22 Temmuz seçimlerinde TKP'den Milletvekili Adayı olan Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Nalçacı: 'Türbana karşı kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz.' dedi.
Van Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği'nin (VUNİDER) düzenlediği 'Demokrasi ve Özgürlükler Bağlamında Üniversiteler' konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Erhan Nalçacı, türbanı asla bir özgürlük olarak görmediklerini ileri sürdü.
VUNİDER'in düzenlendiği toplantıya konuşmacı olarak Ankara Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve 22 Temmuz seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi'nden (TKP) Ankara 2. Bölge Milletvekili Adayı olan Prof. Dr. Erhan Nalçacı ile Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu katıldı.
'İHL VE İLAHİYAT FAKÜLTELERİ KAPATILSIN; O ZAMAN TÜRBAN SERBEST OLSUN'
Prof. Dr. Erhan Nalçacı, türbanın serbest bırakılması için şartlarının olduğunu ifade ederek, 'İmam hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerinin kapatıldığı; emekçi sınıfların birlikte iktidarda olduğu bir ülkede, tarikatların yasaklandığı; ülkenin egemen bağımsız olduğu. gericiliğin kaynağının kurutulduğu; Kürt ve Türk kavgasının durduğu; ülkenin çıkarı için bilim yapılan bir ülke bir türbanlı öğrenci deyin ki o zaman üniversiteye gelse o zaman 'vah canım bir sorunu mu var acaba, Rehberlik Servisi'ne başvuralım; bir psikolojik buhran mı geçiriyor'. O zaman gelsin gitsin isterse vicdan sorunu olsun hiç önemli değil. Böyle bir ülke kuralım o zaman türbana 'evet' derim. Ama bugün asla ve kanımızın son damlasına kadar.' dedi.
'AKP İŞBİRLİKÇİ VE HAİN BİR SİYASET İÇİNDEDİR'
Emperyalist güçlerin Türkiye üzerinde bir operasyon içinde olduğunu savunan Nalçacı, türbanın bu operasyonun üzerini örttüğünü ileri sürdü.
Türbanın tehlikeli bir araç olarak kullanıldığını iddia eden Nalçacı, 'AKP emperyalistlerin temel ajanı olarak seçilerek bir ülkeye karşı bir operasyon yapılmaktadır. Bu operasyon ülke için bir hainliktir. İçinde yaşadığımız dönemde türbanı bir özgürlük olarak görmemiz mümkün değil. Buna asla izin veremezsiniz. Bunu demokrasi sorunu olarak alamazsınız. Bu çok kirli, işbirlikçi ve hain bir siyasetin taktiğidir. Bir şeyin üzerini örterek aracı oluyor; ama o aracı şeyde çok tehlikelidir. İslamlaştırma tehlikesi içerisinde yaşıyoruz.' diye konuştu.
Hükümetin üniversitelere yönelik bir operasyon yaparak ülkesini seven insanları yok etmek istediğini iddia eden Nalçacı, üniversitelerin liberalleştirilerek kalite kontrol yöntemiyle yönetilmeye çalışıldığını ileri sürdü.
AKP hükümetini 'emperyalist güçlerin işbirlikçisi' olarak nitelendiren Nalçacı, 'AKP önceki iktidarlardan çok daha işbirlikçi ve ilkesiz bir hükümettir. Bu hükümet döneminde ülkeye yönelik operasyon daha da hızlanmıştır. Bu süreç bu yıl daha da hızlanmıştır. Adamlar pervasızca arka arkaya bütün yasaları çıkarıyorlar.' dedi.
'DANIŞTAY'IN KARARINA HÜKÜMET VE YÖK DE SEVİNDİ'
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu ise YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın başörtüsü genelgesinin Danıştay'dan döndüğü için mutluğu olduğunu belirterek, Danıştay'ın bu kararına YÖK Başkanı ve hükümetin de aslında sevindiğini iddia etti.
Abacıoğlu, 'Üniversiteye tekno park mı kurulmuş bilmem ne park kurulmuş bir öğretim üyesi olarak bunlarla ilgili değilim. Benim en önemli derdim memleketin çivisinin çıkmasıdır. Çıkan çivileri ve vidaları nasıl monte edeceğiz buna bakmamız lazım. Üniversitenin çatısının akıp akmadığına o noktadan sonra bakacağız.' şeklinde konuştu.
Toplantıya 50 kadar öğretim üyesi ve öğrenciler katıldı. Toplantıya katılanlar arasında YYÜ eski rektörü Yücel Aşkın, eski rektör Yardımcısı Ayşe Yüksel, Ziraat Fakültesi Dekanı Fırat Cengiz de bulundu.