?Yahudiler, şiddet dünyasının en önemli oyuncusu durumundalar? dediğinden Yahudi lobilerinin hedefi haline gelen Gandhi'nin torunu Arun Ganhi, üniversitedeki görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Time Türk / Haber Merkezi
Yahudi lobisinin aylardır süren baskıları sonunda Hindistan'ın efsanevi lideri Mahatma Gandhi'nin torunu Arun Gandhi, New York'taki Rochester Üniversitesi'ndeki görevinden istifa etti.
Torun Gandhi, İsrail'i ve Yahudilerin uyguladığı şiddeti eleştirerek ?Yahudiler, şiddet dünyasının en önemli oyuncusu durumundalar? demişti.
Arun Gandhi'nin istifası Amerika'daki insan hakları örgütlerinin tepkisine yol açtı. Yahudi lobisini düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı baskı yapmakla suçlayan insan hakları örgütleri, İsrail'in ırkçı politikalarına yöneltilen en küçük bir eleştirinin bile kamuoyuna antisemitizm olarak sunulduğunu söyledi.
Amerika'daki Güney Asyalı göçmen örgütleri ve uluslararası üne sahip yüz kişi ortak bir bildiri yayınlayarak, Rochester Üniversitesi'ne bağlı Gandhi Şiddetle Mücadele Enstitüsü'nün kurucusu Arun Gandhi'nin İsrail hakkındaki görüşleri nedeniyle istifaya zorlanmasını kınadı.
Bildiride, Arun Gandhi'nin saygın ve önemli bir kişi olduğu ve barış düşüncesi ve dinler arası hoşgörü için uzun yıllar mücadele verdiği ifade edildi.
Gandhi, Washington Post gazetesine bağlı On Faith sitesinde ?Zorbalığa boyun eğme? başlığıyla yazdığı iki paragraflık yorumda, İsrail'in şiddet politikalarını ve Yahudilere uygulandığı söylenen soykırımın Yahudiler tarafından başkalarına karşı şiddet uygulamada gerekçe gösterilmesini eleştirmişti.
Gandhi'nin bu görüşleri Amerikan lobisinin büyük tepkisine yol aşmış ve başta ünlü Yahudi kuruluşu Anti-Defamation League (İftira ve İnkar ile Mücadele Birliği-ADL) olmak üzere birçok Yahudi ve Hindu örgütü Gandhi'nin kurucusu olduğu enstitünün başkanlığından istifasını istemişti.
Baskılar üzerine Yahudilerin tümünü değil sadece İsrail'in ırkçı politikalarını eleştirdiğini söyleyen Arun Gandhi'nin Yahudilerden özür dilemesi de Hint asıllı bilim adamını Yahudi lobisinin öfkesinden kurtaramadı ve Gandhi üç hafta süren yoğun baskılar sonucu görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Gandhi'ye destek için yayınlanan bildiride ayrıca, hoşgörü ve anlayışı savunduğunu öne süren Hindu Amerikalılar Örgütü'nün Gandhi'nin torununa baskı yapmasının utanç verici olduğu belirtildi. Bildiride, Mahatma Gandhi'nin 1946'da söylediği ?Yahudi yerleşimciler Amerikalıların ve İngilizlerin yardımıyla ve şimdi de açıkça terörün yardımıyla kendilerini Filistinlilere zorla kabul etmeye çalışarak büyük bir hata işlediler? sözü de hatırlatıldı.
Güney Asya Dostları Örgütü üyesi Jasmin Fatima ise yaptığı açıklamada, ?Sadece Gandhi'ye yapılan muameleden değil, aynı zamanda gerçekleri çarpıtan ve İsrail'e yönelik en ufak eleştiriyi susturmaya çalışan güçlü Yahudi lobisinin bu tavrından kaygı duyuyoruz? dedi.
GANDİ'NİN MAKALESİ'NİN ÖZETİ?
Yahudi Kimliği Şiddete Bağımlı Olamaz
Geçmişte Yahudi kimliği Holokost deneyimiyle iç içe geçmiştir. Yahudilerin atamadığı bir Alman yükü. Bir toplumun tarihsel bir tecrübeyi, arkadaş reddetme noktasında nasıl abartabildiğini gösteren çok güzel bir örnek. Holokost, yandaşlarını korkunç şeyler yapmaya yönlendirebilen sapkın bir düşüncenin sonucuydu. Ama bana öyle geliyor ki; bugün Yahudiler sadece Almanların kendilerini suçlu hissetmelerini değil, tüm dünyanın Yahudilere olanlardan üzüntü duymasını istiyor. Dünya elbette bu olaya üzüldü. Ancak bir kişi veya ulus affetmeyi ya da ilerlemeyi reddedince, üzüntü öfkeye dönüşüyor.
Gelecekteki Yahudi kimliği iç karartıcı görünüyor. Geçmişe demir atmış bir ulus ilerleyemez, özellikle de hayatta kalma mücadelesinin sadece ve sadece silahlara ve bombalara bağlı olduğuna inanan bir ulus.
Tel Aviv'de 2004 senesinde bazı meclis üyeleri ve barış eylemcileriyle, bir ulusun ve halkın korunabilmesi için duvar ve askeri yığınağın gerekli olup olmadığını tartışma fırsatım oldu. Başka bir deyişle onlara, ? bir yılan deliği açıyorsunuz- içinde öldürücü birçok
yılan var ve deliğin içinde güvenli ve sağ salim kalmayı mı bekliyor sununuz?? diye sordum. ?Ne demek istiyorsunuz? ? diyerek karşı çıktılar. Peki, o üstün silah ve teçhizatlarınızla ve komşularınıza yönelik tavırlarınızla, bir yılan deliği açtığınızı söylemek doğru olmaz mı?
Sizden nefret edenlere dostça davranmanız daha iyi olamaz mıydı? Komşularınıza ulaşıp, teknolojik ilerlemelerinizi paylaşıp, onlarla ilişki kuramaz mısınız?
Açıkça, modern dünyada, böylesine bombalarla yaşamaya kararlı olanlar için bu çok yabancı bir mefhum. Herhangi birileriyle dostluk yapmazsınız, onlara hükmedersiniz. Bir şiddet kültürü oluşturdunuz (
İsrail ve Yahudiler en büyük oyuncular) ve bu şiddet kültürü sonunda insanlığı yıkacaktır.