Dolar

34,8685

Euro

36,6398

Altın

3.021,13

Bist

10.048,55

Doha anlaşması ateşkes mi yoksa çözüm mü?

Lübnan halkı, Doha?da 21 Mayıs?ta yapılan anlaşmanın bir ateşkes mi yoksa kalıcı bir çözüm mü olduğu konusunda halen kararsız.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-29 13:15:00

Doha anlaşması ateşkes mi yoksa çözüm mü?

Haber Merkezi / TİMETURK

Lübnan halkı, uzun süren karışıklıkların ardından Katar?ın başkenti Doha?da 21 Mayıs?ta yapılan anlaşmanın bir ateşkes mi yoksa kalıcı bir çözüm mü olduğunu anlamaya çalışıyor.

Yıllardır krizlerle yaşayan Lübnan halkı, yapılan anlaşmanın, ülkeye huzur ve istikrar getireceği konusuna şüpheli bakıyor. Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu?nun yıkılması ve hilafetin kurulmasının ardından 1918 yılında galip devletlerce kurulmasına karar verilen Lübnan Devleti, o günden bu yana, birkaç yıl dışında istikrar yüzü görmedi.

Uzun süren kriz dönemleri ?siyasi galibi ve mağlubu olmayan? anlaşmalarla yatıştırılmaya çalışıldı. Bugün de Lübnan halkı Doha anlaşmasının geçici bir ateşkes mi yoksa daimi bir çözüm mü olduğu hususunda iki kampa ayrılmış bulunuyor.

ATEŞKES Mİ, ÇÖZÜM MÜ?

İlerici Sosyalist Parti ( Dürzü) Genel Başkan Yardımcısı Kemal Muavvad, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, hiçbir şeyin kesin ve yüzde yüz garanti olmadığını belirterek, ?Lübnan?ın üzerinde rahatlıkla hareket edebilecekleri bir alan olması, tüm bölgesel güçlerin işine gelmektedir.? dedi.

İslamî Tevhid Hareketi (Sünni, muhalif) emiri Şeyh Bilal Şaban da, büyük bir menfaat söz konusu olmadığı sürece belli ölçüde istikrarın mümkün olduğunu vurgulayarak, ?Fakat ne zaman ki ortada paylaşılacak bir pasta olur, işte o zaman dini, mezhebi ve yerel güçler pastadan en büyük dilimi kapmak ve kendi şartlarını iyileştirmek için derhal harekete geçer.? diye konuştu Emir, şunları söyledi; ?Bu ateş kes anlaşması 6 ay ile 1 yıl arasında devam eder. Milletvekili seçimlerinin yaklaşmasıyla, herkesin, kendi dini ve mezhebi grubunu kışkırtıp, harekete geçirmek istemesiyle çatışma ortamına geri dönülebilir. Zira hiçbir Siyasi oluşumun seçimlerde halkın önüne koyabileceği ulusal bir seçim programı bulunmamaktadır. Siyasi liderlerimiz, bugünkü konumlarını sürdürmek istedikleri sürece, tüm ülkeye hitap edebilecek ulusal bir nitelik kazanamazlar. Ulusal nitelikten yoksun siyasiler, seçimlerin yaklaşmasıyla mezhepsel ve dinsel tahriklerini daha da artıracaklardır.?

Yazar ve siyasi analizci Mihail Avd ise bu konuda farklı düşünüyor. Avd, bu ateşkesin nihai barışa giden süreci başlatmasının mümkün olduğunu ve Lübnanlıların bu süreci iyi değerlendirmeleri halinde uzun zamandır biriken problemlerini çözebileceklerini vurguluyor.

Avd bu düşüncesini ise şu sebeblere bağlıyor; ?Dengelerin daha önce olduğu gibi dış müdahaleler ile değil, Lübnan?ın kendi iç dinamiklerinin etkisiyle değişmiş olması. Doha anlaşması Arapların himayesinde Lübnan dâhili güçlerinin inisiyatifi ile gerçekleşmiştir. Güç dengesi ve bu güç dengesinin ittifakı, harici değil dâhilidir, Lübnanlıdır. Bu Lübnan?ın kadim ve modern tarihinde ilk kez yaşanan bir hadisedir. Ayrıca bölgesel ve uluslar arası çevre, Lübnanlıların ulusal kimliklerini güçlendirmelerine imkân verecek yönde değişmektedir.?

AMERİKALININ YOKLUĞU VE DÖNÜŞÜ

Diğer yandan, bazı gözlemciler, Lübnanlılar arasında böylesine önemli bir anlaşmanın sağlanabilmiş olmasını Amerika?nın girmiş olduğu seçim sürecine bağlıyor. Buna gerekçe olarak da, Amerika?nın seçim dönemlerinde dış müdahalelerini en alt seviyeye çekmesini gösteriyorlar.

Bu konuda Muavvad, düşüncelerini ?Amerika?nın yakın zamanda belli bazı bölgesel taraflara yönelik bir saldırı stratejisi oluşturması mümkündür. Bölgesel tarafın da (İran- Suriye) karşı hamlesi sonucu Lübnan cephesini aktif hale getirmesi mümkündür. Bu durumda Lübnan?ın yanardağın ağzından kurtulması asla mümkün değildir.? şeklinde açıklarken, Şeyh Şaban da bu konuda ?Şu an yaşanan hadiseler Amerikan?ın bölgeyle ilgili projesinin kırılmasını sağladı ve üç yıldan bu yana devam etmekte olan gergin ortamı yumuşatarak, büyük bir rahatlama sağladı.? diyor.

Aynı konuda Yazar Avd?ın düşünceleri ise şöyle; ?Seçimler sonunda Amerikan yönetimine kim gelirse gelsin, yeni durumu kabullenmek zorunda kalacaklardır. Artık Lübnan sonsuza kadar Amerikan- İsrail ikilisinin hâkimiyetinden çıkmıştır. Bu ikili, Lübnan?da hâkimiyet kurma ve nüfuz sağlama güçlerini kaybetmişlerdir.?

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Yine Avd?a göre, çözüm Hizbullah?a bağlı. Hizbullah çözümün silah da değil de demokraside olduğuna karar verirse, yaşanılan bu olumlu gelişmeler nihai çözümün başlangıcı olur.

Şaban ise bundan sonra ne olacağı konusundaki öngörülerini ise şöyle açıklıyor; ?Lübnan hali hazırdaki dini ve mezhebi çeşitliliği ile güzeldir. Bu çeşitlilik 1400 yıldan beri mevcuttur ve beraber yaşamanın en güzel örneğini vermiştir. Fakat bazı kesimler kendi özel çıkarları için, bu güzel görünümü bozmaya çalışmışlardır. Bizler vatandaşların bu tür olumsuzlukları aşabilecek bilinç düzeyine ulaştığını düşünüyoruz.?

Muavvad da, bu konuda tamamen umutsuz olmadığını vurgulayarak, ?Fakat ne yazık ki fazla ümitli de olamıyorum. Lübnanlıların, önümüzdeki aylarda, devletin temellerini yeniden sağlamlaştırmak üzere, bu dengeli ve kapsayıcı yeni yönetim yaklaşımından yararlanmaları ve bu süreci iyi değerlendirmeleri gerekir.? diyor.

Haber Ara