Savaş bitti. Kafalar karışık. Kimin kazanıp kimin kaybettiği de dahil, en belirgin askerî ve siyasi konulardan Türkiye?nin tutumuna kadar bir dizi konuda farklı sesler çıkıyor. Birkaç önemli soruyu kısaca cevaplamayı deneyelim.
1. Savaşı kim kaybetti?
Savaşın üç mağlubu var: Bütün savaşlarda olduğu gibi, büyük bir yıkım yaşayan, canını, yakınlarını ve malını kaybeden, çoğu sivil, sıradan insanlar. Savaşı başlatan isim olarak Gürcü lider Saakaşvili. Ve onun arkasında duran, yıllardır attığı her adımı danıştığı Bush yönetimi.
2. Savaşı kim kazandı?
Rusya. SSCB?nin yıkılmasından sonra ilk kez bir başka ülkede savaşan Moskova, Kafkasya?daki ve dünya arenasındaki rolünü gösterme, askerî ve siyasi zafer kazanma şansını iyi değerlendirdi. (Bölgede yıllardır kaybettiği mevzilere ve Gürcistan başta olmak üzere komşularına karşı uyguladığı yanlış politikalara ek olarak, Gürcü topraklarında yaptığı operasyonun bilançosu ortaya çıktığında Rusya?nın başka yenilgileri de görülebilir. Ama bunlar bugün Kremlin?in ilgi merkezinde değildir.)
3. Batı?nın savaştaki görüntüsü ne oldu?
Rusya?yla ?tüm sorunlara karşın- başta İran olmak üzere ciddi işbirliği yapmaya ihtiyacı olan ABD?nin ve NATO?nun, bazı siyasi açıklamaların dışında Saakaşvili?ye yardım edemediği ve Kafkasya?daki gücünün çok sınırlı olduğu ortaya çıktı. Bu durum AB için de geçerli. Ama Moskova, ?Batı cephesini bölme adına? barış sürecinde Sarkozy?nin arabuluculuk girişimine sembolik olarak da olsa yeşil ışık yaktı.
4. Savaş Kafkasya?da neleri değiştirdi?
Her ne kadar savaş sonrasında Rusya konumunu güçlendirmiş olsa da, bölgede büyük bir değişiklik olmadı. Kafkasya yüzyıllardır olduğu gibi, bugün de kaynayan bir kazan. Savaş sorunları çözmedi, tersine daha da keskinleştirdi. Artık Güney Osetya krizinin herkesin üzerinde birleşeceği bir çözüme kavuşmayacağı netleşti. Abhazya ve Dağlık Karabağ anlaşmazlıklarının yanı sıra, Kuzey Kafkasya?da (Rusya?da) İnguşetya, Kabartay-Balkar, Dağıstan, Karaçay-Çerkes ve Çeçen cumhuriyetleri de patlamaya hazır birer bomba gibi. Birinde alev alacak bir kıvılcım tüm bölgeye yayılabilir. Savaş ateşinin yeniden parlaması başta Rusya olmak üzere tüm bölgeyi tehlikeye sokabilir.
5. Gürcistan?da iktidar değişir mi?
Gürcistan?da ne yazık ki iktidarlar hep kanlı mücadeleler ve darbelerle değişiyor (Gamsahurdiya, Şevardnadze, Saakaşvili). Geçen kasım ayında neredeyse Saakaşvili?yi devirecek kadar güçlenen muhalif gruplar, kendi aralarında birleşemedikleri için ocak ayındaki Başkanlık seçimlerinde başarılı olamamışlardı. Şimdi siyasi olarak neredeyse tepetaklak olan Gürcü liderin yeniden güçlenmesi imkânsız değilse de çok zor. Burada çok önemli bir faktör de ?ABD?nin seçimi?, çünkü ülkedeki bütün güçlü liderler Rusya karşıtı ve Batı yanlısı. Ancak Gürcistan?ın siyasi ve ekonomik olarak istikrarlı bir ülke olma perspektifi henüz ufukta görünmüyor. Bu savaştan sonra Abhazya ve Güney Osetya ile tek devlet altında birleşmesi ise neredeyse imkânsızlaştı.
6. Savaş sonrasında Batı ile Rusya?nın arası bozulur, üçüncü dünya savaşı çıkar mı?
Rusya ile ABD arasındaki ilişkiler, savaş öncesinde de zaten son 20 yılın en zor dönemindeydi. Washington?un dünyanın birçok bölgesinde attığı başına buyruk adımlar Moskova?yı çok rahatsız ediyordu. Avrupa?ya füze kalkanı projesi bardağı taşıran damlalardan biri oldu. Son dönemde Rusya, kendini yeterince güçlenmiş hissederek ?sınırlı bir başkaldırı? içine girdi (Putin?in Münih Konferansı?ndaki 10 Şubat 2007 tarihli konuşması bunun ilk işaretiydi). Görünen o ki, yakın zamanda gerginlik daha da artacaktır. Ancak bugün ?üçüncü dünya savaşının kapıda olduğu? türünden yorumlar için neden yoktur ve taraflar kavga etse de uzlaşmaya ve anlaşmaya mecburdur. Hatta Rusya?nın Kafkasya?da güçlenmesi, güçlü olmayanlara asla değer vermeyen Bush yönetimi için, daha somut pazarlık zeminleri yaratılması açısından yol gösterici bile olabilir.
7. Savaşta Türkiye?nin tutumu ne oldu?
Bir numaralı ticari partneri ve enerji ihracatçısı Rusya?yla ilişkileri bozmaktan çekinen Türkiye, savaş sırasında hiçbir şey yap(a)madı. Ancak savaşın öncesinde ve sonrasında mensup olduğu ?Batı ittifakıyla uyum içinde? Gürcistan?a daha yakın durduğu izlenimini verdi. Ankara?nın Tiflis?e askerî yardımları hem Moskova?nın, hem de ülkemizdeki Kafkasyalılar?ın çoğunun tepkisini çekti. ?Kritik durumlarda akıllı inisiyatiflerle puan alınır? anlayışıyla ortaya çıkan Türkiye, şimdi ?Kafkas İttifakı? gibi görkemli bir öneri ile atak yapmayı deniyor. Ancak ?Batı?nın sözcülüğü? olarak anlaşılması ihtimali yüksek olan bu tür girişimlerin, hele hele şu anda Rusya?dan olumlu karşılık bulma şansı yok. Dolayısıyla Ankara, şimdilik daha çok savaş bölgelerine insani yardım türü adımlar atmayı düşünmeli, uzun vadeli olarak ise tüm komşularına güven vermeyi amaçlayan tarafsız bir politika izlemeye çalışmalıdır.
Hasan Aksay / TARAF