Başbakanlık resmi konutunda AB üyesi ülkelerin büyükelçilerine yemek veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 301'inci madde konusunu Türkiye-AB gündeminden düşüreceklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin tam üyelikle neticelenecek Avrupa yolculuğunun Türk halkının temel bir tercihi, önemli bir seçimi olduğunu belirterek, 'Tam üyelik hedefiyle çıktığımız bu yolda başka bir seçeneği tartışmamız mümkün değildir' dedi.
Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin yeniden yazım çalışmalarının Adalet Bakanlığı'nca olgunlaştırıldığını' ifade eden Erdoğan, 'bu konuyu Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminden en kısa zamanda düşüreceklerini' bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutu'nda AB üyesi ülkelerin büyükelçilerine verdiği yemekteki konuşmasında, AB'de her yeni dönem başlangıcında bu ülkelerin büyükelçileriyle biraraya geldiğini hatırlattı.
Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefinin hükümeti için her zaman öncelikli bir konu olduğunu ve olmaya devam edeceğini bildiren Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin en önemli yapı taşının Avrupa ile ortak değerleri, ortak coğrafyayı, ortak çıkarları paylaşması olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, AB'nin, bölgesel ve küresel bir aktör haline gelerek daha etkin ve sınırlarını aşan bir rol üstlenmesinde Türkiye'nin yapacağı katkıların büyük önem taşıdığına işaret ederek, Türkiye'nin AB katılım sürecine yönelik yoğun bir gündeme sahip olduğunu söyledi.
Bu amaçla AB uyum sürecindeki pek çok alanı kapsayan ve daha özgürlükçü bir yapıya sahip olacak anayasa hazırlıklarına başlandığını bildiren Erdoğan, 'Yakında bu yeni anayasa taslağımızı kamuoyu ile paylaşacağız' dedi.
Buna; kamuoyu, sivil toplum örgütleri ve sosyal tarafların da görüş ve önerileri alınarak son halinin verileceğini belirten Erdoğan, yeni Vakıflar Kanunu'nun da TBMM'de kabul edildiğini hatırlattı.
Erdoğan, 'Yine Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin yeniden yazım çalışmalarını Adalet Bakanlığı'mız olgunlaştırmış durumda. Bu konuyu Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminden en kısa zamanda düşüreceğiz' dedi.
Portekiz'in dönem başkanlığı sona ermeden kısa bir süre önce iki faslın müzakerelerine başlanmasının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Erdoğan, Slovenya'nın dönem başkanlığı sonrasında da teknik olarak hazır olan fasılların açılması suretiyle Türkiye'nin katılım sürecinin teknik yönünün de devamının sağlanmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Kıbrıs sorununun çözümü
Başbakan Erdoğan, AB üyesi olmanın sorumluluğunun; AB'nin sadece siyasi ve teknik mevzuatını değil, uzlaşı kültürünü de benimsemekte yattığının bilincinde olduklarını kaydederek, 'Bu vizyonumuz; adil ve kapsamlı çözüme kavuşmuş, birleşmiş bir Kıbrıs çerçevesinde Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın AB içerisinde yer alacakları bir işbirliği sütunu oluşturulması yönündedir' dedi.
Türkiye olarak BM Genel Sekreteri'nin soruna kapsamlı çözüm bulunmasına yönelik inisiyatif almasını istediklerini belirten Erdoğan, bu çabalara aktif katkıda bulunmaya hazır olduklarını söyledi.
'Türkiye imtiyazlı ortaklık istemiyor'
Türkiye'nin AB'ye katılımı sürecinde gelinen aşamanın bazı Avrupa ülkelerinde tartışmaya konu olduğunu, hatta 'ayrıcalıklı ortaklık' gibi bazı fikirlerin dile getirildiğini hatırlatan Erdoğan,'ayrıcalıklı ortaklık' gibi fikirlere bizzat Avrupalı seçkin devlet adamı, politikacı, işadamı ve entelektüellerin güçlü argümanlarla karşılık verdiklerini söyledi.
Erdoğan, 'Türkiye'nin tam üyelikle neticelenecek Avrupa yolculuğu Türk halkının temel bir tercihi, önemli bir seçimidir. Tam üyelik hedefiyle çıktığımız bu yolda başka bir seçeneği tartışmamız mümkün değildir' dedi.
Türkiye'nin bir imtiyaz veya ayrıcalık istemediğini kaydeden Erdoğan, ülke olarak AB'nin taahhütlerine bağlı kalmasını ve hak ettiği adil muameleyi görmek istediklerini söyledi.
Erdoğan, 'Türkiye; AB ile ilişkilere başladığı, hukuki bağını kurduğu onlarca yıl önce de aynı coğrafyadaydı. Bunca zaman sonra sanki Türkiye'nin coğrafi pozisyonu yeni keşfediliyormuş gibi tartışmalar başlatmak ne iyi niyetle bağdaşır, ne de hukuki birciddiyet taşır' dedi.
Avrupa için yeni ufuklardan bahsedilmesini doğru bulduğunu ifade eden Erdoğan, yeni ufukların, yeni fırsat ve imkanlar anlamına geldiğini, sınırların ise yalnızca coğrafyadan ibaret olduğunu belirtti.
Erdoğan, 'Avrupa Birliği belli sınırları değil, belli değerleri ön plana çıkarmalıdır. AB'nin kademeli olarak gerçekleşen genişleme süreçleriyle yaptığı en büyük hizmet, barış, özgürlük ve refahın Avrupa coğrafyasına yayılmasını sağlamış olmasıdır' diye konuştu.
'Yumuşak güç' niteliğindeki AB'nin askeri gücün yüzlerce yıl boyunca ulaşamadığı hedefe genişlemelerle birlikte ulaştığını kaydeden Erdoğan, 'Kısacası AB önümüzdeki 50 yıl içinde yeni ufuklara sahip olmak zorunda kalacaktır ve işte bu nedenle kendisini sınırlarının ardına hapsetmemelidir'' dedi.
Avrupa ülkelerine terör eleştirisi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörizme karşı uluslararası mücadelenin önemine işaret ederek, 'Türkiye'de, terör örgütlerine karşı, yargı bir karar verdiği zaman, Avrupalı dostlarımız kapımızdan hiç ayrılmıyorlar. Orada rahat durmayan bu dostlar, acaba kendi ülkelerinde bu teröristlere karşı niçin aynı mekanizmaları zorlamıyorlar?' dedi.
Erdoğan, 'Sadece refahta değil, sıkıntılarda da birbirimize bağlandığımızı derinden hissediyoruz. Uluslararası camianın gözleri önünde 30 yılı aşkın süredir on binlerce vatandaşımızı kurban verdiğimiz terörizm 21'inci yüzyılla birlikte tüm dünyanın gündeminde de üst sıralara oturmuştur' diye konuştu.
Erdoğan, Kasım 2003'te İstanbul'da, Mayıs 2007'de Ankara'nın merkezinde Ulus'ta, geçen ay Diyarbakır'da meydana gelen, onlarca masum, sivil, kadın, çocuk, öğrencinin hayatına kast eden terörist saldırıların, 2004'te Madrid'te, 2005'te Londra'da meydana gelen saldırılardan hiçbir farkı bulunmadığını vurguladı.
Erdoğan, 'Ancak, saldırıların failleri ile bunların gerisindeki terör örgütlerine Avrupalı dostlarımızın farklı gözle bakmaları, Türk halkını fazlasıyla incitmiştir' diye konuştu.
Erdoğan, terörizmin, her ne gerekçeyle olursa olsun haklı gösterilemeyeceğini vurguladı.