Dolar

32,4686

Euro

34,7951

Altın

2.441,69

Bist

9.915,62

Tarık Çelenk Cizre'yi anlattı

Akil insanlar heyetinden olan Tarık Çelenk, Cizre'ye yaptığı bir ziyareti Timetürk için anlattı.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-15 14:53:03

Tarık Çelenk Cizre'yi anlattı

TİMETÜRK I HABER MERKEZİ

'Akil adamlar'dan Tarık Çelenk, Cizre ziyareti sonrası izlenimlerini Timetürk'e anlattı.

İşte o yazı:

Uzun süreden buyana Cizre'ye dostların yanına gitmeyi arzuluyordum.Aslında Cizre üzerinden Çözüm süreci'nin buzdolabına kaldırılması,yapılan operasyonların terörü geriletme ve PKK'yı caydırma gibi etkilerinin de anlaşılabileceğine inanıyordum.Bu arada davetimi kabul edip gelen dostlarım Metin Gürcan ve eski ülkü ocakları başkanı Alaaddin Aldemir beyleri de yanıma aldım.Bize ev sahipliği ve rehberliği de değerli dostum Şıh'lar aşireti'nin önde gelenlerinden Ebubekir Şık bey yaptı.

Diyarbakır'a inerken yeni yapılan muhteşem havaalanı,güzel çevre yolları oteller ve Cizre yolunda ki  hizmet binaları hizmeti adaletli ancak ilgili siyaseti yeteri kadar üretememe açısından düşündürücü ve etkileyici idi. Cizre şehrine  girişte büyük konvoy kuyruğundan Ebubekir bey'in tecrübesiyle sıyrıldık.Ana cadde'den itibaren ara sokakların çoğu adeta 80'lerin Lübnan modeli direniş oyunu gibi, YDG-H'li gençlerce örgüt sembolleri içeren perdeler,bayrak ve flamalarla kapatılmıştı.Ancak yazılı sloganlarda pek devlet nefreti bulunmamasına karşı öfkenin kişiselleştiğini gözlemleyebiliyordunuz.Perdelerin ardında kum torbaları bariyerler ve içlerinde patlayıcıların da olabileceği söylenen hazırlanan hendekler vardı.Bu bölgelere özellikle yabancıların girebilmesi için izin alınması gerekiyordu.Biz isimlerimiz,Akil insanlar,TV Analistleri vb tanımlarımızla içeriye gönderdik.Bu arada Mem-u-Zin ve ilgili manevi yerleri de ziyaret edip beklemeye başladık.Çok geçmeden talebimize olumlu yanıt geldi.( ! ) İçeriye girip yürümeye başladığımızda halkın normal yaşam içinde olduğunu gördüm.Buraları işleyiş bakımından Mahmur kampına çok benziyor.Orada adeta gençler Lübnancılık/Filistincilik oyunları oynuyor halk ve mahalle sakinleri de hoşgörü gösteriyorlardı.Bir kaç sohbetten sonra bir lahmacuncu dükkanına girip muhabbete başladık.Sahibi bir oğlunun gerilla da diğerinin  askerde olduğunu söyledi.Bizim televizyon programlarını ilgiyle izliyorlarmış,hatta ulaşmak isteyip de yol bulamıyorlarmış.Beni genelde makul,Metin beyi de biraz milliyetçi bulduklarını ifade ediyor ve sıcak bir sohbete başladık.Kendileri Çözüm süreci neden bitti anlayamadık biz burada daha kısa zamandan once polis arkadaşlarımızla lahmacun yiyorduk diye sitem ediyor.Ben kendisine belediye,zabıta ve ilgili gelirler hep burada,sizde.Bu hendekler neden,hele ardından bombalar silahlar neden diye sorduğumda ; Hendekleri soracaksan neden buradasın diye anlamsızca yüzüme baktı,ancak bombalar konusunda burada halkın içinde olduğu gerekçesi ile bir takım insanlar alınmak isteniyor onlara tepki olarak yapıldığını düşünüyorum diye geçiştiriverdi. Yürürken kendi anlayabileceği jargonda “ yazık değil mi bu Kürdistan gençlerine ellerine silah alıp oyuna getiriliyorlar gelecekleri tasfiye oluyor,okusalar kazansalar ileride değerleri doğrultusunda siyaset yapsalar iyi olmaz mı” diye sorduğumda başını salladı.Sohbet koyulaştıkça güven ilerledi hatta bizde mahalle sakinlerinin bir kısmına lahmacun ısmarladık ardından bu yeni arkadaşımız hatırımızı kırmadı bizi Nur mahallesinin kendi tanımlarınca öz yönetim halk komitesi merkezine götürdü ve ayrıldı.Bizi birkısmı bahçede misafir etti.İçeride toplantıları varmış,beklememizi rica ettiler.İçeriye çoluklu,çocuklu aileler dahil mahalleli girip çıkıyordu.Gerek bura da gerek dışarıda DAİŞ eylemi korkusu'nun sindiğini de gözlemleyebiliyorum.Biz Cumaya yetişeceğimizi söyleyince mahallemizde ki Cami'ye gitmemizi önerdiler biz teşekkür edip ayrıldık.

Cizre'nin büyük bölümü insanlık tarihinin ikinci atası Nuh'un kadim medeniyetinin arkeolojik izlerini taşıyor ve buram,buram maneviyat kokuyor.

unnamed (1)_3

Doğal olarak insane 150 yıldır bu yaşananlar neden sorusunu getiriyor.Cuma abdesini Kırmızı medrese'de alıp namazı da Hz. Nuh camiinde kıldık. Cuma hutbesi Kürtçe ve fasih bir Türkçe ile okundu.Cemaatin çoğunluğu gençlerden oluşuyordu. Zaten Cizre nüfusu'nun % 80 gençlerdenmiş.Gerek medresede gerek Cami çıkışında insanlar bizleri tanıdı gelmemizden ve konuştuklarımızdan dolayı dua ve memnuniyetlerini ifade ettiler. Yolda yürürken dostlar patlayan bomba'nın yol üzerinde yerini gösterdiler,kurşunların burada ne taraftan ne zaman geleceğinin bilinmediği bir ortama rağmen, günlük yaşamı normalleştirdiklerini görebiliyorduk.Cami çıkışından sonra salaş bir halk kokantasında yemek yeyip,insanlarla konuşa,konuşa sokaklarda yürüyerek bölgenin önemli kanaat önderlerinin toplandığı bir konakta çay misafiri olduk.

Girişte geniş bir divanda  bizi geleneksel kıyafet ve takım elbiseleri ile bekleyen yaşlı insanlar vardı.Bu arada dikkatimi Türk bayraklı beşiktaş flaması çekti,zira aynısı YDG-H nin kapattığı mahallede ki esnaf arkadaşta da vardı.Ortamda ki adap etkileyici idi,hatta Alaaddin bey “Derin Millet” budur işte biz ülkücüler bu işe el atacağız inşallah diye fısıldayıverdi.Bu aile yıllar once burada Süleyman Demirel'I misafir edip yemek yedirmiş.Ancak daha sonra köylerinden ekin alırken bile bir onbaşı'nın zulmüne muarız kalmışlar Demirel'e ulaşamamışlar.Biz Kürtler hep ikinci sınıf yaşadık son yıllar ve özellikle çözüm süreci hariç,, diye sohbete başladılar.Örgütten hoşlanmadıklarını silahtan bomba'dan nefret ettiklerini,önemli olan İslam kardeşliği olduğunu ancak devletinde sivil'e tererörist muamelesi yapmaması ve artık netice beklediklerini gerektiğini ifade ettiler.Gerçekten çözümü 50 yıldan beri kimsenin istemediğini istense bu işin bir ayı bulmadan çözüleceğini ve bu işin de anahtarının iki kişide olduğunu söylediler.Ayrıca kendileri dahil kanaat önderleri ve feodallerin yeni genç jenerasyon üstünde pek etkileri kalmadığını da ilave ettiler.

Bu arada Mete Yarar dostumuz beni aradı ve Emniyet müdürlüğüne geçeceğini orada bulaşabileceğimizi bizi de orada ki arkadaşlarla tanıştıracağını belirtti.Biz tam kalkarken Emniyete doğru silah sesleri ve ardından Mete beyin telefonu geldi,abi taranıyoruz gelmeyin.Ardından dostlarımızın tavsiyesine uyarak hava kararmadan bu güzel kentle vedalaştık ve Mardin yoluna koyulduk.

Kısa bu gözlemlerden sonra kişisel analizlerimi de aşağıda ki şekilde paylaşmak istiyorum ;

Osmanlı'nın Musul Vilayeti bölgesinde yer alan El Cezire coğrafya bölgesinde Cizre şehri,Silvan ve İdil gibi yerleşim yerlerini Rojava bağlamında Kürt siyaseti için tarihsel,stratejik noktalar olarak tanımlamak gerekiyor. Nitekim Öcalan buralara  değişik eyalet isimleri veriyor. Stratejik  direnç noktaları tanımlamaları getiriyor.KCK yapısı uzun ve orta vadeli siyaset senaryolarında buralara önemli roller biçiyor.

Zaten daha çözüm süreci esnasında da Cizre başta olmak üzere bu tip öz yönetim ve eylem mesajları Kandil tarafından verilmişti. Ama bütün bunlara ragmen bu tip ilçelerde olan olayları Devlet-PKK çatışması diye tanımlamak yetersiz kalabilecektir. Öncelikle yeni bu genç jenerasyon Cumhuriyetin değerlerine yabancılaşmıştır.Aidiyetlerini buldukları adres bellidir.Bunu 70'li yılların orta-yoksul sınıf gençlerinin radikal sol'a olan ilgisine veya uluslaşma süreçlerinede benzetebilirsiniz.Bu gençleri Rojava çok ilgilendirmektedir.Kobani nasıl yaralı bir bilincin onuruysa Cerabrus da aynı onurdur.Siyasetçilerimizin söylem geliştirirken bu noktayı göze almalarında fayda vardır.Bu gençler YDG-H kapsamında mahallelerinde muhtemelen ideolojik ve pratik eylem eğitimleri aldılar.Belki de birkaçtanesi Kobaniye gitti ter attı. Muhtemelen Çözüm sürecinde Kandil koordine etti mahalleler silah deposu haline getirildi.PKK için bu yeni plan'nın maliyeti düşük.Kendileri Rojava ve Musul gibi Güneyde yoğunlaşıp iddialarını sürdürürken , bu genç kuşağın sivil itiatsizlik eylemleri ile bölge ve yerel'de iktidar sağlamaya çalışarak masaya hazırlanıyorlar. Bu eylemlerin hali hazırda batı da ki büyükşehirlere taşınmaması avantajımız.Ancak bu genç kuşağın yerel birimlerinin zamanla mutasyona uğrayarak Kandil ve İmralı'dan tamamen özerk hale gelme ihtimali de güçlü gözüküyor. Bu kuşağın maalesef çocukluk travmatik hikayeleri çok güçlü.Bu jenerasyon süreçte kendi efsanesini yaratıp ihtiyacı olabilecek yeni bir kahramanı da çıkartabilir.Bu ise sorunun daha anlaşılması ve çözülmesi zor bir yeni hali olarak “Kobani olayları” karşımıza gelebilir.İşte burada Devletimizin yerel yetkilileri Vali,Kaymakam,Emniyet müdürlerine çok iş düşüyor.Bu yetkililerin inisiyatifleri arttırılabilirse güzel diyaloglar ve insani çözümlerle güzel işler üretebilirler.

Devletimiz de son yaşanan çatışma dönemine gerek istihbarat birimlerince gerek savunma sanayine yaptığı yatırımlarda ve stratejik noktalarda ki Karakol inşaatları gibi hususlarda iyi hazırlanmış.Bu doğrultuda arazi ve dağlarda örgüte insani ve lojistik büyük kayıplar verdirdi. Dağlıca gibi açık arazi şartlarında başarılar sağlandı.TSK ve diğer güvenlik birimlerinin motivasyonları yenilendi. Ayrıca Silahlı Kuvvetlerimizin zorunlu kalmadıkça yerel alanlara girmemeye özen göstermesi de olumludur.Ancak bu yeni konsepte sahanın sadece arazi olmadığını ana unsurun yereli tutma halkın gönlünü kazanma ve sonuçda da masada siyaset üretme gerçeği olduğunu unutmamamız gerekiyor. KCK geçmiş travmalar üzerine mahalle seviyesinde de olsa bir yaşam modeli koyuyor çözümün ikinci aşamasında devlet ürettiği hizmetlerin ve ortak aidiyetin kapsamında üreteceği siyasetin merkezine kendi yaşam modelini koymalıdır.Kimse'nin dışlanmadığı ve herkesin kendinden birşeyler bulabildiği sivil ve siyasi muhataplar tanımlanmalıdır.

Son operasyonların “Kamuoyu beklentisinde geliştiğini saha da gözlemleyebildiniz mi ? “ sorusunun cevabını beraber irdeleyelim.Somut çıktılar olarak  Saha ( Saha'nın temizlendikten sonra tutulması ) hakimiyeti, Yerel halkın desteği,Örgüte katılım oranının düşmesi, Aidiyet bilincinin güçlendirilmesi başlıklarında ki gelişmelere gore yeniden değerlendirmeliyiz.

Haber Ara