AA muhabirine konuşan Mektebi, Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammed el-Colani'nin dün bir televizyon kanalına yaptığı açıklamalarla ilgili değerlendirmede bulundu. Mektebi, "Ne zaman Suriye'de akan kanın durdurulması için bir umut ışığı doğacak olsa bazı güçler bir araya gelip bu çabaları başlangıç noktasına döndürmeye çalışıyor. Beşşar Esed'in estirdiği terörü haklı göstermek için kullandığı tek bahane, radikal güçlerin sergilediği karşı terördür" dedi.
Nusra Cephesi'nin herhangi bir çözümde oynayacağı rolle ilgili Mektebi, "Siyasi ya da askeri hangi grup olursa olsun, eğer ulusal projeyi benimsemişse kabul görür, ancak sınır ötesi amaçları varsa ve ulusal projeyi yıkmayı hedefliyorsa Suriye halkının çoğunluğu tarafından reddedilir" diye konuştu.
- "Halkın isteklerine saygılıyız"
Mektebi, Esed rejimiyle ateşkes yapılması konusunda ise "Sıkıntıyı çeken halkımız, o yüzden onların adına konuşmak istemiyoruz, onların isteklerine saygı duyuyoruz. Rusya da siyasi çözüm sürecinin ve ateşkesin yakında başlayacağını anlamış olacak ki sahada farklı oyunların peşine düştü. Ne zaman siyasi çözüm yolunda bir ışık görünse saldırıların sayı ve nitelik olarak arttığını görüyoruz" ifadesini kullandı.
Avusturya'nın başkenti Viyana'da 30 Ekim'deki Suriye toplantılarının ilkine Türkiye, Suudi Arabistan ve İran'ın da aralarında bulunduğu 17 ülkenin dışişleri bakanları katılmıştı. Söz konusu toplantıların ikincisi ise 14 Kasım'da yapılmıştı. Söz konusu toplantılarda, 6 ay içinde mezhep temelli olmayan kapsayıcı ve güvenilir bir yönetimin kurulması, yeni anayasa taslağının hazırlık çalışmalarına başlanması, 18 ay içinde adil ve hür seçimlerin yapılması konusunda anlaşmaya varılmıştı.
Colani, dün muhaliflere ait bir televizyonda yaptığı konuşmada, geçen hafta Suriyeli muhaliflerin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirdikleri görüşmeyle ilgili olarak "Viyana toplantıları Şam halkına fayda sağlayacak bir şey getirmedi ve bu yüzden de kabul edilemez. Riyad'daki görüşmeler de Viyana görüşmesinin uygulanması yönünde atılmış bir adımdır" demişti.
