İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) ve İslami Eğitim, Bilim, Kültür Teşkilatı (ISESCO) tarafından Taksim'deki bir otelde düzenlenen "İslam Dünyasında Kültürel Mirasın Korunması Konferansı"nın açılışında konuşan Sultan bin Salman bin Abdulaziz al-Suud, bugün çok önemli bir sorunu tartışmak için bir araya geldiklerini söyledi.
Prens Sultan, İslam dünyasının çok kritik günlerden geçtiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"İslam dünyasının kültürel varlıklarının korunması, bizim aslında gelecek nesillerimiz için kimliklerimizin korunması anlamına geliyor. Kültürel mirasımız aynı zamanda uluslararası bir şeydir. Bu nedenle bu kültürel varlıklarımızın korunması, dünyanın dört bir tarafında İslam'ın korunması anlamına da gelecek. Kültürel mirasın korunması anlamında pek çok adımdan bahsediliyor ama aynı zamanda daha fazla iş birliğine ihtiyacımız olduğunun da farkındayız. İnsaniyet için böyle bir şeye ihtiyacımız var. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti sayesinde şunu da görebiliyoruz; Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde bu adımları artık atabileceğimizi görüyoruz."
Sultan bin Salman bin Abdulaziz al-Suud, kültürel miras varlıklarının korunması konusunda atılacak adımların hem Doğu hem Batı medeniyetlerinin birleşmesine de katkıda bulunacağını dile getirerek, "Gerçekten müthiş bir lokasyondaki ülkedeyiz. Bu bizim için çok çok büyük bir önem taşıyor. Kralımız gerçekten bu projelerin devamında ve kültüre miras projelerinin devamlılığında son derece ısrarlı davranıyor. Çünkü kendisi hayatının farklı dönemlerinde bunu yapmış. Gerçekten dikkatini bu koruma alanına çok fazla vermiş, bu konu Kral Abdulaziz zamanından beri bizim için önemli bir konu." ifadelerini kullandı.
Prens Sultan, kutsal Mekke, Kabe ve Medine'nin bu anlamda korunması için adımlar atıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Burada artık durumun iyileşmesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Fakat gerçekte olayın şu olduğunu söyleyebilirim; İslami kültür varlıklarının korunması şuradan geliyor. Kültürel varlıkların korunması aslında bizler için İslam'ın korunması anlamına da geliyor. Çünkü biz bu varlıklar aracılığıyla Peygamberimizin bize verdiği mesajları da korumuş sayılıyoruz. Bu bizim için gerçekten içinde bulunduğumuz dünyada çok önem taşıyor. İslam biliyoruz ki boş bir alana veya dünyaya gönderilen bir mesajdan ibaret değil. Çeşitli kültürlerin kesiştiği noktaya gelen bir mesajdı ve bu noktada bizim bu kültür varlıklarını, mirasımızı korumamız çok çok önemli. Neden İslam bu noktalara, alana, coğrafi bölgeye gönderilen mesajlarla başladı ve neden buradan yayılmaya başladı? İşte bizim bunu da düşünmemiz lazım."
Sultan bin Salman bin Abdulaziz al-Suud, İslam'ın doğduğu toprakların korunmasına önem verilmesi gerektiğini ifade ederek, "Hazreti Muhammed Arap yarımadasında bu mesajı almış ve buradan yayılmaya başlamıştır. Bu şu anlama geliyor; bu noktadaki dayanışma, birlik ve bu yarımadanın farklı bölgelerindeki farklı iş birliği gerçekten dünyanın dört bir yanına dağılmaya başladı. Fakat daha sonra tekrar bir birlik anlayışına geri dönüldü." şeklinde konuştu.
Kültürel miras varlıklarının korunmasının aslında farklı alanlarda gerçekleştirilmesi gereken bir durum olduğuna işaret eden Sultan bin Salman bin Abdulaziz al-Suud, tarihi varlıkların korunması için artık çeşitli çalışmalar yaptıklarını, bu konuyla ilgili farkındalık oluşturmaya, dikkatleri çekmeye çalıştıklarını belirtti.
Prens Sultan, kültürel mirasın korunmasına ilişkin yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi vererek sözlerini tamamladı.
Programın sonunda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile Suudi Arabistan Turizm ve Ulusal Miras Komisyonu Başkanı Prens Sultan bin Salman bin Abdulaziz al-Suud'a hediye takdim edildi.
Konferans, yarın yapılacak oturumların ardından sona erecek.
