Dolar

34,9530

Euro

36,6303

Altın

3.015,58

Bist

10.017,36

28 Şubatçılar, evini Çarkıfelek'e çevirmiş

Postmodern darbe şeklinde de nitelenen 28 Şubat sürecinde halk üzerinde uygulanan psikolojik harp teknikleri ile ilgili bir örnek daha ortaya çıktı.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-02-28 07:39:00

28 Şubatçılar, evini Çarkıfelek'e çevirmiş

28 Şubat sürecinde hakkında soruşturma açılan eski Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, ev telefonunun defalarca 'Çarkıfelek yarışma programı mı?' diye arandığını açıkladı. Başörtülü öğrencileri okullarına almayan rektör ve dekan hakkında eğitim hürriyetini engellemek suçundan kamu davası açtığı için birkaç kez soruşturma geçiren Petek, o dönem olayı Telekom müdürüne ve emniyete intikal ettirdiğini, ancak sonuç alamadığını anlattı. Petek, şöyle konuştu: 'Derin devletin parmağı olmadan böyle bir şeyin olması söz konusu değil. Savcının ev telefonu da resmîdir. Sürekli birileri arayıp 'Çarkıfelek programı mı?' diye soruyordu. Program İstanbul'dan yayınlanıyordu, ben ise Yozgat'taydım. Birilerinin, Çarkıfelek'in numarasını bana yönlendirdiğini düşünüyorum.' Petek, zaman zaman bu baskıya dayanamamış. Telefonun fişini çekmiş. Ancak fişi taktığında benzer telefonlar devam etmiş.

Mazlumder İstanbul Şubesi tarafından Taksim Metro Kültür Merkezi'nde açılan 'Siyasal Simgeler ve Yasal İmgeler' başlıklı serginin açılışına katılan Petek, 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu'nun hedefi haline geldiğini dile getirdi. 1998 yılında Yozgat Cumhuriyet başsavcısıyken telefonlarının dinlendiğini de aktaran Petek, mahkemede bilgi notu şeklinde yaptığı bazı telefon görüşmelerinin dosyasına eklendiğini belirtti. Yasal olmayan bu dinlemenin altında herhangi bir imzanın yer almadığını kaydeden Petek, yaşadıklarının 28 Şubat sürecinin hukuksuzluğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Petek, o dönemde yapılan bir başörtüsü yürüyüşüyle ilgili, vali, emniyet müdürü ve garnizon komutanının kendisini ziyaret ettiğini ve konuyla ilgili 'hassasiyet' göstermesini istediğini kaydetti. Petek'in kendisini ziyaret edenlere cevabı ise 'Kanunlar neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket ederim.' olmuş.

Serginin açılışında konuşan gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak ise askerî darbelerin ülkeleri böldüğünü ve milleti birbirine düşürdüğünü söyledi. Darbelerin savaşlardan daha tehlikeli olduğunu dile getiren Ilıcak, 'Savaşta, millet tek yumruk haline gelir fakat darbelerde insanlar birbirlerine düşman olur.' diye konuştu. Ilıcak, 28 Şubat sürecinin etkilerinin hâlâ devam ettiğini vurguladı. Başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliklerine rağmen, bazı çevrelerin direndiğine dikkat çeken Ilıcak, YÖK Kanunu'ndaki ek 17. maddenin de kesinlikle değiştirilmemesi gerektiğini savundu.

Bu arada serginin açılışında ilginç bir olay yaşandı. Üzerine kamuflaj giydirilmiş tank maketi üzerinde, darbeleri eleştiren çeşitli yazılar yer aldı. Ertürk Görmez isimli bir vatandaş, 'Böyle bir dönemde ordunun kumaşı üzerine gülen suratlar yapamazsınız.' diye bağırdı. Mazlumder yetkilileri ise gülen suratın üzerinde yazan '27 Mayıs öncesi süreç, açık oy kapalı tasnif' yazısını göstererek, amaçlarının antidemokratik uygulamaları protesto etmek olduğunu dile getirdi. Serginin açılışında basın açıklaması yapan Mazlumder İstanbul Şubesi Başkanı Ayhan Küçük, 'Ülkemizde sivil inisiyatifin devre dışı bırakıldığı müdahalelerden sonuncusu ve postmoderni olan 28 Şubat'ın yıldönümünde böyle bir etkinlikle karşınızdayız. 100 yıla yaklaşan Cumhuriyet süreci hep sancılı devam etti. Halen de millet ile devlet arasındaki gerilim giderilmiş değil.' dedi.



Kaynak: Zaman

Haber Ara