Dolar

32,4466

Euro

34,7271

Altın

2.435,90

Bist

9.915,62

Numan Aygen yazdı: Küçük hedeflerin büyük projesi

Genç İHH yöneticilerinden Numan Aygen, Müslüman gençlerin içerisinde bulunduğu 'kişisel projeler' ve 'kariyerizm' konularını ele aldı. Aygen, Müslüman gençlerin yeniden 'Ümmet' projesi çevresinde kenetlenmesi gerektiğini yazdı.

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-06-13 20:14:08

Numan Aygen yazdı: Küçük hedeflerin büyük projesi

Birçok kardeşimiz üniversite serüveninin sonuna yaklaşmış bulunurken birçoğu da hala üniversite öğrenimine devam etmekte. Dolayısıyla herkesin mezuniyetten sonra belirli planları, hedefleri ve projeleri var. Kimisi iş hayatına atılıp memur,mühendis, avukat olmak kimisi ise akademisyen olup bir an önce evlenmek istiyor. Yani şahsileşmiş hedefler peşinde, büyük projemiz küçülmüş durumda. Bu hedefler meşru ve toplumun inşasında önem arz eden istekler olsa da, görünen o ki bizler bu hedefler peşinde koştururken büyük projemiz olan Ümmet'i unutmuş durumdayız. Oysa Müslümanlar olarak ihtiyacımız; tek hedefi şahsi çıkarları olan gençliğin oluşturduğu toplum değil, bütün hedefi ümmetin çıkarları olan gençliğin oluşturduğu toplumdur. Çünkü "ÜMMET" kavramı kişisel çıkarlar içinde kaybolacak bir kavramın ötesinde, kendisine tevekkül ile hizmet edildiğinde bütün kişisel ihtiyaçların içinde bulunduğu evrensel bir kavramdır. Şimdi bizler şahsi olan bütün hayallerimizin ve projelerimizin gerçekleşmesini istiyor isek kendimizi küçük hedeflerimiz olan şahsi meselelerimiz ile değil, büyük projemiz olan ‘'ÜMMET'' ile meşgul etmeliyiz. Bu meşguliyeti düşünürken de hepimiz "ÜMMET İÇİN NE YAPABİLİRİM" diye sormalıyız.

Bu soruyu sorarken "Ben tek kişi olarak ne yapabilirim ki?“ diyerek kendimizi küçük görüyorsak Malcolm X'in "Bütün uyuyanları uyandırmaya, bir tek uyanık yeter " sözüne kulak kesilmeliyiz. Sözden de anlaşıldığı üzere İslam'ın güçlenmesine her zaman kendini feda eden öncü ve azınlık olan kişiler katkıda bulunmuştur. Azınlıklar her zaman Allah'ın yardımı ile zafere erişerek, İslam sancağının en güzel şekilde taşınmasını sağlamıştır. Öyle azınlıklardan bahsediyoruz ki; elindeki hurmayı cennetle arasında tek sınır olarak gören ve bütün varlığını İslam'ın ümmet kavramına bağışlayan sahabeleri var. Yine öyle azınlıklardan bahsediyoruz ki gemileri yakan ve karadan yürüten fatihleri; yazdığı bir şiir ile Müslümanların canlanmasına vesile olan şairleri; çizdiği bir karikatür ile İsrail'in suikastına maruz kalan karikatüristi ve tek başına ümmet kavramına hizmet eden birçok Müslümanı içinde barındırıyor. O Müslümanların da hedefleri, hedeflerine ulaşacakları plan ve projeleri vardı elbette. Aramızdaki fark, onlar şahsi hedeflerini evrensel "ÜMMET" kavramına feda etmemişken, bizler ümmet kavramını şahsi hedeflerimize feda ettik. Sonuç olarak Allah onlara hem dünyayı hem ahireti nasip etmiş iken bizlerin elinde üç beş günlük dünya hayatında avunacağımız dünyalık meta kaldı. Evet, kolay olmasa da bu Ümmetin geleceğini oluşturarak yeniden İslam âleminin dirilişine vesile olacak toplumdan bahsediyoruz. İşte böyle bir toplumun oluşması için daha önce sorduğumuz "Bu Ümmet için ben ne yapabilirim?" sorusunun cevabına gelelim.

Öncelikle niyetlerimizi kontrol etmemiz gerek. Bunun için ise gelin kendimize, "İlmi neden öğrendim?", "Hafızlığı neden yaptım?" ve "Neden üniversite okudum ya da okuyorum?" sorularını yöneltelim. Cevabımız şahsi hedefler ise bir an önce niyetimizi düzeltmemiz ve tek gayemizi "ÜMMET" haline getirmemiz gerekmekte. Bu gaye doğrultusunda çalıştığımız zaman uhrevi olarak da çalışmış ve Allah'ın rızasını kazanmış oluruz. İşte o zaman Allah dünyayı da bizlere verecek ve bütün hayallerimiz ile şahsi hedeflerimiz bu vesile ile gerçekleşecektir. Ümmet için ne yapabiliriz sorusuna cevaben ikinci olarak, Allah'tan bu dine en iyi şekilde hizmet edebilmek için yolları açmasını ve bizlere yardım etmesini isteyelim. Üçüncü olarak ise makam ve mevki koltuklarının baş üzerine koyarak alçalmak için değil, Üzerine oturmak hususuyla yükselerek bu Ümmete en iyi şekilde hizmet etmek için olduğunun şuuru ile hareket edelim. Dördüncü ve son olarak, İzzet ve şerefin mezun olduğumuz üniversite diplomasından, müntesibi olduğumuz cemaat ve hocalardan ya da makam ve mevki koltuklarından değil Allah'tan ve Ümmete hizmet etmekten kaynaklandığını bilelim.

Hz.Ömer(r.a.)'in de dediği gibi: Biz Allah'ın İslam ile izzetlendirdiği insanlarız. Ne zaman ki izzeti ondan başkasında ararız, işte o zaman alçalırız. (نحن قوم أعزنا الله بالإسلام فإن ابتغينا العزة بغيره أذلنا الله )

Haber Ara