İran Devrim gösterilerinde Ali Şeriati posteri
Ali Şeriati?nin yaşına ve gençliğine işaret ettiniz, Şeriati?nin bazı dostları ona eleştiri getiren bazı kişilerin bu eleştirileri yaparken Ali Şeriati?nin düşünce evrelerini pek dikkate almadıklarını ileri sürüyorlar. Bu görüşe uygun olarak Ali Şeriati en son hapis cezasını tamamlayıp çıktığında düşüncelerinde bir takım dönüşümler yaşamıştı. Ama onu eleştirenler genellikle hapis öncesi gençlik dönemini eleştirilerinin odağı haline getiriyorlar.
Ben hiçbir zaman böyle bir şekilde eleştirmedim. Konuşmalarımın konusu da asla Şeriati?nin mücahitlere yaklaştığı ya da uzaklaştığı bağlamında olmadı. Şeriati?nin düşüncelerinin ana başlıklarını tespit etmek zor değil. Merhum Şeriati düşüncelerinde bir dönüşüm fırsatına sahip olsaydı bile, böyle bir tevfike mazhar değildi, çünkü ömrü çok kısaydı. Nizami?nin sözüyle:
?Şu kısacık ömür, gül gibi sararıp soldu? gençti öldüğünde ve değişim için fırsatı olmadı. Gençliğinde toplumsal sorunlarımızla tanıştı, ardından zaten Fransa?ya gitti, oranın serbest ortamında Cezayir mücahitleriyle tanıştı ve sol düşüncenin ve Sartre?ın Egzistansiyalist düşüncelerinin tesirinde kaldı. Buna ek olarak dini tesiri de ailesinden almıştı. İslam ve İslam tarihi hakkında da bilgileri meczetmişti. Bunlar onun fikri birikimi ve tecrübesiydi. Fikri dönüşümünde bunların izini sürmek mümkündür.
O bu çerçevenin dışına çıkmamıştır. Evet, doğru Şeriati de tıpkı diğerleri gibi yaşadığı muhiti tanıyor, tecrübelerden dersler çıkarıyordu. Doğal olarak da belli bir konumda taşlaşmış gibi durmuyordu. Fakat benim eleştirimin bu dönüşümlerle bir bağı yoktu. Misal olarak Aşura?ya ve Kerbela kıyamına karşı tutumu onun düşüncelerinin sabit değişmeyen yanlarıydı. O hiçbir zaman dini ideolojileştirme bakış açısını değiştirmedi, ben her zaman söylerim şimdi de söylüyorum, Ali Şeriati?nin yolu takip edilmelidir fakat bu mutaassıp bir takipçilik olmamalıdır. Onun çalışmalarının mantığını bilmek lazım, hem mantığının zayıflığını hem de gücünü. Büyükleri takip etmek onların zaaflarını takip etmek değildir.
Eğer size kendinizle Şeriati arasındaki farklar sorulsaydı neler söylerdiniz?
Bu uzun bir hikâyedir. Ben bir yerde açık ve hülasa bir şekilde merhum Ali Şeriati?nin dini semizleştirdiğini, şişmanlaştırdığını benimse dini zayıflaştırdığımı söyledim. Dini semizleştirmek işte o dini, ideolojik hale getirmek ve dinden beklentinin ölçüsünü ziyadeleştirmektir. Fakat ben gerçekten dinden beklenilen şeyleri, yani beklentileri azaltmak istiyorum. Merhum Şeriati dini çokça dünyevi hale getiriyor ve dünyada işe yaramayan din öteki dünyada işe yaramaz diyordu. Bense sanıyorum din asıl ve esas olarak ahiret işlerinin ıslahı içindir, eğer insan dünya ve ahiret ile yüz yüze gelmeseydi din sahibi olmazdı ve Allah da ona bir peygamber göndermezdi. Dinin en asli öğretisi insanı öteki hayata hazırlamaktır.
ŞERİATİ SEYYİD KUTUB GİBİYDİ
Merhum Şeriati dini müesses bir makama oturtmaya çalışıyordu, yani dinin kalbinden yeni bir nizam çıkarmak istiyordu. Şeriati tıpkı Seyyid Kutub gibi bütün dünyayı cahili bir nizam olarak görüyordu ve İslam?dan cahiliye karşıtı bir nizam çıkarmak istiyordu. Ben böyle bir görüşe sahip değilim, din ile yaşanabileceğine inanıyorum fakat dinin yaşam için bir memba ve mahzen olarak kullanılamayacağına inanıyorum. Dinden bir görüş elde edilebilir ve o görüşle hayata ruh bahşedilebilir; ama o görüşle yaşama şekil verilebileceğini kabul etmiyorum. Elbette başka farklılıklar da var. Merhum Şeriati?nin dinin kelami ve felsefi temellerine pek itinası yoktu. Hatta bazen felsefeyi tahkir ediyordu; belki de bu onun fikri hayat tefekkürünün ilk evrelerine aitti. Şeriati İslam irfanı hakkında pek aşinalığa sahip değildi, bu onun eserlerinde de görülür. Mevlana?yı sevdiğini biliyorum hatta bir defasında Mevlana olmasaydı şimdiye kadar çok defa intihar etmiştim demişti. Mevlana ile bir ünsiyeti vardı ve ona karşı şiddetli bir sevgi duyuyordu. Fakat eserlerinde Mevlana?nın pek izine rastlamıyorum. Benim bu temellere karşı büyük bir hassasiyetim vardır. Yine söylüyorum burada şeraitinin ne bir suçu vardır ne de bu yüzden kınanır. Ali Şeriati döneminin dertleriyle uğraştı ömrü de kısaydı zaten.
Röportajın Başlangıcı
Önceki bölümler:
ALİ ŞERİATİ VE DEVRİMCİ İSLAM
MOLLALAR, ŞERİATİ?YE KARŞI MIYDI?
PUT KIRICILIK HER ZAMAN BİR VAZİFEDİR
Devamı:
LİBERALİZM İLE SOSYALİZM ARASINDA FARK YOK