Dolar

42,5231

Euro

49,6009

Altın

5.763,16

Bist

10.918,51

Yakın tarihe ışık tutan 9 ciltlik, 9.714 sayfalık başyapıt: Ülkücü Hareket

Araştırmacı-yazar Hakkı Öznur'un Türk siyasi tarihinde eşsiz bir yere sahip başyapıtı 'Ülkücü Hareket', 9 ciltlik yeni edisyonuyla okurla buluştu. İlk kez gün yüzüne çıkan fotoğraf, bilgi, belge ve tanıklıklarla titiz bir şekilde hazırlanan eserde, 1948–1980 dönemi ve hareketin tarihi kapsamlı biçimde ele alınıyor.

4 Ay Önce Güncellendi

2025-08-20 00:20:23

Yakın tarihe ışık tutan 9 ciltlik, 9.714 sayfalık başyapıt: Ülkücü Hareket

AHMED SALİH - TİMETURK ÖZEL

Araştırmacı-yazar Hakkı Öznur'un 30 yıllık arşiv çalışmasının ürünü olan 9 ciltlik “Ülkücü Hareket” serisi, bir başyapıt olarak yazın dünyasına damga vurdu. Öznur'un 1999'da 6 cilt olarak yayımlanan ve Türk siyasi tarihinin temel kaynak eserlerinden biri kabul edilen “Ülkücü Hareket”, kapsamı genişletilerek 9 cilt ve 9.714 sayfa olarak yeniden yayımlandı. Polietika Yayınları etiketiyle yayımlanan eserde, 1948–1980 döneminde Ülkücü Hareket'in siyasi, ideolojik ve toplumsal boyutları ayrıntılı biçimde inceleniyor.

WhatsApp Image 2025-08-19 at 18.44.16 (2)

İlk olarak 1999 yılında 6 cilt olarak yayımlanan eser, MHP ve Ülkücü Hareket alanında başvuru kaynağı niteliği taşıyor. İlk kez gün yüzüne çıkan bilgi, belge, fotoğraf ve tanıklıkların yer aldığı ciltlerin başlıkları şöyle sıralanıyor:

  1. CKMP'den MHP'ye

  2. Tabutluktan İhtilale Sürgünden Siyasete

  3. Milliyetçi Hareketin Tarihi

  4. Ülkücü Gençlik Kuruluşları ve Tarihi

  5. Komplolar-Suçlamalar-Provokasyonlar

  6. Eğitim ve Teşkilat

  7. Yayın Organları-Başyazılar-Hergün Yazıları

  8. Ülkücülük

  9. Portreler

1_50

KAPSAMLI BİR ARŞİV ÇALIŞMASI

Öznur, kitabın ortaya çıkış sürecini şöyle anlatıyor: “12 Eylül öncesi çıkan dergilerimizi ve yayınlarımızı yakından takip eder, özenle arşivlerdim. Hareketimizin tarihiyle ilgili çalışmalara başladığımda, eski dergi, broşür ve gazetelere ulaşmak önemli bir zorluktu. Anadolu'daki ülküdaşlarımızın bir kısmı bu yayınları çatı aralarında saklamayı başarmıştı. Onlara ulaşılarak arşivlerin bir bölümü gün yüzüne çıkarıldı.”

Yazar, çalışmalarının temelinde Bizim Ocak Dergisi ve Yeni Düşünce Gazetesi gibi yayın organlarında yer alan yazı dizilerini ve röportajları gösteriyor. Özellikle 12 Eylül 1980 darbesi öncesi ve sonrası Ülkücülere yönelik baskı, zulüm ve sürgün olaylarını belgeleyen yazılar, kitabın özgünlüğünü artırıyor.

ÖNEMLİ BAŞLIKLAR

Kitapta ele alınan çarpıcı başlıklar arasında şunlar öne çıkıyor:

  • Büyük Mareşal Fevzi Çakmak Paşa'nın siyasete girişi,

  • Millet Partisinin kuruluşuna yaptığı önderlik, vefatı ve yankıları,

  • Millet Partisinin kuruluşu, kurucuları, programı, kurultayları, faaliyetleri,

  • Millet Partisi içinde fikir ayrılıkları, Milliyetçiler-İnkılapçılar çatışması,

  • Millet Partisine açılan kapatılma davası,

  • DP iktidarının kapatılma davasına verdiği destek ve Millet Partisinin kapatılması,

  • CMP'nin kuruluşu, kurucuları, programı, kurultayları,

  • CMP-TKP birleşmesi, CKMP kurultayları,

  • Türkeş'in Başbakanlık Müsteşarlığı sırasında ABD ve NATO'yu rahatsız eden icraatları,

  • Türkeş ve arkadaşlarına kurulan tuzaklar, sürgüne gönderilişleri,

  • Türkeş'in sürgünden gönderdiği mektuplar ve idamlara karşı tavrı,

  • Türkeş'in sürgünden dönüşü, İstanbul ve Ankara'daki muhteşem karşılanışı,

  • 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 kalkışmaları, Albay Aydemir'le olan tarihi görüşmesi, kalkışmalara karşı çıkan tavrı ve tutuklanışı,

  • Türkeş'in Mamak Cezaevi'ndeki tarihi savunması, tahliyesi ve yankıları,

  • Alparslan Türkeş'in siyasete girişi, Genel Başkan oluşu, Türk siyasi hayatındaki etkisi,

  • 8-9 Şubat 1969 tarihinde Adana'da yapılan CKMP kurultayında yapılan isim ve amblem değişikliği,

  • MHP'nin doğuşu, yaşanan tartışmalar, ayrışmalar, Numan Esin, Muzaffer Özdağ ve Rıfat Baykal'ın istifaları,

  • Alparslan Türkeş liderliğindeki MHP'nin 12 Eylül 1980'e kadar olan çizgisi ve politikası,

  • Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe Hükümetleri,

  • Güneş Moteli Olayı, 22 aylık CHP iktidarının kuruluşu (5 Ocak 1978–12 Kasım 1979),

  • 15 Nisan 1978 Ankara'da yapılan Büyük Tandoğan Mitingi ve etkileri,

  • ABD/NATO ve SSCB'nin MHP mitinginden neden rahatsız oldukları,

  • CIA'nın Ortadoğu istasyon şeflerinin MHP ve Ülkücülerin ABD çıkarlarına darbe vurduğu itirafları,

  • CHP-MİT-POL-DER iş birliği ve Ülkücü Harekete kurulan tuzaklar, oyunlar, senaryolar,

  • ABD ve yerli işbirlikçilerinin Türkeş ve MHP korkusu,

  • 500 bin Ülkücünün Milli İktidar “Güçlü Devlet” yürüyüşü ile bürokratik oligarşiyi, tekelci burjuvaziyi ve küresel mafyayı nasıl ürküttüğü ve miting sonrası yaşananlar,

  • MHP'nin iktidar yürüyüşü, şehitler alayı,

  • MHP Genel Merkezi'nin 30 Haziran 1979 tarihinde silahlı bombalı saldırıya uğraması,

  • MHP il ve ilçe başkanları, belediye başkanları ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın şehadeti,

  • Genelkurmay karargahında Evren–Saltık ikilisinin darbe çalışmaları,

  • Türkiye'yi 12 Eylül'e götüren provokasyonlar, suikastlar ve tertipler,

  • 1965–1980 arasında kurulan tüm Ülkücü Gençlik Teşkilatları,

  • CKMP/MHP Gençlik Kollarının kurultayları,

  • Türk Gençlik Kurultayları ve geceleri,

  • Ülkücü gençlik teşkilatlarının kuruluşu ve kurucuları,

  • Genç Ülkücüler Teşkilatı, Ülkü Ocakları Birliği, Türk Ülkücüler Teşkilatı, Büyük Ülkü Derneği, Ülkü Ocakları Derneği, Ülkücü Gençlik Derneği, Ülkü Yolu Derneği'nin kurultayları,

  • Ülkü Ocakları tarihi ve Ülkücü Gençlik Hareketi,

  • Ülkü Ocaklarına açılan dava ve ÜOD'nin kapatılması,

  • 25 Mayıs 1978'de bir günde 1000 ÜGD binasının açılması,

  • Ülkücü gençlik teşkilatlarının yaptığı fikrî ve siyasî çalışmalar,

  • Yayınlanan bildiriler, tamimler, genelgeler, broşürler, afişler, kitaplar,

  • Mitingler, yürüyüşler, şölenler,

  • Eğitim çalışmaları, eğitim ve seminer konuları,

  • Türkeş'in üniversitelerde verdiği konferanslar (ODTÜ, Siyasal vb.),

  • Ülkü Ocaklarının büyük kurultaylarında sunulan tebliğler,

  • Ülkü, Ülkücü, Ülkücülük ve Ülkücü Hareketle ilgili yazılmış, Ülkücü dünya görüşünün temellerini oluşturan “Ülkücülük-Ülkücü Hareket” yazıları,

  • Ülkü Ocaklarında başlatılan iç eğitim çalışmaları,

  • Ülkücü gençlerin okuduğu fikri, siyasî ve kültürel eserler,

  • Ülkücü fikir sisteminin tarihi kaynakları,

  • ÜKD, TÖMFED vb. kuruluşlar,

  • Ülkücü şehitlerin isim listeleri,

  • Kahramanlar dönemi, kahramanlar çağı,

  • Komando kampları, komando kamplarında verilen eğitim, kamplara katılanlar,

  • Basında komando kampları,

  • Terör kamplarından, terör üssü hâline gelen ODTÜ'ye,

  • DAS, MİTAP vb. yayınlar ve karanlık oluşumlar,

  • MHP düşmanı Nazi hayranları, Nazilerin İzmir'de dövülmesi,

  • Düzmece MHP raporları, MHP aleyhine kurulan kumpaslar,

  • Metin Yüksel olayı, Akıncıların Ülkücülere yönelik ithamları,

  • Ülkücü–Akıncı çatışması,

  • Ülkücü gençlik liderlerinin Akıncılarla ilgili söyledikleri,

  • Milliyetçi-Ülkücü Hareket'e yönelik gayri millî güçler tarafından yapılan çeşitli ideolojik suçlamalar,

  • Sistem ve işbirlikçileri tarafından Ülkücü Hareket'e yönelik çeşitli komploların iç yüzü,

  • Ülkemizi 12 Eylül 1980 darbesine sürükleyen ve ülkeyi kan gölüne çeviren çeşitli illerde yaşanan provokasyonların perde arkası,

  • 12 Eylül 1980 öncesi Ülkücü Hareket içerisine sızan bazı istihbaratçıların kimlikleri,

  • MHP ve Ülkücü Hareket'e karşı TİKP-CHP-POL-DER iş birliği ve tertipleri,

  • İstihbarat servislerince kullanılan, başta Maocu Aydınlık Hareketi olmak üzere, Ülkücü Hareket düşmanı bazı gruplarla ilişkisi olan iftiracı-itirafçıların kimlikleri, kişilikleri ve ilişkileri.

 Ekran Resmi 2025-08-20 00.15.28

ARAŞTIRMACI VE MERAKLILAR İÇİN BAŞVURU KAYNAĞI

Hakkı Öznur, kitabın hazırlanma sürecinde hareketin tarihine tanıklık eden çok sayıda isimle görüştüğünü, ellerinde bulunan belge, fotoğraf ve yayın materyallerine erişim sağladığını vurguluyor.

Eser, Ülkücü Hareket üzerine yapılmış en kapsamlı, belgeli çalışma olarak öne çıkıyor. Hem akademisyenler hem de siyasi tarih meraklıları için Türkiye'nin yakın siyasi tarihine dair eşsiz bir kaynak niteliği taşıyor.

Hakkı Öznur'un eseri, tarihsel belgeler ve görsel materyallerle desteklenmiş biçimde, Ülkücü Hareket'in ideolojik ve toplumsal evrimini detaylarıyla sunuyor.

 

9 CİLTLİK ÜLKÜCÜ HAREKET'İN ORTAYA ÇIKIŞ HİKAYESİ

Kurucu Genel Başkan Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının ardından 7 Nisan - 12 Temmuz 2015 tarihlerinde 
BBP Genel Başkan Vekilliği de yapan Hakkı Öznur, 9 Ciltlik “Ülkücü Hareket” kitabının çıkış hikayesini şöyle anlatıyor:

Yeni Düşünce Gazetesinde Yayınlanan 12 Eylül Yazı Dizisi

"Bizim Ocak Dergisinin Eylül 1987 tarihli 42. Sayısı “Kanımızla Olgunlaşan İhtilal” sayısıydı. Ardından 4 Ekim'de başlayıp 9 gün süren Ülkücü Ailelerin “Ölüm Oruçları” eylemlerini ele alan Kasım 1987 tarihli 44. Sayısı yayınlandı. Derginin kapağında “Yeter Artık Ağlamayacağız” yazıyordu.

Ülküdaşlarımızı aileleri ile yapılan röportaj ve “Mamak Ölüm Oruçlarının Ardından” Osman Yurt 'un kaleme aldığı bir yazı ile Zihni Açba'nın Askeri Mevki Hastanesinden gönderdiği mektup vardı. Yine bazı cezaevlerindeki ülküdaşlarımızın gönderdiği yazılarda genişçe yer alıyordu.

Ardından iki sayı sonra, Ocak 1988 yılında (46. sayı) Gaziantep Özel Tip Cezaevi Özel sayısı yayınlandı. Kapak konusu olarak tespit edilen, bölümde yer alan yazı, mülakat ve incelemelerin tümü Gaziantep cezaevindeki Ülkücüler tarafından hazırlanmıştır.

Bu sayının ardından, 5. sayı geçtikten sonra, Haziran 1988 yılında Bizim Ocak dergisinin 51. Sayısı, Çanakkale Cezaevi Özel sayısı yayınlandı. Derginin girişinde şu cümle yer alıyordu: Elinizdeki bu dergi, Ülkücü mücadele sonucu suçlanan ve hürriyetleri ellerinden alınan Çanakkale Cezaevinde'ki Ülküdaşlarımız tarafından hazırlanmıştır. Bu iki özel sayı, camiamızda çok etkili oldu, beğeni topladı. Bizim Ocak dergisinin sahibi ve sorumlu ve yazı işleri müdürü, Suat Başaran, genel yayın müdürü Müsavat Dervişoğlu'ydu. Gaziantep ve Çanakkale cezaevleri sayısı vb. yayınlar, beni ilk başlarda Ülkücü Hareketin tarihi ile ilgili çalışmaktan daha çok, 12 Eylül ve Ülkücü Hareket ile ilgili bir çalışmaya sevk etmişti."

Ekran Resmi 2025-08-20 00.15.14

“Ülkücü Hareket” Kitabı İle İlgili Çalışmalara Başlayışım

"12 Eylül 1980 öncesi çıkan dergilerimizi ve yayınlarımızı yakından takip ederdim. Okumaya olan merakım, hareketimizle ilgili yayınları özenle biriktirmeme ve arşivlememe neden olmuştur. İyi ki de olmuş çok doğru yapmışım.

12 Eylül öncesi çıkan birçok dergilerimiz, sayıca fazla olmasa da mevcuttu. 12 Eylül sonrası çıkartılan dergilerimizi de yayınlarımızı da heyecanla bekler, mutlak suretle gazete bayilerinden alırdım. Bazen gazete bayinde kalanlar olursa imkânım ölçüsünde alarak arkadaşlarımıza veya MÇP Ankara İl Teşkilatımıza götürerek gelen insanlarımızın okuması için oraya bırakırdım. Her çıkan dergi ve gazetemizi mutlaka alır arşivime koyardım.

Hareketimizin bir tarih vakfının olmayışı çalışmalarımızda büyük zorluklarla ve sıkıntılarla karşılaşmamıza sebep olmuştur. Çünkü kütüphanelere 80 öncesi verilen nüshaların, 80 sonrası okuyucuların, araştırmacıların bilgisine sunulmasına izin verilmiyordu. 1992'inin başından itibaren yayınlarımızın okuyuculara erişimine izin verilmiştir. Burada şunu da belirtmek de fayda vardır: Ülkücü Hareketin yayın organlarını çıkartan dergi merkezlerimiz de kapatıldığı için oralarda ki dokümanlarda ellerimizden alınarak sıkıyönetim mahkemelerinin depolarına kaldırılmıştır. Allahtan ki özellikle Anadolu'daki ülküdaşlarımızın bir bölümü yayınlarımızı ve dergilerimizi çatı aralarında saklamayı başarabilmişlerdir. En azından bunlara ulaşılarak arşivlerimizin bir kısmı yayın hayatına çıkarılabilmiştir.

Bu süreçte, 12 Eylül öncesi çıkan yayınlarımızı toparlamak ile çalışmalarıma başladım. Ülkücü Hareket içinde tarihi görevlerde bulunmuş, hareketimize, davamıza hizmet etmiş, dava büyüklerimiz ile görüştüm. İlk olarak onlardan ellerinde -varsa- bulunan dergi, broşür, gazete, fotoğraf, afiş vb. istedim. Sağ olsunlar birçokları ellerinde olanları verdiler.

Bu çalışmalarımı yaparken Milliyetçi Çalışma Partisinde siyaset yapıyordum. Bir taraftan parti işleri, öte yandan hareketimizle ilgili düşündüğüm kitabın taslağını oluşturmak ile meşgul oldum."

 

Yeni Düşünce Gazetemizde Yayınlanan “ 12 Eylül Darbesinin İç Yüzü ”Adlı Yazı Dizisi

"Haftalık olarak yayınlanan “Yeni Düşünce” gazetemizi sık sık ziyaret ederdim. Gazetenin Genel Yayın Yönetmemi Ahmet Arslan, Haber Müdürü Hamdi Kılıç gibi gazeteyi çıkartan birçok Ülküdaşımız ile çok yakın bir hukukumuz vardı. Büyük şairimiz Abdürrahim Karakoç ağabeyle de olan tanışıklığımız ve vefatına kadar olan dostluğumuz da “Yeni Düşünce” Gazetemizde başlamıştı. Ahmet Arslan zehir bir gazeteci, kalemi güçlü, teorik olarak donanımlı, genç bir arkadaşımızdı.

Başbuğumuz Alparslan Türkeş ve gazetenin sahibi Rıza Müftüoğlu adına yazılan bazı makaleleri, demeçleri Ahmet arkadaşımız kaleme alırdı. Zaman zaman Ahmet Arslan ve Hamdi Kılıç, MÇP ile ilgili bazı yazılar ve haberler yazmamı isterlerdi. Ben de elimden geldiğince bazı yazı ve haberler yazardım.

1990 yılında, 12 Eylül'ün 10. Yıldönümünde Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Ahmet ülküdaşımız, 12 Eylül ile ilgili bir yazı dizisi kaleme almamı istedi. Bunun üzerine zaten 12 Eylül darbesi, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası ile ilgili çalışmalarım devam ettiği için kabul ettim. Yeni Düşünce Gazetesi'nde “12 Eylül Darbesi'nin İçyüzü” isimli dört sayı süren bir inceleme-araştırmam yayınlandı. 12 Eylül'de, Ülkücülere yönelik baskı ve zulümleri içeren ve Türkiye'nin 12 Eylül'e geliş sürecini tahlil eden bu çalışma, 14 Eylül-5 Ekim 1990 tarihleri arasında 4 bölüm halinde yayınlandı ve büyük ilgi gördü.

O günlerde, söz konusu çalışmayı daha hacimli hale getirmek ve genişletmek için çalışmalarımı sürdürdüm. Araştırmalarıma hız verdim. Elbette hareketimizin tarihi ile ilgili çalışmalara 1990'da başlamadım. 7 Temmuz 1983 yılında kurulan Muhafazakâr Parti 30 Kasım 1985 tarihinde isim ve amblemini değiştirerek Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) adını almıştı. Partileşme süreciyle beraber, Ülkücü Hareketin geçmişine yönelik belge, bilgi ve doküman toplama çabalarım ciddi olarak başlamıştı.

Bu dönemde MÇP içinde aktif olarak siyaset yapmam, başta merhum Milliyetçi-Ülkücü Hareketin mimarı Alparslan Türkeş olmak üzere, 12 Eylül öncesi MHP ve Ülkücü Kuruluşların çeşitli kademelerinde başkanlık yapmış, yöneticilik yapmış, davaya hizmet etmiş birçok değerli büyüğümüzle tanışmam, birçoğu ile bir arada bulunuyor olmam işimi kolaylaştırmıştı. Onlarla Ülkücü Hareketin geçmişi üzerine konuşarak ve birikimlerinden istifade etmeme, birinci elden kaynaklara kolayca ulaşmamı sağladı."

Ekran Resmi 2025-08-20 00.15.04

 

MÇP Genel Başkanı Liderimiz Alparslan Türkeş İle Genel Merkezde Yaptığım Görüşme

"12 Eylül ile ilgili yazı dizisi yayınlandıktan sonra MÇP Ankara İl binasında arkadaşlarla sohbet ederken telefonum çaldı. Telefona baktım, arayan Başbuğumuzun Özel Kalem Müdürü rahmetli Sami Cezaroğlu ağabeyimizdi. Kısa bir süre hasbihal ettikten sonra Sami abi “Başbuğumuz seni çağırıyor Genel Merkeze bekliyoruz” dedi. Ben de “hayırdır abi konu nedir?” diye sordum. “O da bilmiyorum herhalde parti çalışmaları ve devam eden kongrelerle ilgili olabilir” dedi. Ardından “Yeni Düşünce gazetesindeki 12 Eylül ile ilgili değerlendirmelerin çok güzel olmuş kalemine sağlık yazmaya devam et kardeşim” dedi. Ben de kafamda düşünüyorum. Başbuğumuz benimle ne konuşacak diye. O heyecanla, Sıhhiye'deki MÇP Genel Merkez binasına gittim. Özel Kaleme çıktım. Sami Ağabey Başbuğumuzun makamına girerek geldiğimi söyledi. “Başbuğum seni bekliyor” dedikten sonra Başbuğumuzun odasına girdim, elini öptükten sonra oturmamı istedi. Bende ne diyeceğini merak ediyordum. Başbuğumuz konuya önce Ankara'daki ilçe kongrelerini sorarak girdi. İl Başkanımız rahmetli Basri Erdem'di. Çok iyi bir İl başkanımızdı Üzerimizde emeği ve hakkı vardır. Ancak İl sekreteri olarak bütün kongreleri bir takvime bağlayan ve programları ben yaptığım için ve bunu da Başbuğumuz ve Genel Merkez yöneticilerimiz bildiği için liderimiz Türkeş bana soruyordu.

Zaten bazı ilçe kongrelerimize Başbuğumuz ile birlikte katılmıştık ve kendisi çok mutlu olmuştu. Başbuğumuz ile aram çok iyiydi, çok severdi. Rabb'im nasip etti, genç yaşta Başbuğ ile tanışma ve siyaset yapma imkanı buldum. Daha dün gibi anılarım gözümün önünde.

Başbuğ'umuz 8 Nisan 1985 günü cezaevinden tahliye olmuştu. Bir müddet cunta rejiminin dikkatini çekmesin diye toplu olarak ziyaret edilmesi istenmiyordu. Aradan zannediyorum 9 veya 10 ay geçmişti.1986 yılının kışında MÇP Ankara İl Teşkilatı olarak “Kürşat'ın kırk yiğidi” gibi kırk Ülkücü, evinde ziyaret etmiştik. 12 Eylül'ün o karanlık yıllarında diktatör Kenan Evren'in ikamet ettiği Çankaya Köşkü'nün önünden, Oran sokaklarından “Başbuğ Türkeş” sloganları atarak, “Çankaya yokuşunda balam, Asya'nın Bozkurtları” marşını söyleyerek geçmiştik.

Davasına, ülküsüne, bayrağına, milletine sevdalı, Türk milliyetçiliği ülküsünün yılmaz savunucusu, Ülkücü hareketin kurucu lideri, Başbuğ'um Alparslan Türkeş ile Anadolu'yu karış karış gezdiğimiz ve Başbuğ'un liderliğinde ülküdaşlarıma ve milletimize hitap ettiğim günler aklımdan hiç çıkmıyor.

Türk milletinin ve Türk dünyasının Başbuğ dediği, büyük lider Alparslan Türkeş ile Ankara'nın yoksul gecekondu semtlerinden olan Altındağ, Mamak gibi muhitlerde ev toplantıları, kahve toplantıları, mahalle ziyaretleri yapmıştık. 15 Nisan 1989 Cumartesi günü Doğantepe semtinde, Çorumlu Necati Güngör adlı vatandaşımızın evinde verdiği iftar yemeğine katılmıştık. Daha sonra Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş, dava arkadaşlarımız ve mahalle sakinleri ile birlikte Türkoğlu Camii'nde birlikte teravih namazını kıldık. Ama Başbuğumuzla namaza kol kola gittiğimiz anlar, hayatımın en güzel anlarıydı.

Cezaevinden çıktıktan sonra birçok Anadolu gezisinde ona eşlik etmiştim. Bazı programlarda açılış konuşmasını ben yapmıştım. Kürsüye Başbuğumuzu konuşması için davet etmiştim. Başbuğumuzun ve hareketimizin zor yıllarıydı. Başbuğumuz yalnız bırakılmıştı. Ancak o Başbuğ Türkeş'ti. Moralini asla bozmuyordu. Herkese moral ve güç veriyordu. Zamanla Muhsin Yazıcıoğlu başkanımız ve Ocak kadrolarının tahliyesiyle hareketimiz kendini toparlamaya başlayacaktı Bunları bilinmesi ve tarihe not düşmek için söylüyorum."

Ekran Resmi 2025-08-20 00.14.55

 

Alparslan Türkeş: Milliyetçi Hareketin Tarihini Yazmalısın

"Başbuğumuza 24 ilçemizdeki kongreleri ve son durumu izah ettim. Çok mutlu oldu. “Aferin evladım çalışmalara aralıksız devam edin. Ankara bizim için çok önemli. İktidara giden yol Ankara'dan geçer. Çok fazla üye kaydedin, teşkilatları güçlendirin. Genel seçimlere şimdiden hazırlık yapın” dedi.

Ben görüşme bitti sanırken bana şunları söylemişti:

'Hakkı Evladım seni sadece Ankara'daki teşkilatlarımız ile ilgili bilgi vermen için çağırmadım. Seni, Yeni Düşünce gazetemizde yayınlanan 12 Eylül ile ilgili yazılarından dolayı çağırdım. Tebrik ediyorum. Muhtevası çok güzel bir yazı dizisi olmuş.

Milliyetçilik tarihimiz açısından son derece önemli olan 3 Mayıs 1944 olayını da ayrı bir çalışma olarak ele al ve yaz. Bunlarla beraber esas senden beklediğim Milliyetçi Ülkücü Hareketimizin siyasi tarihini mutlaka yazmalısın. Biliyorsun parti tarihimiz 20 Temmuz 1948 yılına Millet Partisine dayanmaktadır. Mareşal Fevzi Çakmak bizim onursal genel başkanımızdır. MP' den CKMP' ye, oradan MHP'ye nasıl gelindi. MHP'nin Türk demokrasi ve siyasi hayatındaki yeri, önemi, 12 Eylül öncesi Türkiye'nin birliği, beraberliği vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için verdiğimiz o büyük tarihi mücadelemiz mutlaka yazılmalıdır.

Sana güveniyorum evladım. Azimlisin, gayretlisin, Araştırmayı seviyorsun okumayı seviyorsun ilerde iyi bir Araştırmacı yazar olursun. Davamıza, hareketimize, ülkümüze , hizmet etmiş, dava büyüklerinle görüş onlardan belge, bilgi iste, sana hepsi yardımcı olurlar. Bana sormak istediğin hususlar olursa gel konuşuruz.'

Konuşması bittikten sonra ben elini öperek yanından ayrıldım. Çıkarken nasıl mutlu oldum anlatamam. İçim içime sığmıyordu Türk Milliyetçiliği Hareketinin ve dünya Türklüğün liderinin vasiyeti olan Ülkücü Hareketin tarihi konusu benim için tarihi bir vazife ve görev olacaktı."

 

Muhsin Yazıcıoğlu Başkanımız ile SOGEV Binasındaki Görüşmemiz

"(...) Muhsin Yazıcıoğlu MÇP'nin Ankara'da Atatürk Spor Salonunda 27 Kasım 1988 günü yapılan 2. Büyük Kurultayından sonra yeni oluşan başkanlık divanında Genel Sekreter yardımcısı olarak görev aldı. MÇP Genel Sekreter Yardımcısı olan Muhsin Yazıcıoğlu Başkanımız benimle görüşmek istemişti. MÇP Genel Merkezindeki odasına gittim. Kendisi Anayasa ile ilgili bir sempozyumdan söz etti. Ankara dışında bir toplantıya katılacağı için benim gitmemi ve kendisini bilgilendirmemi istedi. Ankara dışından geldikten sonra kendisiyle bir araya geldik. Ben bilgi verdim, çok mutlu oldu. Daha sonra partimizle ve davamızla ilgili sohbetler ederken, kendisi de Başbuğumuz gibi özellikle MHP Ülkücü Kuruluşlar Davası, Cezaevleri, Ülkü Ocakları ve Ülkücü Gençlik hareketi ile geniş kapsamlı kitaba dönüşecek tarihsel -belgesel çalışmalar yapmamı istedi “MHP ve Ülkücülerle ilgili kitapları hep solcular yazıyor.” dedi. Beni bir öğretmen gibi yönlendirdi, cesaretlendirdi, tavsiyelerde bulundu, yol gösterdi ve her konuda yardımcı olacağını söyledi."

6 Ciltlik “Ülkücü Hareket” Kitabın Ortaya Çıkışı

"Ancak, çalışmaların külliyatlı bir kitap haline getirilmesinin hız kazanması 24 Aralık 1995 seçimleri öncesine rastlar. O tarihlerde Büyük Birlik Partisi (BBP)nin Dedeman'da düzenlemiş olduğu bir toplantıda karşılaştığım Gündüz Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Servet Avcı arkadaşımız gazetede yayınlamayı düşündükleri “Ülkücülükle” ilgili bir yazı dizisi konusunda benden yazı yazmamı istedi. Ben de bunun kolay olmadığını söyledim. Fakat kendisi benim Ülkücü Hareketle ilgili çeşitli yazılarımı ,araştırmalarımı ve çalışmalarını bildiğinden dolayı ısrar etti. Ben de kabul ettim. Servet Avcı ülküdaşımızın bu teklifiyle, yıllar sonra ilk olarak 6 Cilt halinde yayınlanacak olan bir eserin ilk adımı atılmış oluyordu.

Çalışmalara hemen başladım. Fakat bir hafta olarak planlanan inceleme-araştırma dizisi, temas edilmesi gereken konuların yoğunluğu dolayısıyla 2 aya uzadı. 13 Aralık 1995'te başlayan yazı dizisini ancak 5 Şubat 1996 tarihinde bitirebildik.

Milliyetçi-Ülkücü çizgi üzerine kaleme alınan bu “ilk” çalışmanın Gündüz'de yayınlanması, bu yazı dizisini takip eden MHP-BBP çatısı altında siyaset yapan ülkücüler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Çalışma, objektif olması ve Ülkücü Hareketin teorik temellerinin de ortaya konulması bakımından bir “ilke” imza atıyordu. Yazı dizisi müddetince belli bir tirajı olan Gündüz'ün tirajının 5 bin artmış olmasının, bu ilginin boyutlarını gösteriyordu. Söz konusu yazı dizisi, akademisyen çevrelerinden de teveccüh gördü.

Bu çerçevede CKMP ve MHP hareketi içerisinde yer almış, Milliyetçi-Ülkücü kuruluşlarda görev yapmış birçok ilim, fikir ve siyaset adamıyla yüz yüze görüşerek, onlardan aldığım bilgiler ve temin ettiğim belgelerin ışığında çalışmalara devam ettim. Ulaştığım her yeni belge ve yüz yüze yaptığım her görüşme, müstakbel kitabın bir-iki cildi çok çok aşacağının haberini veriyordu.

Yine bu dönemde, Galip Erdem olmak üzere, Ahmet Er, Muhsin Yazıcıoğlu, Abdurrahim Karakoç, Nuri Gürgür, Sadi Somuncuoğlu, Nevzat Kösoğlu, İbrahim Metin, Yücel Hacaloğlu, Turan Güven, İbrahim Doğan, Ramiz Ongun, Salih Dilek, Şevket Bülent Yahnici, Sami Bal, Lütfü Şehsuvaroğlu, Hasan Çağlayan, Şefkat Çetin gibi ve isimlerini burada tek tek zikredemediğim değerli simalarla görüştüm. Ülkücü Hareket'in tarihinin mutlaka yazılması gerektiği konusunda çalışmalarıma devam etmem hususunda büyük manevi destek verdiler.

Başlangıçta “Ülkücü Hareketin Tarihi'ni en azından kronolojik olarak yazmak amacına yönelik olan çalışmalarım, zamanla ülkücülerin dışına da taşarak bir nevi yakın geçmişin milliyetçilik tarihini de kapsar hale geldi.

Milli Kütüphane ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi'nde yürüttüğüm hummalı bir araştırma sırasında, CKMP'den MHP'ye uzanan (1965-1980) zaman diliminde ülkücü hareket hakkında çıkan gazete ve dergiler ile ülkücü hareketin lehinde ve aleyhinde yazılmış bütün yayınları tarayıp gereken notları çıkarttım. Sağlıklı ve objektif verilere ulaşmak için sarf ettiğim mesai, çok uzun bir süreyi aldı.

Sonuçta, ilk temelleri 1990'da Yeni Düşünce Gazetesi'nde yayınlanan “12 Eylül Darbesi'nin İçyüzü” isimli dizi yazıyla atılan ve 1995'te Gündüz'de yayınlanan “Ülkücülük Nedir, Ne Değildir?” isimli yazı dizisiyle daha da genişletilerek detaylandırılan çalışmalarım, Allah'a şükürler olsun ki, 1999 yılının Mayıs ayında 6 ciltlik bir eserin ortaya çıkmasını sağladı. Başta başbuğumuz Türkeş olmak üzere Muhsin başkan bir çok dava büyüklerimizin vasiyettini yerine getirmiş oldum Uzun çalışmalar sonunda ortaya çıkan bu eser, araştırmacılar, tarihçiler, akademisyenler sosyologlar, siyaset bilimciler, gazeticiler ve siyasi tarihle ilgilenen herkes için temel, tek kaynak oldu

1999 Mayısına kadar Ülkücü Hareketi'n tarihi ile ilgili tek çalışma ve yayınlanmış kitap yoktu. İlk defa, “Ülkücü Hareket”in tarihi, 6 Cilt olarak yayınlandı bu alanda o güne kadar böyle bir kitap çıkmadı İlk defa onlarca ilk ülkücü harekette yayınlandı. Böylesine olaylarla belgelerle bilgilerle ve bütünlüklü dev bir eser ortaya çıktı. Kolay olmadı, kolay çıkmadı, meydana gelmedi, 35 yıllık yoğun bir çalışmanın, uğraşın, emeğin sonucunda ortaya çıktı ve yayınlandı."

Ekran Resmi 2025-08-20 00.14.35

 

Ülkücüler Ülkücü Hareket Kitabında Bir Araya Geldiler

"15 Mayıs 1999 yılında yayınlanan 6 Ciltlik “Ülkücü Hareket” sahasında yayınlanan tek çalışmaydı. O tarihe kadar böyle bir kitap yayınlanmadı. Ülkücü Hareket adlı kitabın tanıtım toplantısına, 12 Eylül 1980 öncesi MHP ve Ülkücü Kuruluşlarda görev yapmış çok sayıda değerli isimler katılmıştı. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu başta olmak üzere BBP, MHP, ATP ve değişik siyasi partilerde yer alan birçok isimde katılmıştır. Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür başta olmak üzere Türk Ocakları tam kadro katılmıştı. Türkeş ailesini temsilen Prof.Dr. kızı Umay Türkeş katılmıştı. 1965 yılından 1980 yılına kadar faaliyet gösteren, CKMP/ MHP Gençlik Kollarında Genel Başkanlık ve yöneticilik yapmış birçok isim…

1968 -1980 yılları arasında faaliyet gösteren Genç Ülkücüler Teşkilatı, Ülkü Ocakları Birliği, Türk Ülkücüler Teşkilatı, Büyük Ülkü Derneği, Ülkü Ocakları Derneği, Ülkücü Gençlik Derneği, Ülkü Yolu Derneğinde Genel Başkanlık ve yöneticilik yapmış birçok isim..

Yan Kuruluşlarımızda, yine Genel Başkanlık ve yöneticilik yapmış bir çok isim..

Gazeteler, “Ülkücüler Ülkücü Harekette Bütünleşti” haberlerini yapmışlardı. Gazete ve dergilerde çok sayıda kitapla ilgili makale ve haberler yayınlandı."

“Ülkücü Hareket” Sahasında Yapılan Tek Ve En Büyük Kitap Baş Kaynak Temel Eserdir

"Aradan 25 yıl geçti. Ülkücü Hareket'in en son baskısı 2001 yılında yapılmıştı. Yeni baskıları için çok talep vardı.12 Eylül sonrası devam eden 5 ciltlik Ülkücü Hareket ve diğer kitap çalışmalarım nedeniyle bir türlü yeni baskılarını yapamadım. Ancak yeni baskısının basımına ve yazılımına ihtiyaç olduğunu gördüm.

Bunun üzerine tekrar üzerinde yeniden yoğun bir çalışma başlattım. Kitabı yeni baştan yazdım. 6 Cilt yeniden düzenlendi. Bazı bölümler çıkarıldı. 3 yeni cilt eklendi. 2. Ciltte yer alan “Milliyetçi Kuruluşlar” bölümü 9 ciltlik çalışmadan çıkartılarak ayrı bir kitap olarak ilerde yayınlanacaktır.

“Ülkücü Hareket” pek çok “ilklerin altına imza atıyor. Milliyetçi-Ülkücü hareketle ilgili pek çok tarihî olay, belge, “ilk” kez bu eserde ortaya konuyor.

Milliyetçi-Ülkücü hareketle ilgili pek çok yazı, makale, fotoğraf “ilk” kez bu eserde yayınlanıyor."

WhatsApp Image 2025-08-19 at 18.50.30 (1)

HANGİ CİLTTE HANGİ KONULAR İŞLENİYOR?

Ülkücü Hareket'in hangi cildinde hangi konuların işlendiğine dair Hakkı Öznur, serinin birinci cildinde detaylı bir şekilde şöyle bilgi veriyor:

Birinci Cilt:
CKMP'den MHP'ye” adını taşıyan Birinci cild 1948'den 1980'e kadarki Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in siyasi parti boyutunu işlemektedir. Milliyetçi-Ülkücü Hareketin başlangıcını da oluşturan partileşme süreci, MP-CMP-CKMP-MHP çizgisi takip edilerek, ilk ciltte ele alınmaktadır. MP'den MHP'ye uzanan süreçte yaşanan tüm siyasi çalışmalar ve gelişmeler, kronolojik bir şekilde ve belgelere dayanılarak birinci ciltte ele alınmıştır.
Meşrutiyet dönemi ve sonrası İttihat Terakkinin kuruluşu, İttihatçı, İtilafçı cepheleşmesi, Milli Mücadele, Cumhuriyetin Kuruluşu, Siyasi Fırkaların Kurulması ( CHF, TPCF, SCF) , TPCF'nin kapatılması, SCF'nin kapanması, ardından Türk Ocaklarının kapatılması, Parti- Devlet bütünleşmesi, CHP ve diktatörlük tartışmaları, Atatürk-İnönü ayrışması, İş Bankası grubu, İsmet Paşa çekişmesi İnönü'nün Cumhurbaşkanı seçilmesi, Milli Şef Dönemi, 23 Türk Milliyetçisinin tutuklanması, İnönü'nün Türkçülük düşmanlığı, Irkçılık – Turancılık Davası, saptırmalar işkenceler, tabutluklar, itham ve iftira kampanyaları, Türkçülük davası ve evreleri, Fevzi Çakmak paşanın emekliye sevk edilmesi, çok partili siyasi hayata geçiş geniş bir şekilde yer almıştır. Çok partili siyasi hayata geçişten sonra dörtlü takrir, önce MKP (Milli Kalkınma Partisi), ardından 7 Ocak 1946 günü Demokrat Partinin kurulması, şaibeli 21 Temmuz 1946 seçimleri, 12 Temmuz 1947 Beyannamesi, Beyannamenin DP içinde yol açtığı tartışmalar ve yol ayrımı yine geniş bir şekilde yer almıştır.
Kitabın esas muhtevası olan Milliyetçi Hareketin tarihi kökleri olan Mareşal Fevzi Çakmak'ın onursal genel başkanlığını yaptığı Millet Partisi'nin 20 Temmuz 1948 de tarih sahnesine çıkışı, Millet Partisi'nin programı, kurucuları, seçim beyannameleri yine geniş bir şekilde ilk defa burada yer almaktadır.
Fevzi Çakmak'ın 10 Nisan 1950 tarihinde vefatı, Büyük Mareşale yapılan saygısızlık, yüzbinlerin katıldığı cenaze töreni, devşirme dönme takımının tekbirli salavatlı uğurlamaya gösterdikleri laikçi-faşizan tepkiler.
Özellikle Mareşal Fevzi Çakmak'ın ve Kenan Öner'in vefatından sonra Millet Partisi'ne yönelik iktidar partisi DP'nin saldırıları da olaylarla okuyucuya anlatılmaktadır.
Suikast iftirası, Reşat Aydın olayı, Bölükbaşının tevkif edilmesi, İzinsiz Muhalefet Dergisi ve Fuat Arna, 14 Mayıs 1950 Genel seçimleri, Millet Partisinin Seçim çalışmaları, adayları ve seçim sonrası kurulan hükümet ve Millet Partisinin seçimlerde aldığı netice yine geniş bir şekilde anlatılmaktadır.
Millet Partisinin 2. 3. 4. Büyük Kongresi, kongrelerde çıkan görüş ayrılıkları, parti içi mücadeleler olaylarla, belgelerle verilmektedir.
Millet Partisi'nde kapatılmadan önce -iki kanadın ideolojik ayrışması yaşanacaktı. Milliyetçi-Muhafazakâr kanat ile kendilerini İnkılapçı/devrimci olarak nitelendiren kanat arasında yaşanan fikri ve siyasi ayrılıklar iktidarın da yargının da işine gelecekti.
Millet Partisi kurultaylarındaki irtica tartışmaları ve inkılapçı grubun parti merkez yönetimine yönelik ithamları, saldırıları, DP ve CHP yanlısı basında genişçe yer alırken, Millet Partisi'nde ise sıkıntılı bir süreç yaşanıyordu.
Millet Partisi, önce ilgisinin ve alakasını olmadığı Ahmet Emin Yalman suikastı ve arkasından parti içindeki ihtilaflar nedeniyle Atatürk düşmanı, inkılap karşıtı irticacı ve gerici olmakla itham edilmiştir.
İktidarın emrindeki yargı, MP içinde inkılapçı kanadın lideri olarak öne çıkan Hikmet Bayur'un MP'den istifası, ardından parti yönetimine karşı söylediği sözlerden dolayı bunu ihbar kabul etmiş, MP hakkında soruşturma başlatmıştı. Anti demokratik soruşturmalar, Başbakan Adnan Menderesin MP'yi hedef alan saldırıları, Mecliste Bölükbaşı–Menderes söz düellosu ve ardından Menderesin emrindeki yargı düzeninin Millet Partisini kapatması, Millet Partisinin tepkileri geniş bir şekilde belgelerle ortaya konmuştur.
MP'nin kapatılmasının ardından, 10 Şubat 1964 günü Cumhuriyetçi Millet Partisi CMP kurulmuştur. CMP'nin kuruluşu, kurucuları, parti programı, kongreleri, yayınlamış olduğu beyannameler, bildiriler bu bölümde anlatılmaktadır.
Anadolu fırtınası CMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı'ya ayrı bir parantez açmak lazımdır. Bu geleneğin sembol ismidir. Birçok kez gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. 24 Temmuz 1957 günü tutuklanan, 27 Ekim 1957 genel seçimlerinde cezaevindeyken milletvekili seçilen, 29 Kasım 1957 günü tahliye olan hapishaneden meclis kürsüsüne çıkan Bölükbaşı'nın demeçleri, açıklamaları süreçleriyle kronolojik olarak anlatılmıştır.
16 Ekim 1958 günü CMP ile TKP ‘nin birleşmesi (1952 yılında kurulan Türkiye Köylü Partisinin kurulmasına da geniş bir yer verilmiştir) ve bu iki partinin birleşmesinden doğan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinin siyasi hayatındaki yeni konumu da birleşen her iki partinin yöneticilerinin açıklamalarıyla ve bu partileri destekleyen yayın organlarının manşetleriyle de verilmiştir.
CKMP nin 19-21 Kasım 1958 tarihli Kongresinde GİK üyesi Alaaddin Tiritoğlu ve arkadaşlarının başlattığı “Sosyalist Doktrin” ve partisinin isminin “Türkiye Sosyalist Köylü Partisi “değiştirilmesi önerileri ve bunlara partinin tamamına yakınının sert tepki göstermesi, Tiritoğlu ve yol arkadaşlarının partiden ayrılarak yeni bir sol parti kurmalarıyla sonuçlanmıştı. Bütün bu yaşananlar ve 18 Kasım 1959 yılında yapılan CKMP 4. Kongresi, detaylarıyla bu ciltte yer almaktadır.
1954-1957 Genel Seçimleri, vatan cephesinin kurulması, cepheleşmeler, CHP'nin organize ettiği 28-29 Nisan Ankara/İstanbul öğrenci olayları, 5 Mayıs 1960 555 K olayı. Kurulan tahkikat komisyonları, basına konan sansür, cezaevlerine tıkılan gazeteciler ve siyasiler, 27 Mayıs ihtilaline giden süreçler geniş bir şekilde anlatılmaktadır.

 

İkinci Cilt:
DP Döneminde Politikacı- asker ilişkileri, Samet Kuşcu ve 9 subay olayı, orduda kurulan ilk cuntalar, cuntaların lider arayışı, Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel'in ihtilalin başına getirilme girişimleri, DP iktidarının yaklaşan darbenin ayak izlerini görmek istememesi, Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhün'ün ihtilalden iki gün önce cuntaları uyarması, “demokrasiden ayrılmayın” çağrısı yapması, Menderesin darbe günü Eskişehir gezisi, ihtilalin gerçekleşmesi, Menderesin acı sonu, Celal Bayar'ın direnişi hepsi geniş bir şekilde anlatılmaktadır.
İhtilalde bir isim ön plana çıkarak yıllarca konuşulacaktır. Bu isim ihtilalden hemen sonra en güçlü makamı olan, Başbakanlık Müsteşarlığına gelen Alparslan Türkeş'tir. Türkeş, getirilmemiş tam aksine durumdan vazife çıkararak Müsteşar olmuştur. Bütün bu safahatta, Türkeş'in ve dönemin şahitlerinin ağzından anlatılmaktadır.
Albay Alparslan Türkeş'in ideolojik çizgisi, Irkçılık Turancılık davasında tutuklanması, yargılanması, savunması, 44 mahkemelerinin iç yüzü, mahkeme safhaları da genişçe yer almıştır.
Türkeş'in 1947 yılında beraat etmesi, görevine dönmesi, 1950'den 27 Mayıs ihtilalinde ordudaki konumu, ordu içinde oluşan cuntalarla olan ilişkisi, Talat Aydemir, Orhan Erkanlı vb. ihtilal çalışmalarında yer alan radikal subaylarla ilişkileri ve ihtilalin mimarı bir numarası olan Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel'le olan hukuku ve ihtilal sonrası elde ettiği Başbakanlık Müsteşarlığı ve Müsteşarlık sürecindeki çalışmaları da bütün yönleriyle ele alınmıştır.
Türkeş'in Müsteşar olduktan sonra CIA'nın Başbakanlıktaki bürosunu kapatması, Amerikalıların Türkeş'e olan düşmanlığı, Albay Nasır benzetmeleri, Öncü Gazetesi olayı, MBK'de bölünmeler ve Türkeş kavgası,
MBK içindeki CHP yanlısı subayların Türkeş'e olan husumeti, Cemal Madanoğlu ve Sami Küçük'ün Türkeş düşmanlığı, MBK içinde bir grubun Türkeş grubuna olan menfi yaklaşımları, Türkeş'e kurulan komplolar, kurşuna dizilme ve Kars Kalesi hikayesi ilk defa burada anlatılmaktadır.
13 Kasım tasfiyesine giden süreçte Türkeş ve arkadaşlarına kurulan tezgahlar, Türkeş düşmanlarıyla işbirliği yapan Türkeş kompleksli Albay Aydemirin iki yüzlü tutumu, yine 13 Kasım 1960 tasfiyesi(Türkeş ve arkadaşlarının) 14'lerin sürgüne gönderilme planları, Türkeş ve arkadaşlarının sürgüne gönderilişi, Türkeş'in evinde gözaltına alınışı, ilk açıklamaları ve 14'lerin sürgündeki çalışmaları kendi aralarındaki görüş ayrılıkları, Kabibay – Türkeş çekişmesi yine bilinmeyen yönleriyle kamuoyuna sunulmuştur.
Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesinden sonra bu sefer kalan 23 MBK arasında çıkan iktidar kavgaları, Silahlı Kuvvetler Birliği cuntası hükümete verilen muhtıra, 61 Anayasası, 24 Ekim 1961 Genel Seçimleri, Cumhurbaşkanlığına aday olan Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'e yapılan askeri baskılar ve Başgil'in yurdu terk edişi, demokrasiye olan müdahaleler detaylı bir şekilde işlenmiştir. Ve özellikle asi ihtilalci Talat Aydemir'in 21 Şubat 1962 kapışması, Başbakan İsmet İnönü'nün tavrı ve ardından bir yıl sonra yeni bir kalkışmaya girişen Talat Aydemir ve arkadaşlarının, 21 Mayıs 1963 kalkışması ve sonrasındaki acı akıbetleri geniş bir şekilde anlatılmaktadır.
Sürgünden dönen Alparslan Türkeş'in İstanbul ve Ankara'da coşkuyla karşılanışı, Türkeş'e gösterilen ilgi ve basında yer alan haberler ilk defa bu eserde yer almaktadır. Alpaslan Türkeş'in demokrasiye sahip çıkan ve kalkışmalara şiddetle karşı olan tavrı yine bizzat Türkeş'in ve dönemin tanılarının ağzından anlatılmıştır.
Türkeş daha ülkeye dönmeden sürgündeyken 22 Şubat kalkışmasına karşı çıkmıştır. Menderes ve iki bakanın idamına da karşı çıkmış, Devlet Başkanı Gürsel'e mektuplar göndermiştir.
23 Şubat 1963 günü sürgünden döndükten sonra da yine kalkışma girişimlerini başlatan Talat Aydemir'le 10 Nisan günü Dikmen vadisinde bir buluşma gerçekleştirmiş ve ona “vazgeç Aydemir burası Suriye değil Türkiye ihtilaller çare ve çözüm değil sen de biliyorsun” demiştir. Türkeş'in gün yüzüne çıkmayan açıklamaları ve değişik temasları bu bölümde okuyucuya sunulmuştur.
Türkeş'in 21 Mayıs kalkışmasıyla ilgili tutuklanması, demokrasiyi savunan tarihi Mamak savunması, Aydemir ve yol arkadaşları arasında çıkan hain suçlamaları, Aydemir ve Fethi Gürcan'ın idamlar ve idam sonrası yaşananlar yine geniş bir şekilde anlatılmaktadır.
Ülkeye döndükten sonra kültürel ve siyasi çalışmalar başlatan Türkeş'in önce ismi Adalet Partisi ile anılmış, fakat AP'de siyaset yapma şartlarının olgunlaşmaması üzerine CKMP'den gelen heyetlerin davetini kabul etmesi ve aktif siyasi hayata 22 -23 Şubat 1964 yılında CKMP Büyük kongresinde partiye katılması, parti müfettişi olması, CKMP'de geleceğe dönük çalışmaları ardından 14'lerden on kişinin CKMP ye girişi, Türkeş ve arkadaşları tarafından hazırlanan 257 maddelik CKMP programı, Alparslan Türkeş adına hazırlanan broşür, CKMP kurultayları, CKMP'nin meclis çalışmaları, koalisyon hükümetindeki konumu, 1962 yılının Nisan ayında başlayan CKMP içindeki tartışmalar, Bölükbaşına gösterilen tepkiler, 1 Haziran 1962 yılında CKMP Genel Başkanlığından istifa eden Osman Bölükbaşının 29 Mebusla 16 Haziran günü Millet Partisini grup Genel Başkanlığa seçilmesi ilk defa ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır


Üçüncü Cilt
CKMP 7. Olağan Kurultayı, Kurultayda yaşananlar, Türkeş taraftarlarının delege çalışmaları, Türkeş'in CKMP Genel Başkanlığına seçilişi, basındaki yankıları,
Türkeş'in liderliğine karşı çıkarak CKMP den istifa edenler ve Türkeş taraftarlarının kurultayla ilgili anlattıkları ilk defa bu ciltte yer almaktadır.
Türkeş'in liderliğindeki CKMP'nin 1965 Genel seçimlerine hazırlıkları, seçim sonuçları, Alparslan Türkeş'in Cumhurbaşkanlığına aday oluşu, Türkeş'in Üçüncü Yol manifestosu, 24-25 Kasım 1967 yılında yapılan CKMP. 8. Kurultayı, milli doktrin, 9 Işık, Türkeş'in Ülkücü Gençlik tarafından Başbuğ ilan edilmesi, CKMP'de 9. Büyük kurultaya giderken isim ve amblem tartışmaları, Partinin Milliyetçi-Ülkücü manevi bir çizgide politika yapmasından rahatsız olan Türkeş'le birlikte CKMP'ye giren Numan Esin, Mustafa Kaplan, Şefik Soyuyüce, Münir Köseoğlu gibi eski MBK Üyeleri, 27 Mayısçıların Partiden istifası, Türkeş'i” Anadolucu ve ümmetçi olmakla suçlamaları” , CKMP İstanbul Teşkilatından Kösoğlu, Esin Kaplan ve benzerlerine gösterilen sert tepkiler ilk defa bu ciltte anlatılmaktadır.
CKMP'nin 9. büyük kurultayı öncesi Partide yaşanan isim ve amblem değişikliği ile tartışmalar, 8-9 Şubat 1969 Tarihinde Adana'da Yapılan CKMP'nin MHP'ye Dönüştüğü 9. tarihi Büyük Kurultay, Türkçü bir grubun CKMP Adana il binasını girip Üç Hilal bayraklarını imha etmesi, kurultayın ikinci günü yaşanan Bozkurt- Hilal çekişmesi, isim ve amblem konusunda “Üçüncü Yol” Ve “Türk Yolu” arasında farklı tutumlar Milliyetçi Hareket Partisinin doğuşu ve gelişimi, yine ilk defa bu ciltte anlatılmaktadır.
Tarihi kurultaya katılan MHP ve Ülkücü Hareket mensuplarının anlatımıyla Adana Kurultayı, kendilerini Türkçü olarak adlandıran ve kurultaya katılan Türkçü Çevrenin Adana Kurultayı ile ilgili açıklamaları ve MHP' den kopuşları, milliyetçi Hareket'in Yeni Sembolleri Olan “Üç Hilal” ve Bozkurt'la ilgili Ülkücü Basında yazılanların hepsi bu kitapta ilk defa anlatılmaktadır.
12 Ekim 1969 genel seçimleri MHP'nin seçim çalışmaları, radyo konuşmaları, 12 Mart muhtırasına giden süreç, ordu içindeki sol cuntaların darbe çalışmaları, Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı Devrim dergisinin darbe çalışmaları, bir kışkırtma belgesi: Devrimci Ordu Gücü Bildirileri, darbe ortamını hazırlamak için yapılan provokasyonlar, sivil ihtilal kuvvetleri, Asker ve sivil sol cuntalar, devrim anayasası taslağı, devrim konseyi isim listesi, bakanlar kurulu listesi, Deniz Gezmiş'in Cunta ile İlişkili Sol Örgütlerin Beyhude Darbe Bekleyişleri! Cuntacıların Pişmanlık İtirafları, muhtıraya önce destek veren, sonra hayal kırıklığına uğrayan sol çevrelerin hayal kırıklıkları, şaşkınlıkları öfkeleri geniş bir şekilde yer almaktadır.
12 Mart muhtırasında Türkeş'in nerede olduğu ne yaptığı, nasıl karşıladığı, MHP'nin muhtıra ile ilgili toplantıları, açıklamaları ve sol darbe çalışmalarından haberi olan Muzaffer Özdağ ve Rıfat Baykal'ın MHP'den muhtıradan bir gün önce istifaları ve MHP'den gösterilen tepkiler, istifa eden Muzaffer Özdağ'ın açıklaması, Sol cuntalar içinde yer alan Numan Esin ile ilgili arkadaşı MHP GİK üyesi Ahmet Er'in anlattıkları, ilk defa burada geniş bir şekilde anlatılmaktadır.
14 Ekim 1973 genel seçimleri sonrası seçimlerden sonra yeni kurulan MSP- CHP Koalisyon hükümeti, hükümetin istifası, ardından kurulan Milliyetçi Cephe hükümeti, MHP'nin hükümetteki konumu ve rolü, Başbakan Yardımcısı Alpaslan Türkeş'e bölücülerin Diyarbakır'da saldırı girişimi, MHP'ye yönelik sağdan ve soldan saldırılar, 5 Haziran 1977 Genel Seçimlerine doğru ülkede kaos, MHP'nin 13. Büyük Kurultayı ve seçim çalışmaları, AP ile sonuçsuz kalan seçim işbirliği çalışmaları, MHP seçim propaganda kampanyası, Necip Fazıl'ın seçimlerde MHP'ye verdiği destek, TKP'nin CHP'yi destekleme kararı bunların hepsi bu ciltte yer almaktadır.
5 Haziran 1977 Genel Seçimleri, MHP Seçim Bildirgesi: “dinsiz millet, kanunsuz devlet, MHP'siz Hükümet Olmaz, MHP'nin seçim başarısı, Ecevit'in hükümet kurma çalışmaları, ikinci MC hükümetinin kurulması, MHP'ye verilen bakanlıklar, Gün Sazak'ın MHP –CHP Koalisyon Fikri ve Bülent Ecevit'in tavrı MHP'nin meclis başkanlığındaki uzlaşmacı tavrı, ikinci MC Hükümetinin yıkılması, Güneş Motel olayı, Bülent Ecevit'in Başbakanlığında azınlık hükümetinin kurulması, 22 ay süren CHP iktidarında yaşananlar yine bu ciltte detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
CHP iktidarına karşı MHP'nin 15 Nisan 1978 tarihli Tandoğan Mitingi, MHP ve CHP arasındaki karşılıklı ithamlar, Türkeş'in Ecevit ile ilgili beyanları, MHP mitingleri, POL-DER'in MHP'ye yönelik operasyonları, MHP'nin demokrasi ve barış çağrıları, MHP Genel Merkezinin silahlı-bombalı saldırıya uğraması, şehitler alayı, şehit edilen MHP İl-İlçe Başkanları, MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın şahadeti, iç savaş tahrikçilerinin Türkiye'yi askeri darbeye sürükleme emelleri, ordudaki darbe çalışmaları, Saltık- Evren ikilisinin NATO merkezli Gladyo ile planladıkları hareket planları, Nihat Erim suikastı, Fatsa Olayları Ankara katliamı, Kudüs mitingi, sıkıyönetime rağmen Genelkurmayın, Emniyetin ve Bakanlıkların göbeğinde patlayan bombalar, asılan bombalı pankartlar, 11 Eylül günü Türkiye manzarası, ışıkları yanmayan Genelkurmay, darbe söylentileri, Başbakanın telefonuna çıkmayan Genelkurmay Başkanı, komuta kademesi ve planlanan, beklenen ve gerçekleştirilen darbe.

WhatsApp Image 2025-08-19 at 18.44.43

Dördüncü Cilt
“Ülkücü Gençlik Kuruluşlar- Ülkücü Gençlik Tarihi'ni anlatmaktadır. CKMP / MHP Gençlik Kollarının kuruluşu, kurucuları, düzenledikleri gençlik kurultayları, sosyal, siyasal, kültürel faaliyetleri,
Ülkücü Gençlik Kuruluşları, 1968'den 1980 yılına kadar tarihsel olarak ilk defa bu eserde anlatılmaktadır.
Ülkü Ocakları Birliği, Genç Ülkücüler Teşkilatı, Türk Ülkücüler Teşkilatı, Büyük Ülkü Derneği, Ülkü Ocakları Derneği, Ülkücü Gençlik Derneği ve en son Ülkü Yolu Derneği gibi teşkilatlarımız tek tek ele alınmıştır.
Alparslan Türkeş'in ODTÜ, Siyasal, Hukuk vb. üniversitelerde verdiği konferanslar dönemin tanıkları tarafından anlatılmaktadır.
13 Nisan 1970'de Ülkü Ocakları Birliği Başkanı İbrahim Doğan'a ve Ocaklı kadroya kurulan komplo ve Ulucanlar Cezaevinde yatan ilk Ülkücüler bu çalışmada anlatılmaktadır.
Ülkücü Gençlik kuruluşlarının kurucuları, Başkanları Yönetim Kurulu üyeleri, Ülkücü Gençlik Kuruluşlarının yaptıkları kurultaylar, yayınlamış oldukları bildiriler, tamimler, genelgeler, tebliğler, demeçler , düzenlemiş oldukları mitingler, yürüyüşler, geceler, konferanslar ve birçok etkinlikler bu çalışmada geniş bir şekilde yer almıştır.
Ülkücü Gençlik Hareketinin vermiş olduğu tarihi destansı mücadele bütün yönleriyle anlatılmaktadır Ülkü Ocaklarına yönelik saldırılar, komplolar Ülkü Ocaklarını kapatılmaya yönelik siyasi tezgahlar yine bu eserde olaylarla belgelerle anlatılmaktadır.
Ülkü Ocaklarının kapatılması üzerine bir günde 100 yerde açılan Ülkücü Gençlik Derneğinin hikayesi, Ülkücü şehitlerimiz, İstanbul siyasal 'da, Ankara ODTÜ'de İzmir Ege Üniversitesi olmak üzere birçok üniversitelerde verilen Ülkücü mücadele dönemleriyle anlatılmaktadır.
9 Aralık 1975 yılında başlayan Ülkücü Gençlerin İzmir- Ankara'ya yürüyüşü, Ülkücü Öğrencilerin 1978 yılında, Eğitim Enstitülerinden verilen mücadele, Ülkücü Üniversite gençliğine yönelik saldırılar yine geniş bir şekilde anlatılmıştır.
22 Aylık CHP İktidarı döneminde büyük baskılara, zulümlere uğrayan Ülkücü gençliğin yaşadıkları sıkıntılar, zorluklar, baskılar tek tek anlatılmaktadır. CHP iktidarının himayesindeki POL-DER'li çetelerin Kahramanmaraş'ta, İstanbul'da, Ankara'da, Adana'da yurdun birçok yerinde, Ülkücülere yönelik özel operasyonları, işkenceleri ve POL-DER'li kızıl çetenin isimleri tek tek bu eserde anlatılmaktadır.
Mustafa Pehlivanoğlu ve İsa Armağan'ın Mamak Cezaevinden firarı, ardından Mamak Cezaevinde yaşananlar ve sonrası ilk defa burada anlatılmaktadır.

Beşinci Cilt.
“Komplolar, Provokasyonlar” isimli 5 ciltte ise, son derece önemli bir tarihi görev yerine getirilerek, ülkücü harekete yönelik bütün kirli saldırı ve isnatlar tek tek ele alınmış ve gerekli cevap verilmiştir.
Komando Kampları ve Komandolar, Ülkücü Basında Komando Kampları ile ilgili yazılanlar, Ülkücü düşmanı basında yazılanlar, Komando Kampları Eğitim programları, Yayınlanan Bildiriler, Komando Kamplarında eğitim verenler ve katılanlar Komando Kamplarına yönelik saldırılar geniş bir şekilde yer almaktadır.
MHP ve Türkeş aleyhine 20 Ekim 1969 Genel Seçimleri öncesi yayınlanan “İslami Hareket ve Türkeş” adlı fitne yayının iç yüzü, bu broşürü hazırlayan Mustafa Polat ve Bekir Berk'in siyasi geçmişleri, AP iktidarının Ülkücü düşmanı İttihad gazetesine ve bu gazeteyi çıkartan Nurculara verdikleri maddi manevi destekler, İstanbul Ülkü Ocaklarının bu fitnecilere, iftiracılara karşı hazırladığı ve dağıttığı broşür, İttihad gazetesinin yayınladığı bu fitne yayına tepki koyan bazı Nur talebelerinin açıklamaları, Nurcular içinde tartışmalar, hareketin lideri Türkeş'in Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Er'in ve İstanbul Ülkü Ocakları Birliği Başkanlarından, Erol Kılınç ve Mehmet Kocabaş'ın anlattıkları ve daha pek çok konu burada anlatılmaktadır.
1969 yılında İstanbul'da yayınlanan “Dinamik Ana Stratejiler” DAS adlı provokasyon kitabının ortaya çıkışı, dağıtılışı, yazarı “Mao Mehmet” lakaplı Mehmet Özsoy ve onun ilişkileri, ruhsal ve psikolojik durumu olaylarla belgelerle dönemin şahitleriyle anlatılmaktadır. Maocu Aydınlık çevresinin MHP ye yönelik DAS provokasyonuna Ülkücü Hareketten verilen cevaplar yine dönemin belgeleriyle ortaya konmuştur.
Yine “DAS” gibi bir provokasyon olan emekli Albay Abdülvahit Erdoğdu tarafından kaleme alınan, “Milliyetçi Toplumcu Ana Doktrin“ (MİTAD) DAS ürünü bir yapılanma olan “Savaşçı Milliyetçi Toplumcular Teşkilatı”, bu küçük lümpen yapıyı kuran Turan Özbay ve onunla birlikte hareket eden marjinal çevre ve bunlarla ilişkiye geçen İzmir merkezli Gündüz Kapaniciler denilen Nazi hayranı grup ile bunların ilk defa İzmir'de yaptıkları banka soygunları, kirli karanlık ilişkileri, bu çevrenin 1969 yılında ülkücü gençler tarafından İzmir'de dövülmeleri, yine ilk defa geniş bir şekilde bu kitapta anlatılmaktadır.
Yine AP hükümetinin 1970'de hazırlattığı MHP raporu, Adalet Partisinin MHP'ye yönelik menfi tavrı, 1973-1980 yılları arasında MSP ve MHP ilişkileri kronolojik olarak anlatılmaktadır. Özellikle Odalar Birliği başkanlığı seçimlerinde, ülkücülerin verdiği destekle seçimleri kazanan ve ülkücüler tarafından korunun Necmettin Erbakan'ın, Odalar Birliği başkanlığından sonra siyasete atılışı, bağımsız aday oluşu, Milli Nizam Partisi'ni kuruşu ve MNP'nin kapatılması, Erbakan'ın İsviçre'ye kaçışı ve tekrar kurulu nizamın sahiplerince Türkiye'ye çağırılışı, MSP'yi kuruşu, CHP ile kurdukları koalisyon hükümeti, ülkücüler aleyhine devlet içindeki operasyonları, MHP'yi itibarsızlaştırmaya yönelik algı operasyonları geniş bir şekilde anlatılmaktadır.
Yine 1980 öncesi özellikle 1978-79 yılları arasında ağırlığı İstanbul merkezli olan Akıncı-Ülkücü çatışmaları ilk defa olaylarla ve belgelerle gün ışığına çıkartılmıştır. Akıncıların Ülkücülere yönelik saldırıları, provokatif söylemleri ve 1978 yılında İstanbul'da ÜGD Başkanı Recep Öztürk'ün kurşunlanması, bazı Ülkücülerin yaralanması, kışkırtıcı eylemleri, dönemin tanıklarının ağzından tek tek anlatılmaktadır.
Özellikle Şişli ve Mecidiyeköy'de yaşananlar, siyasi Kürtçülük yapan, duvarlara Kürtçe ve Farsça sloganlar yazan, Humeyni taraftarı Metin Yüksel ve etrafındaki bir grubun İstanbul ve Ankara'da Ülkücülere yönelik eylemleri olaylarla anlatılmaktadır.
Metin Yüksel olayının içyüzü, dönemin tanıkları ve yayınlanan bildiriler ve açıklamalarla ortaya konmuştur. Özellikle Metin Yüksel olayını ülkücü hareketin üzerine yıkmak isteyen Akıncılar Derneğinin yöneticilerinin, gayri ahlaki açıklamaları ve bunlara ülkücü hareketten verilen cevaplar yine belgelerle anlatılmaktadır.
Ülkücülere yönelik ırkçı, münafık, faşist katiller vb. saldırılara Hasret ve Genç Arkadaş gazetesinde verilen cevaplar. Ülkücü Gençlik lideri ÜOD ve ÜGD başkanlığını yapmış olan MHP eğitimcilerinden Muhsin Yazıcıoğlu'nun, ÜOD nin son genel başkanı olan Dr. Lütfü Şehsuvaroğlu'nun, yine ÜGD genel başkanlığı yapan isimlerden Hasan Çağlayan'ın, Ülkücü- Akıncı Çatışması, üzerine yaptıkları açıklamalar, İran'cı İslamcılık, İran'a hicret modası, Humeynici yayınlar, Yılmaz Yalçıner'in arayışları, savruluşları, bunalımları , Yalçıner'in Ülkücü düşmanlığı, Ülkücülere yönelik itham ve iftiralar ilk defa en geniş bir şekilde dönemin tanıklarının anlatımıyla da bu ciltte yer almıştır
Yine İslami çevrelerde çok sevilen ve sayılan dönemin MTTB ve Akıncı Gençliğinin el üstünde tuttuğu Necip Fazıl'ın MHP'ye verdiği destek, ülkücülere yönelik samimi açıklamaları ve Akıncıların bu hareketinden ötürü Necip Fazıl'a gösterdiği tepkiler yine belgelerle anlatılmaktadır.
“Provokasyonlar” başlığı altında ise, 12 Eylül 1980 darbesine yol açan süreçte Malatya, Sivas, Kahramanmaraş, Çorum ve Nevşehir gibi illerde yaşanan ve milletimizi derinden yaralayan kanlı çatışmaların yaşandığı olayların arka planı geniş bir şekilde anlatılmaktadır.
Türkiye'de 12 Eylül öncesi yaşanan olayların bir iç savaşa doğru derinleştirilmesinde Malatya-Elazığ, Sivas, Kahramanmaraş ve Çorum olayları, önemli dönemeçler oluşturdu. 17-18 Nisan 1978 Malatya, 19-26 Aralık Kahramanmaraş, 1980'in Mayıs-Temmuz aylarında Çorum vb. yerlerde çıkan olayları, “Sağ-Sol çatışması, Alevi-Sünni” çatışması olarak göstermeye çalıştılar.
Bu olayların çıkmasında, Alevi-Sünni çatışmalarının kışkırtılmasında dış odakların, uluslararası istihbarat servislerinin önemli bir rolü vardı. 12 Eylül öncesi Amerikan elçilik görevlileri, Malatya, Amasya, Sivas, Kahramanmaraş, Çorum vb. illeri gezerek Sağ-Sol, Alevi-Sünni çatışmaları üzerine çalışmalar yapıyorlardı. Amerikalı ajanların gittiği her yerde daha sonra çatışmalar meydana geldi, olaylar çıktı. İller, ilçeler karıştı…
CIA elemanları ve uzantıları Malatya, Sivas, Kahramanmaraş ve Çorum olaylarını tertip etmişlerdir. Alevi-Sünni vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı Malatya, Sivas, Maraş, Çorum gibi yerlerde çıkan olaylar, CIA elemanlarının hassas yerleri ziyareti ve karanlık temasları sonrasındadır.
NATO merkezli Gladyo, 12 Eylül sonrasında da, ülkemizde çalışmalarını aksatmadan devam ettirmiştir. 1993 sürecinde karanlık suikastlar, Sivas olayları (Madımak) ve Başbağlar katliamı, Gazi Mahallesi olaylarıyla laik-anti laik, Alevi-Sünni çatışması çıkarıp, toplumu cepheleştirmek ve kamplaştırmak istemişlerdir.
ABD/NATO ile ilişkili, Gladyo ile bağlantılı, devletin kılcal damalarına kadar girmiş ajanlar, kriptolar ve uzantıları, ihtilal şartlarını olgunlaştırmak için sansasyonel cinayetler, bombalı katliamlar ve kitlesel provokasyonlar meydana getirmişlerdir. Gün Sazak'ın şehit edilmesi, MHP Genel Merkezi baskını, Abdi İpekçi –ve eski Başbakanlardan Nihat Erim'e yapılan suikast, daha yüzlerce vb. olayları sıralayabiliriz.
NATO merkezli Gladyo ve yerli işbirlikçileri tarafından planlanan ve uygulanan bu olaylar, ihtilal şartlarını olgunlaştırmak isteyen iç ve dış mihraklar tarafından gerçekleştirilmiştir Yaşananlar sağ-sol, Alevi-Sünni çatışması değil, Amerikan emperyalizminin ülkemizdeki işbirlikçileri ile gerçekleştirdiği, planlı-programlı ve ülkeyi iç savaşa sürüklemek istediği senaryolardı. Ülkücü yayın organlarında bu olayların perde arkası geniş bir şekilde anlatılmıştır. Dönemin yayın organlarından, bu konuyla ilgili yazılar ve haberler de belge olarak konmuştur.
Özellikle Kahramanmaraş olaylarında MHP ve Ülkücü Hareket düşmanı POL-DER adlı çetenin, bölgeyi kaosa sürüklemek kan gölüne döndürmek için neler yaptığı, yine dönemin tanıklarının anlatımıyla ortaya konmuştur. ETKO adlı hayali örgütten dolayı Kahramanmaraş'ta işkencelerden geçirilen Ülkücüler ve Ülkücülere yönelik baskılar ve zulümler, ilk defa bu kitapta yer almaktadır. Maraş olaylarını kimler tarafından çıkarıldığı, Maocu, TİKP, Devrimci Savaş, Devrimci Halkın Birliği, Halkın Kurtuluşu vb. sol örgütlerin Kahramanmaraş olaylarındaki tertipleri, işlemiş oldukları cinayetler ve aldıkları dış destekler, Kahramanmaraş olaylarını ülkücüler değil, sol örgütler çıkarttı dediği için istifa etmek zorunda kalan İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı'nın açıklamaları da yine yer almaktadır. Bu kitlesel terör olaylarının kimler tarafından planlandığı, Ülkücü Hareketin ana kaynaklarına ve yakın siyasi tarihimizin belgelerine dayanılarak ortaya konmuştur.
Yine bu çalışmamızda, 12 Eylül 1980 öncesi Ülkücü Hareket içerisine sistem tarafından sızdırılmış bazı istihbaratçıların, ajan provokatörlerin kimlikleri bizzat Ülkücü Hareketin yayın organlarında açıkça belirtilmiştir. Biz de o dönem yayınlanan yayın organlarındaki yer alan belgeleri ortaya koyarak tarihe not düşülmüştür.
Ülkücü Hareketin içerisine sokulan ve hareketi gayri meşru zeminlere çekmek isteyen bazı istihbaratçılar (Ergin Örgügören ve istihbarata çalışan Hicabi Koçyiğit) ile yine istihbarat servisleri tarafından kullanılan ve başta Maocu karanlık çete olmak üzere, Ülkücü Hareket düşmanı kimi gruplarla ilişkisi olan Lokman Kondakçı, Ömer Tanlak, Adnan Özçiftçi, Ali Yurtaslan gibi iftiracı itirafçıların gerçek yüzleri de olaylarla ve belgelerle bir bütün halinde bu eserde kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.
MHP ve Ülkücü kuruluşlar müşterek savunmasında, MİT ajanı Ergin Örgügören, Hicabi Koçyiğit, Lokman Kondakçı, Ömer Tanlak, Ali Yurtaslan ve POL-DER şefleri Zeki Kaman, Dürüst Oktay vb. Ülkü düşmanı polislerin, Maocu Aydınlık başta olmak üzere, sol örgütlerle ilişkileri isim isim belgelerle anlatılmaktadır.
Ali Yurtaslan ve Ömer Tanlak gibi iftiracıların, Aydınlıkçılar tarafından nasıl yurtdışına kaçırıldığı, bunların emniyetten, askeriyeye uzanan karanlık ilişkileri ve kendilerine hamilik yapan, 80 öncesi İçişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş Hasan Fehmi Güneş'in MHP ve Ülkücülere yönelik tertipleri, belgelerle dönemin tanıkları tarafından anlatılmaktadır. Sadi Somuncuoğlu, Muhsin Yazıcıoğlu, Hasan Çağlayan'ın iftiracı provokatörlerle ilgili açıklamaları ilk defa bu kitapta yer almaktadır.
Ülkücü Hareket tarafından ajan-provokatörlükle suçlanan Akkan Suver, Necdet Sevinç ve Şefik Kantar hakkında, ülkücü yayın organlarında yayınlanan yazılar ve söylenenler bu bölümde yer almıştır.
Yine 12 Eylül öncesi Doğu Perinçek liderliğindeki Aydınlık hareketinin MHP ve Ülkücülere yönelik ithamları, saldırıları, isim isim adresler verilerek hedef gösterdiği yayınları anlatılmaktadır.
55 yıldır Türkiye'deki Maoist hareketin merkezi olan, 55 yıldır Çin kuyrukçuluğu yapan, Pekin'in Türkiye şubesi gibi çalışan Aydınlık hareketinin içyüzü, günlük olarak yayınlanan Aydınlık gazetesinin kimler tarafından finanse edildiği, nerede basıldığı, 12 Eylül İhtilalinin mimarı dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'le komuta kademesi ile (mezhepçi Orgeneral Haydar Saltık ve benzerleri ile) Ankara 4. Kolordu sıkıyönetim komutanı ülkücü düşmanı Nihat Özer ve Savcı Nurettin Soyer ile ilişkileri yine olaylarla, belgelerle ortaya dökülmüştür. Aydınlık gazetesinin nasıl çıktığı, izlemiş olduğu iç savaş tahrikçisi çizgisi
Bu ciltte en geniş bir şekilde olaylarla ve belgelerle anlatılmaktadır.

TİKP tarafından yapılan MHP Ve Ülkü Ocakları kapatılsın kampanyaları , Aydınlık gazetesi tarafından hedef gösterilen Ülkücüler, Maoist hareketin siyasi geçmişi, istihbarat- Aydınlık ilişkileri, Aydınlıkçıların ABD ve NATO övgüleri, 12 Eylül cuntasının şefi Kenan Evren ve komuta konseyi ile ilişkileri, 12 Eylül darbesine verdikleri destekler ve pişmanlıkları TİKP'in darbe ile ilgili görüşleri, 12 Eylül'cülerle olan fikri ortaklıkları , mahkemelerde “Fikrimiz İktidarda Kendimiz Zindanda” açıklamaları bu ciltte bütün yönleriyle ortaya konmuştur.

Altıncı Cilt
Ülkücü Hareket'te Eğitim ve Teşkilat, Ülkücü Gençliğin Eğitimi, Ülkücü Gençlere Verilen Seminerler, Seminer Konuları, Tebliğler, Üniversite Kültür Derneğinin Kuruluşu, Kurucuları, Misyonu, Kapatılışı, ÜKD kadrolarının gözüyle ÜKD, KÜBİTEM (Kültür Bilim Teknik Merkezi), KÜBİTEM'in Kuruluşu, Kurucuları, Faaliyetleri, Milliyetçi Hareketin Tarihinde KÜBİTEM'in misyonu, 12 Mart muhtırası sonrası KÜBİTEM'e yapılan baskı, Ülkü Ocakları Derneğine bağlı olan “TÖMFED(Töre, Müzik, Folklor ve Eğitim Derneği) TÖMFED'in kuruluşu, kurucuları, TÖMFED'in sosyal, kültürel faaliyetleri, TÖMFED'in çıkarttığı “Kanımız aksa da Zafer İslam'ın ve Ülkü yolu kasetleri” ,TÖMFED ve müzik” Türk tasavvuf müziği konserleri, ülkücü sinema, milli ülkücü sinemanın temellerinin atılışı, resim sergileri, folklor ekipleri, tiyatro, (Kürşad İhtilali), TÖMFED'in sanatçıları(TSM solistleri, Halk âşıkları, mevlithanlar ve ekipler) TÖMFED Genel Başkanları(Haşim Aktan, Muzaffer Şenduran) ile yapılan röportajlar, TÖMFED ile ilgili yazılan yazılar, TÖMFED ve Ozan Arif, Ozan Arif'in ardından yazılanlar.
Medrese-i Yusufiyeliler, Medrese-i Yusufiye'de Sosyal ve Kültürel Faaliyetler, Taş Medreselerin Başkanları ile yapılan röportajlar, Cezaevlerinden Yayın Organlarımıza gönderilen mektuplar, yazılar, açıklamalar, Ülkücü Yayın Organlarında Cezaevleri ile ilgili çıkan yazılar ve haberler, 1970'ten 1991 yılına kadar Türkiye'nin dört bir yanındaki cezaevlerinde yatan ülkücülerin resimleri (Toplu Fotoğraflar), Ülkücü Şehitlerimiz, Şehitlerimizin isim listesi,12 Eylül 1980 öncesi Ülkücü Yan Kuruluşların başkanları.

Yedinci Cilt
1966-1980 yılları arasında çıkartılan Millî Hareket, Millî Ülkü, Devlet, Üçüncü Yol, Türkiye Ülkücü Gençlik Dergisi, Türk Yolu, Bozkurt, Genç Arkadaş, Büyük Türkiye'ye Hasret, Büyük Ülkü, Ülkü Ocağı, Nizam-ı Alem, Birliğe Çağrı, Liseli Genç, Ülkücü Kadro, Büyük Çağrı, Pussat, Kom, Ülkü-1, Ülküm, Yiğit Köylüm, Kutsal Alınteri, Ananın Sesi, Töre, Ülkü Pınarı, Divan, Yeni Divan, Bizim Gergef, Çaylak, Ülke-Tek, Millî Eğitim ve Kültür, Türkiye ve Dünya, Hergün, Millet, Ortadoğu gibi bütün dergilerimiz ve gazetelerimiz eksiksiz olarak tanıtılmakta ve anlatılmaktadır. Dergileri çıkartan kadrodan yazarlarına kadar birçok husus, geniş bir şekilde yer almaktadır. Yine Genç Arkadaş, Hasret, Büyük Ülkü, Ülkü Ocağı, Nizam-ı Alem ve Birliğe Çağrı dergimizdeki başyazılar, tarihe not düşmek amacıyla yer almaktadır. Yine hareketimizin günlük olarak yayınlanan Hergün Gazetesindeki tarihi öneme sahip Taha Akyol ve Necmettin Hacıeminoğlu tarafından yazılan Demokrasi, Barış, Ülkü yazıları yer almıştır.

WhatsApp Image 2025-08-19 at 18.44.16

Sekizinci Cilt
Türk milliyetçiliği, Temel Kavramlara Bakış, Ülkücülük, bu cildin konusudur.
“Temel Kavramlar” bölümünde ise, Ülkücülerin, Milliyetçilik, İdeoloji, devlet, düzen, demokrasi, sistem, laiklik vb. çeşitli kavramlara nasıl baktıkları, bu konuyla ilgili görüşleri yayınlanan makale ve inceleme yazıları bu bölüme alınmıştır. Ülkücü Hareket'in fikri ve siyasi yapısı, ülkücü dünya görüşü, ülkücü hareketin meselelere bakışı toplu olarak bir bütün hâlinde ilk defa bu ciltte yer almaktadır. Ülkü, Ülkücü, Ülkücülük ve Ülkücü Hareketle ilgili Ülkücü dünya görüşünü ortaya koyan teorik temellerle ilgili çeşitli makalelerde yine yer almıştır.

Dokuzuncu Cilt
“Portreler” adıyla yayınladığımız 9 ciltte ise, Ülkücü Hareketin fikri ve siyasi çizgisinin teorik temellerinin oluşmasında büyük emeği geçen sembol isimler değerlendirmeye alınmış, Dündar Taşer, Galip Erdem, Seyid Ahmed Arvasi ve Gün Sazak gibi siyaset, fikir ve dava adamlarının hayatları, mücadeleleri, eserleri ve onların ardından yayınlanmış eserler en ince detaylarına kadar tasnif edilerek, bu ciltte toplanmıştır.
Ülkücü Hareket adlı eserde faydalanılan eser ve yayınlar, bir bütün halinde okuyucuya daha kolay olması açısından 9. cildin son bölümünde verilmiştir.

12 EYLÜL SONRASI DA KİTAPLAŞACAK

Hakkı Öznur, Ülkücü Hareket ile alakalı çalışmalarının 9 cilt ile sınırlı kalmadığını, 12 Eylül sonrası döneme ilişkin çalışmalarının da sürdüğünü belirtiyor. Öznur şunları kaydediyor:

"Ülkücü Hareket isimli 9 ciltlik eserimiz, milliyetçi-ülkücü hareketin 1965-80 dönemini kapsamaktadır. 12 Eylül sonrası ülkücü hareketle ilgili çalışmalarım ise bütün hızıyla sürmektedir. Ana kaynaklarını derlediğim, ana hatlarını oluşturduğum ve kurgusunu büyük ölçüde tamamladığım bu eseri de Allah nasip ederse, 5 cilt halinde pek yakın bir gelecekte yayınlamayı düşünüyorum.
Bu eser, milliyetçi-ülkücü hareket üzerine yapılacak ilmi ve akademik çalışmalara hayat verecek, onlara esin kaynağı olacak tüm kaynakların aynı havuzda toplandığı bir külliyattır.
Şimdiye kadar Milliyetçi-Ülkücü hareket hakkında pek az çalışma yapılmıştır. Bunlardan, Marksist ve sol görüşe sahip kişilerce yapılan çalışmalar, genelde önyargılı, sübjektif bir anlayışla ortaya konmuştur. Milliyetçi-Ülkücü camiada Ülkücü Hareketin tarihi ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır. Bazı dar kapsamlı, çeşitli inceleme çalışmalarıyla sınırlı kalmıştır.
Elinizdeki eser ise, bu sahada Ülkücü Hareket üzerine yapılmış en geniş kapsamlı, belgeli tek çalışmadır. Bu büyük çalışma, Türk siyasi tarihine damgasını vuran, milliyetçi-ülkücü hareketle ilgili gizli kalmış pek çok yönü gün ışığına çıkarmakta, ortaya atılmış isnat ve iddiaları çürütmekte ve geleceğe yönelik değerlendirmeler için devasa bir doküman hazinesinin kapısını aralamaktadır.
Buhranlı ve zor dönemlerde Türk milletine istikamet veren, yol gösteren iki büyük lideri, rahmetli Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'i, şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nu, tüm Ülkücü şehitlerimizi ve Hakk'a yürüyen aziz dava ve yol arkadaşlarımızı rahmetle, minnetle, saygıyla, sevgiyle anıyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Onları asla unutmadık ve unutmayacağız. Bu aziz millet, kendisine hizmet edenleri, şehitlerini, kahramanlarını asla unutmaz."

 

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Mevsim normalleri değişti, ayılar hâlâ uyanık

Haber Ara