Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İşkencede kör olan Filistinli direnişçi

Gözlerinin ışığını aldılar? Lâkin o hâlâ Askalan zindanlarından direnmeye devam ediyor. Adı Alaeddin el-Bayzan? 28 yıldır işgal güçlerinin hapishanelerinde çile çekiyor?

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-06-07 11:40:00

İşkencede kör olan Filistinli direnişçi

 

Haber Merkezi / TIMETURK

Ömürden geçen 28 yıl boyunca karanlıklar üstüne karanlıklarla kuşatıldı. Ama bu karanlıklar asla onun kalbini ele geçiremedi. Onu esir etmeyi ve gözünün ışığını almayı başarmış olsalar da, onun kalbi, kelepçelerini çözüp, hapis duvarlarını aşarak, özgürlük levhasını Kudüs semalarında ışıkla yazmak üzere, ışığı ile ?Kubat-i Sahranın? altın kubbesini ışıltılara boğan bin güneş gibi ışıl ışıl yanmaktadır. ?Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.? (Hacc, 46) Alaeddin?in kalbi hala görmeye devam ediyor!

1979 yılı sakin bir bahar gecesi o zaman daha 21 yaşında genç bir delikanlı olan Alaeddin el- Bazyan arkadaşı Kemal el-Nablusi ile beraber, direnişçileri işgalci İsrail güçlerine ihbar eden hainin arabasını tahrip etmek üzere Eski Kudüs sokaklarından süzülerek arabanın yanına vardılar.

İhbarcı hainin arabasını ele geçirip dönmek üzereydiler ki, yanlarında bulunan patlayıcı madde ansızın arabanın içinde infilak etti. İki direnişçi dönemeden kaderin onlarla olan başka bir randevusuyla karşılaştılar!

Üzerlerinde bulunan patlayıcının infilak etmesi sonucu Nablusi hemen oracıkta şehid oldu, Alaeddin ise gözleri ve vücudunun muhtelif yerlerinden ağır bir şekilde yaralandı. Yaralı olarak İşgal Güçlerine esir düştü ve ?Uluslararası Kudüs Kurumunun? raporlarına göre bu güne kadar süregelen işkenceleri görmek üzere ?el- Meskubiye? hapishanesine gönderildi.

Gözlerine veda ediyor!

Burada işgalci zalim güçlerin insanlık vasfını yitirmiş tahkikat zebanileri elinde mahpus olarak uzun ve dayanılması zor işkence günleri geçiriyor. Bir yandan işkenceler, bir yandan da yakıcı güneşin altında tedavisiz bırakılan yaraları, ona dayanılmaz acılar yaşatıyor. Tüm bunlar onu bedenen ve ruhen iflasa zorlamak için!

Fakat hayır..! Alaeddin, kendisini ?direnişçi? niteliğinden çıkarıp ?hain? sıfatının muhatabı yapacak olan diğer tüm suç ithamların başlangıcı olan bu patlama eyleminin sorumluluğunu kabul etmiyor.

?Hayatta kalabilmeyi umursamıyor, iman ettiği şey için ölmek tüm direnişçilerin gayesidir? Fakat o kesinlikle ?ama? lakabıyla yaşamaya tahammül edemeyecektir.? İsrailli soruşturmacılar raporlarında böyle yazıyorlar. Soruşturmacılar diğer yöntemlerle ondan istedikleri itirafları alamayınca, ona ya kendisine isnat edilen suçlamaları itiraf etmesini veya tedaviden mahrum bırakarak gözlerini kaybedeceğini bildirdiler. Ancak o kendisine isnat olunan suçlamaları kabul etmeyerek, direnmeye devam ediyor.

?Hedasa Ayn Karim? Hastanesinin İsrailli doktorlarından birinin ailesine haber verdiği üzere, İşgal güçlerinin zalim askerleri, onun tedavi durumunda iyileşmesi mümkün olan yaralı ve tedaviye muhtaç gözlerine, temelli kör olması için dikiş attılar.

Uzun süren zor işkence gecelerinden sonra Alaeddin?in sağlık durumu çok kötüleşir. İşkencecileri onu hastaneye kaldırmak zorunda kalırlar. Ne acıdır ki hastane bile ona eziyet etmekten geri durmazlar. Birçok kez o uyku halindeyken başından aşağı soğuk su dökerek işkence ederler.

Filistin Kurtuluş Örgütü?nün ?el- Fetsh? kanadına mensup olan Alaeddin gözlerini kaybetmesinin yanı sıra, patlama esnasında aldığı yaralar ve hapis koşullarından kaynaklanan ciddi sağlık sorunlarıyla da mücadele etmektedir. Mesela uzun süre rutubette kalmış olmasından dolayı eklem yerlerinde müzmin ağrılar oluşmuş.

Sağlık durumunun son derece bozuk ve ciddi tedaviyi gerektirdiğini bilmelerine rağmen İsrailli yetkililer onu ve benzer durumda olan diğer Filistinli esirleri serbest bırakmayı reddetmektedirler.

Sonsuza kadar direnişçi?

Alaeddin, sükunetli hali, lider kişiliği, organizasyon ve planlama yeteneğiyle ön plana çıkmaktadır. İşgalciler onun bu vasıflarını bildiklerinden esir olarak tutmaya devam ediyorlar. İşgal gücünün yetkilileri, onun ailesine şöyle demişlerdir: Biz biliyoruz ki O hapisten çıktığı anda bize karşı operasyonlar planlayacak ve fedai gruplar oluşturarak bize karşı kullanacak!

İlk tutuklandığı 1979 yılında İşgal güçleri onun mümkün olduğunca içeride tutmaya çalıştı. Fakat aleyhine delil bulamayınca serbest bırakmak zorunda kaldılar. Ne var ki serbest bırakılmasının üzerinden sekiz ay geçmeden işgalciler 20/ 4/ 1981 de Onu tekrar tutuklayarak bu sefer yirmi yıl hapse mahkûm ettiler.

1985 de bir esir değişimi anlaşması kapsamında esaretten kurtuldu. Kendisine yöneltilen hiçbir suçlamayı kabul etmemişti. Fakat ne var ki Haziran 1986 da tekrar tutuklanarak, İşgal Ordusuna karşı direniş grupları oluşturma suçlamasıyla ömür boyu hapse mahkûm edildi.

Görme yeteneğini kaybetmesine ve esarette 28 yıl geçirmiş olmasına rağmen, Eski Kudüs?ün Saadiye mahallesi çocuğu olan Alaeddin asla teslim olmadı. Hapis yılları boyunca genel lise diploması almaya hak kazandı. Görme özürlüler için kullanılan ? Braille? alfabesini öğrenerek bu yolla eğitimini sürdürmeye çalıştı. Fakat İşgal güçleri onun elinden bu hakkı da gasp ederek, Braille alfabesine ve diğer eğitim malzemelerine el koydu.

Sağlık koşullarının aşırı kötüleşmesi nedeniyle, Alaeddin?in Askalan Hapishanesindeki esir arkadaşları, Filistin Yasama Meclisi üyelerine ve Filistin Müzakere Heyetine bir dilekçe yazarak, İsrail ile görüşmelerinde, Alaeddin?in serbest bırakılması konusuna öncelik vermelerini istediler.

Bugün İsrail Hapishanelerinde on binin üzerinde Filistinli esirin mevcut olduğu bir ortamda Alaeddin, başta Kudüs kökenli esirler olmak üzere, esirler meselesinde yeterince çalışma yapmadıkları gerekçesiyle Filistinli resmi ve gayri resmi kurum ve kuruluşları tenkit etmektedir.

 


 

SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara