Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mark Paris: Türkiye acımasızca krize itiliyor

ABD'nin eski Ankara büyükelçilerinden Mark Parris, Bush yönetimini davaya açıkça tepki göstermemekle eleştirilirken, Türk mahkemelerini de halk iradesine saygı göstermemekle suçladı.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-05-17 12:45:00

Mark Paris: Türkiye acımasızca krize itiliyor


ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Paris, Bush Yönetimini, AKP hakkındaki kapatma davası konusunda net bir tavır takınmadığı gerekçesiyle eleştirirken ?ABD'nin kilit bir müttefiki ve Ortadoğu'nun en önemli demokrasilerinden biri, acımasızca krize doğru kayıyor? görüşünü dile getirdi.

ABD'deki düşünce kuruluşlarından Brookings Institution'ın Türkiye programına danışmanlık yapan Parris, yazısına şu cümleyle başlıyor: 'Washington'ın sessiz tepkisi ve basında da yer almaması nedeniyle haberdar olmanız zor; ama ABD'nin kilit müttefiklerinden ve Ortadoğu'nun en önemli demokrasilerinden biri çetin bir krize doğru sürükleniyor.'

AK Parti aleyhine kapatma davası hakkında bilgi veren yazar, Türk anayasasına göre davanın anlaşılabilir olduğunu belirtmekle beraber anayasanın da çeyrek yüzyıl önce ordu tarafından hazırlanan miadı dolmuş bir doküman olarak tanımlıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Temmuz ayındaki seçim zaferinden sonra bütün vatandaşların başbakanı olma sözünü yerine getirmediğini iddia eden Mark Parris, 'Etrafındaki danışman halesini daralttı, ekonomik ve politik reformları başaramadı, Türk basını ve sivil toplum kuruluşlarına karşı rahatsız edici bir paranoya ortaya koydu' yorumunu yapıyor.

'ERDOĞAN, MHP'NİN TUZAĞINA DÜŞTÜ'

Erdoğan'ın başörtüsü meselesinde de MHP'nin tuzağına düştüğünü savunan Parris, bu hatalar sonucunda başbakan hakkındaki gizli gündem şüphelerinin arttığını savunuyor. Washington'un, kapatma davasına 'ıstırap verici dengeli yaklaşımı'nın bu faktörlerle açıklanabileceğini ifade eden eski diplomat, şu ifadeleri kullanıyor: 'Hükümet yetkilileri konuya değinmekten kaçınıyor. Çok sıkışırlarsa hem Türk demokrasisine hem laikliğe vurgu yaparak meselenin Türk seçmenin tercihlerine uygun olarak 'kurumlar' yoluyla çözülmesini umduklarını söylüyorlar. Ya da Dışişleri Bakan Yardımcısı'nın (Dan Fried) dediği gibi 'Taraf tutmayız' diyorlar.'

Söz konusu yaklaşımla ABD yönetiminin suçüstü yakalandığı yorumunu yapan Parris, 'kurumlar' kelimesiyle kastedilenin anayasa mahkemesi olduğunu ve açıklamanın da mahkemenin siyasetin üzerinde olduğunu kabul etmek anlamına geldiğini vurguluyor. Anayasa mahkemesinin cumhurbaşkanlığı seçimi sırasındaki 367 'manevrasını' hatırlatan Mark Paris, 'Mahkeme Türkiye'de taraflar arasındaki kavgaya dâhil olmak için giderek artan bir iştah gösteriyor. (Cumhurbaşkanlığı seçiminde) Başarılı olamadı ama bu girişim anayasa mahkemesinin çifte standart uyguladığı konusunda çok az şüphe bıraktı' görüşünü savunuyor.

AK Parti'yi Türkiye'nin gerçekten milli olan tek partisi olarak tanımlayan Parris, partinin uluslararası piyasaların da desteğine sahip olduğunu hatırlatıyor. Mark Parris, partinin hangi gerekçeyle kapatılmak istendiğini sorgulayarak, 'Sadece hasım medyanın Erdoğan ve diğer parti yetkililerinin Türkiye'yi İslam Cumhuriyeti yapacağını öne süren yazıları. Dava o kadar muğlak ki, en sağlam Kemalistlerin bile buna değer vereceğini düşünmek zor' ifadelerini kullanıyor.

'AK PARTİ'NİN YÜKSELİŞİ, ELİT HEGAMONYASINA BİR TEHDİT'

Türkiye'deki meselenin AK Parti'nin elde ettiği siyasi kazanımlarla 'Halk için, halka rağmen' anlayışının değişmesi olduğunu savunan yazar, bu anlayışın AK Parti aleyhine dava açılması için bastıranlar tarafından hala savunulduğuna dikkat çekiyor. Yazar, AK Parti'nin yükselişinin Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'le birlikte iktidara gelen elit hegemonyasına ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor.

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi, AK Parti kapatılsa bile hareketin parlamentoda çoğunlukta olmaya devam edeceği, yasaklı olsa dahi Erdoğan'ın gerektiğinde perde arkasından kilit oyuncu olmayı sürdüreceğini tahmin ediyor. Mark Parris, kapatma davası süreciyle birlikte dış yatırımcıların güvenini buharlaştıracağını, ekonominin yavaşlayacağını, AB'ye üyelik çabasının zarar göreceği, Türkiye'nin dış dünyadaki itibarı ve etkisinin azalacağı uyarısını da yapıyor. 'Kısacası çok büyük stratejik öneme sahip neredeyse sınırsız potansiyele sahip bir ülke en az bir yılını kaybedecek' diyen Parris, bunun bölgede çok ihtiyaç duyulduğu bir zamanda demokrasi için ciddi bir geri adım anlamına geldiğini de vurguluyor.

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara