Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bilim Kurulu üyesi açıkladı: Koronavirüste bulaşıcılığın en fazla olduğu dönem

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, koronavirüste bulaşma ve hastalanma takvimini açıkladı.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-08-27 09:47:01

Bilim Kurulu üyesi açıkladı: Koronavirüste bulaşıcılığın en fazla olduğu dönem

Koronavirüs ile ilgili vakaların ve çalışmaların artmasıyla bulaşma ile hastalanma takvimi de ortaya çıkıyor.

Ağustos ayındaki sıcaklarla birlikte özellikle gençlerin maskeyi çenesinin altında ve dirseklerinde taşıdığı görülürken Ç.Ü. Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, virüsün özellikle bulguların ortaya çıkmadığı 48 saatin en fazla bulaştırıcılık yaptığı kuluçka dönemi olduğunu kaydetti. Hiçbir bulgunun olmadığı bu dönemde çevrede dolaşan insanların, çok daha fazla viral yükü olduğundan, en fazla bulaştırıcı kişiler olduğunu belirten Prof. Dr. Taşova, maske takılmasının en önemli nedeninin de bu kişilerden diğerlerine geçecek olan enfeksiyonu engellemeye çalışmak olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Yeşim Taşova, "Hastaya temas ettikten sonra öksürük, ateş, yaygın kas ağrısı, vücut ağrıları gibi ilk bulguların ortaya çıktığı en bulaştırıcı dönem, kuluçka dönemidir. 4 ile 7 gün arası bir dönem. Bu, 2 gün kadar kısa, 14 gün kadar uzun oluyor. Daha bu bulguların hiç ortaya çıkmadığı 48 saat öncesi ve bulguların ortaya çıktığı ilk gün, bulaşıcılığın en fazla olduğu dönem" dedi.

8'İNCİ GÜN YOĞUN BAKIMA GİDEN TABLO OLUŞUYOR

Hastalık geliştikten sonra ilk hafta içerisinde ateş, eklem ve kas ağrıları, koku ve tat almada değişiklik, bazılarında ishal gibi bulguların oluştuğunu dile getiren Prof. Dr. Taşova, birinci haftadan sonra daha çok nefes darlığı ve zatürre bulgularının ön plana çıktığını söyledi. Erken dönem teşhis olduğunda hastalığın daha iyi kontrol edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Yeşim Taşova, hiç tedavisiz ya da bilinmeden giderse yaklaşık 8 ile 10 gün civarında ağır bir tablo haline büründüğünü belirtti. Taşova, "Hastaneye yatıştan 8 gün civarında yoğun bakım gerektiren akut solunum sıkıntısı sendromuna ve yoğun bakıma kadar gidebiliyor hasta. Aslında 2 ile 3 haftalık bir süre içerisinde bu tablo tedavisiz ve ağırlaşacak olan tablo bu şekilde ilerliyor. Ne kadar hafifse geçişi de o kadar kolay oluyor. Ağır olan olgularda, ne kadar ağır olarak geçirirse de bulguların ortadan kalkması da o kadar uzun sürüyor" diye konuştu.

'NEKAHET DÖNEMİNDE VÜCUT AĞRILARI YAŞANIYOR ANCAK BULAŞTIRMA OLMUYOR

Bütün enfeksiyonlarda hastalık sonrası denilen 'nekahet dönemi' kişilerin özellikle vücut ağrılarının devam ettiğinin görüldüğünü kaydeden Taşova, bu dönemde bulaşın olmadığını aktardı. Taşova, şöyle konuştu:

"Şimdiki bulgularımızla bu dönemin biraz da uzun devam ettiğini görüyoruz. Bu viral enfeksiyonlarda özellikle gripte de bazı ağır geçiren kişilerde yaşanan sorunlar olarak görülüyor. Bu nekahet dönemi, iyileşme döneminde geçiş olarak adlandırıyoruz. Bu dönemde bulaşıcılık olmuyor. Bulaşıcılık hiçbir bulgunun olmadığı, daha görülmediği ilk 48 saatte, sonra bulguların görüldüğü ilk birkaç günde oluyor. Ondan sonraki dönemde virüsün üremesi giderek azalıyor ve bu azalmayla birlikte bulaşıcılık da azalıyor. Hastalığı geçirmiş olan kişi nekahet döneminde olan kişinin şimdiki bilgilerimizin ışığında bulaşıcılığının olmadığını biliyoruz."

'PCR TESTİ 47 GÜNE KADAR POZİTİF GÖSTEREBİLİR'

PCR testinin bazı kişilerde 30 hatta 47 güne kadar pozitif kalabildiğini gösterdiğini dile getiren Taşova, "PCR, bir mikroorganizmanın çekirdeğinin bir parçasını buluyor. Yani burada bir ölü mikroorganizma olup, onu da tespit edebilir. Buna yönelik çalışmalar Ankara'da da yapıldı. İstanbul'da bilim kurulu üyemiz Prof. Dr. Kenan Midilli tarafından da yapıldı. Bu noktada bulaşıcılığının olmadığı görüldü" dedi.

Virüsün mutasyon geçirmesi ya da bağışıklık sisteminin yeterli olmaması durumlarında tekrar aynı virüsle enfekte olunabilir mi gibi konuların virüsün henüz 'bilinmeyenleri' olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yeşim Taşova, "Ama buna karşı antikor oluştuğunu biliyoruz, ki aşı çalışmaları gayet güzel ilerliyor. Daha nedeni pek belli olmamakla birlikte örneğin Güney Kore'de 160 kişide ikinci kez daha pozitif oluyor, negatif oluyor, iyileşme dönemine giriyor ama sonra tekrar pozitif oluyor. Bu kişilerin bulaştırıcı olup olmadıkları, zaman içerisinde görebileceğimiz bir tablo" ifadelerinde bulundu.

Haber Ara