Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun 25 Mart 2009 tarihinde bindiği helikopterin düşmesi sonucu 5 kişiyle birlikte hayatını kaybetmesiyle ilgili, dönemin Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Dursun Özmen'in yargılandığı dava Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmaya BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, ablası Maviş Ocak, düşen helikopterde hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş, avukatlar ve partililer katıldı. Aynı zamanda FETÖ davasından Ankara Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Dursun Özmen de duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. İfadelerin ardından duruşma 18 Nisan'a ertelendi.
Odatv'den Barış Terkoğlu'nun haberine göre, salona giren Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, Mustafa Destici'nin üzerine yürüdü. Gülefer Yazıcıoğlu, Destici'nin yanına yaklaşıp, yanındaki kadını da işaret ederek 'buradan kalkın' diye bağırdı.
DESTİCİ'NİN YUMRUK YEDİĞİ İLERİ SÜRÜLDÜ
Mustafa Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu da "Ahlaksız herif, sen buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırdı. Yazıcıoğlu'nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu'nun da Destici'ye tepki gösterdiği görüldü.
Bu sırada korumaları Mustafa Destici'nin etrafında etten duvar örerken, Yusuf ve Gülefer Yazıcıoğlu sakinleştirilmeye çalışıldı. Destici'nin arbede sırasında bir de yumruk yediği iddia edildi.
Duruşma sonunda BBP lideri Destici, hızla adliyeden ayrıldı. "Avukatlar açıklama yapacak" diyen Destici, aracına binmek üzereyken partililere seslenerek şunları söyledi:
"O sosyal medyada, internetteki klavye kahramanlarına hiç takılmayın. Siz her zaman buradaydınız, yine siz burada olacaksınız. Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı kaldırması, hem buradaki ana soruşturma dosyasındaki takipsizlik kararının kaldırılması ve soruşturmaların yeniden başlayıp inşallah en kısa zamanda dava açılacak olması da bazı çevreleri rahatsız etmiş gözüküyor. Biz, devletimizle, bakanlığımızla birlikte, hakim ve savcılarımızla birlikte inşallah bu olayı tüm şüpheleri aydınlatılacak bir şekilde çözeceğiz. Bunu çözene kadar da sonuna kadar uğraşacağız. Bedeli neyse de öderiz. Bedeli neyse de ödemeden korkmayız. Bizim kırmızı çizgimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve onunla birlikte şehadet şerbetini içen Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İsmail Güneş'in şehadet davasıdır. Dolayısıyla bu çizgimizden bugüne kadar taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz."
GÜLEFER YAZICIOĞLU: SUİKASTIN AYDINLATILMASINI İSTİYORUZ
Davayla ilgili değerlendirme yapan Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, ana dosyayla ilgili davanın henüz açılmadığını belirterek, "Bugün mahkememize geldik ama polis memuru üzerinden süren davaya geldik. Ana dosyamız henüz açılmamıştır, devam etmektedir. Bizim siyasetle ilgili, siyasi bir beklentimiz de yoktur. Sadece ve sadece Muhsin Başkan olayının, kaza veya suikast dedikleri ama bize göre suikast olan olayın bir an önce aydınlatılmasını istiyoruz" dedi.
Yazıcıoğlu, mahkeme salonunda yaşanan gerginlikle ilgili, şu açıklamada bulundu:
"Gerginlik şundan dolayı oldu. Biz saatlerdir bekliyorduk, içeri alınmak istiyorduk fakat oradan bir memur arkadaş Sayın Destici girmeden bizim alınamayacağımızı söylediği için, biz de bu sürecin kesinlikle birinci derecede içeri girmesi gereken insanlarız, aileler olarak. Bizi almadan onları aldıkları için oradaki arkadaşlar tepki göstermiştir. Bundan ibarettir, başka büyütülecek bir mesele yoktur."