Ramzy Baroud*
Şubat?ın 12?sinde Şam?da Hizbullah?ın üst düzey komutanı İmad Mugniye?yi kimin öldürdüğünü biliyoruz.
ABD medyasında sadece Seymour Hersh gibi gazeteciler gerçeği açıkça ifade etme cüretini gösterirken İsrail medyası da bu çok iyi hesaplanmış suikaste İsrail istihbaratının dahli ile ilgili delilin üstüne gitti.
Önemli bir İsrail gazetesi olan Maariv, ?Resmi olarak İsrail, Mugniye?yi öldürme sorumluluğunu reddetti. Fakat uzmanlar saldırının zekice uygulanmasının bir Mossad karakteristiği olduğunu söyluyorlar? sonucuna varırken diğer pek çok kaynağın görüşüne katılıyordu.
Financial Times, ?ülkenin en korkulu düşmanlarından birinin ölümü? ölümü şeklindeki İsrail basınının ?muzaffer? hali ile ilgili haber yaptı ve ?hesap görüldü? diyen bir İsrail gazetesine göndermede bulundu.
Financial Times aynı zamanda, bir İsrailli yorumcu tarafından yapılan en etkili analizlerden birine göndermede bulundu. ?Mugniye suikastı belki de Hizbullah?ın bu güne kadar aldığı en etkili darbedir. Bu, sadece onun operasyonel yeteneklerinden, İranlılarla sahip olduğu yakın ilişkilerden ve gerçekleştirdiği bir dizi başarılı saldırıdan kaynaklanmıyor. Onun bir sembol, bir efsane ve bir mit olmasından kaynaklanıyor.?
Donald Rumsfeld artık kamuoyu önünde değildir fakat bilgeliği hala yaşıyor. Bir keresinde afallaştırdığı gazetecilere, ?Biz aynı zamanda bilinen bilinmeyenlerin olduğunu biliyoruz? demişti. Bu olayda tam olarak bu bilinmeyen bilinen; İsrail hükümetinin bakış açısına göre kusursuz bir ortam oluşturacak şekilde iyi seçilmiş bir zamanda ve yerde özel politik nedenlerle Mossad?ın Mugniye?yi öldürdüğüdür.
Öncelikle zamanlamaya bakalım.
Başkan Bush?un ikinci dönem başkanlık görevi bir yıl içinde bitiyor. İsrail?in politikalarını kayıtsız-şartsız bir şekilde düşünmeden onaylayan bir başkan için bir yıl uzun dönemli amaçlar için yeterli değildir fakat kaosu ateşlemek için yeterlidir.
?Eğer kaos istiyorsanız o zaman kaosa hoş geldiniz. Eğer savaş istiyorsanız o zaman savaşa hoş geldiniz. Üzerinize doğrultacağımız silahlar ve üstünüze fırlatacağımız roketler konusunda sıkıntımız yok.? Bu sözler, iktidardaki 14 Mart Koalisyonu?nun ortaklarından olan Lübnan meclisinin üyesi, dürzü lider Velid Canpolat?ın, Refik Hariri suikastının üçüncü yıldönümünden bir kaç gün önce Hizbullah?a yönelik sarfettiği sözlerdi. Lübnan?da Hizbullah?ın askeri gücünü düşündüğümüzde, parlamento üyesinin roketlerinin nerden geleceğini tahmin etmek zor değildir.
Aslında iç uyumsuzluk ve açık düşmanlık?ülkenin parlamenter yapısının ve hükümet örgütlenmesinin geleceği üzerindeki politik çıkmaza bakmayarak?Lübnan?ın her an kaosa sürüklenmeye hazır olduğuna işaret etmektedirler. Bu, Bush ve İsrail için ideal bir şeydir. İsrail?in berbat, hukuksuz 2006 savaşının başaramadığını bir iç savaş başarabilir.
Hizbullah tarafından bir zafer olarak kutlanan 34 gün savaşı, İsrail?in bölgesel düzenlemelerinin ve Hizbullah?ın Lübnan?daki politik denklemden çıkarılmasını isteyenlerin hesaplarının kapsamlı bir alt üst oluşuydu. Savaş, hedeflediği şeyin tam tersini ortaya çıkararak geri tepti: Hizbullah, savaştan muzaffer olarak çıktı. Son günlerde, İsrail?in savaşla ilgili yürüttüğü iç soruşturma biraz dolaylı da olsa İsrail?in yenilgisini kabul etti.
Winograd Komisyonu?nun raporu, orduyu suçladı ve büyük oranda başbakan Ehud Olmert?i bu başarısızlıktan sorumlu tuttu. Rapor, savaşın başarısızlıkla bitmesini ?kaçırılmış ciddi bir fırsat? olarak tarif etti. Rapor, savaşı eleştirmedi fakat etkinlik eksikliğini ve zayıf icra tarzını sert bir şekilde eleştirdi.
Olmert, savaşın hatalarını bir diğerini başlatmadan nasıl düzeltebilir?
Ve bu savaş, Hizbullah ve Lübnan?daki rakiplerinin her biri kendileriyle uğraşırlarken olmayacaksa ne zaman olacak?
Fakat, Mugniye gibi üst düzey bir kişiliğin suikasti sadece klasik bir Mossad operasyonunu övmek için bir fırsat değildir. Bu suikast daha büyük bir planın içindeki önemli bir unsurdur. Bu planın sonucu; İran?ında dahil olmasını umarak hem Lübnan hem de Suriye ile savaş olabilir.
İsrail, İran?ın artık nükleer silah üretim çabasında olmadığı sonucuna varan ABD Ulusal İstihbarat Tahmini?nden kaynaklanan hayal kırıklıklarını gizlemedi. Bu, ABD?nin bu aralar İran?a saldırmayacağı anlamına geliyordu. Fakat İsrail için ?delilin yokluğu delilin yokluğu değildir??bir diğer Rumsfeld alıntısı. Kontrolsüz İran?ın bölgede baskın hale gelebileceğinden korkan İsrail, Bush?tan aldığı yeşil ışıkla birlikte şu an ortamı kızıştırma için hazır durumdadır.
İsrail yetkilileri ve politik analizcileri?ve onların ABD hükümeti ve medyasındaki arkadaşları?İran ile bir çatışma için ortam oluşturuyorlar. Olmert; son günlerde Almanya?ya gerçekleştirdiği bir gezide başbakan Angela Merkel ile yaptığı görüşmelerden sonra İran?ın nükleer silahlar geliştirdiğinden emindi. Olmert, habercilere ?İranlılar konvansiyonel olmayan silahlar için bir kapasite oluşturma planlarıyla adım adım ilerliyorlar? dedi.
Fakat İsrail, konvansiyonel bir savaşta İran?la yüz yüze gelmeye ne muktedirdir ne de bunu istemektedir.
İsrail planının başarılması için Lübnan?daki iç çatışma tırmandırılmalı ve iç uyumun başarılması engellenmelidir. İç uyumu engelleme misyonu, sorumluluğu doğrudan ve açık bir şekilde Suriye ve onun Lübnanlı müttefiklerinin üstüne atılan ?gizemli? araç bombalarına emanet edildi.
Mugniye?nin suikastıyla ilgili çok fazla şey henüz ortaya çıkmamışken İsrailli yorumcular sevinmekle muhtemelen hükümetlerinin büyük oyunlarının görüntüsünü anlayamıyorlar. Lideri Hasan Nasrallah tarafından dile getirilen Hizbullah?ın cevabı ?açık? bir savaş için yapılan bir yemindi. Hizbullah bundan sonra büyük bir ihtimalle sınır çatışmalarından kaçınacak ve İsrail?in yaptığı gibi İsrail?le savaşı uluslararası arenaya taşıyacaktır. Ve yine israil?in gibi yaptığı operasyon her neyse resmi olarak üstlenmekten sakınıp sevinecektir.
Böylesi kısasa kısas tavrının İsrail çıkarına işleyip işleyemeyeği ?bilinmeyen bilinmeyenler? bölgesinde kalmaya devam etmesine rağmen gelecekteki olayların durumu, şimdi çok daha fazla öngörülebilir haldedir. Fakat belkide Rumsfeld haklıdır.
*Ramzy Baroud (www.ramzybaroud.net) PalestineChronicle.com adlı sitesinin editörlüğünü yapan bir yazardır. Çalışmaları dünya çapındaki pek çok gazete ve dergide yayınlanıyor. Son çıkan kitabı, İkinci Filistin İntifadası: Bir Halkın Mücadelesinin Kroniği?dir, (Pluto Press, London).
Bu makale Ali Karakuş tarafından Timeturk için tercüme edilmiştir.