Haber Merkezi / TİMETURK
El-Cezire Araştırmalar Merkezi tarafından Arap, Türk ve İran ilişkilerinin şimdiki durumu ve geleceği 'el-Maşrik' (Doğu) adlı toplantıda ele alındı. Üç medeniyet arasında ciddi bir diyalog ortamı oluşturmak amacıyla düzenlenen toplantıya otuzdan fazla Arap, Türk ve İranlı uzmanlar katıldı.
Dört ana bölümden oluşan forumun birinci bölümünde Arap, Türk ve İranlılar arasındaki ilişkilerin tarihi arka planı ele alındı. Modern ulus devleti kavramının ortaya çıkmasından sonra üç millet arasındaki ilişkilerde meydana gelen kesintiler tartışıldı.
BÖLGENİN TARİHİ YENİDEN OKUNMALI
Bazı araştırmacılar ilişkilerin kopmasından sonra zihinlerde biriken düşüncelerin ve ön yargıların yok edilmesi için bölge tarihinin daha farklı bir yöntemle ele alınması gerektiğini ifade etti.
Aydınlar, bu bağlamda bölgenin tarihini yeniden okuyarak gerekli derslerin çıkarılması için olumlu ve olumsuz yönlerin ortaya çıkarılması gerektiğine dikkat çektiler.
İkinci bölümdeyse bölgenin stratejik durumu ve bölgesel güvenlik konuları ele alındı. Foruma katılan birçok araştırmacı bu üç millet arasındaki ilişkilerde bölgesel güvenliğin en temel mesele haline geldiği konusunda görüş birliğine vardı.
ENDİŞE VERİCİ TARİHİ DÖNEMEÇ
Bazı araştırmacılar Ortadoğu'nun içinden geçtiği sürecin stratejik bir geçiş, sayısız imkânlara açık, kritik, aynı zamanda endişe verici tarihi bir dönemeç olduğunu vurguladı. Bu durumun nedenini bölge ülkelerinin güvenlik konusunda birbirlerine şüphe ile bakmasına bağlayan aydınlar, ülkeler arasında açık ve şeffaf bir diyaloğun bulunmamasının eksikliğine dikkat çektiler.
Katılımcılar özellikle İranlılarla Araplar arasındaki ilişkilerde mezhep farklılıklarına dayanan, emperyalist hedefler ve birbirine karşı yabancıdan yardım isteme gibi nedenlerle korkuların hakim olduğunu vurguladı. Aydınlar, bınır anlaşmazlıkları ve etnik müdahalelerin de iki millet arasındaki korkuyu körüklediğini dile getirdiler.
KORKULARI AŞMAK İÇİN...
Birçok araştırmacı bu tarz korkuların ancak şeffaf bir diyalogla aşılacağını belirterek anlaşmazlık konularını çözmek, ihtilaflı hususların ortaya çıkmasını engellemek, çatışmaları ortaya çıkmadan bertaraf etmek ve görüş farklılıklarının bölgenin güvenliğini tehlikeye atacak krizlere dönüşmesinin önüne geçmek için çözüm mekanizmalarını devreye koymak gerektiğini vurguladı.
Panelin üçüncü bölümündeyse bölge ülkeleri arasında karşılıklı ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve ekonomik entegrasyonun sağlanması, işadamları ve malların sirkülâsyonu önündeki engellerin kaldırılması gibi konular ele alındı.
ORTAK PARA BİRİMİ OLUŞTURULMALI
Forumda İran?ın Asya?ya, Türkiye?nin Avrupa?ya ve Arap Dünyasının Afrika?ya açılmasıyla bölgenin çok önemli uluslararası bir pazara dönüşeceği ve ortak bir para birimi oluşturulduğu takdirde bölgenin büyük bir ekonomik blok haline geleceği ifade edildi.
Son bölüm ise bu üç millete ait kültür ve halk boyutu ele alındı. Bazı katılımcılar karşılıklı anlayış ve güven ortamını güçlendiren ve zihinlerde biriken birçok engelin aşılmasını sağlayan mekanizma olarak sivil toplum kuruluşların harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.
Toplantı sonunda katılımcılar bu tarz forum ve panellerin düzenlenmesi, daha derinlikli konuların ele alınması ve bölgedeki karar alma merkezlerine pratik tavsiyelerde bulunulması tavsiyesinde bulundu.