Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra işlenmiş en büyük savaş suçlarının elebaşısı olarak görülen Bosnalı Sırp lider Radovan Karaciç'in cuma sabahı Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da bir belediye otobüsünde yakalandığı bildirildi.
Başta 8 bin Bosnalı yetişkin ve erkek çocuğun öldürüldüğü Srebrenitsa katliamı olmak üzere Bosna'da on binlerce kişinin öldüğü şiddet olaylarını organize etmekle suçlanan Karaciç, eski Yugoslavya Federasyonu'nda işlenen savaş suçlarını yargılamak için kurulan BM'ye bağlı uluslararası savaş suçları mahkemesinin en çok arananlar listesinin de başında bulunuyordu.
Sırp lider Tadiç açıkladı
Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, savaş suçları mahkemesinin 'cehennemden sahneler ve insanlık tarihinin en karanlık sayfalarının yazılmasının' mimarı olarak gösterdiği Karaciç'in dün akşam tutuklandığını açıkladı.
Banliyöde yakalandı
Sırbistanlı bir polis kaynağı, Karaciç'in yabancı bir istihbarat servisinin verdiği bilginin ardından saklandığı evde haftalarca izlendikten sonra Belgrad'ın bir banliyösünde yakalandığını söyledi.
Karaciçi'in avukatı Sveta Vuyaciç de müvekkilinin cuma günü 09.30'da bir belediye otobüsünde yakalandığını, mahkemeye çıkarıldığı düne kadar gözaltında tutulduğunu ifade etti.
Soruşturma yargıcı Milan Dilpariç ise bu sabah yaptığı açıklamada, Karaciç'i sorguladığını belirterek, bunun, Karaciç'e yönelik suçlamaların kendisine bildirilmesi, Lahey'deki uluslararası savaş suçları mahkemesine teslim edilmesiyle ilgili alınacak herhangi bir karara itiraz etmesi için kendisine üç gün verilmesinin, yasal sürecin ilk aşaması olduğunu hatırlattı.
Karadziç yanlıları hortladı
Mahkeme binası yakınlarında toplanan Karaciç yanlısı onlarca kişi 'Kahraman Karaciç' ve 'Vatan Haini Tadiç' sloganları atarken, mahkeme binası önünde bekleyen gazetecilere saldıran bazı kişiler ise tutuklandı.
Karadziç kimdir?
Psikiyatrist ve şair olan ancak daha sonra Bosnalı Sırp milliyetçilerinin kervanına katılan Karaciç, uluslararası mahkeme tarafından 1995 yılında çeşitli fiillerden suçlanmıştı. Sırbistan, Karaciç'in yakalanmaması nedeniyle yıllardır AB'nin yoğun baskısı altındaydı.
Eski Yugoslavya'da şimdi Karadağ topraklarında kalan Savnik bölgesinde doğan Karaciç, 1990'da Bosna-Hersek'te Sırbistan Demokrat Partisi'nin kurucu üyeleri arasındaydı. Karaciç iki yıl sonra BM tarafından bağımsız devlet olarak tanınan Bosna'daki Sırp cumhuriyetinin başkanlık konseyinin üç üyesinden biri oldu. Karaciç aynı yıl Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin tek başkanı oldu ve 1996 yılına kadar silahlı kuvvetler başkomutanı ve devlet başkanı olarak görevlerini sürdürdü.
Karaciç'in hayatı 1992'de başlayan Bosna Savaşı'nın 1995 yılının sonunda bitmesiyle değişti. 250 binden fazla insanın öldüğünün tahmin edildiği ve 1.8 milyon kişinin evlerinden sürüldüğü Bosna Savaşı'nın bitmesinden sonra uluslararası savaş suçları mahkemesi Bosnalı Müslümanlar ve Hırvatlara karşı savaş suçu işlediği gerekçesiyle Karaciç'i resmen suçladı.
Suçlamanın ardından kayıplara karışan Kariciç'in bazen Sırp Ortodoks kilisesi manastırlarında, bazen Bosna'nın doğusunda dağlık bölgelerdeki mağaralarda saklandığı iddia edildi. Bazı gazeteler, Karaciç'in bazen rahip kılığına girdiğini yazarken, bazıları da kadın peruğu takarak dolaştığını bildirdi.
Davanın karmaşıklığı nedeniyle Karaciç'in savaş suçları mahkemesine çıkmasının aylar alabileceği bildiriliyor.
Saraybosna'da sevinç gösterileri
Kaçak savaş suçlusu sanığı Radovan Karaciç'in tutuklanması haberi, Saraybosna'da sevinç gösterileriyle kutlandı.
Saraybosna'nın 43 ay süren muhasarası sırasında ölen 11 bin Saraybosnalı nedeniyle soykırımı suçu işlemekle suçlanan Karaciç'in tutuklanmasının öğrenilmesi üzerine halkın Saraybosna caddelerinde bir araya gelerek kutlamalar yaptığı gözlendi.
Ajanslar, konuya ilişkin haberlerinde Saraybosnalıların konu hakkındaki duygularını ''Bu olabilecek en iyi şey. Gördüğünüz gibi insanlar her yerde bunu kutluyor'' sözleri ile ifade ettiklerini belirttiler.
Saraybosna radyolarında, Belgrad Hükümetince desteklenerek Müslümanlar ve Hırvatlara karşı üstün bir ateş gücüne kavuşan Karaciç'in 1992-1995 savaşı sırasında yaptığı çeşitli konuşmalardan bölümler yayınlanırken, araçlarıyla caddelere akın eden Saraybosnalılar, araçlarının klaksonlarını çalarak duydukları mutluluğu dile getirdiler.
ULUSLARARASI KURULUŞLAR VE DEVLET ADAMLARINDAN AÇIKLAMALAR
Çeşitli uluslararası kuruluşların yetkilileri ve devlet adamları, kaçak savaş suçları sanığı Radovan Karaciç'in tutuklanması üzerine açıklamalar yayınladı.
Barosso: Karaciç'in tutuklanması çok olumlu bir gelişme
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso açıklamasında, Karaciç'in tutuklanmasından duyduğu memnuniyeti vurguladı. Tutuklanmayı, 'çok olumlu bir gelişme' olarak niteleyen Barroso, bunun, Balkanların batısına kalıcı uzlaşma ve adaletin getirilmesine katkı sağlayacağını belirtti. Barroso açıklamasında, 'Bu, Sırbistan'ın Avrupa ile bütünleşme hedefi açısından çok önemli' ifadesini kullandı.
Javier: Mükemmel bir haber
AB Dış Politika Şefi Javier Solana, Karaciç'in tutuklanmasını ' mükemmel bir haber' olarak nitelendirerek, şunları kaydetti:
'Radovan Karaciç'in ait olduğu yer Lahey'deki mahkemedir. Adil bir şekilde yargılanmak ve kendisine yöneltilen suçlara cevap vermektir. Bu, yeni Sırbistan Hükümetinin kendisini uluslararası örgütlerle işbirliğine adadığını gösteriyor.'
Oli Rehn: Mihenk taşı
AB genişlemeden sorumlu şefi Oli Rehn, konuya ilişkin açıklamasında, 'Bu, kesinlikle Sırbistan'ın, eski Yugoslavya'daki savaş suçlularını yargılamak amacıyla kurulan özel uluslararası mahkeme ile işbirliğinde bir mihenk taşıdır' görüşüne yer verdi. Rehn, Karaciç'in tutuklanmasını 'Sırbistan'ın Avrupa ile bütünleşme arzusu açısından çok önemli' diye niteledi.
O'Brien: İnsanlar Karadziç'i yargılarken görmeyi hakediyor
Bu arada Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın Balkanlar özel temsilcisi James O'Brien, 'insanların, Karaciç'i yargılanırken görmeyi hakkettiklerini' ifade eden bir mesaj yayımlarken, ABD eski dışişleri bakan yardımcısı Richard Holbrooke da mesajında, 'Bu Avrupa'da en çok aranan adam, Avrupa'nın Usame Bin Ladin'i. Kendisi etnik temizliğin en önemli entellektüel mimarı. Karaciç benim gözümde (eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan) Miloseviç'ten de kötüydü ve Bosnalı Sırplar için bir çeşit Robin Hood haline gelmişti. Karaciç'in yakalanması tarihi bir olaydır' sözlerine yer verdi.
Sılaciç: Adalet Mladiç ve Karadziç tutuklanmadan yerine gelmez
Öte yandan Bosnalı Müslümanların lideri Haris Sılaciç de Karaciç'in yakalanması nedeniyle yayınladığı mesajında şu ifadelere yer verdi:
'Bu, en azından katliam kurbanlarının aileleri için bir çeşit tatmindir. Adalet Karaciç ve Mladiç tutuklanmadan tam anlamıyla yerine gelemez. Ancak Miloseviç'in ölmesine, Karaciç tutuklanmasına karşın, onların etnik temizlik projeleri ne yazık ki Bosna Hersek'te halen devam ediyor olması bir hakikat olarak halen önümüzde duruyor.'
Sılaciç, buna karşın yine de Karaciç'in tutuklanmasının Bosna'da olumlu etkisi olacağını belirtti.
Katliamın başlangıcı
Nisan 1992?de Srebrenica?nın hemen dışında bulunan Bratunac köyünde, 350 Bosnalı Müslüman, Sırp paramiliter ve özel polis güçleri tarafından ölümcül işkenceye tabi tutularak katledildi. Burada yaşananlar hakkındaki bilgiler, ancak aylar sonra katliam sırasında çekilen görüntülerin yayınlanması ile anlaşıldı.
Sırpların bu vahşet siyasetinin dünyada duyulması, düşünülenin aksine Bosnalı Boşnakların kurtulma ümitlerini arttırmadı. Aksine, BM ve NATO desteğinde özellikle Sırplar hedef alınarak bir ambargo başlatıldı. Fakat hem Sırpların eski müttefikleri olan Rus'ların yardımı, hem de coğrafi olarak daha iç kesimlerde bulunan Bosnalı Müslümanlar'a göre daha avantajlı olmaları sebebiyle, bu ambargodan Bosnalı Sırplar neredeyse hiç etkilenmediler. Olan zaten silah ve lojistik olarak çok zayıf olan Müslümanlara oldu. Dünyanın en büyük ordularından birine sahip Yugoslavya'nın, bu gücünü Sırplar neredeyse sonuna kadar kullanmışlardır.
Zamanla dünyada yükselen tepkiler ve özellikle bazı destekçilerinin durumun vehametini anlamaya başlamaları ile Müslümanlara yönelik bazı yardımlar ulaştırılmaya başlanmıştır. Birçok ülkede Bosna'ya yardım kampanyaları düzenlenmiştir. Bosnalıların şanssızlığı burada da devam etmiş, güvendikleri müslüman ülkelerde kampanya paraları kendilerine ulaştırılmak şöyle dursun, başka politik amaçlar için kullanılmış ve büyük bölümü asla yerine ulaştırılmamıştır.
Srebrenitsa Soykırımı
Katledilen 505 Bosnalı Müslümanın defnedilişiZamanla gücünü toparlayan Nasır Oriç liderliğindeki Müslüman direniş örgütü Sırplara karşı koymaya ve bazı başarılar elde etmeye başladılar. Bu duruma artık bir son vermenin zamanının geldiğini düşünen BM, Dayton görüşmelerini başlattı. Sırplar, görüşmelerde avantaj elde etmek için iki stratejik kent olan Gorajde ve Srebrenitza?yı ele geçirmek maksadıyla bütün güçleriyle bu iki kente saldırdılar. Tarihin gördüğü en büyük katliamlardan birini tüm dünyanın seyirci bakışları arasında sergilediler. BM tarafından güvenli bölge olarak ilan edildikten iki yıl sonra Srebrenitza, 1995 yılının yaz ayında II. Dünya Savaşı?ndan sonra meydana gelen en büyük toplu soykırıma uğradılar . Sırplar topladıkları ve günlerce sistematik işkenceden geçirdikleri Bosnalı müslümanları, evlatlarının kardeşlerinin gözleri önünde öldürdükten sonra, cesetlerini yine onlara gömdürdüler. Bosna Savaşı'nın bu en kanlı olayı Srebrenica Katliamı olarak adlandırılmıştır.
Srebrenitza Katliamında öldürülenlenlerin kesin sayısı bilinmemekle birlikte BM'nin eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi savcısı, 7 ila 8 bin kişinin öldürüldüğünü belirtmiştir. Bosna Sırplarının hükümetinin hazırladığı bir raporda ölü sayısı 7 bin 779, Boşnak hükümetinin raporunda ise 8 bin 374'den fazla olarak gösterilmektedir. Şimdiye kadar Srebrenitza etrafında 42 toplu mezar bulunmuş ve uzmanlara göre 22 bölgede daha toplu mezar olduğunu tahmin edilmektedir. Şimdiye kadar 2 bin 70 kurbanın kesin kimlik tespiti yapılırken, 7 binden fazla ceset torbasında ise parçalanmış ceset parçaları kesin kimlik tespiti için bekletilmektedir. Cesetler toplu mezarlara atılırken parçalandığı için kimlik tespiti güçlükle yürütülmektedir. Ayrıca Sırplar katliamı gizlemek için bazı cesetleri ilk gömüldükleri toplu mezarlardan çıkarıp, başka yerlere tekrar gömdüklerinden katliamla ilgili deliller bozulmuş ya da yok olmuştur.
1992-1995 arasında Uluslararası Kızılhaç Örgütü verilerine göre Bosna-Hersek'te 312.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu kayıpların 200.000 kadarı Boşnak halkına ait olup Bosnalılar dünyanın gözü önünde ve Avrupa'nın göbeğinde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuştur. Sadece Srebrenica'da olanlar hakkında elle tutulur delillerin varlığı söz konusu olsa da, çok yakın tarihte gerçekleşen soykırımı aydınlatmaya yetmemektedir.
Katliamın sorumluları
Radovan Karadziç - Katliamın firari sorumlusu.Lahey'deki Savaş Suçları Mahkemesi'nde görülen davada Sırp Partisi Lideri Radovan Karadzic, Sırp Ordu Komutanı Radko Mladiç, Vujadin Popoviç (Bosnalı Sırp komutan), Ljubisa Beara (Genelkurmay Başkanı), Drago Nikoliç (Güvenlik şefi), Ljubomir Borovcanin (Özel polis müdürü), Radivoje Miletiç (Genelkurmay Başkan Yardımcısı), Milan Gvero (Komutan yardımcısı, Vinko Pandureviç (Tugay komutanı) Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa'da sekiz binden fazla sivilin katledilmesinden sorumlu oldukları iddiasıyla haklarında dava açılmıştır. Ancak Karadzic ve Mladiç tüm çabalara ve aramalara karşın adalet önüne çıkarılamamıştır.
Bosna'da meydana gelen iç savaş sırasında Sırp ordusunun yapmış olduğu katliamın arkasındaki itici güç Sırbistan Demokratik Partisi ve lideri Radovan Karadziç'tir. Parti bağımsızlık ilanı ile birlikte hükümetten de çekilerek yasadışı bir örgüt gibi çalışmalarını yürüterek, müslüman bölgelerinde katliamları yapmışlardır. Sırp denetimindeki Ilıca bölgesinde Bosna Otelinde faaliyet gösteren parti lideri Radovan Karadziç ve arkadaşlarını korumakla görevli Sırp militanların uniformalarında Sırbistan bayrağı ve Çetnik adlı teröristlerin kullandığı madeni bir para büyüklüğündeki siyah renkli bir arma bulunmaktaydı. Bütün bu katliamları gerçekleştirmek için gereken ekonomik ve askeri güç temelde Federal Yugoslavya Ordusu'nda bulunuyordu. Ancak bu gücü yönetebilecek yetki ise Sırbistan'daydı. Dolayısıyla katliamları gerçekleştiren Sırp milislerin Sırbistan ile bağlantılı olmamalarına imkan yoktu. Sırp militanları ve Sırbistan Federal Ordusu arasındaki bu işbirliği kanıtlanamamıştır. Unutulmaması gereken en önemli hususlardan birisi de, SDS'nin bu faaliyetlerine bir çok Sırp ordu ve hükümet yetkilisi muhalefet etmiş, ve o zor koşullara rağmen görevlerini bırakmışlardır. O dönemde yapılan bazı Türk gazetecilerinin bölgedekilerle yaptıkları röpörtajlarda, Bosna'da yaşayan 1,3 milyon Sırp nufusun sadece yüzde 10'u yani 130 bin kişinin Sırbistan ile birleşmek istedikleri düşündükleri rapor edilmiştir.
Kaynak: Vikipedia - AJANSLAR