Dolar

32,4633

Euro

34,7993

Altın

2.439,73

Bist

9.915,62

İİT Anayasa ve Yüksek Mahkemeleri Birinci Yargı Konferansı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1) - 'İslam dünyasını DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, Eş-Şebab, FETÖ gibi terör örgütleri vasıtasıyla cendereye almaya çalışanların asıl hedefi, Müslümanların hayat damarlarını kurutmaktır'- 'Maalesef bugün dünyanın pek çok yerinde özellikle de bölgemizde vicdanları kanatan zulümler yaşanıyor'- 'Adaleti sadece zayıfların hak arama yolu olarak görmenin

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-12-14 12:10:24

İİT Anayasa ve Yüksek Mahkemeleri Birinci Yargı Konferansı
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İslam dünyasını DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, Eş-Şebab, FETÖ gibi terör örgütleri vasıtasıyla cendereye almaya çalışanların asıl hedefi, Müslümanların hayat damarlarını kurutmaktır." dedi.

Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) Üye/Gözlemci Devletlerin Anayasa ve Yüksek Mahkemeleri Birinci Yargı Konferansı'nda yaptığı konuşmada, sözlerine kısa bir süre önce memleketi Rize'de şehit edilen İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'ye ve dün Ankara'da meydana gelen tren kazasında ebediyete intikal eden 9 vatandaşa Allah'tan rahmet dileyerek başladı. Erdoğan, kazada yaralananlara da şifa diledi.

Konferansın başarılı geçmesini ve herkes için hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının dört bir yanından toplantıya katılan yüksek mahkeme başkanlarına ve hukuk insanlarına daha huzurlu ve güvenli bir dünya idealine yaptıkları katkılar için şükranlarını sunarak, adalet kavramının ilk insandan bugüne kadar üzerinde en çok konuşulan, tartışılan konular arasında olduğunu söyledi.

Türkiye'de, "Adalet olunca yiğitliğe lüzum kalmaz" şeklinde bir söz olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yine ülkemizde yaşamış bir büyük gönül sultanı, 'Yeryüzü ve gökyüzü adalet sayesinde ayakta durur.' demiştir. Tarihimizin önemli hukukçularından Ebussuud Efendi ile Osmanlı'nın güçlü hükümdarı Sultan Süleyman'a atfedilen bir menkıbe vardır. Sultan Süleyman, aynı zamanda hocası da olan Ebussuud Efendi'ye sorar; 'Meyve ağaçlarını sarınca karınca, günah var mı karıncayı kırınca?' Ebussuud Efendi de aynı nezaketli üslupla cevap verir; 'Yarın hakkın divanına varınca, Süleyman'dan hakkın alır karınca.' Evet, ancak işte böyle ince bir adalet anlayışıyla yönetilen devlet 600 yıl yaşayabilirdi, nitekim de öyle oldu." diye konuştu.

- "Adalet asıl güçlüde olursa anlamlıdır"

Erdoğan, filozofların adaletin sadece erdemlilere, fazilet sahiplerine mahsus bir özellik olduğunu söylediğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı şekilde vicdanlarda karşılığı olmayan adaleti, sadece kanunlarla ve kolluk gücüyle sağlamak mümkün değildir. Adaleti sadece zayıfların hak arama yolu olarak görmenin sonu, güçlülerin adaletsizliklerini haklı çıkarmaya kadar varır. Halbuki adalet asıl güçlüde olursa anlamlıdır. Güçlülerin erdemli, erdemlilerin güçlü olmadığı bir dünyada yaşadığımızı kabul etmek durumundayız. Bugün dünyada güçlü olanlar, maalesef adaleti değil, sadece kendi çıkarlarını daha ileriye taşımanın peşindedir. Tarih bize adalet çizgisinden sapan toplumların ve devletlerin yıkılışının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Geçmişte dünyanın önemli bir bölümünde hükümran olmayı başarmış nice güçlü liderin ardından inşa ettiği her şeyin yıkılıp gitmesinin sırrı, adalete dayalı bir düzen kuramamış olmasıdır."

- "Zulümle payidar olunmaz"

Zulümle payidar olunmayacağının sayısız örneği olduğunu dile getiren Erdoğan, "Maalesef bugün dünyanın pek çok yerinde, özellikle de bölgemizde vicdanları kanatan zulümler yaşanıyor. İslam dünyasını DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, Eş-Şebab, FETÖ gibi terör örgütleri vasıtasıyla cendereye almaya çalışanların asıl hedefi, Müslümanların hayat damarlarını kurutmaktır. Halbuki Müslümanın olduğu yerde sömürü olmaz, soykırım olmaz, husumet olmaz, adaletsizlik olmaz, gelir dağılımı çarpıklığı olmaz. Olmamalıdır ama bugün maalesef bu kötülüklerin hepsi de İslam dünyasının üzerinde bir kara bulut gibi dolaşıyor. Bizlere düşen işte bu kara bulutları dağıtmak için neler yapmamız gerektiğini bulmak ve hayata geçirmektir." şeklinde konuştu.

(Sürecek)


Haber Ara