Dolar

34,8648

Euro

36,7217

Altın

3.047,06

Bist

10.058,47

?AKP?yi kapatma davası aptalca bir girişim?

Pakistanlı Yazar Tarık Ali, AKP'ye açılan kapatma davasının aptalca bir girişim derken, röportajında, Ortadoğu ile Türk iç ve dış siyasetine ilişkin ilginç saptamalarda bulundu.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-21 15:33:00

?AKP?yi kapatma davası aptalca bir girişim?

New Left Review Dergisi?nin editörlüğünü yapan Pakistanlı Yazar Tarık Ali, verdiği bir röportajda, Ortadoğu?da yaşanan gelişmeler başta olmak üzere Türk iç ve dış siyasetine ilişkin ilginç saptamalarda bulundu. İsrail?in, Batı tarafından terörist olarak nitelendirilen gruplardan daha çok zarar verdiğine dikkat çeken Ali, AKP?ye açılan kapatma davasını ise aptalca bir girişim olarak nitelendiriyor.

Başka ilginç saptamalarda da bulunan Tarık Ali?nin verdiği röportaj şöyle;

- Köktendinciliğin ve El-Kaide?nin geleceğini nasıl yorumluyorsunuz?

- El-Kaide, küçük bir gruba karşılık geliyor. Küresel istihbarat birimleri, örgütün 400, bilemediniz 600 üyesi olduğunda hemfikir. Dolayısıyla, bu küçük grubu kalkıp Dünyanın tüm sorunlarını göz ardı ederek, meselenin karşı kutbuna yerleştirmek bana manidar geliyor. Bu anlamda asıl sorunun, ABD?nin Irak ve Afganistan?ı işgal etmesi, ayrıca İsrail?e verdiği destek olduğunu düşünüyorum. Bunlar insanı çileden çıkaran asıl 3 önemli meseledir. Ve bu meseleleri aşmaksızın, başka hiçbir sorunu gidermeniz söz konusu edilemez. Bu durum 11 Eylül?den bu yana alenen tartışılıyor zaten. El Kaide üyelerini tek tek yakalarsınız. Ama bu, sorunu çözdüğünüz anlamına gelmez.

İSRAİL, TERÖRİST DENİLEN GRUPLARDAN DAHA ÇOK ZARAR VERİYOR

- Eski ABD Başkanı Jimmy Carter?ini İsrail?in tepkilerine karşın Hamas ile görüşmeye gitmiş olmasına nasıl bir yorum getiriyorsunuz?

- Bu olumlu bir şey ama durum delilik noktasına vardı. Batı, Avrupa Birliği, ABD, hemen hepsi Hamas?ın terörist bir organizasyon olduğunu söylüyor, ki bu söylenen kesinlikle aptalca. Niçin aynı suçlamalar İsrail kolluk kuvvetlerine yöneltilmiyor? İsrail güçlerinin bugün Dünyadaki herhangi bir terörist gruptan daha fazla zarar verdiğini, terör estirdiğini kimse görmüyor mu? Dolayısıyla bu çifte standart da insanları kızdırıyor. Carter?in yaptığı, olanı biteni öğrenmeye çalışmak. Başkanlığı bıraktığından bu yana, Dünyanın nereye gittiğini anlamaya çalışıyor. Bunu Başkanken yapsaydı daha iyi olacaktı ya; neyse. Zararın neresinden dönülürse kardır derler. Bu anlamda Carter?in yaptığı, çok önemli ve olumlu bir rol ortaya koymaktan ibaret.

- Bu manzaranın Pakistan içinde söz konusu olduğunu düşünebilirmiyiz?

- Elbette, zaten birkaç aya kadar yayımlanacak olan yeni kitabım Düello?da da bu konuyu işliyorum ve yakından takipteyim. Bildiğiniz üzere Pakistan?da hiçbir parti kapatılmış değil. Son seçimlerde, İslami kökenli partinin, oyların yüzde ikisini alabildiğini biliyorsunuz. Öte yandan laik görüşlü parti ise oldukça başarılı oldu. Bir çoğu yolsuzluğa maruz kaldı evet; ama bu ayrı bir sorun.
Sonuçta politik partilerin ismini değiştirmenin veya onu kapatmaya çalışmanın bir işe yarayacağını sanmıyorum. Bu manzarayı anlamak için en iyi örnek, 1920?ler ABD?si. O yıllarda dindar bir Başkan iktidardaydı. İnsanlara alkolü yasaklayınca ne oldu? Alkol yer altından satılmaya başlandı. Alkol gizlice bir çok yerde stoklandı. Suç oranı arttı. Gizli barlar kuruldu. Sonunda iş öyle bir noktaya vardı ki, bu kara ekonominin boyutları çok büyüyünce yasak kaldırılmak zorunda kalındı. İşte partiler içinde böyle bir durum söz konusu bugün. Onları yasaklarsanız, yeraltında yeniden var olacaklardır. Bunun hangisi daha iyi sizce?


- Türkiye?nin AB üyeliği sürecine bakışınız nedir peki?

- Eğer Türkiye, AB?ye girmeyi gerçekten arzuluyorsa, elbette girmeli bence. Girmemesi için bir neden var mı? Bulgaristan ve Romanya gibi ülkeler, Kosova ve öteki Balkan ülkeleri girdi de, Türkiye niye AB?ye girmesin ki? Bunun tersi bana göre delilik olurdu. Ama Türkiye?ninolur da AB?ye alınmasının da, bir şeyleri epeyce değiştirmesini beklemek zor. Çünkü AB?deki ülkelerin her birinin, sözgelimi Britanya?nın, seçimleri yaşayan İtalya?nın ya da görece daha iyi durumda olan İspanya?nın ekonomik durumları birbirinden farklı, kendine has. Bu anlamda AB?ye ait olmakta da bir sihir aramaya gerek olmadığını düşünüyorum. Öte yandan Türkiye?yi bu çemberin dışında tutmak da kabul edilebilir bir şey değil.


AKP SORUNLARI AŞAMIYOR

- 1923 yılında, kimine göre antiemperyalist, kimine göre ise kolonyalist bir zihniyetle kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti Devrimi, 2008 yılında Londra'dan size nasıl görünüyor?

- Türkiye ile Britanya arasında benzerlikler var. İkisi de, vaktiyle birer büyük imparatorluktu. İkisi de bu statüyü yitirdikten sonra, değişen dünyada kendilerine yeni bir yer aramaya koyuldu. Britanya, tercihini ABD ne derse onu yapmaya odaklayarak, bir nevi sanal sömürgeciliğe dayalı varoluşu seçti; 1956'dan sonraki Britanya için durum bu. Osmanlı İmparatorluğu ise, yıkıldıktan sonra ulusalcı Türklerin yarattığı bir koalisyon ile ülkede idareyi yeniden ele aldı ve bölgeyi kurtardı. Eğer Atatürk ve İnönü, buna direnmez ve bir Türkiye Devleti kurmaya çalışmasalardı, hepimizin bildiği gibi İstanbul, bir Türkiye kenti olmayacak ve Yunanistan'a geri verilecekti. Türkiye 'Balkanlaştırılarak' bölünecekti. Atatürk bunu önledi. Ancak, yarattığı Cumhuriyet devletinin dahi kendi limitleri vardı elbette ve bu da açıktı. Bu devletin kurulmasından 50 yıl sonra, ortaya laikliği ve öteki konuları ilerlemeci bir zihniyetle kurumsallaştırmış, ülkede dil devrimi yapmış bir devletin çıktığı görüldü. Ama aynı zamanda, bu modernleşme projesinin şöyle bir sonucu da oldu: Kimi büyük şehirler bu hareketten nasibini aldı, ama birçok şehir ise, Cumhuriyet'in gerisindeki yaşam ve üretim koşullarında kalmayı sürdürdü. İşte bu koşullar, bugünkü 'İslamcı' hükümetin başa gelmesini hızlandırdı.

- Peki AKP'nin İslamcılığı nasıl bir İslamcılık?

- Bu 'İslamcı' hükümetin varlık koşullarının, Türkiye koşullarına özgü olduğunu, ılımlılığını özellikle vurgulamamız gerek. Öte yandan, temelde, yani II. Dünya Savaşı'nın ertesinde, Türkiye'deki 'elitler', geleceklerinin ABD'yle olan ilişkilerine bağlı olduğu kanaatine vardı. Böylece Türkiye, Batı için merkezi rol üstlenir hale geldi; NATO'ya dahil oldu ve bu bakımdan Arap Dünyası'na karşı, ulusal liberalizasyon hareketlerine karşı ABD tarafından sürekli olarak kullanıldı; Türkler de bunu destekledi. Bu durum, şimdiki hükümet için de geçerli. Her ne kadar İslamcı olarak biliniyor olsalar bile, NATO'nun gözde İslamcıları konumundalar. Çünkü NATO'ya son derece sadıklar. NATO'nun da böylesi İslamcılarla hiçbir alıp veremediği yok. Öyle bir hükümet var ki karşımızda, yolsuzluğu silip atacağını söyleyerek iş başına geldi; son derece zeki, çetin bir neo-liberal hükümet bu. Özelleştirme yanlısı. Ama aynı zamanda, ülkedeki gerçek sorunları aşmaktan da aciz; bu sorunlardan biri de, Doğu'daki Kürt sorunu.

- AKP ve DTP, Yargıtay Başsavcısı'nın öncülüğünde kapatılmaya çalışıyor. Bunu nasıl okuyorsunuz?

- Aptalca. Çünkü kanunları ve bürokratik metodları, bir partiyi kapatmak üzerine kullanmak yanlış. Bu, Kemalistlerin çoktan öğrenmesi gereken bir dersti bana kalırsa. Eğer insanları yenmek istiyorsanız, bunu onlar üzerinde baskı kurarak değil, onlarla uygun bir dille tartıştıktan sonra yapabilirsiniz. Münasip bir tartışma, her zaman için toplumun politik bilinç düzeyinin yükselişine hizmet eder. Bu yüzden bırakın da insanlar açıkça bunu tartışsın ve karar versinler. Bu anlamda söz konusu silahın her zaman geri teptiğini, devletin kurumlarını yasadışı ve absürd kalkışmalara dayalı olarak kapatmanın yanlışlığını bir kere daha vurgulamakta fayda var.

68 MİRASINI SAHİPLENİYORUZ

- Mayıs ayı sonunda, 1968 öğrenci olaylarının kalbi sayılan Paris'te olacak ve Cumhurbaşkanı Sarkozy'ye muhalefet edip, dönemin 40. yıldönümünü anacak büyük bir yürüyüşe katılacaksınız.

- Kapitalizm artık işlemiyor. Mayıs '68'in 40. yıldönümünde, kredi ekonomisi ile ilgili olarak devasa bir krizin içinde bulunuyoruz. ABD ve artan şekilde Britanya'da, ev fiyatları düşüyor. İnsanlar ekonominin iyi gittiğini sanırken, birden fikir değiştirmiş halde paralarını bankalardan çekmeye çalışıyorlar. Bu krizin bir yere gitmeyeceğinin ve sistemin dünyayı daha fazla taşıyamayacağının da farkındalar. Bu nedenle Sarkozy'ye karşı o gün herkes orada buluşarak meydan okuyacak. Sarkozy ki, bugün kötü olan ne varsa, hepsinin 1968 yüzünden olduğuna inanıyor. Bu aptalca lafı hiç düşünmeden edebilen biri o. Biz o gün orada olup, kendisine özgürlüklerin, kadın haklarının, dikta rejimlerine, ABD'ye direniş ve ifadede bağımsızlığın hep 1968'e dayandığını bir kere daha söyleyeceğiz. 1968'in mirasını, olabilecek en bariz şekilde sahipleniyoruz.

- Dünya Bankası'nın başkan nezdinde yaptığı açıklama ile, gıda fiyatlarını öne sürerek paniğe kapılmış olmasını nasıl karşıladınız?

- Kapılacak tabii. Çünkü küreselleşme ve Türkiye hükümetinin de boğazına kadar içinde yer aldığı neoliberal ekonomik politikalar, gıda üretimi için gereken toprakların yetersiz kalmaya başlamasına, tarıma dayalı hemen tüm iş kollarının kendi çıkarları doğrultusunda toprağa sırt çevirmesine ve alternatif yakıt arayışına zemin hazırladı. Bununla birlikte, ortada yiyecek kalmadığı için fiyatları fırlayan buğday ve pirinç gibi temel gıda maddeleri olduğu hepimizin malumu. Bana göre bu manzaranın söylediği başka şeyler de var: Bugün, bize söylenmiş olan sosyo-ekonomik düzenin çok dışında bir durum yaşanıyor. Hani o, ABD ve yandaşlarının, Washington Konsensüsü çerçevesinde, komünizmin çöküşünden hemen sonra söylediği beylik sözleri anımsayın: 'Liberalizm ve küreselleşme dünyayı değiştirecek; böylece dünya düzlüğe çıkacak.' Öyle mi? Hiç değil. Aksine, her şey tırmanışta. Zengin, daha zengin artık. Dünyadaki her ülkede yer alan zenginlerin ötekilerle, fakirlerle arasındaki uçurumu bir mukayese edin; bu her geçen yıl yükseliyor. Bu yüzden tabii ki gıda krizi yaşanacak. Bu çok doğal. Neo-liberal düzenin kendi kârından başka bir şeyi düşünmesini mi bekliyordunuz? Onların önceliği bu, yoksa insanların ihtiyaçları değil. Bu yüzden Dünya Bankası'nın yarattığı panik de hiç sürpriz değil.

SABAH

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara