Dolar

32,4661

Euro

34,7809

Altın

2.440,05

Bist

9.915,62

Sözde akademisyenlerin ihanet bildirgesi

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-01-21 16:34:31

Sözde akademisyenlerin ihanet bildirgesi

Vatan haini olandan akademisyen veya bilim insanı olmaz. Her şeyden önce böyle bir kişi objektif olamaz. Olaylara nas, akıl vebilim yoluyla değil de saplantılı olduğu ideolojiyle baktığı için sözüne itibar edilmez. Son günlerde piyasa çıkan bin 128 sözde aydın veya akademisyen(!) olan kişiler aslında yok hükmündedir. Bu unvanı hak etmediklerini peşinen belirtmem gerekir.

Solcu, Alevi, Atatürkçü, Ulusalcı veya diğer garip ve tuhaf isimli kişiler kendine sıfat olarak “aydın” kelimesini kullanırlar. Hep merak ederim bu aydın(!) sıfatını neden kullanırlar? İtibarsız olduklarını bildiklerinden, toplum nazarında bir “hiç” olduklarından kendilerini kandırmak için bu sıfatı kullandıklarını sanıyorum.

Oysa toplumun en gerici, en yobaz ve çağdışı inanış ve görüşüne sahip olan bu kişilerin olduğu bilinmektedir. Kendi toplumuna yabancı, halktan kopuk, sosyal tabakalarla bağını koparmış sadece belli başlı odak ve kulüplerin toplantılarında baş gösteren bu kişilerin aydın veya ilerici gibi görmesi sadece bir illüzyon ve kendilerini kandırmacadan başka bir şey değil.

Bilim insanı her zaman halkın içinde ve her kesime objektif olan, halkına ve devletine ihanet etmeyen kimsedir. Sanatçı halkın içinden çıkan ve halkın gündemini kendine şiar edinendir. Aydın ise kendi görüşünün zıddını savunan veya inanan kimseleri dışlayan değil aksine onlara da hitap edebilendir. Ülkemizde bu unvanları gasp edenler öylemi?

Bu unvanlarla övünenlere baktığımızda ve unvanlarını nasıl elde ettiklerini incelediğimizde önümüze korkunç bir tablo çıkıyor. Adam sanatçı olmuş ama bileğinin hakkıyla değil bağlı olduğu Mason, cinsiyeti belli olmayan veya solcu soytarıların aşırı fraksiyonlarından olduğu, daha doğrusu tam anlamıyla tetikçi olduğu için bu alanda kendine rol bulmuş ve sözde meşhur olmuş,

Akademisyen olan kişilerde bazı sanatçılardan aşağı yanı yok. Onlarda gizli odakların iteklemeleri sayesinde kısa zaman içinde üniversitelerde kendilerine yer bulmuşlar. Hazırladıkları tezlere baktığımızda bir çoğunun aşırma “intihal” olduğunu görüyoruz. Bir konu hakkında bile görüş ileri sürmekten aciz olan bu kişiler karşımıza Prof. veya başka bir unvanla çıkmaları tam bir cambazlıktır.

Kara cahillerin PKK'ya desteği

Ülkemizde sözde sanatçı, akademisyen veya sözde aydın olmak için her şeyden önce dine, inançlara ve ülkenin binlerce yıllık tarihine küfredeceksin. Sonra halkın değerlerine ters olacaksın, her fırsatta cinsellik, alkol ve ahlakdışı olguları gündemde tutacaksın. Bunları yapmayan bu ülkede “aydın”, “sanatçı” veya iyi(!) bir “gazeteci” olamaz. Yanı işin kısacası bizim halk deyimiylesoytarı olmazsan onların gözünde “allame-i cihan olsan” yer edinemezsin. Ancak önemli olan onların gözünde değil Hakkın ve halkın gözünde doğru yerde yer edinmektir.

Bebek katili terör örgütü PKK ve yandaşlarına destek amaçlı hazırlanan bir kara metine gözü kapalı imza atan veya atmak zorunda bırakılan bin 128 sözde akademisyen imzalarıyla katliamlara destek verdi. Bu bir utanç belgesidir. İhanettir. Ekmeğini ve suyunu içtiği bu ülkeye ve millete karşı nankörlüktür. Utanmadan akademik cübbenin arkasına sığınarak devletini ve milletin güvenliğini sağlayan birimleri “katil(!)” gerçek halk düşmanı vatan hainlerini ise masum gibi göstermeleri bilimin, sanatın ve insanlığın öldürülmesi anlamına gelir.

Metinde, “Terör örgütü PKK'ya yönelik başlatılan operasyonlar durdurulsun” deniliyor. Sanki, Güvenlik birimleri durup dururken veya masumlara karşı operasyon başlatmış gibi bir hava veriyorlar. Oysa terör örgütü günlerden beri sokak ve caddelerde hendekler kazdı, halkın malına, evine el koydu ve onlarca güvenlik görevlisini katletti. Bunlara ses çıkarmayan bu kara cahillerçıkmış halkı ve asayişi sağlayan güvenlik birimlerinin silah bırakmasını istiyor. Bu nasıl bir aymazlık ve bu neyin kafası böyle?

Bunların hedefi PKK terör örgütünü şirin ve masum göstermek. Böylece dünya kamuoyunda Türkiye Devletinin kötülenmesi veteröristlerin masumluğu(!) öne çıkarılmak isteniyor. Oysa gerçek bilim adamı, düşünür, sanatçı veya herhangi bir insan terörün her türlüsüne karşı çıkandır. Böyle olursa gerçek anlamda saygındır ve unvanı hak ediyordur. İnsanları katledenleri masum gibi göstermek ahmaklık ve şerefsizliktir.

Terörün tümünü lanetliyorum!

Aralarında İran'ında olduğu batılı emperyalistlerin kurdurttuğu DEAŞ terör örgütünü veya onun türevleri olan aşağılık örgütleri lanetlediğimiz gibi PKK, PYD veya Esed rejiminin yanında Irak destekli tüm terör odaklarını da benimsemiyor ve hepsini birdenkınıyoruz. Her kim ki masum sivilleri, hayvanları veya tabiatı katlediyorsa hepsini aynı tonda “amasız”, kesin bir dille ve hiçbir gerekçe öne sürmeden kınıyor, bu tür eylemleri yapanların hepsi katildir ve canidir. Bunu diyebilen ve haykıran kim varsa gerçek anlamda insan ve bilim adamıdır. Yoksa yandaş veya candaş olan teröristleri “cici çocuk” gibi göstermek ne insanlığa ne de bilime yakışmaz.

Bu karanlık zümre hendek kazan, masumları katleden teröristlerin hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia ediyor. Peki, masum sivillerin, daha kundaktaki bebeklerin ve uykusunda evinin bombalanması sonucu hayatını kaybedenlerin hakkı ve hukuku yok mu? Bölgede yaşanan olumsuz şartların tek müsebbibi PKK ve onu maşa olarak kullanan emperyalist güçlerdir. Bu terör örgütünün arkasında İran, Irak, Suriye, Rusya, ABD, İngiltere, İtrail, Fransa, Almanya ve diğer batılı şer güçler vardır. Gerçek bir araştırmacı bu emperyalistlerin kışkırtmasıyla küçük çocukları terörist ve canavar haline getiren odakları eleştirmesi ve kınaması gerekir.

Aylardan beri camileri, okulları, hastaneleri ve evleri terör yuvasına dönüştüren eli silahlı eşkıyalara engel olmak ne zamandan berihak ihlali oldu? Aynı durum batıda, Rusya veya İran'da olmuş olsa sadece teröristler değil onların bulunduğu bütün semt yerle bir edilirdi. Bunun örneğini başta Moskova ve Paris olmak üzere çok yerde gördük.

Siyonist Chomsky'den teröristlere destek

Sözde akademisyen geçinen bu çapulcu ve Gezi zekalılara baktığımızda aralarında sadece 300'ü akademisyen olduğunu görüyoruz. Geneline yakını araştırma görevlisi. Bunların da bir kısmı FETÖ'nun Haşhaşı tayfası olduğu anlaşıldı. Bir de aralarında ABD'li tarihçi Siyonist Yahudi Noam Chomsky var. Bu Siyonist yıllardan beri PKK'yı destekleyen terör yanlısı bir kişidir. Bunun gibi belli odakların maşası olanlar bazen doğru beyanatlarda bulunarak halkların beğenisini kazanır. Konuştuklarının yüzde 70'i yalan ve yanlıştır. Bu müsveddeye Chomsky imza koyduğu için bazı yağcılar da onunla ayni karede olmak için bildiriye imza attığı ortaya çıktı.

ABD, Rusya ve diğer emperyalistler başka ülkeleri işgal ederek bebekleri katlederken ses çıkarmayan bu şarlatanlar nedenseülkemizi kötülemek için her türlü Bizans oyununda yer almaktan kaçınmıyor. Bunların geçmişine bakılırsa bir çoğunun kökenimandacılara dayanır. Eskiden beri kanı bozuk olanların lanetli nesli bugün de mandacı zihniyetle vatanı bölmeye çalışanlar hep yenilgiye uğramış olsa da fırsat buldukça sahneye çıktıklarına şahit oluyoruz. Ama başarma şansları hiç olmadı, olmayacak da.

Maaşını devletten alan bu hainler bilim için veya ülkesinde yeni buluşlar yapmak için değil de fitne çıkarmak için uğraşanların bir kısmı görevinden kovulunca etek giyen PKK'lılar gibi kıvırmaya başladılar. Aslında bu bildirinin ortaya çıkması iyi oldu. Hiç olmazsa içimizde bulunan hain ve terör yanlılarının bir kısmı deşifre olmuş oldu. Ama hala kendini kamufle eden yüzlerce FETÖ, PKK ve Mason bozuntusu olduğunu unutmamak gerekir. Yabancı bilim adamları atomu, bizdekiler ise halkı parçalamaya çalışıyor.

PKK'ya, DHKP-C'ye FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine destek vermek en büyük insanlık ayıbıdır ve suçudur. Yeryüzündefesatlık çıkaranların değil gerçeklerin ve adaletin yanında yer alanlara selam olsun.

https//:twitter.com/aslanbalci1

Haber Ara