İngiltere'nin ciddi ulusal gazetelerinden The Independent'ın deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn, Mukteda Es Sadr'ın Irak siyasetindeki yükselişini değerlendiren ayrıntılı bir yazı kaleme aldı.
Yazar, Es Sadr'ı işgalin başlamasının hemen sonraki durumunu şöyle anlattı:
'Daha 2003 yılı Haziran'ında, ABD'nin Irak'taki en yüksek yetkilisi Paul Bremer, Mukteda Es Sadr'ı ülkeyi bölebilme potansiyeli taşıyan önemli bir tehlike olarak görüyordu.
Hitler'le kıyasladığı Es Sadr'ı, daha, Saddam Hüseyin'in iktidardan indirilişinin üzerinden 24 saat geçmeden Necef'teki İmam Ali camisinden çıkarılarak öldürülen önemli Şii din adamı Seyyid Mecid el-Huey'in ölümünden sorumlu tutuyordu. O yıllarda, Es Sadr hâla bir azınlık hareketinin lideriydi.'
'Ez Zerkavi bombaları es Sadr yükselişinde etken'
Cockburn, Es Sadr'ın, Irak siyasetinin merkezinde bir güç haline gelme sürecindeki bir noktayı ise şöyle aktarıyor.
'Şiiler Amerikan işgalinden pek hoşnut olmasalar da, birçok Şii grup işgale karşı savaşmak için başlarda o kadar da istekli değillerdi. Ancak bir süre sonra yükselen Sünni isyan ve Ez Zerkavi'nin Şiilere de yönelen bombaları, Amerikan ordusunun sıradan Şiiler için güvenliği sağlamaktan uzak olduğunu gösterdi.
'Bu noktada Sadr'a bağlı Mehdi Ordusu, ya da Amerikan ordusunun duymak istediği şekliyle Mukteda'nın milisleri, Irak Şiilerinin kendilerini savunma gücü olarak meşruiyetini her geçen gün daha da artırmaya başladı.'
''ABD'nin otoritesizliği Es Sadr'ı büyüttü'
The Independent, ABD'nin Irak'taki sünni isyanına karşı şiileri koruyamamasının bir nedeni olarak şii lider Es Sadr'ın ülkeyi bölme potansiyeli olan bir güce dönüştürdüğünü yazdı.
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-04-13 11:28:00
Haber Ara