Haber Merkezi / TIMETURK
On bir eylül arkasından zuhur eden garipliklerden biri de, think-tank?lere, üniversitelere yamaman hatta karar mercilerindeki kişilere kimin terörist olup olmadığını söyleyecek kadar ileri giden hikmeti kendinden meçhul uzmanlar.
Batı Londra?daki Brunel Üniversitesi istihbarat ve güvenlik servisleri profesörü Anthony Glees, Guardian?daki demecinde, ?Ekranlardan kendilerine ?terör uzmanı? diye boy gösterenler karşısında hayrete düşüyorum? dedi.
9/11 saldırıları ardılı hükümetler, think-tank?ler ve hatta medya, sürekli konuşulan terörizm konusu hakkında uzman görüşü olduğunu söyleyen herkese kapılarını açtı.
Amerika ve Avrupa?daki üniversiteler, politik şiddet üzerine unutulmaya yüz tutmuş dersleri ya yeniden açtılar ya da yenilerini oluşturdu.
Yüzlercesi uzmanlık alanları olduğunu söyleyerek ayağa kalktı ve ?terörlojist? (terorlogist) terimi ilk Amerika?da kullanıldı.
Strathclyde Üniversitesi?nde Sosyoloji Profesörü David Miller, ?Birden nasıl oldu da bu kadar yükseldi? diyerek öfkesini gizlemediği Amerikan ?Uluslararası Terörizm Danışmanı? Evan Kohlman hakkında şunları söylüyor: ?Lisans derecesinde uzmanlığı ve ne olduğu belli olmayan bir think-tank?teki stajıyla, Amerika Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, FBI, İngiliz Başsavcılığı ve Scotlanyard?ın SO-15 Terörle Mücadele Birimi?ne danışman oldu?
9/11?den beri terörizm araştırmaları da aldı başını gitti. Dünyanın en önde gelen dergilerini kapsayan Sosyal Bilimler İktibas İndeks?ine göre, 2001 yılında konuyla ilgili zar zor 100 makale bulunuyordu. Bu sayı ertesi sene bu 3 kat artarken, geçtiğimiz yıl iktibas sayısı2 bin?e 300?e ulaştı.
Bozacının şahitleri
Kendi kendilerini akredite eden terörlojistler?in yolu şahit olarak mahkemelere kadar uzandı. Geçen sene, Kohlman Muhammed Atıf Sıddık?ın internetle ilgili terörizm suçlarından mahkûm olması için İngiliz mahkemesine bilirkişilik yaptı.
Sosyoloji profesörü Miller, bu tür şahitliklerin güvenirliğini ve bu tür terör uzmanların bağımsızlığını sorgulamaktan kendini alamıyor. Terörlojistlerle ilgili bir liste üzerinde çalışan Miller, ?Davalarda yer alan bu uzman şahitlerin çoğu ya sağcı ya da Siyonist organizasyonlarla ilişkileri var? diyor ve soruyor: ?Bu şartlar altında bunların bilirkişilikleri güvenilmez olmuyor mu??
Bundan daha da kötüsü, şahitliklerin aksi iddia edilemez ve gerçeklere dayalı doğru kanıt olarak görülmesi. İngiltere?de istihbarat üzerinde birçok çalışması olan Profesör Glees, en tarafsız uzmanların bile yanılabileceklerini ?Doğası itibariyle, terörizm perde arkasındadır? sözüyle açıklıyor. Glees, ?Akademisyenlerin içerden bilgi almasının tek yolu ancak ya terör ya da istihbarat örgütleriyle sıkı ilişkilerle mümkün. Bu yüzden de, istihbarat raporları, genelde yarım yamalak ve çelişkilidir, verdikleri bilgilere şüpheyle bakmak gerekir. ?