Dolar

32,3272

Euro

35,0896

Altın

2.298,91

Bist

9.053,67

Sri Lanka'da başkan adayları farklı vaatlerle seçmen karşısında

Ada ülkesinde 16 milyon seçmen 16 Kasım'da 35 adayın yarıştığı devlet başkanlığı seçimleri için sandık başına gidecek- Seçimin en iddialı iki adayından Gotabaya Rajapaksa ulusal güvenliği, Sajith Premadasa ise ekonomik refahı ve toplumsal uyumu odağa alan vaatleri öne çıkarıyor - Adayların farklı gündemleri, ülkenin ekonomik sorunlar ile Paskalya terör saldırılarının yarattığı güvenlik kaygıları

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-11-08 16:53:00

Sri Lanka'da başkan adayları farklı vaatlerle seçmen karşısında
Asya ülkesi Sri Lanka'da 16 Kasım'da yapılacak devlet başkanlığı seçimleri öncesinde adaylar, ulusal güvenlik, ekonomi ve toplumsal uyumu sağlamaya yönelik vaatleriyle seçmenlerin gönülünü kazanmaya çalışıyor.

Sri Lanka Halk Cephesi (SLPP) adayı, eski Savunma Bakanı Gotabaya Rajapaksa ve Ulusal Birlik Partisi (UNP) adayı, Bayındırlık, İskan Bakanı Sajith Premadasa, 35 adayın yarıştığı seçimlerde en iddialı iki aday olarak öne çıkıyor.

Gotabaya ve Sajith'in seçim kampanyalarının tamamen farklı konulara odaklanması, ekonomik sorunlar ve 21 Nisan'da Paskalya Günü'nde meydana gelen terör saldırılarının yarattığı güvenlik kaygıları arasındaki bölünmüş ruh halini ortaya koyuyor.

Tamil ayrılıkçılarıyla mücadelede önemli görevler üstlenmiş emekli asker Gotabaya ulusal güvenlik konusunu kampanyasının merkezine yerleştirirken, Sajith ise ekonomik sorunlar ve toplumsal refahın ve uyumun geliştirilmesine vurgu yapıyor.

Ülkedeki yoksulluğa son vermeyi hedefleyen 52 yaşındaki Sajith, insan haklarını ve Müslüman, Hristiyan ve Tamil azınlıkların haklarını korumayı vaat ediyor.

Paskalya terör saldırılarındaki istihbarat ihmalleri nedeniyle hükümeti suçlayan 70 yaşındaki Gotabaya ise ulusal güvenliği birinci öncelik olarak gören güçlü liderlik vaadini öne çıkarıyor.

- "Ulusal güvenliği sağlamadan toplumsal uzlaşmadan söz etmenin anlamı yok"

Gotabaya'nın sözcüsü Keheliya Rambukwella, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mevcut hükümetin ulusal güvenliği göz ardı etmesinin büyük hata olduğunu belirterek, "Ulusal güvenlik tüm ülkelerin önceliğidir. Ulusal güvenliği sağlamadan toplumsal uzlaşmadan söz etmenin anlamı yok." dedi.

Rambukwella, Sri Lanka İç Savaşı'nın bitmesi ve Tamil ayrılıkçılarının yenilgiye uğratılmasının ardından güvenlik konularının geri plana itildiğini, bunun da ülkedeki her şeyin kötüye gitmesine yol açtığını savundu.

- Paskalya terör saldırıları ve Gotabaya'nın adaylığı

Sajith'in destekçileri ise Gotabaya'nın ulusal güvenliği seçim malzemesi olarak kullanmasından duydukları rahatsızlığı dile getiriyor.

Sajith'in seçilmesi için kampanya yürüten kabine üyelerinden, Telekomünikasyon ve Dijital Altyapı Bakanı Harin Fernando, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sajith'in babası, eski Devlet Başkanı Ranasinghe Premadasa'nın 1993'te Tamil ayrılıkçısı terör örgütü LTTE'nin düzenlediği terör saldırısında hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Ulusal güvenlik bizim için de önemli. Hiçbir noktada bundan taviz vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Fernando, Paskalya terör saldırılarıyla Gotabaya'nın devlet başkanlığı arasında bağlantı olabileceğini savundu.

Saldırıların arkasında siyasi menfaat elde etmek isteyen bazı çevrelerin olabileceğini ileri süren Fernando, "Saldırılar 21 Nisan'da yapıldı, Gotabaya adaylığını 27 Nisan'da açıkladı. Burada noktaları birleştirirsek büyük soru işaretleri ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.

- Sri Lanka'daki terör saldırıları

Sri Lanka'da 21 Nisan'da Hristiyanlar için kutsal Paskalya ayini sırasında Kochchikade'deki St. Anthony's, Katana'daki St. Sebastian ve Batticaloa'daki Meryem Ana kiliseleri ile başkent Kolombo'daki beş yıldızlı Shangri-La, Cinnamon Grand ve Kingsbury otellerine bombalı saldırılar düzenlenmişti.

Bu saldırıların ardından başkent Kolombo'nun banliyösü Dehiwala'daki konukevi yakınında ve Dematogoda'da üst geçit yakınında patlamalar olmuştu. Yetkililer, saldırılarda 250'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 500'den fazla kişinin yaralandığını açıklamıştı.

Bombalı saldırıları, terör örgütü DEAŞ üstlenmişti.

Saldırıların ardından ülkedeki Müslüman azınlık mensupları nefret saldırılarının hedef olmuştu. Müslümanlara ait çok sayıda ev ve iş yeri ateşe verilmiş, Müslümanlar toplum içinde taciz edilmiş ve nefret söylemlerinin hedefi olmuştu.

Haber Ara