Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Özbek-Amerikan ilişkilerinde yeni dönem

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-05-18 12:17:40

Özbek-Amerikan ilişkilerinde yeni dönem

Gerek sahip olduğu nüfus gerekse bölgedeki diğer ülkelere göre siyasi ve askeri olarak çok daha güçlü bir konumda olması nedeniyle Özbekistan, ABD'nin Orta Asya'daki varlığı için oldukça stratejik bir öneme sahip.

Yaklaşık 20 ay önce cumhurbaşkanlığı makamına gelen Özbek lider Şevket Mirziyoyev, İslam Kerimov dönemindeki izolasyon politikasının aksine hem komşuları ile hem de küresel aktörler ile işbirliği yaparak ülkesi için yatırım ve kalkınma yolunu seçti.

Kerimov sonrası Özbekistan'ın özellikle dış politikadaki değişim sürecinin belki de en önemli göstergelerinden biri, Mirziyoyev'in Washington ziyareti oldu. Ziyaret öncesinde ise ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel'in Taşkent ziyareti dikkat çekti.

13 Mayıs'ta Özbek Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile bir araya gelen Votel, Mirziyoyev'e ABD Başkanı Trump'ın selam ve iyi dileklerini iletirken Özbek-ABD işbirliğinin gelişmesinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. ABD'li komutan Votel, görüşmede 25-27 Mart tarihlerinde Taşkent'te düzenlenen Afganistan başlıklı uluslararası konferansın sonuçlarının değerlendirdiğini ve ABD'nin bu girişimi desteklediğini söyledi.

Hatırlanacağı gibi ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Thomas Shannon, Afganistan'daki sorunları tartışmak üzere “Barış Süreci, Güvenlik Alanında İş Birliği ve Bölgesel Ortaklık” başlıklı Taşkent Konferansına katışmış ve “Özbek Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile buluşmak benim için bir onurdur, ilişkilerimizi daha iyi bir seviyeye çıkarmak istiyoruz. Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in bölgedeki güvenlik ve istikrar için attığı adımları, komşularla iyi ilişkiler geliştirme politikasını, sınır problemlerini çözmek için gösterdiği gayreti, su kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar için gösterdiği çabayı destekliyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Özbekistan'ın Washington Büyükelçisi Javlon Vakhabov ise, Özbek Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in merakla beklenen Washington ziyaretinden önce düzenlenen forumda bir konuşma yaptı. Vakhabov, Özbekistan'daki değişimlerle ilgili ”İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve iyi devlet yönetimi konusunda Özbekistan'da çok büyük değişiklikler oluyor. Nihai amacımız, canlı bir ekonominin hakim olduğu tam demokrasiye geçmek. Özbekistan'da her yere değişim ruhu hakim, ülke dünyaya açılıyor. Ülkemiz şu anda özgürlüğe doğru yol alan uzun bir yolun başında. İnanç özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların kaldırılacak ve çocuk işçiliği sona erdirilecek” şeklinde konuştu.

Büyükelçi Vakhabov, Kerimov döneminde ülkesinin işkence ve insanlık dışı muamele ile anılmasına atıfta bulunarak, ”İşkenceyi ve insan onurunu ayaklar altına alan başka uygulamaları sona erdirme taahhüdü veriyoruz,” ifadelerini kullandı.

Özbek medyasının merakla beklediği buluşma 16 Mayıs'ta gerçekleşti ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da bir araya geldi. Mirziyoyev, 2002'de dönemin Özbek Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un ziyaretinden sonra, Beyaz Saray'da ağırlanan ilk Özbek Cumhurbaşkanı oldu. Mirziyoyev -Trump görüşmesi yaklaşık 2 saat sürdü.

Görüşme sonrası ABD Başkanı Trump, yaptığı açıklamada, "Özbekistan Cumhurbaşkanını bugün burada ağırlamak büyük bir onur. Kendisi, ülkesinde oldukça saygı duyulan bir isim. Ticaret de dâhil birçok konu üzerinde Özbekistan ile çok yakın çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Özbek lider Mirziyoyev ise yaptığı açıklamada "ABD, bağımsızlığının ilk gününden beri Özbekistan'ı destekledi ve biz bu gerçeği takdir ediyoruz. ABD ile Özbekistan arasında stratejik bir ortaklık için yeni bir dönemi işaret eden ortak bir bildirimiz var” ifadelerini kullandı.

Görüşme sonrasında ‘Yeni Dönemde Stratejik Ortaklığın Başlangıcı' başlığı ile Beyaz Saray'dan bir açıklama metni de yayınladı. Açıklamada Özbek Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in yaptığı reformlar takdir edilirken ABD ve Özbekistan arasında en son 2002'de imzalanan stratejik ortaklık metninin yeniden canlandırılacağı yer aldı.
Açıklamada, eskiden olduğu gibi Afganistan'da teröre karşı mücadelede Özbekistan ile yapılan askeri işbirliğine dikkat çekildi. Afganistan sorununda geçmişte yapılan işbirliğinin yeniden oluşturulması gerektiği belirtilirken Mirziyoyev'in, Trump'ın Güney Asya politikasına verdiği desteğe de değinildi.

Beyaz Saray açıklamasında ayrıca Özbekistan'ın Orta Asya'da aktif diplomasi çalışmalarına da değinildi. Açıklamada, Mirziyoyev'in girişimleri neticesinde gerçekleşen Semerkand, Astana ve Taşkent konferanslarının ABD tarafından memnuniyetle karşılandığı yer aldı.

Hatırlanacağı gibi Özbek lider Mirziyoyev'in girişimleri ile15-16 Mart'ta Orta Asya ülkeleri, Kazakistan'ın başkenti Astana'da, aralarında Rusya ve Çin'in olmadığı Orta Asya Liderler Zirvesi'nde bir araya gelmişti.

Açıklamadaki bir diğer önemli başlık ise Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in Özbekistan'da yaptığı reformlar oldu.

Özbek Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in kısa sürede Özbekistan'daki insan hakları durumunu iyileştirme noktasında attığı önemli adımlardan takdir ile bahsedildi. Özellikle siyasi mahkûmların serbest bırakılması, dini özgürlüklerin güvence altına alınması, çocuk işçiliğinin önlenmesi yönündeki adımlar vurgulandı. Bu reformların Özbekistan ve Amerika arasındaki işbirliğinin temeli olduğu, açıklamada yer aldı.

Ekonomik işbirliği alanında ise Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in açık pazar politikasına değinildi. ABD şirketlerinin Özbekistan'da yatırım yapması için uygun bir zemin hazırlama noktasında Mirziyoyev'in her türlü adımı atma sözünün verdiği açıklamada yer aldı. Bunu neticesinde Özbekistan'ın 4,8 milyar dolarlık yirmiyi aşkın anlaşma imzaladığı ifade edildi.

Kerimov döneminde ise Özbek-ABD ilişkilerindeki inişli çıkışlı bir grafik sergilenmişti. Bilindiği gibi 11 Eylül saldırıları, Özbek-ABD ilişkilerinin gelişmesinde önemli bir dönüm noktası olmuştu. 11 Eylül saldırılarından kısa süre sonra, 5 Ekim 2001'de Taliban'ın olası saldırılarına karşı ABD garantisini içeren bir anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte Özbekistan, terörizme karşı savaşta topraklarını ve hava sahasını Amerikan kuvvetlerine açmıştı. Mart 2002'de ise dönemin ABD Başkanı Bush ile yine dönemin Özbek Cumhurbaşkanı Kerimov arasında imzalanan Stratejik Ortaklık Deklarasyonu ile Özbek-Amerikan ilişkileri daha da güçlenmişti.

Mayıs 2005'te, Özbek güvenlik güçlerinin sivil halka ateş açması sonucu Özbek yetkililere göre 187, göstericilere göre ise en az 1,500 kişinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan ve tarihe ‘Andican Katliamı' olarak geçen olaylar, 11 Eylül sonrası yakınlaşan Özbek-ABD ilişkilerinin tersine dönmesinde önemli bir yere sahip.

Andican'daki olayların kanlı bir şekilde bastırılması, ABD ve Batı ülkeleri tarafından sert biçimde tepki görürken Rusya ve Çin, meseleyi Özbekistan'ın iç meselesi olarak değerlendirmişti. Özbek yönetimi tarafından ölenler için sivil değil terörist denmesi Rusya ve Çin tarafından da destek görmüştü. “İslami radikalizmi” kendisi için de tehdit olarak gördüğünü söyleyen Rusya ve Çin, Kerimov rejimine destek verirken Kerimov ABD'yi, Andican olaylarında kışkırtıcılık yapmakla suçlamıştı. Andican olaylarından kısa süre sonra ise Özbekistan, ABD'nin ülkedeki askeri üssünü boşaltması için 6 ay süre vermişti.

14 Kasım 2005'te ise Özbekistan, Rusya ile müttefiklik anlaşması imzalamış ve dış politikada Rusya ekseninde bir çizgi izlemeye başlayacağının sinyalini vermişti. Özbekistan ve Rusya arasında imzalanan anlaşmaya göre, Özbekistan topraklarında Rus askeri üssünün açılması konusunda mutabık kalınmıştı. 21 Kasım 2005'te ise ABD kuvvetlerinin Özbekistan'dan ayrılmasıyla özellikle 11 Eylül sonrasında oluşan Özbek-ABD işbirliği büyük yara almıştı.

Haber Ara