Kazandığı parayla geçinemeyen Amerikalılar?ın sayısı milyonları buluyor. Barınma, beslenme ve çocuk bakımı gibi zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olmayan fakirler, birden fazla işte çalışarak ay sonunu getirmenin yollarını arıyor. Ama bu bile ABD?nin ?çalışan fakirlerine? çoğu zaman yetmiyor.
Üç işte birden çalışıyor, yetmiyor!
Kevin Sedwick, ?aslında benim yerim rekorlar kitabında olmalı? diyor. Üç ayrı işi bir güne sığdırmaya çalışan Sedwick sabahları zenginlerin köpeklerini havalandırıyor, gün boyu bisiklet kuryeliği yapıyor ve geceleri de bir süper marketin kasiyerliğini. Tesisat ve saat tamirciliği de yapan Sedwick aynı zamanda Vaşington?un en hızlı bahçıvanlarından da biri. Aslında gazetecilerle konuşacak vakti yok. Haftanın yedi günü, günün oniki saati çalışıyor. Tatil gibi, emeklilik ya da sağlık sigortası da onun için tamamen yabancı kavramlar.
Saat ücretinin 7 Dolar 15 Cent?i bulduğunu söylüyor. Yani saatte asgari ücretten birbuçuk dolar daha fazla kazanıyor. İşsiz kalmadığı takdirde yıllık geliri 20 bin doları buluyor. Ama bu parayla bile ABD?nin pahalı başkentinde iki çocuklu ailesini geçindirmesi çok zor: ?Washington?da 550 doların altında tek odalı apartman dairesi bulmak imkansız.?
Silahlı uyuşturucu çetelerinin kol gezdiği Washington?un en tehlikeli semtlerinden Anacostia?daki evine 800 dolar ödüyor.
?Çalışan fakirler? sınıfı
Kevin Sedwick ABD?nin hızla büyüyen ?çalışan fakirler? sınıfına dahil. Aslında ona ?çalışma hastası fakir? demek daha doğru olur. Hayatta kalabilmek için tutkunlar gibi çalışıyor. Ama kazandığı para çocuklarının karnını doyurmaya ya da muayene ücreti ödemeye yetmiyor. Center for American Progress adlı araştırma kuruluşu, tam mesai çalışmasına rağmen muhtaç durumda olan Amerikalılar?ın sayısının bir yılda %20 oranında arttığını saptamış. ?Fiyatlar artarken, ücretler yerinde sayıyor.?
Kedi mamasıyla besleniyorlar
Öfkeyle hesap defterini açan Kevin Sedwick, yumurta, süt ve ekmeğin yılbaşından bu yana %40 zamlandığını, birçok tanıdığının ucuz olduğu için kedi mamasıyla beslendiğini anlatıyor. Beyaz Saray?a birkaç yüz metre mesafede yaşayan her üç Amerikalı?dan biri fakir. Din adamları, fakir sayısının 1975 sonrasının en yüksek düzeyine çıktığını hatırlatarak sosyal patlamaların kaçınılmaz olacağını belirtiyorlar. Piskoposlar Konseyi sözcüsü kamu radyosunda acı gerçeği şöyle açıklıyor: ?Gıda maddesi bağışlarına bağımlı olan dar gelirlilerin sayısı hızla artıyor. ABD?nin bazı bölgelerinde hanelerin yaklaşık yarısı karne sayesinde karnını doyurabiliyor.?
Gıda yardımına muhtaçların 28 milyonu bulduğunu belirten Açlıkla Mücadele Derneği sözcüsü Sandra Robertson on milyonlarca Amerikalı?nın insan haysiyetine yaraşır barınma imkanından yoksun olduğunu vurguluyor: ?Otomobilini buz gibi soğukta ev niyetine kullanan dört kişilik aile tanıyorum. İşe gitmek için otomobile ihtiyaçları var. Karı koca çalıştıkları halde kira ödeyecek paraları yok.?
Fabrika işçisinin kabusu
Dürüst çalışmanın onur kırıcı fakirliği yendiği Amerikan rüyası küreselleşme çağında iflas etti. Sanayi sektörünün gerilediği Amerika?da uzmanlaşmamış fabrika işçisinin çalışkanlığıyla dolgun para kazandığı dönemler geride kaldı. 20 yaşındaki Bob Blair de böyle bir işin peşinde.
Otopark bekçiliği yapan Bob ?the working poor?, ?çalışan fakirler? tanımlamasını ilk kez 17 yaşındayken duyduğunu ve o günden beri bu sözün kendini ebedi kâbus gibi takip ettiğini, söylüyor.
Kaynak: Deutsche Welle