizm kaynaklı ölümlerde düzenli olarak düşüş görüldüğü sonucuna ulaşılmıştı.

'Gittikçe daha fazla ülkenin demokrasi ve kapitalizmi benimsediğini' de yazan Zakaria, 'aşkın tehdit ve ölümcül tehlikeler söyleminin Amerikan halkının hayal gücüne hakim olduğu' görüşünü dile getirdi. Zakaria, 'bunun aynı zamanda ABD dış politikasını hem ülke, hem de dünya için oldukça pahalı bir bedel ödeyecek şekilde şaşırttığını da' savundu.

FRANSIZ DÜŞÜNÜR LEVY?DEN 'YENİ BİR DALGA' YORUMU

Fransız düşünür ve gazeteci Bernard Henry Levy ise SAIS panelinde yaptığı konuşmada, ABD?de bugün yayımlanacak 'Karanlık zamanlarda sol: Yeni barbarlığa karşı bir duruş' adlı kitabının yazılış sürecine ilişkin bilgi vererek, bu sürecin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy?nin kendisini, cumhurbaşkanlığı konusunda destek vermesini istemek için aramasıyla başladığını belirtti.

Levy, yeni kitabında 'Yahudi düşmanlığının bir geleceği olup olmadığını', 'geçmişin totaliter rejimlerini' ve 'bugünün yeni siyasi ve ahlaki görüşlerini' ele aldığını anlattı.

Dünyada yeni bir dengenin, yeni bir kıvılcımın doğma ihtimalinden de söz eden Fransız düşünür, İkinci Dünya Savaşı ve Yahudi soykırımının hala dünyanın birçok yerinde tohumlarının mevcut olduğunu savunarak, 'gelecekte farklı şekillere bürünmüş yeni bir Yahudi düşmanlığı dalgasının baş gösterebileceği' görüşünü dile getirdi.

Konuşmasında jeopolitiğin ideolojik bir konu olduğuna ve felsefi bir boyutu bulunduğuna ilişkin düşüncelerini de anlatan Fransız düşünür, tarihin tüm dönemlerinde jeopolitik ittifakların her zaman için çok etkili olduğunu ifade etti.

 

İlgili haber için tıklayın:

ABD'li yazarlar: 11 Eylül Pentagon'un işi


 

Haber Ara