Dolar

34,9222

Euro

36,6057

Altın

3.008,53

Bist

10.058,63

Ergenekon'da 'Son Nokta' iddiası!

'Operasyon sürerse Türkiye'de kan gövdeyi götürebilir; çok büyük siyasi cinayetler kapıda!'

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-04-07 08:59:00

Ergenekon'da 'Son Nokta' iddiası!

Nuriye Akman'ın bu haftaki konuğu Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar. 'Operasyon Ergenekon' isimli kitabıyla dikkatleri üzerine çeken Tayyar,  röportajın dünkü bölümünde ölüm tehditleri aldığı için koruma talep ettiğini açıklamıştı. Tayyar, Ergenekon'un Kafkas kökenlilerin ağırlıkta olduğu bir yapı olduğunu da iddia etmişti.

Şamil Tayyar, bugün ise Ergenekon soruşturmasında son noktaya gelindiğini belirterek 'Ötesi Türkiye'de kan gövdeyi götürebilecek, çok büyük siyasi cinayetlerin işlenebileceği bir süreci tetikleyebilir.' diyor.

Ergenekon iddianamesi ne zaman ortaya çıkar? Biraz gecikmedi mi?


Ergenekon çok merkezî ve derin bir yapılanma. Her soruşturma başka bir soruşturmayı tetikliyor. O nedenle büyüdükçe büyüyor. İnanılmaz bir halka var. Bu kadar büyük bir soruşturmanın kısa sürede sonuçlanması mümkün değil. Savcılıkta binlerce sayfalık doküman var. Ben basit bir kitabı yazarken sadece Malatya davası ile ilgili otuz bir klasör okudum. Bazen bir paragraf yazı yazabilmeniz için on klasörü okumanız gerekebilir. Dolayısıyla ortaya çıkacak iddianame çok önemli. Ama ben geciktiğini düşünmüyorum. Savcıların çok büyük bir fedakârlıkla, inanılmaz bir çabayla çalıştıklarını görüyorum. Biraz sabırlı olmakta fayda var. Ortaya, bir manifesto niteliğinde çok önemli değerlendirmelerin de içinde olacağı, yakın tarihimize ışık tutacak bir iddianamenin çıkacağını düşünüyorum.

Şemdinli'de ne olduysa bunun da başına ya kazalar gelirse?

Ferhat Sarıkaya için uygulanan prosedür, özellikle Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz için de uygulanmak istenebilir. Ferhat Sarıkaya bugün avukatlık yapamayacak durumda ve linç edildi. Ama onun açtığı bir yol var. Herkes şimdi bunu sorguluyor. Eğer o kendisini feda etmeseydi belki biz bugün bunları konuşmuyor olacaktık. Ama kral çıplak dedi. Zekeriya Öz de kral çıplak dedi. O yüzden yarın Zekeriya Öz de harcanırsa ben inanıyorum ki onun Türk demokrasisine katkısı asla unutulmayacaktır. Bazen gerektiğinde kendi kariyerinizi, ikbalinizi yok etme pahasına bu mücadele içine girmişseniz bazı şeyleri de göze almanız gerekiyor. Anadolu'da bir laf var: Harmana giren porsuk dirgenden korkmaz.

Peki diyelim ki kapatıldı AK Parti. Buna rağmen mi her şey yürür diyorsun?

Birbiriyle doğrudan ilişkilendirmemek lazım. Ancak Ergenekon soruşturmasından rahatsız olanlar bir intikam duygusu ile AK Parti'yi kapatmaya yönelik bir psikolojik hareket yürütmüş ve Yargıtay Başsavcısı da bu havadan etkilenmiş olabilir. Zaten Ergenekon soruşturmasının daha derinlere gitme şansının kalmadığını görüyoruz. Ama bu şekli bile Ergenekon ile gelinen mücadele açısından son derece önemli. Bu soruşturma yakın bir zamanda bitecek. Bir iddianame hazırlanacak. Kapatma davasından önce bu zaten sonuçlanacak.

İddianame hazırlanmadan evvel gizli olan soruşturma dosyalarından bazı bilgiler yayınladın. Nasıl olabiliyor bu?

Kitabımda soruşturmanın gizliliğine halel getirecek tek kelimeye yer vermedim. Köşemde de ona mümkün mertebe dikkat ettim. Ancak eğer rejim üzerinde çok karanlık bir oyun oynanıyorsa ve bu oyunu deşifre etmek her Türk vatandaşı gibi benim de görevimse ve bunun karşılığında bir bedel ödemem gerekiyorsa bu bedele razı olarak bunu yaparım. Susurluk iddiaları araştırılırken toplumda inanılmaz bir beklenti vardı. Tüm yasağa ve gizliliğe rağmen insanlar sokaklara düştüler ve o bilgilere sahip olma duygularını ön plana çıkardılar. Şimdi de toplumda aynı beklentinin yüksek dozda devam ettiğini görüyorum. Benim kitabımda ya da köşemde yazdığım bir bilgiden dolayı bir sanık bir yere mi kaçtı? Elindeki belgeyi, bilgiyi yok mu etti? Ben sadece kral çıplak dedim. Savcının da, hakimlerin de elinde olan bilgi ve belgeler üzerinden analiz yaptım.

Kitabında adı geçen Kültür ve Turizm Bakanlığı müfettişi Halit Bozkurt kimdir?

Ben bunu dönemin bakanı Atilla Koç'a da söyledim. Hiç ciddiye almadı. Bu adam kendisini general olarak tanıtan ya da kendisine generalim diye hitap edilmesinden keyif alan biri. Vatanseverlerle, değişik derin simalarla işbirliği yapan bir adam. Diyeceksin ki bu kadar belirgin bağa rağmen nasıl görev yapıyor? İnan onu da anlamış değilim. Kitap çıkınca Ertuğrul Günay'a kitap gönderdim. O kitabı okuduysa ve ismini de gördüyse mutlaka bir işlem yapması gerekirdi. Ama görevine devam ediyor.

Kendisini 'bir numara' olarak mı takdim ediyor?

Bir numara ama asıl bir numara o değil. Her yapının bir numarası var. Bu onların jargonu. Telefon konuşmalarında 'Bir numaraya gidiyorum. Az önce bir numaranın yanındaydım' gibi ifadeler var. Eğer Vatanseverler hareketini bir hücre tipi yapılanma olarak görürseniz onun içerisinde kendi adı bir numara olarak geçiyor.

Bir numaraların 1 numarasını sormayacağım, ne sen söyleyebilirsin, ne de ben yazabilirim. Ama safraları atmanın zamanı geldiğine inanılıyor olmalı.

Biraz öyle. Siyasi otoritenin Ergenekon yapılanmasının deşifre edilmesi konusunda ciddi bir kararlılığı var. Yargıda da kısmî olarak böyle bir kararlılık görüyoruz. Yaşar Büyükanıt'ın da pozitif katkı sunduğunu düşünüyorum. Ulusalcı kanattan kendisine yönelik tepki oluşturma çabalarını buna bağlıyorum. Buna ilave olarak, Ergenekon merkezî yapısı da soruşturmanın daha derinlere inmesini önlemek adına safraların atılması konusunda karar vermiş olabilir. Yani Ergenekon'un tepe kadrosu, soruşturmanın burada kesilmesi için bazı bilgileri bilinçli olarak sızdırmış olabilir. Mesela Veli Küçük gözaltına alınmak istendiğinde, sekiz yeri aramak istemiş. Hatta önemli bir şahısla da konuşmuş. Ama yine sahip çıkmadılar ona.

Demek ki sonuna kadar gidilemeyecek bu işin.

İlhan Selçuk'un tutuklanması, Ergenekon soruşturmasının nereye kadar gideceği konusunda bir test olmuştur. Bana göre gelinen en üst noktadır. Daha yukarıya çıkacağını zannetmiyorum. Bu haliyle bile bir iktidar partisinin kapatılması gibi bir süreci doğuran gelişmeler yaşandı. Daha ötesi Türkiye'de kan gövdeyi götürebilecek, çok büyük siyasi cinayetlerin işlenebileceği bir süreci tetikleyebilir. O nedenle, bu iş burada noktalanacaktır.

Yani bir başka bahara kalacak hesaplaşma?

Bunların iki temel hedefi var. Birisi AB müzakere sürecini kesintiye uğratmak, diğeri de AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak. Bu iki hedefe ulaşıncaya kadar devam edecekler. Eğer AK Parti kapatılırsa, Recep Tayyip Erdoğan'a siyaset yasağı gelirse, AB reformları askıya alınırsa, bu süreç kesintiye uğrarsa ben eminim ki toplum üzerindeki baskıları azalır. Bir başka baharda tehlike ortaya çıkana kadar kendilerini rölantiye alırlar.

Peki Ergenekon'un AK Parti içindeki ayaklarını tespit edebildin mi?

Benim zihnimde çok önemli bir iki isim var. Ama bunları belgelendirebilecek bir durumda değilim. Eğer olursa her ne pahasına olursa olsun bunları da yazmayı düşünüyorum. Kuşkusuz bu kadar büyük bir siyasi partinin içine el atmamaları düşünülemez.

Yapılacak anayasa değişikliğinde grupta fire olabilir mi?

AK Parti'nin kapatılmasını önleyecek bir formülü hayata geçirmeye çalışırsanız, bu çerçevede bir anayasa değişikliği yaparsanız darbe olur havası yayılıyor. Devlet Bahçeli parti yöneticileri ile yaptığı özel bir toplantıda bunu çok açık olarak ifade ediyor. Benzer bir yaklaşımın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın parti yöneticileri ile yaptığı görüşmede de ifade edildiğini duyduk. Bana da, bak Şamil bu işlerle uğraşma. Yakında darbe olacak, diyenler oldu. Ben bu yayılan darbe korkusundan çok sayıda AK Parti milletvekilinin etkilendiğini bizatihi gözlemledim. Eğer bu korku onların davranışlarını etkilerse ve Sayın Başbakan kendi grubuna güçlü bir moral motivasyonu desteği sağlayamazsa, 330'u bulmakta çok zorlanabilirler.

Ama herhalde bu kişileri Ergenekon'la bağdaştırmayacaksın?

Hayır Ergenekon ile hiçbir bağlantısı olmayan ama sadece kendi ikbalini düşünen kimseler. Korkuyu yayanlar evet Ergenekon ve uzantıları. Ama bundan etkilenip tavır değişikliği içine girenleri, Ergenekon'a bağlantılı göstermek haksızlık olur.

Özden Örnek'in günlüklerinin gerçek olduğunun belgelendiği söylendi. Ama resmî bir açıklama yapılmadı. Ve kimse bu raporları görmedi. Biz neye dayanarak buna inanıyoruz? Niye rapor açıklanmıyor?

Ne bileyim, belki fincancı katırlarını ürkütmek istemiyorlardır. Bu konuda somut, işte budur denebilecek bir belge yok. Ama benim eski bir yazımda dile getirdiğim bir şeyi tekrarlamak istiyorum. Bu günlükleri ilk olarak ben yazdım. Daha sonra Nokta dergisi yazdı. Yazdığım gün, biz bunları Özden Paşa'yla konuştuk. Ben o konuşmadan bu günlüklerin Özden Paşa'ya ait olma ihtimalini çok yüksek gördüm. Çünkü Özden Paşa, 'Yıllardır hep not tuttum. Ama benim notlarım bugün şununla görüşeceğim, bununla görüşeceğim gibi bir ajanda şeklindeydi. Ama emekli olduktan sonra birilerinin eline geçer, canımı yakar düşüncesiyle, daha üniformamı çıkarmadan iki gün önce üzerini yazdırarak bunların hepsini bilgisayarımdan sildim.' dedi. Ben de bunun üzerine dedim ki, tamam böyle söylüyorsunuz da ben buradaki iddiaları araştırdım. Ve o toplantıların, o görüşmelerin büyük ölçüde doğru olduğunu tespit ettim. Peki, bu kadar hiç kimsenin bilmediği toplantıların yan yana getirilmesi, kurgulanması mümkün mü?' Özden Paşa dedi ki 'Benim notlarım bilgisayardan çalınarak ve aktüel konularla derlenerek yayınlanmış olabilir.' Kuvvet komutanlığı yapmış birinin makamından bu kadar özel bilgileri kim nasıl çalabilir?

İnternete bir kez girdiyse o bilgisayardan, bu notları çalmanın teknolojik olarak çok kolay olduğunu söylüyorlar.

Bunu bilmiyorum.

Şu anda ne yapıyor Özden Örnek?

Hiç bilmiyorum.

Şener Uygur ne yapıyor şu anda?

O yine birtakım sosyal faaliyetlerde bulunuyor.

Aytaç Yalman ne yapıyor?

Aytaç Yalman fazla gözükmüyor. Şener Eruygur ile Hurşit Tolon epey dolaşıyor. Bu son dönemde yaşananları görünce biraz da gazetecilik tecrübemle şöyle bir kanaate vardım. Emekli paşaların bir kısmında ciddi olarak topluma intibak sorunu yaşanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, intibak sorunu yaşayan emekli paşalara bir rehabilitasyon merkezi açması iyi olur diye düşünüyorum. Yoksa bu tür darbe işleriyle uğraşıyorlar. Ve Türkiye'ye zararları oluyor. Bu zararların minimize edilmesi için böyle bir merkeze ihtiyaç var.

Yaşar Büyükanıt'ın görev süresinin uzatılacağını ve İlker Başbuğ'un emekli olacağını söyleyenler var. Sence ne olacak ağustosta?

Bence Yaşar Büyükanıt'ın görev süresi kesinlikle uzatılmayacak. Böyle bir niyet olsa bile Yaşar Paşa'nın bunu kabul edeceğini düşünmüyorum. Bu tür söylentiler, Yaşar Paşa'yı yıpratmaya yönelik psikolojik harekâtın bir parçası. Buna kamuoyunun inanmaması gerekir. İlker Başbuğ'un genelkurmay başkanı olma ihtimalini çok yüksek görüyorum. Sürpriz olabilir mi? Her şûra sürprizlere gebedir. Sonuçta kimin genelkurmay başkanı olacağına siyasi otorite karar verecektir. O açıdan her türlü sürprizlere açık olmak gerekir. Askerî şûrayı etkilemek için siyasi gerginlikler şûra tarihi yaklaştıkça biraz daha arttırılabilir. Bazı paşaların koruma sayısının arttırıldığı yönünde bazı bilgiler ulaşıyor. Çok kritik bir süreçten geçiyoruz.

NURİYE AKMAN / ZAMAN

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara