Türkiye, CERN?in adını Isparta?da uçak kazasında hayatını kaybeden Engin Arık ve ekibi ile duydu. Biz de merak edip dünyanın geleceği ile ilgilli bilimsel teoriler üreten Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi?ne girdik. İşte yerin 100 metre altındaki CERN.
CERN?in adı, Prof. Dr. Engin Arık ve ekibinin Isparta?da uçak kazasında hayatını kaybetmesiyle duyuldu. Türkiye?nin bilim dünyasında yüz akı olan Prof. Dr. Arık, CERN?deki bilimsel çalışmalara katılan sayılı Türk fizikçilerdendi. CERN, yani Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi; bilimsel araştırmalarda dünyanın en büyük ve saygın merkezi. 1953 yılında kurulan merkez, İsviçre-Fransa sınırında, yerin 100 metre altında yer alıyor. CERN?de 80 ülkeden binlerce bilim adamı, din, dil, ırk farkı gözetmeksizin gece-gündüz çalışıyor. 19 üyesi bulunan CERN?deki çalışmalara Türk bilim adamları, Türkiye üye olmadığı için gözlemci sıfatıyla katılabiliyor.
CERN?in amacı, evrenin yapıtaşlarını ve bunların nasıl işlediğini bulmak. Bu, dile kolay görünse de çok zor bir iş. Çünkü incelenen parçacıklar, atomdan milyonlarca kat daha küçük. Bu parçacıkların incelenmesi için dünyanın en büyük ve karmaşık aletleri kullanılıyor. Fizikçiler, hızlandırıcılar ve dedektörler aracılığıyla bu parçacıkları izleyerek evrenin sırrını çözmeye çalışıyor. CERN?deki bilimsel çalışmalara 40 kadar Türk fizikçi de katılıyor. Kimi profesör, kimi doçent, kimi araştırma görevlisi. Dr. Bilge Demirköz de bu Türk fizikçilerden biri. Araştırmalara katılan diğer Türklerden farklı olarak Demirköz, CERN?de asil üye olarak görev yapıyor. Oxford Üniversitesi mezunu olan Dr. Bilge Demirköz, CERN?de cevap aranan soruları şöyle özetliyor: ?Neden Evren sadece madde? Eğer 14 milyar yıl önce büyük bir patlama olduysa, ortaya çıkanın yarısının madde, diğer yarısının da anti madde olması gerekirdi. Çünkü fizik kanunlarına göre bu böyle olmalı. Ancak şu anda evrenin görebildiğimiz kısmı hep maddeden yapılmış. Peki anti madde nerede o zaman??
CERN?deki parçacık fiziği çalışmaları sadece maddeyi algılamaya yönelik değil. Temel bilim araştırmaları aynı zamanda teknolojik gelişmelere kapı aralıyor. Temiz enerji kaynaklarından bilgisayar teknolojisine, tıpta teşhis ve tedavi uygulamalarından savunma sanayiine kadar birçok farklı alanda, CERN?in imzası var. X-ray, yani röntgen ve MR görüntüleme cihazları, CERN?de icat edildi. Bu merkezde icat edilen en önemli buluş ise, dünyayı küçük bir köye dönüştüren iletişim ağı; World Wide Web. Web, 1990 yılında fizikçilerin kendi aralarındaki iletişimi kolaylaştırmak için oluşturdukları yazılım. Tüm dünyanın ?vazgeçilmez? iletişim aracı haline gelen web, örümcek ağları gibi birbiriyle bağlantılı sayfalardan oluşan, internet üzerinde çalışan bir servis. Yani, bugün hepimizin kullandığı internet sitelerine bağlanmayı sağlayan sistem. Web, CERN?de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners Lee tarafından bulundu. Berners Lee, web servisini 1990 yılında, CERN?de fizikçilerin araştırma sonuçlarını hızlı bir şekilde paylaşmaları için geliştirdi. Dünyanın ilk internet sitesi de CERN tarafından kuruldu. CERN?i tanıtan site 6 Ağustos 1991?de faaliyete geçti. Web teknolojisi, CERN?den tüm dünyaya yayıldı. Ve böylece insanlık tarihinin en büyük iletişim ağı ortaya çıktı. Web teknolojisi sayesinde farklı coğrafyadaki insanlar, artık istedikleri an karşı karşıya gelip konuşabiliyor. Dünyanın en büyük sanal kütüphanesi de webde yer alıyor. Her türlü bilgiye, dünyanın dört bir yanından ulaşmak web sayesinde mümkün.
Atlas deneyi evrenin sırrını çözecek
Avrupa?nın bilim alanında Rusya ve ABD ile liderlik mücadelesini yürüttüğü laboratuvar olan CERN, bugüne kadar yapılmış en büyük fizik deneyini gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu deneyin adı ATLAS. CERN, ATLAS deneyi ile evrenin yaratılış gerçeğine cevap arayacak. Bu deneyde, BIG BANG, yani evrenin yaratılışındaki büyük patlama, mikro ölçekte yeniden gerçekleştirilecek. Yapımı tamamlanmak üzere olan Atlas dedektörü, bir anlamda evren arşivinin kapısını açacak. Atlas Deneyi?nde amaç, proton demetlerini çarpıştırmak ve bu çarpışmanın sonuçlarını takip etmek. Protonlar, yer yüzeyinden 100 metre derinlikteki ?Büyük Hadron Çarpıştırıcısı? adlı düzenekte çarpıştırılacak. Dr. Bilge Demirköz, bu muhteşem deneyde protonların ışık hızına yakın bir hızla kafa kafaya çarpışacağını söylüyor: ?Bu çarpışma sonucunda protonların içindeki parçalar ortaya çıkacak. Amacımız o çarpışmada bilmediğimiz parçaları bulmak.?
Protonların içinde çarpışacağı ?Büyük Hadron Çarpıştırıcısı?, 4 milyar dolara malolmuş. 27 kilometre uzunluğundaki çarpıştırıcının bulunduğu tüneller, yüzlerce kilometre öteden gelecek titreşimler bile hesaplanarak inşa edilmiş. CERN?deki proton çarpışması 4 ayrı noktada meydana gelecek. Bu çarpışmalardan biri, Atlas dedektöründe gerçekleşecek. Ağırlığı 7 bin ton olan Atlas Dedektörü de yerin 100 metre altında, dünyadaki en büyük insan yapısı mağarada yer alıyor. ATLAS tam 7 bin ton ağırlığında. Fizikçiler; 9 milyar dolarlık bu dedektör sayesinde çarpışan parçacıkların izlerini, enerjilerini ve hızlarını ölçebilecekler. Dr. Bilge Demirköz, ATLAS?ın tıpkı bir kamera gibi çalışacağını söylüyor. Demirköz, ATLAS?ın, oluşan patlamanın bir resmini çekeceğini, patlamada ortaya çıkan parçaların geçtiği yönü ve hızlarını kaydedeceğini ifade ediyor. ATLAS, kaydettiği bu bilgileri, fizikçilerin analizine sunacak.
Zamanda yolculuk gerçek olacak mı?
ATLAS deneyinin sonuçları hakkında birçok tahmin var, ancak gerçeğin öğrenilmesi için 2008 yılının Haziran ayını beklemek gerekiyor. 27 kilometre uzunluğundaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı?na yerleştirilecek proton demetleri, haziran ayında çarpışacak. Saniyede 800 milyon proton çarpışması olacak. Peki, ATLAS deneyinden elde edilen sonuçlar ne işe yarayacak? Bu soruyu yine CERN?de araştırma görevi yürüten bir diğer Türk fizikçi Dr. Erkcan Özcan yanıtlıyor: ?Bu, teknoloji doğuran bir deney olacak.? Özcan?a göre burada bulunan bilgilerle yarının teknolojisi ortaya çıkarılacak. Yepyeni teknolojilerin olduğu bir dünyaya geçebilmenin önü açılacak.
ATLAS, Grid?i doğurdu
ATLAS deneyi henüz başlamadan bilim dünyasına yeni teknolojiler kazandırdı bile. CERN, ATLAS deneyinin sonucunda elde edilecek verileri kaydetmek ve gerekli yerlere iletmek için yeni bir teknolojiye daha imza attı. Bu teknolojinin adı Grid. Grid, bilgisayarların hesaplama ve veri depolama kaynaklarını internet üzerinden paylaşmak amacı ile oluşturulan bir servis. CERN merkezli Grid?e, dünyanın dört bir yanından bağlı binlerce bilgisayar var. Türkiye?den de birçok bilimsel merkez ve üniversite, Grid?e bağlı olarak çalışmalar yürütüyor. Yani fizikçiler, CERN?e gitmeye gerek kalmadan, orada elde edilen veriler üzerinde çalışma imkânı buluyor. Grid, sadece ATLAS deneyinin sonuçlarını iletmekle kalmayacak. Bir süre sonra tüm dünyada, WEB?in yerini alacak. Grid, bilgiye erişim hızını inanılmaz derecede artıracak bir sistem. Bu sistem sayesinde meteoroloji uzmanları daha güvenilir tahminler yapabilecek. Sistem; tıp alanındaki araştırmalara da yeni ve daha derin bir boyut kazandıracak.
Zaman Cumartesi
İşte dünyanın merak ettiği nükleer merkez
Türkiye, CERN?in adını Isparta?da uçak kazasında hayatını kaybeden Engin Arık ve ekibi ile duydu.
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-03-01 20:00:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara